trafik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
trafik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Temmuz 2018

TRAFİK KAZASINA KARIŞAN HAYVANIN TEDAVİ MASRAFLARI SİGRTA ŞİRKETİ TARAFINDAN KARŞILANIR MI ?

Av. Ilgın İstenç Yalçınkaya tarafından hazırlanan ve www.gaiadergi.com internet sitesinde yayımlanan trafik kazasına karışan hayvanların tedavi giderlerinin ödenmesi konulu yazısı...


Uzun yıllardır sosyal medyada “Yeni yasa gereğince, kaza yaptığınızda çarptığınız hayvanın tedavi masrafları sigorta şirketi tarafından karşılanacaktır” şeklinde bir yazı dolaşmaktadır. Gerçekten de AB’ye uyum yasaları çerçevesinde böyle bir yasa çıkarılması düşünülmüş, 5 yıl kadar önce hükümetçe duyurulmuş; ancak bu madde hiçbir zaman yasalaşmamıştır.



Basın yayın organlarında sanki bu madde yasalaşmış ve yürürlüğe girmiş gibi haberler yapılması, sosyal medyada da yukarıda bahsedilen yazının çok fazla paylaşılması üzerine, insanlar böyle bir kanunun gerçekten var olduğunu sanmaya başlamışlardır.

Bu garip durum kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşmüştür. Ali Karakaş isimli bir sürücü, 07.07.2016 tarihinde arabasıyla seyir halindeyken yavru bir kediye çarparak ağır şekilde yaralanmasına sebep olmuş, 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanununun 21. maddesi uyarınca kedinin tedavisini yaptırmıştır. Kediyi tedavi ettirdikten sonra, tedavi masraflarını sigorta şirketinden talep etmiş; ancak talebi şirketçe reddedilmiştir. Bunun üzerine işin peşini bırakmayarak konuyu sigorta tahkim heyetine taşıyan Ali Karakaş, birçok hayvanın hayatını kurtaracak emsal bir kararın çıkmasını sağlamıştır.

Komisyon, 5199 sayılı Kanunun 21. maddesi uyarınca “Bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır.” ve aynı kanunun 4. maddesi uyarınca “a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.” maddeleri ile Karayolları ve Trafik Kanununun “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” maddesini gerekçe göstererek, her Türk vatandaşının sahipsiz de olsa hayvanın yaşama hakkını koruma yükümlülüğü olduğunu belirtmiş; tedavi masraflarının sigorta şirketi tarafından karşılanmasını karara bağlamıştır.

Bu karardan faydalanabilmeniz için;
* Çarptığınız hayvanın tedavisini yaptırıp tedavi masraflarını veteriner hekime ödemeniz gerekir. (Hayvanı veteriner hekime götürüp bırakmanız yetmez, ödemeyi de yapmalısınız)
* Hayvanın veteriner kliniğine trafik kazası neticesinde getirildiğini gösteren bir rapor ile tedavi masraflarının yazılı olduğu faturayı sigorta şirketine ibraz etmelisiniz.
* Hayvanın tedavi neticesinde iyileşmesi gerekmez, ölse bile bu masrafların karşılanmasını talep edebilirsiniz. (Şahsi hukuki görüşüm bu yönde)

Sayın Ali Karakaş’a hiçbir masraftan kaçınmayarak kedinin tedavisini yaptırması ve sigorta şirketi ile hukuk mücadelesine girerek birçok hayvanın hayatını kurtaracak bu emsal kararın çıkmasını sağlaması nedeniyle çok teşekkür ediyorum.

Karar metni:








Kedinin son durumunu merak edenler için: Kedi kazada bir bacağını kaybetmiş olup çarpan sürücü tarafından sahiplenilmiştir.

Hazırlayan: Av. Ilgın İstenç Yalçınkaya
https://gaiadergi.com/trafik-kazasinda-yaralanan-hayvanin-tedavi-masraflari-sigorta-sirketi-tarafindan-karsilanir/

13 Mart 2018

KARAR VERELİM...

Trafikte bazı kazalar düz yolda yavaşça seyrederken gerçekleşiyor. Trafik sıkıştığı için öndeki aracın hızını düşürdüğünü zamanında fark edemeyen arkadaki sürücü ona çarpıyor. Normal şartlarda bu kadar basit bir kaza olmaması gerekir. Ama arkadaki sürücünün trafiğin yavaşladığını fark etmesini önleyen bir etken var ortada: Cep telefonu !

Maalesef araç kullanırken aynı zamanda telefon kullanma alışkanlığı son dönemde çok arttı.

Evet farkındayım, onu çok seviyoruz ve onsuz yapamıyoruz. Ama trafikte onsuz yapmak zorundayız. Yoksa ağır sonuçları olan kazalara sebebiyet verebiliyoruz.

Herkes rastlıyordur. Birçok sürücü, özellikle trafik sıkışık olduğunda telefonunu elinden düşürmüyor. Sanki aracın vitesi gibi (ki birçok aracın vitesi artık otomatik) ya da direksiyonu gibi bir zorunluluk telefonun elde olması. Ancak gözümüzü yoldan 1 saniye ayırıp telefona baksak ve önümüzdeki araç o anda biraz yavaşlasa çarpmaktan kurtulamıyoruz. Kaza hafif bile olsa binlerce liralık hasara, sigorta priminin artmasına, moral bozukluğuna ve yarattığımız trafik sıkışıklığı sonucunda onlarca sürücünün zaman kaybetmesine neden oluyoruz.



Genç sürücüler
Özellikle genç sürücüler, telefonu araç kullanırken ellerinden düşürmüyor. Bunu biz kendimiz de gözlemleyebiliriz ama araştırmalar da bu sonucu gösteriyor.

Axa Sigorta ile Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezinin hazırladığı raporda çok dikkat çekici bir sonuç vardı: Arkadaşları geç cevap vermelerinden hoşlanmadığı için 18-24 yaş aralığındaki sürücülerin üçte biri telefon mesajlarına araç kullanırken cevap veriyormuş. Bu oran bir üst yaş grubu olan 25-35 arasında da düşük değil: %23. Burada tüm yaş gruplarındaki oran %18.

Kaza ihtimali 4 kat
Gündemde neler olup bittiğini merak ettiği için araç kullanırken sosyal medyada gezinenlerin oranı %12, epostalarına cevap verenlerin oranı ise %22. Ancak değil telefondan bir şeyler yazmak ya da ekrana bakmak; sadece telefonla konuşmak bile kaza yapma ihtimalini dört kat artırıyor.

Ülkemizde yılda 1.2 milyon kaza oluyor. Bu kazalarda en az 7500 kişi hayatını kaybediyor. Yukarıdaki araştırmayı yaptıran Axa Sigorta’nın Fransız CEO’su Guillaume Lejeune’e Fransa’da kazalarda yılda kaç kişinin öldüğünü sorduğumda 3400 cevabını aldım. Fransa’da bize kıyasla neredeyse iki kat araç var ama kaza sonucu ölenlerin oranı bizim yarımız kadar. Bizim de canımızın Fransızlar kadar kıymetli olduğunda sanırım hepimiz hemfikiriz. “Kazara” ölümleri azaltmak için trafikte mümkün olduğunca dikkatli ve özenli araç kullanmamız gerekiyor.

