29 Kasım 2016

VATANDAŞA YILDA 11 BIN TL KATKI !

BES ile birlikte isteğe bağlı BES'e para yatıran vatandaşa devlet her yıl 10 bin 882 TL katkı payı verecek

2004'te başlayan ve 2013'te her 100 liralık birikim yapana yüzde 25 devlet katkısı ile coşan Bireysel emeklilik Sistemi (BES) yılbaşında yeni bir kulvara geçiyor. Bu yolun sonunda yaklaşık 13 milyon çalışan otomatik olarak BES'e dahil edilecek. 45 yaşın altındaki çalışanları kapsayan sistemin yılbaşında bin ve üzeri çalışanı olan işyerleri ile başlaması nisanda çalışan sayısı 250 ve üstü olanları içermesi ve temmuzda ise sayının 100'e inmesi bekleniyor.

56 YAŞINA KADAR KALAN TÜM HAKLARDAN YARARLANACAK


 2018'de ise 50 ve üstü çalışana sahip işyerlerinde çalışanlar sisteme dahil olacak. Yeni sistemin vatandaşa en önemli getirisi kuşkusuz normal BES sisteminde olduğu gibi her 100 liraya 25 lira devlet katkısının olması. Ayrıca bin lira da bonus var. Bu 1000 lira eğer 2 aylık cayma sürecinde sistemden çıkmazsanız sizin hesabınıza yatacak. Ancak parayı alıp gidemeyeceksiniz. Tıpkı yüzde 25 devlet katkısında olduğu gibi parayı tamamen hak etmek için sistemde 56 yaşına kadar ve en az 10 yıl kalmanız lazım.

SİSTEMDE UZUN SÜRE KALINIRSA DAHA FAZLA KATKI

Ayrıca 3 yıl içinde sistemden çıkarsanız paradan hiç alamıyorsunuz, 3 ile 6 yıl aralığında çıkarsanız 150 lira 6-10 yıl arasında çıkarsanız 350 lira ve 10 yılda çıkıp da emekli olmazsanız yani 56 yaşını doldurmazsanız 600 lira alacaksınız. Eğer devletin amaçlarına uygun olarak sistemde uzun süre kalırsanız önemli kazanımlar da elde etmiş olacaksınız.

DEVLET HER YIL 10 BİN 882 LİRA KATKI YATIRACAK

Özellikle hem gönüllü BES hem de otomatik BES'te üst limite kadar yatırım yapan birinin devletten aldığı katkı yıllık 10 bin 882 liraya çıkacak. Çünkü otomatik katılım kapsamındaki sözleşmeler için devlet katkısı üst sınırı BES sözleşmelerinin devlet katkısı limitinden ayrı hesaplanacak.

NE YAPILMASI GEREKİYOR?

Örneğin, 2016 yılı için otomatik katılım kapsamı dışındaki sözleşmesi için azami 4.941 TL devlet katkısı hesaplanırken, otomatik katılım kapsamındaki sözleşmesi için ayrıca 4.941 TL devlet katkısı hesap edilecek. Böylece yıllık 9 bin 882 liralık devlet katkısından yararlanmış olacaksınız. Tabii bir de otomatik katılıma girer girmez gelecek bin TL var. Fonun getirişi ise ayrı bir avantaj olarak duruyor. Bu azami fayda için yapmanız gereken ise hem otomatik katılıma hem de gönüllü BES'e asgari ücret kadar yani yıllık 19 bin 764 lira toplamda ise 39 bin 528 lira yatırmak.


www.sigortagundem.com/haber/bunu-yapan-vatandasa-yilda-11-bin-tl-katki/1141889#ixzz4RO8vcv2n

24 Kasım 2016

PERT KASKO & ANADOLU SİGORTA


Pert Kasko Sigortası ile kasko ana teminat grubu altında belirtilen riskler sonucu aracınızın tam hasara uğraması veya çalınması durumuna karşı teminat alabilirsiniz.

Pert Kasko Sigortası ile alınan sağlanan güvence;

Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması,

Gerek hareket gerek durma halinde iken, sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar,

Aracın yanması,

Aracın veya araç parçalarının çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi şeklinde,

4 ana başlık altında toplanmaktadır.

Neden Pert Kasko Sigortası yaptırılmalıdır?

