sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Şubat 2018

ÖZEL HASTANEDE FİYAT SENDROMU

Aynı ameliyat için aynı hastanede 3 farklı tarife olur mu? 
Peki ya aynı ameliyat için başka hastanelerde 3 kat fark. 
Özel hastanelerimiz her geçen gün daha da büyürken sağlık sistemimizdeki fiyat uçurumları da aynı hızla artıyor. Sakın ‘Sağlık sigortam var, ameliyata para vermiyorum’ demeyin. Asıl sıkıntı orada...
Bir kere baştan söyleyeyim. Zaten zamanında söyleyen söylemiş. Her şeyin başı sağlık. Ne mutlu bize ki çoğu Avrupa ülkesinden daha modern hastanelerimiz daha uzman doktorlarımız var. Bunda elbette hem kamunun hem de özel sektörün son dönemdeki yatırımlarının etkisi büyük. Ancak bu, sağlık sistemindeki aksaklık ve haksızlıkları tartışmayacağız anlamına gelmiyor. Hürriyet’in ocak ayında gündeme taşıdığı acil servislerdeki aşırı yoğunluğa dikkat çeken haber sonrasında Sağlık Bakanlığı’nın büyük bir duyarlılıkla arka arkaya attığı adımlar çok önemliydi. Bu hafta Vatandaşın Ekonomisi’nde ise özel hastane-sigorta şirketi-vatandaş üçgeninde yaşanan bir başka sıkıntı var.
Büyük il ve ilçelerin neredeyse tamamında faaliyet gösteren büyük hastane gruplarını isim vermesem de tahmin edeceğinize eminim. Bu büyük hastane grupları son dönemde yaptıkları yatırımlar ve büyüme hamlelerinin ardından, kamudan sonra sağlık sisteminin en önemli oyuncusu haline geldiler. İşte bu büyük güç sayesinde özel sağlık sisteminin oyun kurucusu durumundalar. Mesela artık bu grupların hastanesinde iyi doktor olmak yetmiyor. Aynı zamanda daha çok hasta bakan, test, tahlil gibi belli kotaları dolduran yani iyi kazandıran doktor olmanız da şart. Bunları da bir ara tartışırız ama benim bu haftaki konum ciddi bir hastalık. Adını ben koydum. Özel hastanede fiyat sendromu.
BAŞ DÖNDÜREN ÜCRET
Bakın bu sayfada bazı rakamlar paylaşıyorum. Hepsini hastane hastane dolaşıp veya arayarak aldım.  Yazımızın konusu büyük hastanelere iki ayrı ameliyatın maliyetini sordum. Safra kesemi almak için bana verdikleri en ucuz fiyat 3 bin 500 lira oldu. Bunun için SGK’lı olmam gerekiyordu. Benim ödeyeceğim benim payıma düşendi. Aynı hastane SGK’lı değilsem yani tüm parayı ben vereceksem 7 bin lira talep etti. ‘Özel sağlık sigortası ile gelirsem ne kadar öderim’ dedim. Aldığım cevap sevindiriciydi. ‘Yatarak’ tedavi olacağım için sigorta şirketim tüm masrafımı karşılıyordu. Peki sigorta şirketime maliyeti ne olur dedim. Cevapları ‘12 bin lira’ oldu. Hoppala… Bana ‘7 bin lira olan ameliyat sigorta şirketime niye 12 bin lira’ diye sordum bu kez. Ne yazık ki cevap alamadım.

ONA BAŞKA BUNA BAŞKA
Bir başka büyük hastane grubunun en kalabalık hastanelerinden birinde aldım bu kez soluğu. Bu kez hedefimde anjiyo işlemi vardı. Fiyat istedim. SGK’lıysam işlem bana 1400 liraya bir stent de takılırsa toplam 5150 liraya mal olacaktı. Yani SGK’dan alacakları dışında benden 5 bin 150 lira daha istediler. Peki SGK yoksa ne ödeyecektim? 6 bin lira anjiyo 3 bin 500 TL stent toplam 9 bin 500 liraya taburcu olabilecektim. En kritik soruyu yine sona sakladım. Özel sağlık sigortam varsa durum ne olurdu acaba. Şimdi sıkı durun. 18 bin lira anjiyo işlemi bir stent de eklenirse 6 bin lira da ona, toplam 24 bin lira sigorta şirketime fatura edilecekti. Ben yine 5 kuruş vermeyecektim. İyi de arkadaş bu nasıl iş. SGK’nın anjiyo işlemine en çok ödediği bedel 448 lira, stent içinse en fazla bin 112 lira veriyor… SGK ve benden alacakları katkıyla yaklaşık 7 bin liraya çıkacak ameliyatın tümünü kendi paramla ödeyim desem 9 bin 500 liraya oluyordu, özel sağlık sigortam karşılasın dersem fatura 24 bin liraya fırlıyordu. Peki ama niye?
Sakın ‘özel sağlık sigortası sayesinde sen tedaviye para ödemiyormuşsun daha ne’ demeyin… Kaza yaptığınızda arabanızın kasko bedeli bir sonraki yıl nasıl artıyorsa sağlık sigortasında da aynı şey söz konusu. Bu türden hasarlar bir sonraki yıl sağlık sigortası yaptırmak istediğinizde sigorta poliçenize yansıyor. Yani daha çok bedel ödüyorsunuz.  Sonuçta özel hastaneler büyüme ve başarı hikayeleri yazarken bizlerin ödediği bedel her geçen gün artıyor. Sağlık gibi önemli bir konuda fiyatların bu kadar başı boş olması bu kadar çelişki içermesi sizce normal mi?
KUZU KUZU ÖDÜYORUZ
BÜYÜK özel hastane gruplarının Türk sağlık sisteminde önemli bir güç haline geldiğini belirttim. Bu güçle sigorta şirketleriyle pazarlık masasına oturuyorlar. Hastanelerin hakim rolleriyle masadan kalkma güçleri var. Sigorta şirketleri ise aynı güce sahip değiller. Büyük hastanelere gidemeyeceğinizi bildiğiniz bir sağlık poliçesini satın alır mısınız? O zaman sigorta şirketleri hastanelere siz sigorta şirketlerine kuzu kuzu ne istenirse ödemek zorundasınız… Hepimize büyük geçmiş olsun!
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sefer-levent/ozel-hastanede-fiyat-sendromu-40752040

05 Şubat 2018

SAĞLIĞINIZ ANADOLU SİGORTA GÜVENCESİNDE


Anadolu Sigorta’nın sağlık sigortası poliçesi, bir kaza veya hastalık sonucunda ortaya çıkabilecek sağlık giderlerini güvence altına alıyor.