13 Mart 2018

http://www.sigortacigazetesi.com.tr/karar-verelim-telefon-mu-kullanacagiz-araba-mi/

15 Şubat 2018

CEZA YAZILMAYA BAŞLANDI...

İstanbul'da araç kullananlar artık çok daha dikkatli olmak zorunda. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre İstanbul Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) yeni eklemelerle birlikte revize edilerek faaliyete geçirildi.

“Karayollarında can ve mal güvenliğini sağlamak, düzenli ve güvenli trafik akışını temin etmek amacıyla İstanbul il genelinde bulunan Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) yeni yayımlanan usul ve esaslara göre sisteme yeni eklemeler de yapılarak revize edildi.” denilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

Bu kapsamda EDS'lerde; Kırmızı Işık, Ortalama Hız, Park, Emniyet Şeridi, Tramvay Yolu, Ters Yön, Yaya Yolu, Ofset Taralı Alan, Dönüş Yasağı ve Mobil İhlal Tespit Sistemi olmak üzere toplam 455 adet ihlal tespit sistemi bulunmaktadır.

Trafik denetimlerinde aktif olarak kullanılmaya başlanılan sistemler ile ihlal yaptığı tespit edilen araç plakalarına Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenmeye başlandı.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.



POLİSLER TEM’DE

TEM otoyolunda hemen hemen her sabah emniyet şeridini kullanan sürücüler göze çarpıyordu. İstanbul’da bu sabah TEM otoyolunda bulunan EDS’lerin çalışmaya başlamasından sonra  trafik polisleri de emniyet şeridini kullanan sürücüleri durdurarak işlem yaptı.

http://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/emniyetten-suruculere-eds-uyarisi-2221613/

09 Şubat 2018

TRAFIK SİGORTASINDA AĞIR KUSUR KAVRAMI NETLEŞTİRİLMELİ


SAB Başkanı Doğan Şen, ağır kusur tarifinin mevcut yasalar içine itiraza mahal bırakmayacak şekilde yazılması gerektiğini söyledi. Şen, alkollü araç kullanmanın ve ehliyetsiz ya da yetersiz ehliyetle araç kullanmanın yanı sıra, kırmızı ışık, emniyet şeridi ve ters yön ihlali, yaya geçiş üstünlüğüne uymama ve periyodik muayenesi yapılmamış araç kullanma gibi sebeplerle yapılan kazaların da ağır kusur sayılması gerektiğini savundu.

Sigorta Acenteleri Derneği (SAB) Başkanı Doğan Şen, trafik sigortasında ‘ağır kusur’ kavramından bahsetti. “Alkollü araç kullanmak ve ehliyetsiz ya da yetersiz ehliyetle araç kullanmak gibi iki önemli hadise dışında nelerin ağır kusur sayılması gerektiğini vicdanen savunacağım” diyen Şen, şunları söyledi:
 1. Kırmızı ışık ihlali,
2. Emniyet şeridi ihlali,
3. Ters yön ihlali, ‘Taşıt Giremez’ uyarı levhalarına aykırı davranma,
4. Yaya geçidinde yaya geçiş üstünlüğüne uymama,
5. Araçların trafiğe çıkış için yetkilendirilmiş kurumca periyodik olarak yaptırılması zorunlu olan muayene süresini doldurduğu halde muayene yaptırmadan trafiğe çıkılması veya muayenede ağır kusur tespitine rağmen trafiğe çıkılması sırasında gerçekleşen kazalarda, kazaya araçtaki bakımsızlığın ve/veya ağır kusurun sebebiyet vermesi gibi durumların, 3. şahısların malını ve canını 1. dereceden etkileyen olaylar olarak kabul edilmesi ve ağır kusur sayılması gerekir.

İngiliz bir düşünür ve bilim adamından alıntı yapan Şen, “Henry Thomas Buckle ‘Suçu toplum hazırlar, suçlu işler’ diyerek günümüz bazı gerçeklerine ayna olmuştur” dedi. Yargılamanın, aslında toplumsal yaşamın yapısal bir özelliği olan çatışmaların simgesel olarak uygulamaya konulduğu resmi bir tartışma ortamından ibaret olduğunu kaydeden Doğan Şen, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu tartışma ortamında karşıt çıkarları taşıyan tezler dramatik bir kurgu içinde sunulur. Hukukta gri alanların çokluğu ise yargıda haksızlığa uğradığına inananların çokluğuna ve suçluların ceza görmemesine neden olur.”

Bu sebeple kırmızı ışıkta geçip bir kişinin ölümüne neden olan kişinin dava açarak kırmızı ışıkta geçmenin ağır kusur olmadığını ifade edebileceğini belirten Şen, “Ceza kanunu kendisine sadece 2-6 yıl arasında bir ceza öngörebilir. Ama birçok hafifletici neden araya girerek bu cezalar hafifletilmekte, kişinin ilk kazası ise yok denecek düzeye inebilmektedir. Bu vakayı savunan avukat hukukun kendisine sağladığı imkanlarla yargılanan kişiyi beraat ettirebilir. Peki, ölen kişinin yakınları üzerinde nasıl etki bırakılmıştır, adalet sağlanmış mıdır? Ya da empati yapıldığında aynı hususun yargılanan kişinin bir yakınına tezahür ettiği zaman nasıl bir düşünce içinde olunacaktır? İşte mesele buradaki ince çizgidedir” diye konuştu.

“CAYDIRICILIK SAĞLANMALI”

