24 Mart 2018

DEPREM RİSKİNDE DEĞİŞİM

Türkiye'de 46 ilde deprem riski azaldı, 6 ilde arttı...
22 yıl sonra değişen "Türkiye Deprem Tehlike Haritası" ile "en tehlikeli alanlar" yüzde 42’den yüzde 17’ye düştü. Haritaya göre 46 ilde tehlike azaldı, 6 ilde arttı. AFAD yetkilileri, deprem riski artan ve azalan o illeri açıkladı.

Gazete Habertürk'ten Esra Nehir'in aktardığına göre; yeni haritada 46 ilde deprem tehlikesi azalırken, 6 ilde yükseldi. Eski haritada Türkiye topraklarının yüzde 42’si “en tehlikeli” kategoride tanımlanıyordu. Yeni haritada bu oran yüzde 17’ye düştü. 1996 yılında hazırlanan haritada binaların yüzde 44’ü “tehlikeli alanlar”da yer alırken, bu oran yüzde 26 olarak güncellendi. AFAD Yönetimi Başkanı Mehmet Güllüoğlu, “Yerin altı değişmedi ama fay hatlarını daha yakından tanımaya başladık” dedi."İstanbul'un güneyine dikkat"



Eski haritanın herhangi bir kente ilişkin genel tahmini ortaya koyduğunu belirterek, artık semt semt, hatta noktasal olarak tespit yapılabildiğini vurgulayan Güllüoğlu, “Örneğin, Manisa’nın tamamı eskiden en tehlikeli olarak kabul edilen 1. bölgede yer alırken yeni haritada artık renk geçişleri var. 
Deprem haritasının değişmesi sadece haritanın değişmesi anlamına gelmiyor, aynı zamanda inşaatlarda kullanılan binlerce parametrenin de değişmesi demek. Her bir parametrenin bir karşılığı var, bir maliyeti var. İstanbul’da fay hattı Marmara Denizi’nden geçiyor. Özellikle güneyindeki bölge tehlikeli. İstanbul’un güneyindeki binaların daha dayanıklı yapılması gerekiyor” diye konuştu.
Güllüoğlu, zemininde kayma ve sıvılaşma tespiti yapılan Topkapı Sarayı’yla ilgili olarak ise “O yarıklar deprem kaynaklı değil ama bugüne kadar ayakta kaldı diye bundan sonra da ayakta kalır diye kimse garanti veremez” ifadesini kullandı. 
Sitenin ilk 12 saatte 5 milyon tık aldığını, 800 bin kişinin sorgulama yaptığını kaydeden Güllüoğlu, birkaç hafta içinde siteye girişlerin e-Devlet’te olduğu gibi üyelik yoluyla yapılacağını dile getirdi. Gülloğlu, “Farkındalığı artırmak istiyoruz. ‘Oturduğunuz evin deprem sigortası var mı, güvenli bir bina mı, belediyenin imar planına uygun mu, siz bireysel olarak hazır mısınız?’ Vatandaşa bu soruları sordurtmak istiyoruz” dedi. 
Güllüoğlu, haritadaki değişikliklerin, deprem riski yükselen illerdeki inşaat maliyetlerinde artışa neden olacağına dikkat çekerek, “Depremden kaynaklı inşaat maliyetlerini artıracak. Betonarme taşıyıcı sistem denilen yapının maliyetinde yüzde 2’den yüzde 5’e kadar artış bekliyoruz” diye konuştu.

"Fay hattı değil teknoloji değişti"
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ise yeni haritada deprem riskindeki düşüşleri teknolojinin gelişmesine bağlayarak, “Fay hattında değişiklik yok, teknoloji değişti. Yer altındaki sismik riski daha iyi şekilde ayırabilecek durumdayız. Yeni harita hazırlanırken zemin yapısını da göz önünde bulundurduk. Deprem sorgulama sistemi vatandaşı bilinçlendirerek kentsel dönüşüm konusunda duyarlılık kazandıracaktır. Yeni harita inşaat maliyetlerini değiştirebilir. Deprem bölgesi çıkarsa o bölgenin rayiç bedelleri düşebilir tabi. Genel olarak konut fiyatlarını olumlu etkiler” ifadesini kullandı.