Anadolu Sigorta, Bireysel Sağlık Sigortası ve Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürün seçenekleri ile sağlığına yatırım yapmak isteyen herkesin bütçesine uygun tercihler sunuyor.
Geniş teminat ve anlaşmalı kurum ağı ile Bireysel Sağlık Sigortası ve Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) karşıladığı genel sağlık sigortasını tamamlayıcı nitelikteki, uygun prim ödemeli Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürünleri farklı ihtiyaçlara farklı çözümler sunarken, sağlık problemlerini bütçe dostu ödemelerle teminat altına alıyor.



Her bütçeye ve her ihtiyaca uygun

Sağlık sigortasının geleceğe ve sağlığa yapılan en önemli yatırım olduğunun altını çizen Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Metin Oğuz şöyle konuştu: “Anadolu Sigorta olarak farklı alternatiflerle, herkesin sağlığını güvence altına almaya çalışıyoruz. Bunun en güzel örneklerinden biri Tamamlayıcı Sağlık Sigortası. Bu ürünün primleri, özel sağlık sigortasına göre daha uygun. Öte yandan ihtiyaçlar doğrultusunda genel sağlık sigortasını kullanmayı tercih edip, buna ek olarak Tamamlayıcı Sağlık Sigortası poliçesi satın almak da mümkün.


Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ve Bireysel Sağlık Sigortası arasındaki farka değinen Oğuz, “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nda öncelikli kural, bir tedavinin öncelikle SGK tarafından onaylanmasıdır, özel sağlık sigortasında ise, böyle bir şart bulunmuyor. Sigorta şirketleri belirledikleri özel şartlar çerçevesinde, poliçede gösterilen ödeme oranları ve limitler dahilinde sigortalılarının tedavi giderlerini karşılamaktadır."

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası poliçe sayısı hızla artıyor

Türkiye’de sağlık sigortaları konusundaki bilincin artırılması gerektiğine değinen Oğuz, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası gibi ürünlerin bu açıdan önem taşıdığına işaret etti. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası poliçe sayısının hızla arttığı bilgisini veren Oğuz, “Son bir yılda yüzde 139 oranında prim artışı ve yüzde 41’in üzerinde sigortalı sayısı artışı ile sektörde büyük bir hareket sağlandı” dedi.


Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın Bireysel Sağlık Sigortası’na benzer şekilde teminatlarının genişletilebileceği bilgisini de veren Oğuz şunları söyledi: “SGK tarafından karşılanacak tedavi masraflarının, yasal çerçeve içerisinde sigortalının ödemesi gereken fark kısmının özel şartlar dahilinde karşılandığı “Anadolu Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” poliçesi, sigortalılara hiçbir ücret ödemeden anlaşmalı özel hastanelerden hizmet alma fırsatı veriyor. “Anadolu Tamamlayıcı Sağlık Sigortası” kapsamında, tüp bebek sahibi olmak isteyen sigortalılarımız ek prim ödeyerek poliçelerine ilgili teminatı ekleyebilirler. Bu durumda, poliçenin geçerli olduğu süre içinde gerçekleşecek tüp bebek tedavisine ilişkin giderleri SGK’nın ödeme şartları doğrultusunda bu teminatın kullanılması için özel olarak anlaşma yapılmış olan sağlık kurumlarında karşılanır. Doğum teminatı da TSS poliçeleri kapsamında sigortalıların isteğine bağlı olarak belirlenmiş olan ek primin ödenmesiyle birlikte poliçelere eklenebilmektedir.”

04 Şubat 2018

ELİT ÖZEL SAĞLIK SİGORTASI

Elit Özel Sağlık Sigortası, yatarak tedavi olunması gereken durumlarda geçerli olan ve tedavi masraflarının karşılanmasında güvence sunan, Türkiye'nin önde gelen pek çok sağlık kuruluşunda geçerli olan özel sağlık sigortasıdır. Görebileceğiniz en kapsamlı teminatları limitsiz olarak sunan bu ürünle, hayatın getireceği en beklenmedik sürprizlere karşı bile, içiniz rahat olsun.



Elit Özel Sağlık Sigortası’nın Teminatları:
• Ameliyat
• Ameliyat sonrası fizik tedavi
• Yapay uzuv
• Hastane tedavi (Küçük Müdahale)
• Yoğun bakım
• Kemoterapi, radyoterapi, diyaliz
• Oda, yemek, hemşire
• Refakatçi
• Evde bakım hizmetleri
• Ambulans hizmetleri (Hava - Kara)
• Kaza sonucu diş tedavi
• Modern teşhis yöntemleri
• Tahlil röntgen hizmetleri

Not: Teminatlar ve limitler poliçenize bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Avantajlar;
• Tüm taksitli kredi kartlarına peşin fiyatına 8 taksit imkanı vardır.
• Limitsiz ve kapsamlı teminat avantajı
• Türkiye genelinde yaygın anlaşmalı sağlık kuruluşu ağı
• Türkiye’nin önde gelen pek çok sağlık kuruluşunda indirim imkanı
• Hastane sınıflaması yapılmaksızın anlaşmalı tüm sağlık kuruluşlarında tedavi imkanı

18 Aralık 2017

KAYAK VE SNOWBOARD YARALANMALARI TEMİNAT ALTINDA

Kayak Keyfi Anadolu Sigorta Güvencesinde...

Sömestr tatili yaklaşırken, seyahat planları da yapılmaya başlandı. Özellikle yurtdışı kış ve kayak tatillerinde, tatilcileri bekleyen risklere işaret eden Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Metin Oğuz, tüketicileri tatillerini planlarken yurtdışı seyahat sigortalarını atlamamaları konusunda uyardı. Yurtdışı seyahat sigortasının yalnızca vize alınırken, mecburen yaptırılması gereken bir sigorta olarak algılanmaması gerektiğini belirten Oğuz, “Yurtdışı seyahat sigortası zorunlu olmasının ötesinde, pek çok riskten koruduğu için tatil keyfini de sigorta altına alıyor. Anadolu Sigorta’dan poliçe yaptıran sigortalılar, sadece zorunlu tutulan 30.000 Euro’luk sağlık teminatlarına değil; bagajın kaybolmasından tarifeli bagajların zarar görmesi, çalınması veya gecikmesine kadar tatil keyiflerini kaçırabilecek pek çok aksiliğe karşı da kendilerini koruyorlar” dedi.