Bir başka senaryoyu da gündeme getiren Şen, “Kırmızı ışıkta geçip, başka bir araca çarpan bir aracın olduğu bir senaryoda, trafik sigortası karşı tarafın maddi hasarını ödedikten sonra, kırmızı ışıkta geçene ağır kusurlusun diyerek rücu ettiğinde, itiraz eden kişi gri ortamdan faydalanarak rücudan kurtularak araç kullanmaya da devam edecektir. Bu kişiye ceza yöntemiyle caydırıcılık sağlanmazsa, kırmızı ışıkta geçmeye devam edecektir çünkü nasılsa trafik sigortası karşı tarafın hasarını ödemekte, kendisine de bir rücu gelmemekte, eskisi gibi araç kullanmaya devam etmektedir” dedi.
Şen, Karayolları Trafik Kanunu’nun ilgili maddelerinden örnek verdi:
“Araçların karayoluna uygunluğu ve teknik esaslar: Madde 29 – (Değişik: 17/10/1996 – 4199/12 Md.) Araçların yapım ve kullanma bakımından karayolu yapısına ve trafik güvenliğine uyması zorunludur. Yapım safhasında, araçların Tip Onayı Yönetmeliği ile buna bağlı diğer yönetmeliklerin çıkarılmasına Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yetkilidir. Tip Onayı Yönetmeliği ve buna bağlı diğer yönetmelikler Bayındırlık ve İskan Bakanlığının görüşü alınarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca düzenlenir.
Araçların teknik şartlara uygunluğu:
Madde 30 – Araçların, esasları yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurulması zorunludur.
a) (Değişik : 21/5/1997 – 4262/4 md.) Servis freni, lastikleri, dış ışık donanımından yakını ve uzağı gösteren ışıklar ile park, fren ve dönüş ışıkları noksan, bozuk veya teknik şartlara aykırı olan araçları kullanan sürücüler 1 800 000 lira para cezası,
b) (Değişik: 21/5/1997 – 4262/4 md.) Diğer eksiklik ve bozuklukları bulunan araçlarla, görüşü engelleyecek veya bir kaza halinde içindekiler için tehlikeli olabilecek süs aksesuar eşya ve çıkıntıları olan araçları kullananlarla, karayolunu kullananlar için tehlike yaratacak şekilde olan veya görüşü engelleyecek ve çevredekileri rahatsız edecek derecede duman veya gürültü çıkaran araçları kullanan sürücüler 3 milyon 600 bin lira para cezası ile cezalandırılır.”
Buna göre, aracın kırmızı ışıkta durmasına neden olan fren sisteminin tutmamasına daha az ceza, gürültü ve kirlilik yaratmaya ise daha ağır bir trafik cezası verildiğine dikkat çeken Şen, kanuna göre kırmızı ışıkta geçmenin, yaya geçidinden geçen yayaya çarpmanın ağır kusur sayılmadığını ifade etti.
İnsana ve canlıya verilen önemin kavratılması, toplumsal adaletin sağlanması, trafik cezalarının caydırıcı olması, trafik sigorta hasar priminin düzeltilmesi, sigorta şirketlerine güvenin tesisi için mutlaka gri alanların beyazlatılması gerektiğini vurgulayan Şen, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Hukuk karmaşasının ortadan kaldırılmasını teminen ağır kusur tarifinin mevcut yasalar içine itiraza mahal bırakmayacak şekilde yazılması, sektörümüz ve ülkemiz yararına olacaktır. Biz SAB derneği olarak trafik kaza oranlarının düşürülmesi adına, trafik cezalarının caydırıcı olması ve gri alanların ilgili mevzuatlarda netleştirilmesini talep ettik, takipçisi olmaya devam edeceğiz.”

TRAFİK SİGORTASINDA RÜCU SEBEPLERİ

Doğan Şen, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasındaki rücu sebeplerini de aktardı: “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise,
b)(Değişik:RG-2/2/2016-29612)(1) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,
c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,
ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,
e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,
f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,
Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.”
http://www.sigortacigazetesi.com.tr/trafik-sigortasinda-agir-kusur-kavrami-netlestirilmeli/
9 Şubat 2018


07 Şubat 2018

SEKTÖR "SERBEST TARİFE" DİYOR, TRAFİKTE TEK ÇARE PRİM ARTIŞI DEĞİL

Sektörde %5’lik ek prim artışının olumlu etkileri olacağı düşünülse de, trafik sigortasındaki sorunun sadece primleri artırarak çözülmeyeceği ifade ediliyor. Kalıcı bir çözüm için kaza frekansının düşürülmesi ve maliyetlerin azaltılması gerektiği savunulurken, serbest tarife beklentisi devam ediyor.

Sigorta sektörü üç yıldır trafikle yatıp trafikle kalkıyor. Bu branştan edilen zararın önlenmesi için yapılan zamlarla başlayan süreçte tansiyon bir türlü düşmedi. En son Hazine Müsteşarlığı, trafik sigortasında tek seferlik bir zam uygulamasına gitti. Buna göre, zorunlu trafik sigortasında her bir araç grubu ve basamak bazında hesaplanan azami primler, 1 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere, Aralık 2017 azami primlerine %5 eklenerek hesaplanmaya başladı.

Aralık 2017’de ortalama trafik primi 529 liraydı. %5’lik ek zam ve %1.5’lik aylık ilave ile birlikte, ortalama prim yeni yıla 853 lira olarak başladı. 24 Ocak itibarıyla ise, ortalama trafik primi 591 liraya indi. Ay sonundaysa ortalama primin 570 lira civarına düşmesi bekleniyor.



TRAFİKTE NELER OLMUŞTU?

Zorunlu trafik sigortasında 2012 yılının sonunda yaklaşık 1.3 milyar lira zarar eden sigorta şirketleri, bu zararı telafi etmek için primleri artırmaya başladı. En çok zarara yol açan araçların ticari araçlar olması sebebiyle, bu prim artışı ticari araçlara daha çok yansıdı. Yüksek riskli ticari araçlara poliçe yapmaktan kaçınmak için çok yüksek fiyatlar verilmesi kamuoyunun gündemine oturdu.

Bunun üzerine Kasım 2015’te, Hazine Müsteşarlığı zorunlu trafik sigortasında ticari araçlar için tavan fiyat uygulaması getirdi. Poliçe kesmekten kaçınan şirketlere ağır yaptırımlar uygulanacağı konusunda da sektörü uyardı. 2015 yıl sonunda trafik branşında edilen teknik zarar yaklaşık 2.4 milyar dolara çıkınca, sigorta şirketleri çareyi diğer araçların primlerini de yükseltmekte buldu.

Ancak yükselen primler toplumun farklı kesimleri tarafından tepkiyle karşılandı. Her ne kadar artan primler teknik sonuçları olumluya döndürdüyse de, Hazine Müsteşarlığı primlerin çok yüksek olması gerekçesiyle Nisan 2017’de trafik sigortasında serbest tarifeyi sonlandırdı ve tüm araçlar için tavan fiyat uygulaması getirdi. Aynı zamanda, acentelere de taban komisyon uygulaması başladı.

11 YIL SONRA GELEN KÂR
Zararla geçen 11 yılın ardından, prim artışının da etkisiyle 2016 sonunda 19 milyon lira teknik kâra geçilen branşta, Eylül 2017 sonunda yeniden zarara dönüldü ve 240 milyon lira teknik zarar kaydedildi.

Sektör tarafından tepkiyle karşılanan tavan fiyat uygulamasının ardından Hazine trafik branşında bir düzenlemeye daha gitti ve temmuz ayında yayınlanan yönetmelikle “Riskli Sigortalılar Havuzu” uygulamaya alındı. Trafik sigortası poliçelerine ilişkin prim ve hasarın sigorta şirketleri arasında paylaştırılmasını sağlayan havuz sayesinde 1, 2 ve 3’üncü basamaktaki hususi araç ve kamyonetler ve bunların dışında kalan tüm araçlar havuza devredilebilir hale geldi.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından sektör trafik sigortasında zararın oldukça yükseleceğini ifade etti. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, sektörün trafik sigortasından kâr etmeyi beklemediğini, ancak zararın makul bir seviyede tutulması gerektiğini savundu ve hesaplamalarına göre 2017 sonunda zorunlu trafik sigortasındaki zararın 2.3 milyar liraya ulaşacağını kaydetti. Hazine’nin bu branşta yaptığı iyileştirmeler üzerine açıklama yapan TSB Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu ise, “Acente komisyonlarının %10’dan %8’e düşürülmesi ve Hazine Müsteşarlığı’nın trafik sigortasındaki aylık %1 oranındaki zammı %1.5’e çıkarması avantaj sağladı. Ancak bu iyileştirmeler hasar tahminlerimizi sadece 2.1 milyar liraya düşürdü” ifadelerini kullandı.