"Silivri'de tehlike arttı"
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan: Harita eksik ve yetersiz. Deprem tehlike haritası değil deprem davranış haritası çıkarılmalı. Emekli Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik: Benzerleri arasında en iyisi. En son teknoloji ve bilgilerle hazırlanmış çok kıymetli bir haritadır. Avrupa ile de beraber çalıştık, onların da haritalarını alıp, onun üzerine ilaveler yaptık ama onun da üzerinde. Yeni harita ile belirsizliklerin azaldı. İstanbul için 1999 depreminden sonra ana Marmara fayının konumu daha iyi belirlendi, tehlike değerlendirmeleri de ona göre yapıldı.Haritanın 4-5 yılda bir revize edilmesi gerekebilir. İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz: MTA diri fay hatlarını 2011 yılında güncelledi. Deprem tehlike haritasının güncellenme gereği çıkmıştı. 22 yıl sonra güncellendi, geç kalındı ama mevcut bilgilere göre doğru ve iyi bir harita. Eskiden fayın Marmara denizinin içinden dümdüz gittiği düşünülüyordu, bu değişti. Fayın yeri net olarak belirlendi. Buna paralel olarak da Avrupa yakasında özellikle Silivri civarında tehlike arttı.Anadolu yakasında ise tehlike azaldı.

Kaynak: Türkiye'de 46 ilde deprem riski azaldı, 6 ilde arttı 
https://www.sigortadetay.com/turkiyede-46-ilde-deprem-riski-azaldi-6-ilde-artti-783h.htm

21 Mart 2018

Sürücüsüz araçlarda ölümlü ilk kazayı Uber yaptı

Mobil uygulama aracılığıyla taksicilik hizmeti veren Uber'in sürücüsüz araçlarından biri, ABD'de karşıdan karşıya geçen bir bisikletlinin ölümüne neden oldu. Uber, ölümlü kaza sonrası sürücüsüz araç testlerini askıya aldı. Bu kaza aynı zamanda sürücüsüz araçların yaptığı ilk ölümlü kaza oldu.



ABD’nin Arizona eyaletinin Tempe kentinde sürücüsüz araç testlerine devam eden Uber, bisikletiyle karşıdan karşıya bir kadına çarparak ölümüne neden oldu. Söz konusu kadının karşıdan karşıya geçerken yaya şeridinin dışında olduğu bilgisine yer verilen açıklamada, olayın geçtiği eyalette yayaların karşıdan karşıya geçerken araçların yol vermesi gerektiğine dair bir kuralın olduğu da belirtildi. Buna karşın polis şefi, sürücüsüz olsun ya da olmasın bu kazadan kaçmanın zor olduğunu, hayatını kaybeden kadının karanlık bir bölgeden yola atladığını söyleyerek sorunun başka bir boyutuna işaret etti. Öte yandan Uber, sürücüsüz araç testlerini durdurma kararı aldı.
Sigorta, teknoloji ve taşımacılık sektörlerini ilgilendiren bu kazanın ardından Uber deneme sürüşlerini durdururken sorumluluğun kimde olduğuna dair tartışma tekrar gündeme geldi. Insurance Journal’da yer alan habere göre, Uber’in içinde bulunan güvenlik pilotu, sürücüsüz araç teknolojisi tedarikçisine ve Uber şirketine dava açılacak. Dava sonucu, sorumluluğun kimde olduğuna dair emsal karar olacak. Ayrıca hukuk uzmanlarına göre, bu dava sürücüsüz araç üreten şirketlerin kendilerini korumak için nasıl sigortalanmaları gerektiği konusunda yol gösterici olacak.
Olayın sürücüsüz araçların sebep olduğu ilk ölümlü kaza olması tazminat konusunu gündeme getirdi. Sürücüsüz araçlar bundan önce de kaza yapmış, ancak tazminat konusu genellikle şirket ile yaralı arasında anlaşmaya varılarak, gizli bir şekilde sonuçlandırılmıştı. İlk kez kamu önünde devam edecek olan tazminat davasıyla ilgili Uber tarafından yapılan açıklamada olayın tam olarak aydınlığa kovuşturulması için polisle işbirliği içinde hareket edildiğinin altı çizildi.
http://www.sigortacigazetesi.com.tr/surucusuz-araclarda-ilk-olumlu-kazayi-uber-yapti/