Kayak teminatını unutmayın
Anadolu Sigorta yurtdışı seyahat sigortası ile kayak yaralanmaları ile ilgili giderleri de poliçe kapsamı içine aldırmak mümkün. Yurtdışı seyahatine çıkmadan önce, yurtdışı seyahat sigortasına kayak teminatını ekleyenler hem kayak/snowboard keyfini doyasıya yaşıyor hem de karşılaşabileceği kötü sürprizlere karşı kendini güvenceye alıyor. Ayrıca tarifeli uçuş esnasında, check-in işleminden geçmiş kayak ve snowboard ekipmanlarının kaybolması, çalınması veya zarar görmesi durumlarında da 350 Euro'ya kadar tazminat garantisi yine poliçe kapsamında verilebiliyor.
Tatillerini yurt dışındaki kayak merkezlerinde geçirecek tatilcilere, sigortalarına kayak teminatını eklemelerini öneren Oğuz, “Kayak tatillerinde kaza ve yaralanma maalesef çok sık karşılaşılan olaylar. Anadolu Sigorta kayak teminatı da eklenebilen seyahat sigortası ürünü ile müşterilerini tüm bu risklerden koruyor” dedi.

18 Aralık 2017

08 Kasım 2017

ANADOLU SİGORTA BİREYSEL SAĞLIK SİGORTASI

Sağlık Sigortasında Anadolu Sigortalı Olma Ayrıcalıkları

Anadolu Sigorta ile rahat ve güvenli bir hayat sizi bekliyor!!
Sağlık Sigortasında Anadolu Sigortalı olma ayrıcalıkları ile ilgili bilgiler aşağıda sizin için derlenmiştir.
Acenteliğimizden cazip fiyatlar ve Anadolu Sigorta’nın müşterilerine sunmuş olduğu geniş teminatlarla ilgili detaylı bilgi alabilirsiniz..


Kanser ve kalp rahatsızlıkları gibi en zorlu hastalıklar için bile bekleme süremiz yok…
Günümüzün en çok korkulan hastalıklarından; kanser ve kalp rahatsızlıkları ile hipertansiyon ve şeker hastalıklarının tedavi giderlerini, sigorta başlangıç tarihinden sonra, ortaya çıkar çıkmaz, bekleme süresi olmadan hemen karşılıyoruz. Tedavisi pahalı veya uzun bu hastalıklarda bile, sigortalılarımızı asla yalnız bırakmıyor, poliçelerini bir sonraki dönemde çok uygun primlerle yeniliyoruz. Bu sayede sigortalımız Anadolu Sigorta güvencesi ile tedavisini sürdürebiliyor.

Hastalığınızın tedavisi devam ederken poliçenizin vadesi sona erse bile, poliçenizi yeniliyoruz…
Sigortalılık dönemi içinde ortaya çıkmış olan bir hastalığın, tedavisi devam ederken mevcut poliçenin vadesi sona ererse; tedavisi devam eden hastalık için hiçbir muafiyet koymadan, mevcut hastalığı kapsam dışı bırakmadan sorunsuz olarak poliçenin yenileme işlemini gerçekleştiriyoruz, devam eden tedavi giderlerini poliçe kapsamı dahilinde karşılıyoruz.

Hastanede yatış için oda gün sınırlaması yok…
Sigortalılarımızın hastanelerde yatarak gördükleri tedaviler için oda yatışlarına ait gün sınırlaması uygulamıyoruz. Yoğun bakım için her vaka başına ise 90 gün süre veriyoruz.
Bir sigortalımız, hipofiz adenomu rahatsızlığı sebebiyle kesintisiz 404 gün hastanede yatmış ve tedavisi için 834.882,76 TL tazminat ödemesi yapılmıştır.
Sektörde yer alan sigorta şirketlerinin büyük bir çoğunluğu, bir yıllık poliçe süresi içinde, hastanede oda yatış süresi için azami 180 güne kadar ödeme yapmaktadır.



Sağlınız için daha çok seçenek…
Türkiye genelinde 67 ile yayılmış, 3.000’in üzerinde sağlık kurumundan oluşan, yaygın anlaşmalı sağlık kurum ağına sahibiz. Anlaşmalı hastane, tıp merkezi, laboratuar, eczane, görüntüleme merkezi ve doktorlarımızla, sigortalılarımıza, ülkemizin dört bir yanında hizmet veriyoruz.

Türkiye ‘de ilk defa: Kuvöz giderleri için teminat...
Bireysel sağlık sigortasında, doğum teminatlı bir poliçeye sahip, bu teminata hak kazanmış sigortalılarımızın doğan çocuklarının, doğum tarihinden sonraki 15 gün içinde Şirketimize sigortalanmış olmaları durumunda, kuvöz giderlerini yüksek bir limit vererek karşılıyoruz.

Anadolu Sigortalı bebeğin, doğuştan gelen hastalıkları teminat altında…
Bireysel sağlık sigortası kapsamında doğum teminatlı bir poliçeye sahip olan ve doğum teminatına hak kazanmış sigortalılarımızın çocukları, doğum tarihinden sonraki 15 gün içinde başvuru formu doldurularak anne ile aynı planda Şirketimize sigortalanırlarsa, doğuştan gelen hastalıklarına ait giderlerini poliçe kapsamında ödüyoruz.

Yetişkin sigortalılarımızın doğuştan gelen rahatsızlıkları da teminat altında…
Şirketimizde kesintisiz en az 4 sene bireysel sağlık sigortası olan sigortalılarımızın, sigortalılıklarının 5. senesinden itibaren, sigortalandıkları tarihten sonra bile ortaya çıksa, tüm doğuştan gelen hastalıklarına ait giderlerini karşılıyoruz.

Herkes Yenileme garantisi alabilir…
Türk sigorta sektöründe ilk kez 18 yaşına kadarki tüm çocuklara, herhangi bir koşula bakmadan, sigorta başlangıç tarihinden itibaren yenileme garantisi veriyoruz.
Sigortalılıklarını Anadolu Sigorta’da en az 4 yıl kesintisiz olarak devam ettiren ve son 4 yıl, her bir yıl için poliçelerinde ödenen tazminat/kazanılan prim oranları yüzde 100’ün altında olan tüm sigortalılarımıza risk değerlendirmesi yapmadan yenileme garantisi veriyoruz.