%5 EK ZAM
Sektörden gelen tepkiler üzerine Hazine Müsteşarlığı, bu yılın ocak ayından itibaren geçerli olacak %5’lik ek zam uygulamasını getirdi. Buna karşın primlerde yapılan bu tek seferlik artışın tabloyu yeterli olmadığı görüşü hakim. Sektör her ne kadar sürekli serbest tarifeye dönülmesi taleplerini dile getirse de, tavan fiyat uygulamasının 2018 sonuna kadar kaldırılması mümkün görünmüyor. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy’un yaptığı açıklamalar sebebiyle, havuz uygulamasının kalıcı olacağı, tavan fiyatın da uzun bir süre kalkmayacağı biliniyor.

%5’lik ek prim artışının sigorta şirketlerini bir nebze olsa rahatlatacağı düşünülse de, yeni yılda da zarar tablosunun süreceği öngörülüyor. Sadece primlerle oynanarak trafik sigortasındaki sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan sektör yöneticileri, öncelikle kaza frekansının artırılması gerektiğini belirtiyor ve değer kaybı ile değerden yoksun kalma tazminatının hesaplanması, tazminat limitlerinin detaylandırılarak ucu açık tazminatlara sözleşme öncesi limit getirilmesi, bunların yanı sıra poliçeler üzerindeki vergi ve fon yükünün hafifletilmesi gibi düzenlemeler bekliyor.

ALLIANZ TÜRKİYE CEO’SU: %5 PRİM ARTIŞI YETERLİ OLMAZ
“Yapılan %5’lik artışın olumlu etkileri olacaktır. Ancak bu artışın yeterli olmayacağı görüşündeyim. 2017 yılı 9. ay sonuçlarında görülen zararın, yapılan ek zamma rağmen 2018 yılında devam etmesi büyük olasılık.”

Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, trafik sigortası primlerine yapılan zammı değerlendirdi. 12 Nisan itibarıyla zorunlu trafik sigortalarına getirilen ve ortalama sigorta primini %30 civarında aşağı çeken tavan fiyatı uygulamasının tüm sektörü doğrudan etkilediğini belirten Somersan Coqui, bu branşta 2017 yılında poliçe adedi artmasına rağmen poliçe primleri azaldığı için trafik prim toplamında düşüş gerçekleştiğini aktardı. 2018 yılı başından itibaren geçerli olmak üzere yapılan %5’lik artışın olumlu etkileri olacağını belirten Somersan Coqui, “Buna karşın bu artışın yeterli olmayacağı görüşündeyim” dedi.

Tarife uygulamasının gerçek olumsuz etkisini bu yıl içinde daha net göreceğimizi kaydeden Somersan Coqui, “2017 yılı 9. ay sonuçlarında da görülen zararın, yapılan ek zamma rağmen 2018 yılında devam etmesinin büyük olasılık olduğunu belirtmek isterim” şeklinde konuştu.

“SERBEST TARİFEYE DÖNÜLMELİ”
Tablonun olumluya çevrilmesi için önerilerini de paylaşan Somersan Coqui, “Önümüzdeki dönem temel beklentimiz, tavan fiyat uygulaması konusunda bütüncül bir yaklaşımla tüm tarafların yararına olacak kalıcı bir çözümün üretilmesi ve yeniden serbest tarife sistemine geri dönülmesi yönündedir. Mevcut uygulama kısmi iyileştirmelerle devam ettiği takdirde, kötü sürücü iyi sürücü ayrımı ile doğru fiyatlama, kazaların azaltılması ve sistemin sağlıklı temeller üzerinde gelişimi alanlarında eksikliklerle yola devam edilmiş olacak. Bu vesile ile sektörün sürdürülebilirliğinin serbest tarife mekanizmalarının sağlıklı işlemesine bağlı olduğunu bir kez daha belirtmek isterim” dedi.

KORU SİGORTA GENEL MÜDÜR BAŞ YARDIMCISI: SADECE PRİM ARTIŞIYLA KÂRLILIK MAKUL SEVİYEDE TUTULMAZ
“Yetersiz fiyatlama yapılan risk gruplarındaki azami prim uygulamasının detaylandırılması gerekir. Mevcut uygulamada sadece fiyat artışı ile bu branşın kârlılığını makul bir bantta tutmanın da mümkün olmayacağını düşünüyorum.”

Koru Sigorta Genel Müdür Baş Yardımcısı Ender Güzeler, trafik sigortasında yaşanan son gelişmeleri Sigortacı Gazetesi’ne değerlendirdi. “Bilindiği gibi, aslında kamu otoritesi Nisan 2017’de azami prim uygulamasının kapsamını genişleterek ve nihai olarak Haziran 2017’de Riskli Sigortalılar Havuz sistemini getirerek serbest tarifeden bilinmeyen bir süre için vazgeçti. Her ne kadar düzenlemeler kısmen olumlu değişimlerin sinyalini verse de, gelinen noktada teminat limitlerinin, sigorta primlerinin, acente komisyonlarının, poliçelerdeki fon ve vergilerin kamu otoritesi tarafından belirlendiği, tazminat hesaplamalarının bağımsız eksper ve mahkemeler tarafından belirlediği bir ortamda trafik sigortalarından oluşacak zararın sorumluluğunun kimde olacağı ve nasıl finanse edileceği konusuna gerekli çözümün üretilmediği ortadadır” diyen Güzeler, doğal olarak sigorta şirketleri kadar kamu otoritesinin de bu durumun ve sorumluluğunun farkında davrandığını kaydetti.

Söz konusu artışı hiç yoktan iyidir diyerek değersizleştirmemek gerektiğini düşünen Güzeler, “Daha farklı oran mı olmalıydı? Evet. Ama, artış oranından önce uygulanan tarifenin, yetersiz fiyatlama yapılan risk gruplarında azami prim uygulamasının detaylandırılması gerektiğini düşünüyor ve bunları yapmadan toptancı bir yaklaşımla trafik tarifesinin serbest piyasa dinamiklerinin işlediği bir ortamda uzun süre yönetilebileceğini öngörmüyorum” dedi.

“OLUMLUYA DÖNMESE DE İYİLEŞTİRİCİ KATKISI OLUR”
Son zammın trafikteki kârsızlık sorununa etkisini de sorduğumuz Güzeler, şu yanıtı verdi:

“Tablo olumluya dönmese de mutlaka iyileştirici bir katkısı olur. Aslında ekstra yapılan artış oranı sadece %3.5. Havuz kapsamındaki riskler için bunun birkaç katına ihtiyaç var. Sadece yıl içinde planlı yapılan artış oranlarını topladığımızda hasar enflasyonunu (otomobil sektörü kur artışları ve sağlık enflasyonu) karşılar gibi görünse de aslında yetersiz olduğu, yıl ortalamasında hasar enflasyonun minimum 5 puan altında kalacağı görülmektedir. Hesaplamalarımıza göre azami primlerin sektör portföyünün %40-45’i için yeterli olmadığı, kalan kısım için ise gerekli olan ticari priminin %1-3 üzerinde olduğunu görüyoruz.”