19 Mart 2018

SİGORTA PUANI

TSB Başkanı Çağlar’dan sigorta puanı açıklaması...
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Can Akın Çağlar, sigortalılar için puanlama sistemi üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Yürüttükleri projeler noktasında özellikle istatistikle çalışan bir endüstri olduklarını ifade eden Çağlar, "Yine tıpkı kredi notu gibi sigortalı için bir sigorta puanlama projesinin de tasarım aşamasındayız” dedi.
İstatistikle çalışan bir sektör olduklarını ve veri kalitesinin artırılmasına yönelik bir projeye de başladıklarını söyleyen TSB Başkanı Can Akın Çağlar, “Yine tıpkı kredi notu gibi sigortalı için bir sigorta puanlama projesinin de tasarım aşamasındayız. Tabii güncel konulara yönelik yapılan bu çalışmaların yanı sıra sigortacılığın gelişmesi ve ekonomideki öneminin ve derinliğinin artırılmasına yönelik çalışmalarımıza da devam ediyoruz” dedi.


 
TSB Başkanı Can Akın Çağlar, Milliyet gazetesinden Kadife Şahin‘in sorularını yanıtladı:
 
– Gündeminizde neler var?
Birlik olarak en önemli önceliğimiz sektörümüzün ekonomimizdeki hak ettiği yerini alması, gerçek potansiyelini göstermesi. Düzenleyici otoriteden 2018’de trafik tarifesine en az enflasyon kadar zam yapılmasını, havuz dışı araç grupları ve basamaklarda serbest tarifeye geçilmesini, genel şartlarda maliyet artırıcı düzenlemelerin yapılmamasını, eşdeğer parçanın desteklenmesini ve değer kaybı sorununun çözülmesini talep ettik.
 
Bireysel emeklik tarafında ise işveren katkısının cüzi ve tedrici olarak sağlanmaya başlanmasını, 1.000 TL başlangıç devlet katkısının nemalandırılmasını, portföy yönetiminde yüzde 40 kuralının kaldırılmasını ve 18 yaş altındaki küçüklerin de sisteme katılmasını talep ettik.
 
– Trafik sigortasında durum ne?
Zorunlu trafik sigortası son 11 yıldır zarar ederek şirketlerin mali bünyelerini tehdit eder bir konuma geldi. Tavan prim uygulaması ile belirlenen primler ile mevcut sektör ortalama primleri karşılaştırıldığında tüm araç grupları ve tüm basamaklarda ortalama primde yüzde 25 azalma gerçekleşmiş. Bunun sektöre dönemsel etkisi yaklaşık 2.3 milyar TL zarar.
 
Bunun sürdürülebilir olmadığı çok net belli olduğu için bu sıkıntıları Hazine Müsteşarlığımıza ilettik. Başbakan Yardımcımıza da bu sıkıntıları arz ettik. Trafik branşında karlılık hedeflemiyoruz. Şirketlerimizin özkaynaklarını eritmeyecek ve en azından trafik kazaları ve yargı tarafında attığımız yapısal adımların etkisini görene kadar şirketlerimizin bilançolarını koruyacak iyileştirmeler bekledik. Bir rahatlama sağlandı ve yeni açılımlar da gelecek.
 