18 yaşın altındaki çocukları tek başlarına sigortalayabiliyoruz...
Türk sigorta sektöründe ilk kez, bütün ürünlerimizde, 18 yaşın altındaki çocukları tek başlarına sigortalıyoruz. (18 yaşın altındaki tüm çocukların sigortalanması gerekmektedir.)

Yılda bir kez check-up’ınız bizden…
Poliçelerinde yatışsız tedavi teminatı olan sigortalılarımıza, belirlemiş olduğumuz anlaşmalı kuruluşlarımızda yılda bir kez check-up yaptırma fırsatı sağlıyoruz.
Sadece yatışlı tedavi teminatlarına sahip sigortalılarımıza ise, arzularına bağlı olarak, ödeyecekleri düşük bir miktar ek prim ile check-up yaptırma fırsatı sağlıyoruz.

Çocuklarınızın geleceğini bugünden koruyoruz...
Yatışsız tedavi teminatlarına sahip olan 0-6 yaş arasındaki çocuk sigortalılarımızın, rutin doktor muayeneleri ve tüm koruyucu aşı giderlerini karşılıyoruz.

Kadın sigortalılarımızın smear test giderlerini ödüyoruz…
Yatışsız tedavi teminatlarına sahip kadın sigortalılarımızın kontrol amaçlı jinekolojik muayene ve smear test giderlerini yılda bir kez karşılıyoruz.

Kontrol amaçlı muayenelerinizi biz karşılıyoruz…
Özel anlaşmalı sağlık kuruluşlarından yapılan, 40 ve üstü kadın sigortalılarımızın mamografi ve meme ultrasonografisi ile 40 ve üstü yaşlardaki erkek sigortalılarımızın Prostat Specific Antijen (PSA) tetkiklerine ait giderlerini, yılda bir kez yüzde 100 karşılıyoruz. Üstelik bu hizmetimiz tüm bireysel sağlık sigortası ürünlerimizde…

Kontrol amaçlı kolonoskopi giderlerini karşılıyoruz…
Yatışsız tedavi teminatlarına sahip olan 50 ve üstü tüm sigortalılarımızın özel anlaşma yaptığımız sağlık kuruluşlarında kontrol amaçlı yaptırdıkları kolonoskopi tetkikine ait giderlerini, yılda bir kez yüzde 100 oranında karşılıyoruz.

Doğum teminatı için anlaşmalı anlaşmasız kurum ayrımı yok…
Eko plan olmayan bireysel sağlık sigortası ürünlerimizde, sigortalılarımız, doğum için anlaşmalı olmayan bir sağlık kurumuna bile gitse, doğum giderlerini, poliçelerinde belirtilen doğum teminatı limiti ve ödeme oranları dahilinde karşılıyoruz.
Poliçelerinde yurtdışı tedavi teminatı olan sigortalılarımız, yurtdışında doğum yapmayı tercih ederlerse, bu sigortalılarımızın doğum giderlerini de yine poliçelerinde belirtilen doğum teminatı limiti ve ödeme oranları dahilinde ödüyoruz.

Poliçeniz yüksek teminatlarla yurtdışında da geçerli…
Yurtdışı tedavi teminatı olan ürünlerimizde, yurtdışında yapılan tedavilerde, ilgili rahatsızlığın Türkiye’de tedavisi olup olmadığına bakmadan, poliçede belirtilen yüksek limitler ve ödeme oranları dahilinde sigortalılarımızın sağlık giderlerini karşılıyoruz.

Yenileme garantisi olmayanlara, 75 yaşına kadar poliçe yenileme hakkı…
Sigortalılarımız yenileme garantisi almaya hak kazanamamış olsalar bile, 75 yaşına kadar poliçelerini yenileme imkânı veriyoruz.


31 Ağustos 2017

YURT DIŞI SEYAHAT SİGORTASI

Yurtdışı seyahat sigortası ürünü, vize sürecinde istenen bir belge olmakla birlikte, seyahat sırasında karşılaşılabilecek pek çok riske karşı koruma sunmaktadır. 

Tatil keyfinin kesintisiz sürmesi için, hizmet kalitesi ve acil durumlarda ulaşılabilirliğiyle, tatil başlangıcından bitişine kadar geçen sürede, en kapsamlı poliçe ile sigortalılarımızın yanında olmaya devam ediyoruz.



Yurtdışı Seyahat Sigortasında seyahat edilecek yer;
Avrupa ülkeleri seçildiğinde Schengen Anlaşması kapsamındaki ülkeler de dahil olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini,
Dünya ülkeleri seçildiğinde Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere tüm dünya ülkelerini
kapsamaktadır. 


Keyifli tatiller dileriz. 

(*)Sigortalılarımız Yurtdışı Seyahat Sigortası ile sunduğumuz yardım hizmetlerinden 0850 7 24 0850 numaralı Anadolu Hizmet ve Hasar İşlemleri Hattı'nı arayarak yararlanabilecektir. 
(**)Anadolu Sigorta süre ve koşullar konusunda önceden haber vermeksizin değişiklik yapma ve yürürlükten kaldırma hakkını saklı tutar. 
x

11 Haziran 2017

TAMAMLAYICI SAĞLIKTA BÜYÜME HIZ KESMİYOR

Sağlık sigortası her dönem üzerinde pek çok tartışmanın yaşandığı bir branş. Öte yandan bu tartışmaların paralelinde gelişmelerin ve büyümenin de hızla devam ettiği bir branş olma özelliğine sahip.

Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) verilerine göre, 2017 yılının ilk çeyrek döneminde sigorta sektörünün toplam prim üretimi geçen yıla göre %12’lik artışla 11 milyar 935 milyon lira oldu. Üretilen toplam rakamın yaklaşık %13’lük kısmını ise hastalık/sağlık branşı karşıladı. Sigorta sektörü sağlık sigortalarında son yıllardaki büyüme hacmini klasik sağlık sigortalarına ek olarak satılmaya başlanılan yeni ürünlerin etkisiyle de artırmaya çalışıyor. Bu ürünlerden bir tanesi de genel ve özel sağlık sigortaları dışında son yıllarda adını sıkça duyduğumuz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası. Türkiye’de özellikle 2000’li yılların başından itibaren yoğun şekilde tartışılmaya başlayan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, ilk kez 5510 sayılı Kanun’un 98’inci maddesinde konu edildi.