Mevcut kamu tarifesinin en azından 2018 sonuna kadar süreceğinin kesin olduğuna dikkat çeken Güzeler, “Sadece fiyat artışı ile bu branşın kârlılığını makul bir bantta tutmanın da mümkün olmayacağını düşünüyorum. Bu gerekçelerle, maliyetlerin tüm bileşenlerine yönelik uzun süredir dile getirilen ve bazılarında mevzuat düzenlemesi getirilse de etkisi henüz tam hissedilmeyen konular, değer kaybı, değerden yoksun kalma tazminatının hesaplanması, tazminat limitlerinin detaylandırılarak ucu açık tazminatlara sözleşme öncesi limit getirilmesi, üzerinde çalışılan genel şartlarla birlikte kısa vadeli çözümlerin başında gelmektedir. Ayrıca, poliçeler üzerindeki vergi ve fon yükünün de bir miktar hafifletilmesini de kısa vadeli çözümlere ekleyebiliriz. Kısa vadede beklenen çözümlerin üzerine, orta ve uzun vadede serbest tarife uygulamasıyla birlikte sigortalılık oranını/sigortalı sayısını artıracak, riski yayan ve anti seleksiyonu engelleyen bir düzenlemeye ihtiyaç var” diye konuştu.
http://www.sigortacigazetesi.com.tr/sektor-serbest-tarife-diyor-trafikte-tek-care-prim-artisi-degil/
Renk Özcan
renk@sigortacigazetesi.com.tr

6 Şubat 2018

03 Şubat 2018

ARAÇ TESCİL İŞLEMLERİNDE YENİ DÖNEM

Noter tescili ile trafik sigortasında ‘zorunluluk’ kalktı!

CAN KANTAR / POSTA GAZETESİ
Zorunlu trafik sigortası neden zorunlu? 
Çünkü bir sorumluluk sigortası, yani trafikte kaza yaptığında karşındaki aracın hasarını karşılamak üzere yapılan ‘zorunlu’ bir sigorta türü. Kaza anında karşı taraf yüzde 100 kusurluysa, hasarın tamamını karşı tarafın trafik sigortası öder. Son yıllarda trafik sigortalarında yaşanan kaos ‘zorunlu’ da olsa sigortasız araçların sayısının artmasına sebep oldu. Özetle yollarda sigortasız ve bu nedenle size çarptığında hasarınızı karşılamayacak canlı bomba gibi gezen binlerce otomobil var.

Diyelim ki kendi aracınız ile gidip 300 bin TL’lik bir araca çarptınız ve siz kusurlusunuz. Karşı araçta ise 50 bin TL’lik bir hasar var. Trafik sigortanız yoksa bu parayı ödemekle yükümlüsünüz. Ödeyemezseniz üzerinize kayıtlı varlıklarınıza bile haciz gelecek demektir.

BİR ÜÇÜNCÜ ÇÖZÜM ARANMALI

Geçmişte yollarda çevirmelerde aracın trafik sigortası olup olmadığına da bakılırdı. Son günlerde ehliyet isteniyor ve plaka sorgusu yapılıyor. Sigortanın sorgulandığını zannetmiyorum. Son olarak araç trafik tescil işlemleri de artık Noter’ler de yapılmaya başlanıldı. Tescil işlemi yapılıyor, ruhsat veriliyor ve “git trafik sigortanı yaptır” deniliyor. Yani trafik sigortasında ‘Zorunluluk’ kalkmış oldu. İşlem sonunda ‘sigortanı yaptır, sonra gel ruhsatını al’ denilse, o da tuhaf olur. Devlet bu konudaki bürokrasiyi ortadan kaldırmak için zaten işi Noter’lere verdi. ‘Sigorta yaptır gel’ denilse ayrı bir bürokrasi daha olacak. Gelecekte bu konuda ciddi sıkıntılar yaşanacak gibi görünüyor. ‘Hükümet yetkilileri buna bir çözüm bulsun’ desem inanın bunu da söylemeye korkuyorum. Çünkü yetkililer çözüm için bu defa, ‘Sigorta poliçesi Noter’de hazırlansın” deyip işin içinden çıkabilir. Bu sefer de acentelerin tümü kepenk indirir. Bir üçüncü çözüm illa ki olmalı…Halen 6 milyon sigortasız araç yıl sonunda en az 10 milyon canlı bomba demek. Benden söylemesi!

http://www.sigortamedya.com.tr/noter-tescili-ile-trafik-sigortasinda-zorunluluk-kalkti/

13 Şubat 2018


Araçların satış, devir ve tescil hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin yönetmelik Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi...


Yönetmelik kapsamında Türkiye Noterler Birliği, Araç Sicil ve Tescil Sistemi (ARTES) oluşturacak. 
Dünya gazetesinde yer alan habere göre, noterler, araçların satış ,devir ve her türlü tescil işlemini yapacak, plaka verecek, tescile ilişkin geçici belgeleri düzenleyecek. Araçlara ilişkin teknik ve hukuki değişiklikleri ARTES’e işleyecek. Yönetmelik kapsamındaki tüm işlemler Türkiye Noterler Birliği Bilişim Sistemi üzerinden gerçekleştirilecek.

Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık araçlarından kendilerince belirlenenler ile Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, diplomatik araçların devir, tescil, plaka işlemleri ise Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak.
Yabancı gerçek ve tüzel kişiler tarafından yurt içinden satın alınan veya yurt dışından getirilen araçların tescili, noterler tarafından yapılacak.
Suriyelilerin araçlarına geçici tescil Yönetmeliğe göre, ülkelerindeki savaş dahil olağanüstü haller nedeniyle giriş yapan yabancı uyrukluların araçları için de geçici trafik belgesi ve özel belirlenen harf grubundan tescil plakası verilecek.
Gerçek kişilere ad ve soyadları, tüzel kişilere ise tescil edilmiş ticari unvanlarını içeren tescil plakaları verilebilecek.
Ticari şirketlerin ayni sermaye olarak taahhüt ettikleri araçlar için ARTES’e ‘ayni sermaye’ şerhi işlenecek.
31 Ocak 2018
http://www.sigortacigazetesi.com.tr/resmi-gazetede-yayimlandi-arac-tescil-islemleri-noterde-yapilacak/

05 Ocak 2018

İŞTE 2018'İN TRAFİK SİGORTASI FİYATLARI...

2018’in Ocak ayında trafik sigortası fiyatına, bir defaya mahsus olmak yüzde 5 artış yapılacak...
Azami prim tutarlarına uygulanan yüzde 1.5 oranındaki aylık artışlar 2018 yılında da devam edecek. Buna göre 2018’in Ocak ayında İstanbul’da ilk kez trafik sigortası yaptıracak olan otomobiller 1.007 lira prim ödeyecek.
Tüketici nezdinde, bir süredir, yeni senede, trafik sigortasında, fiyat artışı olup olmayacağı merak konusuydu. 
Merak konusuydu, çünkü 2017’nin Nisan ayında, devletin trafik sigortasına müdahale ederek, tavan fiyat uygulaması getirmesi ile fiyatların yüzde 30’lar seviyesinde ucuzlaması, hatta bazı araç gruplarında indirim oranının yüzde 40’lara çıkması; sigorta şirketlerinde zarar endişesi yaratmıştı. 
Sene sonu yaklaştıkça da sigortacılar, her platformda bu endişelerini dile getirip, yeni yıla girerken fiyatlara, enflasyon oranında artış talep ediyorlardı. 