Aylık prim artışı yüzde 1.5’a geldi, tavan tarifeye yüzde 5’lik bir zam yapıldı. Bir yüzde 5’lik zam daha konuşuluyor. SGK’ya prim devrinde indirim olacak. Geçiş döneminde daha az özkaynak erozyonu yaratacak bir noktaya geldik.
 
– Bu yılki beklentiniz nedir?
2017’nin en önemli gelişmeleri arasında Otomatik Katılım vardı. 2017’de yürürlüğe giren kanunla 45 yaşını doldurmamış çalışanlar otomatik olarak Bireysel Emeklilik Sistemi’ne dahil edilmeye başlandı. Toplamda 9 milyon çalışanın dahil olduğu sistemde 21 Şubat 2018 tarihi itibarıyla 4 milyon katılımcıyla 2.2 milyar TL fon büyüklüğüne ulaşıldı.
 
Ekonomik faaliyetlerin devamlılığı açısından için son derece kritik alacak sigortasının yaygınlaştırılması, kefalet sigortasının bankacılıkta karşılığı olan teminat mektupları ile aynı işlevde kullanılabilmesi sektörümüze ivme kazandırır. Faizsiz finans sistemi ve katılım sigortacılığının geliştirilmesine yönelik çalışmalarımız da 2018’de üzerinde duracağımız diğer bir alan.
 
Dini hassasiyetleri nedeniyle sigortadan uzak duran vatandaşlarımızı İslami finansa uygun ürünlerle teminat altına alınmasını sağlamak amacıyla katılım sigortacılığına ilişkin çalışmaları çok önemsiyoruz.
 
– Ekonomik büyümedeki payınız nedir?
Türkiye ekonomisi dünyadaki en büyük 17’nci ekonomiyken, sigortacılık sektörünün sıralamadaki yeri 38’dir.Sigorta sektörü ülke ekonomisinin genel durumuna uygun bir noktada değil. Hedefimiz hâlihazırda finans sektöründe yaklaşık % 5 olan sigortacılığın ve bireysel emekliliğin payının daha da yukarılara taşınması.
 
http://www.sigortacigazetesi.com.tr/tsb-baskani-caglardan-sigorta-puani-aciklamasi/
19 Mart 2018

18 Mart 2018

ORTAK YAŞAM ALANLARI SİGORTASI

Anadolu Sigorta, site ve apartman gibi toplu yaşam alanlarında gerçekleşecek riskler ile buralardaki yöneticilerin sorumluluklarını da içeren geniş kapsamlı “Site/Apartman Yönetimi Ortak Alan Paket Sigortası”nı sigortalıların hizmetine sundu.

Anadolu Sigorta, sitelerin ve apartmanların ortak kullanım alanları için hazırladığı Site/Apartman Yönetimi Ortak Alan Paket Sigortası’nın kapsamını daha da genişleterek müşterileriyle buluşturuyor. Bu poliçe ile ortak yaşam alanları ve bu alanlarda bulunan demirbaşlar, elektronik cihazlar, makine-tesisatlar, nakit para ve kıymetli evrak ile cam, reklam panosu, totem gibi kıymetler; yangından depreme, sel-su baskınından doluya, elektronik cihaz arızalarından makine kırılması hasarlarına, cam kırılmasından, hırsızlığa kadar pek çok riske karşı tek bir poliçe ile teminat altına alınıyor.