Poliçe sayısı 2016 yılında 643 bini aştı

2011 yılının ekim ayında yayınlanan Orta Vadeli Program’da (2012-2014) ise, ‘tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sigortası modellerinin geliştirileceği’ konusuna yer verildi. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) özel sağlık sigortasında gerçekleştirdiği düzenlemeyle ise Tamamlayıcı Sağlık Sigortası hayatımıza girmiş oldu. Tamamlayıcı sağlıkta son iki yıldaki büyüme ise çok ciddi rakamlara ulaştı. Öyle ki söz konusu üründe 2015 yılında poliçe sayısı 371 binken, 2016’da 643 bine yükseldi. Sigorta Bilgi Merkezi’nin (SBM) SAGMER verilerine göre, 2017 yılının ilk 4 ayında ise tamamlayıcı sağlıkta poliçe sayısı 270 bini aşarken, bu hızla devam etmesi durumunda poliçe sayısının 800 bine ulaşması bekleniyor. Bu büyümede son aylarda Türkiye’nin en büyük şirketlerinin de mavi yaka çalışanlarına bu üründen almaya başlaması etkili oldu.

Tamamlayıcı sağlığa “havuz” modeli
Sektör temsilcileri gelecek dönemlerde toplu iş görüşmeleri sırasında sendikaların da bu konuda talepkâr olacağına dikkat çekiyor. Aynı zamanda uzun dönemde bu konuda hükümetin de teşvik verme çalışmaları yürüttüğünün altı çiziliyor. Öte yandan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’yla ilgili yaşanan son gelişme ise bir sigorta havuzunun kurulacak olması. Bu havuzun kamu tarafından yönetileceği ve devletin de havuza destek olacağı belirtiliyor. Kurulacak havuzun, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) gibi özel hastanelerle anlaşmalar yapacağı da ifade ediliyor.  Bu durumda ise ülke sigortacılığı yeni bir sigorta havuzu ile tanışmış olacak. Sigortacı Gazetesi olarak sektör yöneticilerine Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın geldiği durum ve gideceği nokta konusunda görüşlerini sorduk.

Yakup Sayar
yakup@sigortacigazetesi.com.tr

Allianz Türkiye Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Oruç Lembet: Bilinirlik arttıkça talep edilir duruma geldi

“2015-2016 yılı döneminde tamamlayıcı sağlıktaki artışın arkasındaki temel sebebin kamuoyunca bilinilirliğinin artması ve buna bağlı olarak artan talep olduğunu görüyoruz.”

Allianz Türkiye Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Oruç Lembet, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın (TSS) özel sigorta almak isteyen, ancak bütçesi daha kısıtlı olan müşteriler için ideal bir ürün olduğunun altını çizerek, “Nitekim devlet tarafından Genel Sağlık Sigortası kapsamında sunulan sağlık hizmet paketi her ne kadar geniş kapsamlı olsa da, TSS ile sigortalılar daha yaygın bir kurum ağıyla ve beklemeksizin, farklı standartlarda sağlık hizmetine de kolaylıkla erişebiliyorlar” dedi.

“Allianz olarak bu ürünü bireysel müşterilere TSS, kurumsal müşterilere ise TSS veya hibrid ürün olarak sunabiliyoruz” diyen Lembet sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurumsal sağlık poliçelerinde TSS ve özel sağlık sigortası özelliklerini tek bir ürün altyapısında buluşturan hibrid ürünler pazara son dönemde girdi. Allianz Türkiye olarak biz de hibrid ürünümüz “Karma”’yı da 2015 yılından itibaren müşterilerimize sunmaya başladık. Dolayısıyla bu iki ürünle gerek bireysel, gerekse kurumsal tarafta sigorta ettirenlere daha ekonomik çözümler de sunarak sağlık sigortası pazarını büyütmeyi hedefliyoruz. 2015-2016 yılı döneminde tamamlayıcı sağlıktaki artışın arkasındaki temel sebebin TSS ve Karma gibi türev ürünlerinin kamuoyunca bilinilirliğinin artması ve buna bağlı olarak artan talep olduğunu görüyoruz. Bunun da pazar büyümesine hizmet eden olumlu ve istediğimiz yönde bir gelişme olduğunu söylemek mümkün.”

‘ÖZEL SAĞLIK ÜRÜNLERİ TSS’YE DÖNÜŞMEZ’

Söz konusu ürünlerde poliçe sayısı yerine sigortalı sayısına bakıldığında seyahat sağlık hariç olarak toplam primin yüzde 23, sigortalı sayısının ise yüzde 29 arttığının görüldüğüne dikkat çeken Lembet, “Allianz Türkiye olarak tamamlayıcı sağlığı, sigorta ettirenlere bütçeleri dahilinde farklı alternatifler yaratarak pazarı büyütme imkanı sağlayacak bir unsur olarak konumlandırıyor ve sektör olarak bu yönde çalışmalar yapılmasını destekliyoruz. Özel sağlık sigortası ürünleri her geçen gün sunduğu yenilikler ve müşteriye yaşattığı farklı deneyimler ile, değişik müşteri ihtiyaçlarına hizmet etmeye devam edecektir. Tamamlayıcı sağlığa dönüşmelerini beklemiyoruz.”


Toplumda bilinç düzeyi arttıkça özel sağlık sigortasına olan ilginin de arttığını söyleyen Lembet sözlerini şöyle sürdürdü: “Allianz Türkiye olarak, sağlık sigortacılığında sadece sağlık harcamalarını finanse eden kurum olmanın ötesine geçen bir vizyonla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Önceliğimiz daima; değişen talep ve ihtiyaçlara göre yenilikçi çözüm ve uygulamalar sunabilmek. Geleneksel sağlık sigortalarında çözümlerin sektör genelinde değişen ihtiyaçlara bağlı olarak değişmeleri, sunulan ürünlerin farklılaşmaları gerektiğini düşünüyoruz. Nitekim bu yönde attığımız çeşitli adımlar mevcut ve ilerleyen dönemlerde yeni çözüm ve uygulamalar sunabilmek üzere hazırlanıyoruz.”

Sompo Japan Sigorta Bireysel, Teknik ve Finansal Kurumlar Satış Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı  Şenol Ortaç: Sağlıkta TSS’nin payı giderek artıyor

“2014 sonu itibarıyla sağlık branşında üretilen her 100 liralık primin 1.2 lirası tamamlayıcı sağlıktan geliyordu. 2016 sonunda bu miktar 4.88 liraya yükseldi.”