YÜZDE 5 ZAM
Hem tüketicilerin hem de sigortacıların merakını giderecek açıklama Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’ten geldi. Şimşek, 2018’de, bir defaya mahsus olmak yüzde 5 artış olacağını söyledi. 
Önce, Mehmet Şimşek’in açıklamasından önemli satır başlarını paylaşayım. Mehmet Şimşek, sigorta şirketlerinin 9 ayda trafik sigortasından 240 milyon liralık zarar ettiklerini vurgulayarak, şunları söyledi: “Azami prim uygulamasına 2018 yılında da devam edilecek. Şirketlerimizin sermayesinin erimemesi için azami prim tutarlarında bir defaya mahsus olmak üzere 2018 başında yüzde 5 artış olacak.”

ENFLASYON AYARLAMASI
Peki, bu artış fiyatlara nasıl yansıyacak? 
Nisan ayında başlayan azami fiyat (tavan fiyat) uygulaması ile 4. basamakta (trafik sigortasına giriş kademesi), azami primler; otomobillerde 807 lira, kamyonlarda 2 bin 258 lira, taksilerde 2 bin 89 lira, minibüslerde bin 418 lira, otobüslerde 5 bin 7 lira olarak açıklandı. 
Hasarsızlık indirimi ve hasar artırımına göre primler de 4. basamaktaki bu fiyatlara göre belirlendi. Uygulama ile birlikte Hazine; sigorta şirketlerine, 4. basamaktaki fiyatları, Mayıs-Ağustos döneminde her ay yüzde 1, Eylül-Aralık döneminde de her ay yüzde 1,5 oranında artırma hakkı da tanıdı. Böylece, isteyen şirketler, Nisan’dan bugüne kadar 8 ayda, trafik primlerini yüzde 10 artırdı. Ancak bu artış, Kasım ayında açıklanan yüzde 13’e yakın enflasyonun altında kaldı. Şimdi ise Hazine, sigortacılara, bir kereye mahsus olmak üzere 2018’in Ocak ayında yüzde 5 zam hakkı tanıdı. Böylece trafik sigortası fiyatında enflasyon ayarlaması yapılmış oldu. 
Buna göre de 2018’in Ocak ayında İstanbul’da ilk kez trafik sigortası yaptıracak olan otomobiller, 1.007 lira prim ödeyecek. 
Yine İstanbul’da, ilk kez trafik sigortası yaptıracak olan otobüsler 6.247 lira, taksiler 2.606 lira, motosikletler 4107 lira prim ödeyecek. 
Azami prim tutarlarına uygulanan yüzde 1,5 oranındaki aylık artışlar 2018 yılında da devam edecek.

BU TABLOYU NASIL OKUYACAKSINIZ: Tabloda; illere, araç gruplarına ve sürücülerin hasar geçmişine göre 3 basamakta 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren ödenecek primler yer alıyor. 
1. basamakta, hasar frekansı en yüksek olan sürücülere uygulanacak primleri bulacaksınız. 
4. basamak ise trafik sigortasına giriş fiyatı ve trafiğe ilk kez çıkacak araçları kapsıyor. 
7. basamak ise bugüne kadar hiç hasarı olmayan sürücülere uygulanacak fiyatlar.
29 Aralık 2017 
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/iste-2018in-trafik-sigortasi-fiyatlari-40693450

05 Haziran 2017

TRAFİK SİGORTASI İNDİRİMİ...

Tavan fiyat uygulaması bir yaş araç sahiplerine yaradı.

Trafik sigortasına getirilen tavanın ardından ortalama fiyatlar yüzde 22 oranında gerileyerek 628 liradan 486 liraya indi. En çok fiyat indirimi geçen yıl araç alıp bir yıl kullanılan araçlarda gerçekleşti.

Trafik sigortasına getirilen prim tavanının ardından trafik sigortasında ortalama primler yüzde 22 düşerek 628 liradan 486 liraya geriledi. Sigorta Bilgi Merkezi (SBM) verilerine göre prim tavanının geldiği ilk ay olan nisanda düşüş yüzde 30’u aşarak 439 liraya inmişti. Mayısta ise biraz toparlandı ve 486 liraya çıktı. Tavan nedeniyle cebinden en az para çıkan kesim ise otomobilini 2016’da alıp geçen yıl sigorta yaptıranlar oldu.

Habertürk'ten Rahim Ak'ın haberine göre 2016’da araç satın alıp 4’üncü basamaktan sisteme giren vatandaşlardan kaza yapmadan 5’inci basamağa çıkanların sigorta primi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31.6 düştü. Yine 2016’da sisteme giren ancak bu kez kaza yaparak 3’üncü basamağa inenlerde de prim yüzde 30.4 geriledi. Kaza yapmadığı için fiyatı zaten çok düşük olan 7’nci basamakta ise indirim değil yüzde 7’lik artış oldu. Ancak bu rakam geçen yılın aynı dönemine (Ocak-Mayıs) göre kıyaslandığı için ortalama rakamlar daha doğru bilgi veriyor.



7’NCİ BASAMAK YÜZDE 8 GERİLEDİ
Ortalama rakamlara bakıldığında ise 7’nci basamakta bulunanların priminin yüzde 8 indiği görülüyor. İki yıl arka arkaya kaza yapmadan 6’ncı basamağa çıkanlarda ise fiyat indirimi yüzde 10 düzeyinde gerçekleşti. 2016’da sisteme girenlerin ortalama prim fiyatları ise yüzde 18 ile 19 arasında düşüş gösterdi. Araç aldıktan sonra 2-3 yıl ardı ardına kaza yapan ve 1’inci basamağa düşenlerin ise yazılan primleri yüzde 11.6 ortalama primleri ise yüzde 9 geriledi. Bu durum hem kaza yapmayan dikkatli sürücülerin hem de çok kaza yapan trafik canavarları için primlerin eskiden de zaten çok yüksek olmadığını ortaya koyuyor.

TRAFİKTE YENİ ÇALIŞMA BAŞLATILDI
Trafik sigortasına getirilen tavan prim uygulamasının ardından sigorta şirketleri bu durumdan zarar ettiklerini veya edeceklerini beyan ediyorlar. Buna karşın başta taksiciler olmak üzere birlik ve kooperatiflerin keyfi yerinde. Hükümet ve bürokrasi ise her iki kesime de zarar vermeden zorunlu bir sigorta olan trafikte doğru fiyatı bulmaya çalışıyor. Şirketler 2015 ve 2016’da gerçekleşen fiyat artışlarının nedenini özellikle geçmişe dönük bedeni tazminatların yargı kararları ile suiistimal edilerek artmasını gösterirken hükumet bu konuda kanun ve yönetmelikler çıkararak sigorta şirketlerinin önünü görmesini sağlamaya çalıştı. Diğer yandan 2-3 yıl öncesine kadar sektörde yaşanan yüksek büyüme hızı da zararın üstünü örterek şirketlerin daha düşük fiyatlama yapmasını sağlamıştı. Büyüme rakamları normal düzeyine inince bu kez görünür hale gelen zararı kapatmak için de yüksek oranlı prim artışları gelmişti. Bir ara yüzde 100’ü aşan prim zamları vatandaşı ve birlikleri harekete geçirince de hükumet önlem almak için bir çok yol denemiş fiyatlar geri gelmeyince tavan fiyat uygulamasına gitmişti.