Yangın’dan fırtınaya tüm risklere güvence veriyoruz
Ayrıca, kapsamı bu ürüne özel olarak belirlenen yönetici sorumluluk, site yönetiminde çalışanların sorumluluğu, yangın mali sorumluluk, taşınan para hırsızlığı ve çalışanlar tarafından yapılacak emniyeti suiistimal gibi teminatlar da poliçede yer alıyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Levent Sönmez: “Şehirleşme ve modernleşmeyle birlikte kalabalık nüfusları barındıran sitelerin de sayısı hızla artıyor. Bu siteler ve apartmanlar her gün yangından fırtına ve doluya, hırsızlıktan sel-su baskınına kadar sayısız riskle karşı karşıya kalıyor. Toplu yaşam alanları için geliştirdiğimiz Site/Apartman Yönetimi Ortak Alan Paket Sigortası” ile tüm bu risklere karşı güvence verirken, apartman ve site yöneticilerinin sorumlulukları, üçüncü şahıslara olan sorumluluklar, taşınan para, işveren sorumluluk, emniyeti suiistimal, elektronik cihaz, makine kırılması, cam kırılması gibi pek çok riski de tek bir poliçe ile teminat altına alıyoruz” dedi.
http://www.sigortamedya.com.tr/ortak-yasam-alanlari-anadolu-sigorta-guvencesinde/

YILDIZI PARLAYAN MESLEK - SİGORTA HAKEMLİĞİ

Sigortalı ile sigorta şirketi arasındaki uyuşmazlıkları çözen sigorta hakemliği, son yılların gözde mesleği. Bağımsız çalışıyorlar ve baktıkları uyuşmazlık dosyaları üzerinden ücretlerini alıyorlar. Sigorta hakemi olmak ise hiç de kolay değil.

İşte, sigorta şirketi ile tüketici arasındaki uyuşmazlığı inceleyip, çözüme kavuşturan kişilere sigorta hakemi deniyor ve sigorta hakemlerini Sigorta Tahkim Komisyonu görevlendiriyor. Sigorta hakemleri, uyuşmazlıkları inceliyor, taraflarla görüşüyor ve en geç 4 ay içinde dosyayı ya sigortalı ya da sigorta şirketi lehine sonuçlandırıyor. Hakemlerin verdiği kararların hukuki bağlayıcılığı bulunuyor ve belirli bir limite kadar olan anlaşmazlıklarda sigorta hakeminin verdiği karar yargıya taşınamıyor. Sigortalı da sigorta şirketi de hakemin kararına itiraz edip, mahkemeye başvuramıyor. Sigorta hakemlerinde aranan şartlardan tutun da kimlerin hakem olup olamayacağı Hazine Müsteşarlığı’nın alanına giriyor.

ŞARTLARI AĞIR

Gelelim sigorta hakemi olmanın şartlarına. Birinci şart, sigorta hukukunda en az 5 yıl, sigortacılıkta ise en az 10 yıl deneyim sahibi olmak. Başvuracakların deneyim süreleri içinde yaptıkları işin niteliği ve niceliği de önemli. Akademisyenlerin sigorta hakemliği için yeterli sayılıp sayılmaması ise sigortacılıkla ilgili çalışmaları ve yayınları göz önüne alınarak değerlendiriliyor. Bu kapsamda; sigorta acentesinden ve şirketlerin muhasebe, tahsilat, Ar-Ge, istatistik bölümlerinde çalışanlar, yönetim kurulu üyeliği yapanlar, savcı ceza hakimi gibi sigorta hukuku ile bağlantılı olmayan diğer hukuk alanlarında uzmanlaşmış kişiler, sigorta şirketlerine danışmanlık hizmeti verenler ve sigortacılığa kesintisiz 5 yıl ve üzeri ara veren kişiler sigorta hakemliğine başvuramıyor.



Gerekli şartları yerine getirenler Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruyor. İncemelerden sonra Sigortacılık Eğitim Merkezi (SEGEM) tarafından sınava tabi tutuluyor. Şu bilgiyi de vereyim, sigorta hakemleri, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun çatısı altında maaşlı çalışan elemanlar değiller; bağımsız kişiler ve Tahkim Komisyonu’nun verdiği dosyalara bakıyorlar. Ne zaman sigorta hakemi belgesi verileceği, sınavların ne zaman olacağı konularını ise Hazine, Sigorta Tahkim Komisyonu belirleyip, duyuruyor. 