Tamamlayıcı sağlık sigortalarındaki gelişimi sigorta sektörü açısından gayet olumlu ve umut verici olarak değerlendirdiklerini belirten Sompo Japan Sigorta Bireysel, Teknik ve Finansal Kurumlar Satış Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı  Şenol Ortaç, “Özel sağlık sigortaları, ister geleneksel, ister tamamlayıcı sağlık sigortası olsun; aslında sağlık hizmetlerinin finansmanı için en makul ve adil yöntemlerin başında geliyor. Türkiye’de sağlık için harcanan para 104 milyar liraya ulaştı. Kişilerin bireysel olarak yaptıkları ödemeler ise yaklaşık 15 milyar lira. Bunun yarısının dahi özel sigorta modeliyle finanse edilebileceği varsayımını yaparsak, pazarın büyüme potansiyeliyle ilgili çok daha net bir tablo ortaya koymuş oluruz. Bununla beraber gerek sağlık, gerek hizmet sunumu, gerekse sigorta perspektifinden; kamunun özel sektöre çok hızlı alan açmayı tercih edebileceği bir konu değil. Bu konuda aşamalı olarak alan açıyor, özel sağlık sigortaları da aşamalı olarak bu alanı tamamlıyor. O yüzden buradaki gelişimin uzun bir zamana yayılarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Tamamlayıcı sağlık aslında fiilen 2 yıllık geçmişi olan, çok yeni sayılabilecek bir ürün. Her ne kadar bu büyüme grup poliçelerinin etkisiyle olmuş gibi görünse de, önümüzdeki dönemde bireysel tamamlayıcı sağlığın da belirli bir hızla artacağına inanıyoruz. Zira, tamamlayıcı bireysel sigortalı adedi ise 2015 yılında 50 binlerdeyken, 2016 sonu itibarıyla 200 binlere yaklaşmış durumda. Ayrıca 2014 sonu itibarıyla sağlık branşında üretilen her 100 liralık primin 1.2 lirası tamamlayıcıdan gelirken; 2016 sonunda 4.88 liraya yükseldiğini görüyoruz” diye konuştu.

‘ÖZEL HASTANELERİN TUTUMU ÖNEMLİ’
Klasik sağlık poliçelerinin tamamının TSS’ye dönüşmesini öngörmediklerini ifade eden Şenol Ortaç sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu noktada pazarın ne şekilde ve hangi hızla dönüşeceğini; aslında SGK ile anlaşması olmayan, dolayısıyla da tamamlayıcı sağlık ürünlerinin ağında bulunmayan büyük özel hastane gruplarının davranışları belirleyecek gibi duruyor. Artık tüketiciler; nitelikli sağlık hizmetine çok daha uygun primlerle erişebiliyorlar. Bu durum, her geçen gün genişleyen bir müşteri kitlesi tarafından da fark ediliyor. Bu sağlık grupları, afaki sayılabilecek hizmet fiyatları ile hizmet sunmaya devam edip; fiilen konsolide olmuş bir pazarda, sınırlı sayıda sigorta şirketi ile işbirliği içinde sınırlı bir segmente mi hizmet verecekler, yoksa fiyat anlaşmalarını makul düzeylere çekerek sigorta sektörünün geneli ile yeniden bir kazan-kazan ilişkisine mi girmeyi tercih edecekler; birlikte göreceğiz.”

Şenol Ortaç, Sompo Japan Sigorta olarak en çok önem verdikleri konunun, ürünlerinin sigortalılarına farklı değerde öneriler sunması olduğunu ifade ederek, “Tamamlayıcı sağlık ürünümüzde, sunduğumuz teminatlar ve yarattığımız farklar hakkında; hem dağıtım kanallarımızdan, hem de müşterilerimizden çok olumlu geri bildirimler alıyoruz. Geleneksel sağlık ürünlerimizi de aynı bakış açısıyla revize ederek zenginleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hedefimiz, sağlıkta müşteri ve paydaşlarının tamamına değer yaratan, saygın ve istikrarlı bir şirket olmak. Bunun için, geleneksel sağlık ürünlerimizin de ‘sigortalı için değer önerisi yüksek, prim seviyesi olarak sürdürülebilir, kanal için satışı kolay’ olacağını şimdiden söyleyebiliriz” diye konuştu.


http://www.sigortacigazetesi.com.tr/tamamlayici-saglikta-buyume-hiz-kesmiyor/

06 Nisan 2017

SAĞLIKTAKİ DÜZENLEMELER...

İlk defa 2012 yılında Türk Ticaret Kanunu tarafından düzenlenen sağlık sigortalarının işleyişinde zaman zaman aksaklıklar yaşanabiliyor. Bu yazımızda, riskin gerçekleştiği anın saptanmasından, ebeveynden yeni doğana geçen sigorta güvencesine kadar pek çok hususta ortaya çıkabilen aksaklıkları ve çözüm önerilerini değerlendirdik.

Günümüzde özel sağlık sigortalarının önemi azalmış görünmesine karşın yine de sürmektedir. Genel Sağlık Sigortası ile büyük ölçüde güvence altına alınmış olan vatandaşlar, özellikle daha konforlu bir sağlık hizmetine kavuşmak üzere özel sağlık sigortası da yaptırmaktadırlar.

Türk Ticaret Kanunu ilk olarak 2012 yılında özel sağlık sigortasını (ve hastalık sigortasını) düzenlemiş bulunmaktadır. Aşağıda bu yeni düzenlemenin bazı aksayan yönlerine özellikle vurgu yapacağız. Ancak ilk önce bazı saptamalarda bulunalım:

* Ülkemizde özel sağlık sigortaları birçok sigorta şirketi açısından “zarar ettiren” bir sigorta türü olmuş ve olmaya da devam etmektedir.
* Bununla birlikte primler bazı sigortalılar için “astronomik” tutarlara varmıştır (“astronomik” sözcüğü dünya ile gökyüzündeki diğer yıldızlar arasında mevcut olan ışık yılı ile anlattığımız uzaklığa vurgu yapmaktadır).