FİYAT ARTIŞI GELEBİLİR
Ancak yeni tavan fiyatlar ile şirketler zarar edeceğini hesaplıyor. Sadece bu yıl meydana gelen araç hasarlarının karşılanması değil oluşabilecek insanların vefat etmesi, sakat kalması gibi bedeni riskler için de bundan sonraki 10 yıl sorumlu olan şirketler bir nevi kuyruğu olan bu sigorta türünde gelecek yıllarda zarar edeceğinden emin. Sigortacılardan sorumlu olan Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün hesabı ise farklıydı. Onlar mevcut fiyatlar ile zarar edilmeyeceğini bir başa baş noktasının (ne kâr ne zarar) yakalanacağını düşünüyordu. Şimdi ise özellikle Sigorta Birliği’nin yeni Başkanı Can Akın Çağlar’ın çabaları ile gerçek durumun ortaya konulması için bir çalışma başlatıldı. Hesap öyle koyal değil. Bunu özel hesapcılar yani aktüerler hesaplıyor. İşte şimdi şirketlerin aktüerleri ile Hazine’nin hesap yapanları bir araya gelip bir röntgen çekecek. Belki doğru noktayı bulacak. Çalışma sonucunda her şeyin doğru bir şekilde ortaya konulması sigorta şirketlerinin de zarar etmeden işlerini yürütmesi için trafik sigortasında yeni fiyat artışı sağlayabilir.

ŞARTLAR DEĞİŞİYOR MALİYET DÜŞECEK
Trafikte zararın azaltılması, şirketlerin maliyetlerinin azaltılması çalışması da sürüyor. Genel şartlar içinde destekten yoksun kalma, eşdeğer parça kullanılması ve araçların değer kaybı konusunda çalışma yapılıyor.

İKİLİ DENETİM SIKIŞTIRMASI VAR
Başlatılan hesap ve genel şartların değişecek olması şirketleri rahatlatırken diğer yandan ikili denetim ise can sıkacağa benziyor. Edinilen bilgilere göre bir yandan Rekabet Kurulu diğer yandan Sigorta Denetim Kurulu özellikle trafik sigortasında poliçe kesmekten çekinen sigorta şirketlerini tespit edecek çalışma başlatmış durumda.

http://www.sigortagundem.com/haber/tavan-fiyat-uygulamasi-1-yas-arac-sahiplerine-yaradi/1200667#ixzz4j9JuSzkY


16 Nisan 2017

SÜRÜCÜYE SİGORTA


Sürücüye sigorta soru işaretleri ile gündemde...

Yaklaşık 28 milyon ehliyet sahibini yakından ilgilendiren trafik sigortasında, sürücüye yönelik poliçe düzenlenmesi gündemdeki yerini koruyor. Bugüne kadar araç bazında yapılan sigortanın sürücünün ehliyet bilgilerine ve ceza puanına göre yapılması yönünde çalışmalar devam ediyor.

Zorunlu trafik sigortası fiyatlarının yukarı yönlü seyri, plakaya sigorta yerine sürücüye sigorta gibi farklı alternatifleri gündeme getiriyor. Kısa süre önce  Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tarafından dile getirilen konuya sektör genelde olumlu yaklaşırken, temkini de elden bırakmıyor. Katıldığı bir canlı yayında zorunlu trafik sigortası ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, mevcut düzende trafik sigortası ile ilgili birçok eksik olduğunu ifade etmişti. Yeni bir model üzerinde çalışmaların başladığını söyleyen Şimşek, yeni modelle beraber aracın değil, sürücünün sigortalanabileceğini dile getirmişti.


Gündemdeki sıcaklığını koruyan söz konusu değişiklik için sektör temsilcilerinin görüşlerini aldık. Sektör temsilcileri değişiklik fikrinin değerlendirilebilir bir fikir olduğunun altını çizerken, bu tür bir düzenleme için çok iyi bir altyapı çalışması gerektiğine dikkat çektiler.
“Sürücüye sigorta değerlendirilebilir”
Allianz Sigorta Genel Müdürü Arif Aytekin, “Uygulamaya geçmeden önce sistemi bir bütün halinde düşünmek ve analiz etmek hem operasyonel süreçlerin yönetimi hem de beklenen faydanın sağlanması anlamında önem taşımaktadır” dedi.
Allianz Sigorta Genel Müdürü Arif Aytekin, “Sürücüye sigorta yapılması” önerisini değerlendirilebilir bir öneri olarak gördüklerini belirterek, “Ancak sistemin tüm detayları ile ele alınarak analiz edilmesi ve sağlıklı bir uygulama haline dönüşebilmesi için altyapı ve kuralların titizlikle kurgulanması gerekmektedir. Önerinin trafik sigortası uygulamalarının yanında, ehliyet ve ceza puanları ile birlikte değerlendirilmesi ve olası sorunların tespit edilerek en aza indirgenmesi halinde ‘sürdürülebilir’ bir yapı haline dönüştürülebileceği görüşündeyiz. Sektörün bugüne kadarki tecrübeleri kadar sektör dışı birtakım uygulama, kanun ve yönetmeliklerin gözden geçirilmesi ve önerilen sistem içerisindeki etkilerinin de göz önünde bulundurulması önem arz etmektedir” diye konuştu.
‘UYGULAMAYA GEÇMEDEN ÖNCE ÇOK ÇALIŞILMALI’
Bir kişinin birden fazla araca sahip olması ya da araç sahibi ile sürücüsünün farklı kişiler olabilmesi gibi durumların günümüzde mevcut olduğuna işaret eden Aytekin, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ayrıca bu sisteme geçişle çok sık araç kullanmayan, ancak ehliyet sahibi kişilerin sigortalanma taleplerinin olmayacağını da hesaba katmak gerekebilir. Sistemin kendi içinde suistimale neden olabilecek bir yapıya izin vermemesi için birden fazla kişi tarafından kullanılan araçlar için farklı bir kontrol mekanizması üzerinde de düşünülmelidir. Bu yüzden pratikte karşılaşılabilecek sorunların trafik sigortalarındaki diğer uygulamalarla entegre bir biçimde düşünülerek tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması, sistemin sağlıklı bir şekilde uygulanabilirliği açısından kritiktir. Uygulamaya geçmeden önce sistemi bir bütün halinde düşünmek ve analiz etmek hem operasyonel süreçlerin yönetimi hem de beklenen faydanın sağlanması anlamında önem taşımaktadır.”
“Sadece özel kullanıcılara uygun olabilir”
Turkland Sigorta Teknik Koordinatörü Zeynep Azim, “Bu uygulama sadece özel kullanıcılar için geçerli olabilir. Kiralık araçların veya firma araçlarının sürücüleri değişkenlik göstereceği için sürücüye bağlı bir fiyatlandırma mümkün olmayacaktır” diye konuştu.
Turkland Sigorta Teknik Koordinatörü Zeynep Azim, trafik sigortalarında, riski artıran en önemli faktörün kişinin özellikleri, araç kullanırken içinde bulunduğu durum ve bu duruma sebep olan nedenler olduğunun altını çizerek, “Sigorta yapılırken kişinin özellikleri önemli ölçüde dikkate alınmalı, ancak aracın nerede, ne amaçla kullanıldığı, aracın eski veya yeni bir araç olması da fiyatlandırma kriterleri arasında olmalıdır” dedi.
Sürücü özelliklerine göre sigorta yapılmasının pratikte faydalı ve gerekli bilgiler sağlanırsa sorunsuz bir uygulama olabileceğini söyleyen Azim şunları söyledi: “Ancak bu uygulama sadece özel kullanıcılar için geçerli olabilir. Kiralık araçların veya firma araçlarının sürücüleri değişkenlik göstereceği için sürücüye bağlı bir fiyatlandırma mümkün olmayacaktır. Buralarda da firmanın geçmiş yıllardaki hasar frekansına göre tarifede bir farklılaşmaya gidilebilir.”
‘ŞİRKETLERE EK BİR YÜK GETİRMEZ’
Trafikte sigortasızlık oranı her dönemde %20 civarında seyrederken, primlerin yükselmesiyle bu oranların %30’lar civarında seyretmeye başladığına işaret eden Azim, “Sürücüye sigorta sistemi, sigorta yaptırmayan bu %10’luk kısım için ikna sebebi olabilir. Bunun da şirketlerin operasyonlarına ek bir operasyon yükü getirmesi mümkün değildir. Şirketlerin bu konudaki altyapıları güçlüdür. Sistem uygulamalarının değişmesi söz konusu olursa, gerekli data transferini sağlamak ve bu datalar üzerinde çalışarak yeni tarife yapıları oluşturmak,  belirli bir süreç gerektirecektir” dedi.
13 Nisan 2017
http://www.sigortacigazetesi.com.tr/surucuye-sigorta-soru-isaretleri-ile-gundemde/