171 HAKEM VAR

Bugün Sigorta Tahkim Komisyonu’na bağlı 171 hakem çalışıyor. 2017’nin başında bu sayı 168’di. Sadece 2017’de sigorta hakemleri 83 bine yakın dosyaya bakmış. Sigorta hakemlerinin geliri dosya sayısı üzerinden aldıkları ücretten oluşuyor. Dosya başına 250 TL ücret alıyorlar. Tahkim Komisyonu’na gelen başvurular her geçen yıl artıyor ve sigorta hakemi sayısı da yetersiz kalıyor. Önümüzdeki aylarda yeni hakem alımları başlayacak.
Sigorta hakemliği son yıllarda yıldızı parlayan bir meslek. Önce, sigorta hakemliği nedir kısaca değineyim. Sigortalı ile sigorta şirketi arasındaki uyuşmazlıkların, mahkemelere gitmeden kısa sürede ve daha az masrafla çözülmesi amacıyla 2010’da Sigorta Tahkim Komisyonu kuruldu. Bu çerçevede sigortadan hasarını alamayan ya da eksik aldığına inanan tüketiciler, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuruyor.

http://www.hurriyet.com.tr/ik-yeni-ekonomi/yildizi-parlayan-meslek-sigorta-hakemligi-40767101

13 Mart 2018

KARAR VERELİM...

Trafikte bazı kazalar düz yolda yavaşça seyrederken gerçekleşiyor. Trafik sıkıştığı için öndeki aracın hızını düşürdüğünü zamanında fark edemeyen arkadaki sürücü ona çarpıyor. Normal şartlarda bu kadar basit bir kaza olmaması gerekir. Ama arkadaki sürücünün trafiğin yavaşladığını fark etmesini önleyen bir etken var ortada: Cep telefonu !

Maalesef araç kullanırken aynı zamanda telefon kullanma alışkanlığı son dönemde çok arttı.

Evet farkındayım, onu çok seviyoruz ve onsuz yapamıyoruz. Ama trafikte onsuz yapmak zorundayız. Yoksa ağır sonuçları olan kazalara sebebiyet verebiliyoruz.

Herkes rastlıyordur. Birçok sürücü, özellikle trafik sıkışık olduğunda telefonunu elinden düşürmüyor. Sanki aracın vitesi gibi (ki birçok aracın vitesi artık otomatik) ya da direksiyonu gibi bir zorunluluk telefonun elde olması. Ancak gözümüzü yoldan 1 saniye ayırıp telefona baksak ve önümüzdeki araç o anda biraz yavaşlasa çarpmaktan kurtulamıyoruz. Kaza hafif bile olsa binlerce liralık hasara, sigorta priminin artmasına, moral bozukluğuna ve yarattığımız trafik sıkışıklığı sonucunda onlarca sürücünün zaman kaybetmesine neden oluyoruz.



Genç sürücüler
Özellikle genç sürücüler, telefonu araç kullanırken ellerinden düşürmüyor. Bunu biz kendimiz de gözlemleyebiliriz ama araştırmalar da bu sonucu gösteriyor.

Axa Sigorta ile Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezinin hazırladığı raporda çok dikkat çekici bir sonuç vardı: Arkadaşları geç cevap vermelerinden hoşlanmadığı için 18-24 yaş aralığındaki sürücülerin üçte biri telefon mesajlarına araç kullanırken cevap veriyormuş. Bu oran bir üst yaş grubu olan 25-35 arasında da düşük değil: %23. Burada tüm yaş gruplarındaki oran %18.

Kaza ihtimali 4 kat
Gündemde neler olup bittiğini merak ettiği için araç kullanırken sosyal medyada gezinenlerin oranı %12, epostalarına cevap verenlerin oranı ise %22. Ancak değil telefondan bir şeyler yazmak ya da ekrana bakmak; sadece telefonla konuşmak bile kaza yapma ihtimalini dört kat artırıyor.