BİREYSEL PRİM, GRUP PRİMİNİN 2 KATINA ÇIKABİLİYOR

* Üzülerek görüyoruz ki, grup sigortaları lehine ve bireysel sigortalar zararına bir çark işlemektedir: Grup sigortası primleri (gruplardan beklentiler sebebiyle) oldukça düşüktür (sigorta şirketleri prestij, çapraz satış v.b. sebeplerle grup sağlık sigortası primlerini olabilecek en alt düzeyde tutabilmektedirler); bunlara ait bütün zarar ise zaman zaman primi çok yüksek olan bireysel sigortalardan çıkarılmaktadır. (Bazı grup sigortalarında kişi başı prim ile bireysel sigortalardaki primleri karşılaştırdığımızda arada çok büyük farkların olduğu görülmektedir: grup primi, bireysel sigorta priminin yarısından daha az dahi olabilmektedir).
* Sigorta şirketleri, bireysel sigortalara ilişkin pahalılığı “bazı sigortalılar için 800-900 bin liralara ulaşan “hasarlar” ödemiş olmaları gibi bir gerekçe ile haklı göstermeye çalışmaktadırlar. Doğrusu bu gerekçe mantığa ve sigorta beklentilerine uygun düşmemektedir.
* Her şeyden önce, bir sigorta şirketi ödeme yapmak için vardır (Öte yandan, sigortacıların teminata girmeyen ancak sigorta ettirenle olan veya olması arzu edilen iyi ilişkilerini dikkate alarak  yaptıkları ex-gratia ödemeleri “lütuf ödemesi” deyimiyle tanımlamalarının yakışık almadığı gibi gerçek kişilerin sağlık harcaması yapmalarını “hasar” olarak nitelemek de pek yakışık almamaktadır). Kanımızca, en büyük tutarlı  ödemeyi örnek gösterip, bunun sigorta ettirenlerden yüksek prim alınmasını haklı kıldığını öne sürmek hatalı bir düşüncedir.  Sigorta şirketinin 900 bin liralık sağlık harcaması sonuç olarak belirli bir yaşın üzerindeki birçok sigortalı için öngörülen senelik primin yalnızca yaklaşık 120 katı civarındadır. Bunun da abartılmaması gerekir.



HASTALIK VE SAĞLIK SİGORTALARI

Türkiye’de özel sağlık (giderleri) sigortası hakkındaki yasal düzenleme Türk Ticaret Kanunu’nun 1511 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. Bu yasal düzenleme ana hatlarıyla aşağıdaki gibidir
* Hastalık ve sağlık sigortası olmak üzere iki ayrı kategori sigorta söz konusudur.
* Hastalık sigortası, uygulamada “tehlikeli hastalıklar planı” (veya benzeri) bir ifadeyle tanımlanan ve sigortalının sözleşmede sayılan hastalıklardan birine yakalanması halinde kendisine toplu para verilmesini öngören bir “tutar” (eski deyimle “meblâğ”) sigortasıdır (mesela kansere yakalanıldığı takdirde 500 bin lira ödenmesi; bu tür sigortada kanserin gerektirdiği tedavi giderleri toplamı daha düşük olsa dahi, sigortacı buna bakmaksızın kararlaştırılan sigorta parasının tamamını ödemekle yükümlü olacaktır).  Buna karşılık sağlık sigortası esas olarak sağlık giderlerinin karşılanmasını hedef tutan bir zarar sigortasıdır (en fazla sağlık gideri karşılanır).
* Sağlık sigortası sözleşmede aksi kararlaştırılmış değilse, yasada sayılan bazı ek teminatları da içerecektir. Bu teminatlar yatarak tedavi görülen durumlara ilişkin “günlük hastane parası teminatı” (TTK kanımızca hatalı olarak bunu “günlük hastane giderleri teminatı” olarak tanımlamıştır); sağlık sorunu yüzünden çalışma hayatının sürdürülememesi olasılığında devreye girecek olan “günlük iş görememe parası” ve sigortalının bakıma gereksinim duyar hale gelmesi halinde söz konusu olacak olan “gündelik bakım parası” ve/veya “gündelik bakım gideri” teminatlarıdır. Günlük hastane parası, günlük iş görememe parası ve gündelik bakım parası teminatları tutar sigortası niteliğini taşıyan sigortalardır.

HASTALIK SİGORTASINDA LEHTAR ATANABİLİYOR

* Hastalık sigortasında lehtar atanması mümkündür. Lehtar atanmamışsa, yasa sigortalıyı lehtar sayıyor. Sigorta ettirenin başkasının hastalanması olasılığı üzerine sigorta yaptırmış olduğu hallerde (bu gibi bir sigortanın geçerli olması için sigortanın üzerine yapıldığı hastalanacak olan kişinin-sigortalının- yazılı izni de zorunludur), sigorta parasının kendisine ödenmesini sağlamak üzere kendini lehtar olarak belirlemesi gerekmektedir. Bundan başka, sigorta ettirenle hastalanması olasılığı üzerine sigorta yaptırılan kişinin (sigortalının) arasında bir çıkar ilişkisinin mevcut bulunması da gereklidir. TTK, bu çıkar ilişkisinin neye ilişkin bulunacağını belirtmemiştir. Kanımızca sigorta ettiren, sigortalının hastalanmaması bakımından çıkar sahibi olmalıdır.
* Hastalık sigortasında çifte sigorta söz konusu değildir. İstenildiği kadar (ve sigortacının kabul etmesi koşuluyla istenilen tutar üzerinden) sigorta yaptırılması mümkündür. Ancak eğer sigorta parası sigortalıdan (rizikonun üzerinde gerçekleşeceği, hastalığa yakalanacak olan kişiden) başkasına ödenecekse ve bu ödemeyi alacak kişinin çıkarı da -para ile ölçüldüğünde- ödeme tutarından düşükse, fazla kısım sigortalıya ait olacaktır.

RİSK NE ZAMAN GERÇEKLEŞMİŞ SAYILIYOR ?

* TTK hastalık sigortasında rizikonun ne zaman gerçekleşmiş sayılacağını düzenlemiştir: Sözleşmede öngörülen hastalıklardan birinin “ortaya çıkması” veya “gerçekleşmesi”. Bunlar arasındaki fark şudur: Hastalığın ortaya çıkması, kanımızca varlığının belirlenmesi (tanının konulması) anlamına gelir. Buna karşılık hastalığın gerçekleşmesi “tıp bilimi açısından hangi andan başlayarak mevcut sayıldığı” ile ilgili sayılmalıdır.
* Sağlık sigortasında rizikonun ne olduğu ve ne zaman gerçekleşmiş sayılması gerektiği konusunda ise yasa suskundur. Sağlık giderleri teminatında, riziko tedavi edilmesi gereken bir hastalığın sigorta süresi içinde ortaya çıkmış olması değildir; tedavinin fiilen uygulanmasıdır (ancak bu noktada şu noktayı netleştirmek lazımdır: tedavi öncesinde yer alan tanı koyma amaçlı araştırma ve incelemeler de tedavi kapsamında değerlendirilir. Kural olarak tedavinin sigorta süresi içinde gerçekleşen kısmı teminata dahildir. Ancak sigorta sözleşmeleri sigorta süresi içinde uygulanmaya başlayan ve bu süre bittiği anda sürmekte olan tedavilerle ilgili giderleri de (en azından sigorta sözleşmesinde öngörülen belirli bir zaman diliminin sonuna kadar) karşılamaktadırlar.