14 Nisan 2017

TRAFİK SİGORTASINDA TAKSİT

Sigorta şirketleri tekrar taksite başlayacaklardır...

Bazı şirketlerin trafik sigortasına taksit uygulamayı bırakmasını yorumlayan Sigorta Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şen, sigorta şirketlerinin ani pozisyon aldığını ancak tekrar eski modele geçeceklerini söyledi

Sigorta Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Şen, bazı sigorta şirketlerinin trafik sigortası prim ödemelerinde taksiti kaldırdığını belirterek, "Bazıları da taksit yapmaya devam ediyor. Bunun sebebi şu; sigorta şirketleri şu anda ne yapacaklarını bilmiyorlar ve pozisyon almaya çalışıyorlar. Bu uygulamaların geçici olduğunu düşünüyorum. Bugün taksitlendirmeyi kaldıran şirketlerin yarın yeniden taksitlendirme modeline geçebileceğini düşünüyorum." dedi.

Hazine Müsteşarlığının "Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Primlerine İlişkin Genelgesi"ne göre, söz konusu sigortanın zorunlu olması ve sigortalılar açısından primlerin ödenebilecek seviyede tutulması hususları göz önünde bulundurularak, 12 Nisan-31 Aralık döneminde uygulanmak üzere zorunlu trafik sigortalarına ilişkin bazı kararlar alındı.

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Sigorta Acenteleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Şen, Hazine Müsteşarlığının yayımladığı genelgenin trafik sigortasıyla ilgili birçok kaosu ortadan kaldırdığını belirterek, "Kimse memnun değildi. Tüketiciler primlerin yüksek olduğunu söylüyordu. Sigorta şirketleri de 'hasar yapana daha fazla prim tatbik edemiyorum' diye endişeleniyordu. Bu endişelerin ortadan kalkması açısından bizim tarafımızdan kabul görmüş bir genelgedir." diye konuştu.

Şen, ortalama 1.300-1.400 lira seviyelerinde olan hususi araç baz fiyatlarının 807 liraya çekildiğini ifade ederek, iyi sürücüden daha uygun prim, kötü sürücüden daha pahalı prim uygulaması geldiğini, böylelikle sistemin hasar yapan ile yapmayanı birbirinden ayırdığını söyledi.


'Herkesin işine yarayacak, kalıcı olmalı'
Doğan Şen, genelgenin herkesin işine yarayacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Kamyonetler için 1.055 lira baz prim var. İstanbul'da bu yüzde 6 artırılacak, o zaman 1.118 liraya tekabül ediyor. Eğer bu araç çok hasar yapan bir araçsa primine yüzde 150 zam gelecek ve primi 2 bin 795 liraya çıkacak. Dolayısıyla eskiden kamyonetler 2 bin liradan yüksek prim ödemiyordu. O bakımdan sigorta şirketleri hasar yapan kamyonetlerden daha fazla prim alabilecek. 2015 yılının ekim ayında yürürlüğe giren ticari araçlarla ilgili üst limit genelgesi kadük kaldı. Bu genelge oradaki eksiklikleri de ortadan kaldırıyor. Getirilen tavan fiyat primleri gayet iyidir ve korunması gerekir. Bu primlerle birlikte tüketiciler 'ben nereden ucuz prim bulurum?' derdine düşmeyecek. Sigorta acenteleri de 'daha uygun müşteri ve prim bulayım' diye komisyonlarını arkadaşlarıyla, başka acentelerle, şirketlerle paylaşmayacak. Kendisi net komisyon alacak ve dolayısıyla sektörde rehabilite söz konusu olacak."

Trafik sigortasında, sigorta şirketlerinin rekabet amacıyla primlerde tavan fiyattan daha uygun prim sağlayıp sağlayamayacağına yönelik soru üzerine Şen, sigorta şirketlerinin tavan fiyattan uyguna da prim önerebileceğini söyledi.
Şen, geçen yıl trafik sigortası poliçelerinin yüzde 96'sının acente tarafından satıldığını bildirdi.

'Yeniden taksite geçeceklerdir'
Bazı sigorta şirketlerinin söz konusu sigortanın prim ödemelerinde taksitlendirmeyi kaldırdığı iddialarına yönelik soru üzerine de Şen, bazı şirketlerin bu yöndeki uygulamalarını görmeye başladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Bazı şirketler taksiti kaldırdı, bazıları da taksit yapmaya devam ediyor. Bunun sebebi şu; sigorta şirketleri şu anda ne yapacaklarını bilmiyorlar ve pozisyon almaya çalışıyorlar. Bu uygulamaların geçici olduğunu düşünüyorum. Bugün taksitlendirmeyi kaldıran şirketlerin yarın yeniden taksitlendirme modeline geçebileceğini düşünüyorum."
Şen, sektör ortalamasına göre trafik sigortası bedellerinin 3 eşit taksitte tahsil edildiğini anımsattı.
Bu arada, dün Hazine Müsteşarlığından yapılan açıklamada, bazı sigorta şirketlerinin genelge ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde zorunlu trafik sigortası teklifi vermediğine ve söz konusu sigortayı yapmaktan kaçındığına ilişkin başvuruların intikal ettiği belirtilerek, bunu yaptığı tespit edilen sigorta şirketleri hakkında adli ve idari işlem tesis edileceği bildirildi.

http://www.sigortagundem.com/haber/sigorta-sirketleri-tekrar-taksite-baslayacaklardir/1185263#ixzz4eG3zWzEi

Yeni Değer Teminatı & Allianz Sigorta

Yeni satın aldığınız sıfır km aracınızın  ilk tescil tarihinden itibaren geçecek bir yıllık süre içerisinde, meydana gelecek tam ziya (pert)...