Ülkemizde yılda 1.2 milyon kaza oluyor. Bu kazalarda en az 7500 kişi hayatını kaybediyor. Yukarıdaki araştırmayı yaptıran Axa Sigorta’nın Fransız CEO’su Guillaume Lejeune’e Fransa’da kazalarda yılda kaç kişinin öldüğünü sorduğumda 3400 cevabını aldım. Fransa’da bize kıyasla neredeyse iki kat araç var ama kaza sonucu ölenlerin oranı bizim yarımız kadar. Bizim de canımızın Fransızlar kadar kıymetli olduğunda sanırım hepimiz hemfikiriz. “Kazara” ölümleri azaltmak için trafikte mümkün olduğunca dikkatli ve özenli araç kullanmamız gerekiyor.

13 Mart 2018

http://www.sigortacigazetesi.com.tr/karar-verelim-telefon-mu-kullanacagiz-araba-mi/

09 Mart 2018

HALI YIKAMA, KOMBİ, KLİMA BAKIMI SİGORTACINIZDAN

Can KANTAR / POSTA 

Zorunlu Deprem Sigortası’nı (DASK) yaptırınca her şey bitiyor mu? 
Tabii ki bitmiyor. Kaldı ki DASK’ı da yaptıranlarların sayısı hala istenilen seviyede değil. DASK teminatları belli olan zorunlu bir sigorta. Yaşanacak bir deprem sonrası konutunu tekrar yaptırabilmek için hesaplanan inşaat maliyetini tazminat olarak alabiliyorsun sadece. Hep söylüyorum, boğaz kıyısındaki 100 metrekare bir yalı dairesi ile Ümraniye’deki 100 metrekare bir dairenin DASK’tan alacağı tazminat aynı.

Bu nedenle halkın tabiri ile ‘DASK yaptırmak ile iş bitmiyor.’ Evini su bastı, hırsız girdi veya yangın çıktı. Bu zararları Zorunlu Deprem Sigortası karşılamıyor. Bunun için isteğe bağlı bir Konut Poliçesi yaptırmanız gerekiyor. TÜSAF Başkanı Murat Büyükçelebi de çok önemli bir konuya değinmiş. Dolu yağdığında araçlardaki hasarı nasıl Zorunlu Trafik Sigortası karşılamadıysa ve sadece kaskosu olanlar araçlarının tamiratını sigortadan yaptırdıysa aynı şey konut sigortası için de geçerli. Özellikle iklim değişiklikleriyle birlikte normal riskler yani “yangın, hırsızlık ve dahili su hasarları”nın yanı sıra artık çatı uçuyor, 8’inci kattaki bir dairenin camı kırılabiliyor. Yani beklenmedik olayların sayısı hızla artıyor. Olmaz denilen şeyler olabiliyor. Bu nedenle DASK ile yetinmeyip Konut Sigortası’nı da yaptırmalısınız.
Poliçe bedavaya geliyor!
Bir evin yıllık sigorta priminin 250 TL olduğunu söylediğimde hep ‘aylık mı?” diye sorulduğuna tanık oldum. Kıyaslama hep otomobille yapılıyor. ‘100 bin TL’lik otomobilin sigortası 2 bin TL ise 300 bin TL’lik evin sigorta primi 6 bin TL olur’ gibi bir algı var. Yıllık 250 TL’yi duyan hemen bir sigorta acentesi aramaya başlıyor. Size bir de konut sigortası yaptırdığınızda halı yıkama, kombi bakımı ve klima bakımını ücretsiz yaptırabileceğiniz sigorta poliçesi bile var desem… Yani sigorta poliçesi neredeyse bedavaya geliyor demek yanlış olmaz.
http://www.sigortamedya.com.tr/hali-yikama-kombi-klima-bakimi-sigortacinizdan/

ANADOLU SİGORTA & YEŞİL KART POLİÇESİ

Trafik sigortası ile Türkiye sınırları içerisinde aracınızla kazaya neden olmanız durumunda 3.şahıslara verilen maddi ve bedeni zararlar tem...