KAZANIN TEDAVİSİ DE TEMİNATA DAHİL OLMALI

* TTK’daki bir diğer eksiklik ise, kazadan kaynaklanan tedavi gereğini açıkça kapsayan bir düzenleme getirmemiş olmasıdır. Sağlık giderleri sigortasının konusu yalnızca hastalık (ve gebelik ve doğum) sebebiyle gerçekleştirilen tıbbi uygulamalar değildir. Kaza niteliğindeki (ani ve dış etkilerle gelişen) bir olaydan kaynaklanan tedavi uygulama veya tıbbi inceleme yapma gereği de teminata dahil olmalıdır. Ancak yasal düzenleme bunu açıkça öngörmediği için, kazanın gerektirdiği tıbbi uygulamaların teminata dahil olması sigorta sözleşmesinin bu husustaki hükümleri çerçevesinde söz konusu olabilecektir.
* TTK “bekleme süresi” (sigortalının belirli hastalıklar bakımından teminattan yararlanmaya başlayabilmesi için geçmesi gereken süre) hakkında çok yüzeysel bir düzenleme getirmiş ve bu konuyu açıkça düzenlemek yerine hangi makamın düzenleyeceğini belirtmekle yetinmiştir. Yasada bir tavan sürenin (mesela 6 ay) açıkça hükme bağlanması lazım gelirdi.

YENİ DOĞAN UYGULAMASI SIKINTILARA GEBE

* Yeni doğan bebeğin sigorta teminatından yararlanacağını öngören TTK hükmü yeni ve ayrıntılı olarak incelenmesi gereken bir hükümdür. Söz konusu düzenleme, yeteri kadar açık kaleme alınmamış olduğundan duraksamalara yol açmaktadır: Bu hüküm şöyledir: “Doğum sırasında, ana babadan biri için yaptırılmış bir hastalık veya sağlık sigortasının bulunması halinde, aksi kararlaştırılmamışsa, doğumun tamamlanmasından itibaren bebek, ek prim olmaksızın sigortanın kapsamına girer. Ancak, bunun için doğumun en geç iki ay içinde sigortacıya bildirilmesi gerekir”. Burada her şeyden önce “neyin aksinin kararlaştırılmasına izin verildiği belirsizdir (doğumun tamamlanması? bebeğin sigorta kapsamına girmesi? ek prim alınmaması?). Kanımızca hükmün konuluş amacı, aksi kararlaştırılacak hususun yalnızca ek prim olduğu sonucuna götürmektedir. Bebeğin anne veya babadan biri için yapılmış bir sağlık sigortası varsa o sigortaya girmesi çözümü ile ilgili olarak ileride uygulamada çok sayıda sorun yaşanacağına kesin gözüyle bakmak gerekir. Her şey bir yana, ülkemizde sağlık giderleri sigortası özel koşulları çoğu halde doğumsal rahatsızlıkları teminat dışında bırakmaktadırlar. O zaman da bebeğin doğumdan başlayarak teminat altında olacağına ilişkin hükmün fazla bir anlamı kalmayacaktır.

SİGORTALININ ‘BİLGİ İSTEME HAKKI’

*  TTK’nın yeniliklerinden biri de, sigorta ettirene ve sigortalıya “bilgi isteme hakkı” tanımış olmasıdır. Sigortacının sigorta korumasını işletmeyi kısmen veya bütünüyle reddederken esas aldığı raporu, istem halinde sigorta ettiren veya sigortalının doktoruyla (neden kendisiyle değil?) paylaşma yükümlülüğü öngörülmüştür. Böylece sigorta ettiren ve sigortalı, sigortacının kararının dayanaklarını öğrenme ve değerlendirme olanağını elde edeceklerdir.
*  TTK, zarar sigortası niteliğini taşıyan sağlık giderleri sigortasına, hayat sigortaları için öngörülmüş olan sigortadan ayrılma (iştira) değerine, sigortacının ödünç verme yükümlülüğüne ve sigortanın prim ödemeden bağışık sigortaya dönüşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağını hükme bağlamaktadır. Bu yoldaki düzenlemenin amaç ve anlamı pek anlaşılamamaktadır.

‘İNSANİ’ DÜZENLEME YAPILMALI

* Özellikle altını çizmeliyiz: Sağlık  sigortasına ilişkin yasal düzenlemenin en başta gelen eksik taraflarından biri de sigortanın ömür boyu sürmesine ilişkin temel kuralları saptamamış ve sigortacının sözleşmeyi sürdürmeyerek sigorta ettireni veya sigortalıyı ortada bırakmasını önlememiş bulunmasıdır. TTK’da (mesela) kansere (veya başka bir önemli hastalığa) yakalanan bir sigorta ettiren veya sigortalının sigortaya en fazla gereksinim duymaya başladığı bir anda sigortası, sigortacı tarafından yeni dönem için sürdürülmediği için ortada kalmasını engelleyen (insani) düzenlemeyi getirmemiştir.
Yasadaki hükümlere ek olarak, Özel Sağlık Sigortaları Yönetmeliği’ndeki düzenlemeyi de gözden geçirmemizde yarar vardır. Özellikle grup sağlık sigortaları; sigorta ettirene/sigortalıya ömür boyu yenileme garantisinin veya yalnızca yenileme garantisinin verilmesi; plan değişikliği ayrıntılı incelemeye ihtiyaç göstermektedir. Bunu da gelecek yazımızda işlemeye çalışacağız.

24 Mart 2017
http://www.sigortacigazetesi.com.tr/sagliktaki-duzenlemelerin-hayatimiza-yansimalari/

ANADOLU SİGORTA & YEŞİL KART POLİÇESİ

Trafik sigortası ile Türkiye sınırları içerisinde aracınızla kazaya neden olmanız durumunda 3.şahıslara verilen maddi ve bedeni zararlar tem...