Anadolu Sigorta’nın Pert Kasko Sigortası ürünü, mevcut prim seviyelerini yüksek bulmalarından ötürü Kasko Sigortası yaptırmayan tüketicilere yönelik hazırlanmıştır. Pert Kasko Sigortası en az prim ile Kasko Sigortası’ndaki en önemli temel riskleri teminat kapsamına almayı amaçlamaktadır.

Tüm araç gruplarına, model yılı sınırlaması getirilmeden teminat sağlayan Pert Kasko Sigortası kapsamında sigortalılar; asistans hizmetlerinden yararlanabilmektedirler.

www.bizbize.com.tr

20 Kasım 2016

BES FON GETİRİSİ

BES’te altın ve dövizi seçen katılımcılar iyi getiri sağladı
Kıymetli madenleri seçen yaşadı!
Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES), 2016 yılında fon tercihlerini ‘kıymetli maden’ ve ‘döviz cinsi’ fonlardan yana kullanan katılımcılar 11.5 aylık dönemde yüzde 10’un üzerinde getiri elde etti. Emeklilik yatırım fonları içinde kıymetli madenler fonu, yüzde 27.33’lük getirisiyle tüm fonları solladı.
Yurtiçi ve yurtdışı gelişmelerin etkisiyle tırmanışa geçen ve Donald Trump’ın ABD Başkanı olmasından sonra hızlı yükselen ‘dolar’ın dikişi tutmuyor. Kritik eşik olan 3.30 TL’nin de üzerini gören doların hangi seviyede istikrar kazanacağı belirsizliğini koruyor. Dolardaki yükseliş ve piyasalardaki dalgalanma kuşkusuz, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) katılımcılarını da yakından ilgilendiriyor. 2016 yılında fon tercihlerini ‘kıymetli maden’ ve ‘döviz cinsi’ fonlardan yana kullanan katılımcılar 11.5 aylık dönemde yüzde 10’un üzerinde getiri elde etti. Fonbul.com’dan alınan verilere göre, 31.12.2016-15.11.2016 dönemini kapsayan 11.5 aylık dönemde ‘kamu dış borçlanma araçları fonu’ katılımcılara yüzde 10.58 getiri sağladı. Ancak, döviz cinsi fonlar yanında asıl kıymetli madenler fonunu seçen katılımcılar yaşadı!
Söz konusu fonları tercih edenler, altının da yılbaşından bu yana ciddi değer kazanmasının (serbest piyasada yaklaşık yüzde 30) etkisiyle yüzde 27.33 getiri elde etti. Kamu dış borçlanma araçları ve kıymetli madenler fonu dışında da BES katılımcıları diğer fonlardan da iyi getiriler elde etti. Sözgelimi, ilgili dönemde Hazine Bonosu ve devlet tahvili gibi enstrümanlara yatırım yapan ‘borçlanma araçları fonu’ yüzde 8.82, farklı yatırım araçlarıma yatırım yaparak riski dağıtan ‘karma & esnek fonlar’ da yüzde 8.84 getirisiyle katılımcıları memnun etti.
Getirileri karşılaştırmalı verdikten sonra ufak bir hatırlatma yapmak gerekirse, kıymetli madenler ya da döviz cinsinden fonlar finansal piyasalardaki dalgalanmanın etkisiyle, katılımcılara belki en yüksek getiriyi sağladı. Ancak, BES’te katılımcıların tercihlerini ağırlıklı olarak, borçlanma araçları ya da esnek & karma fonlardan yana kullandıkları ve fon dağılımında değişikliğe gidenlerin sayısının da sınırlı olduğu kaydediliyor.
Sigorta Haber – www.sigorta.net.tr

GÜNDELİKÇİ SİGORTASI...

5510’a mesajı at gündelikçini sigortalat...

Ayda 10 günden az gündelikçi çalıştıranların, abonesi oldukları GSM operatörlerinden 5510’a SMS atarak yanlarında çalıştırdıkları kişiler için sigorta işlemlerini gerçekleştirmelerine yönelik düzenleme geliyor. Düzenleme yasalaşırsa, söz konusu tutar daha sonra telefon faturasından tahsil edilecek. Uygulamanın yılbaşına kadar hayata geçmesi planlanıyor.

1- Haftada bir kez evinde gündelikçi çalıştıranlar, sigorta işlemlerini nasıl yapacak? 
SGK gündelikçilerin sigortalanması konusunda 10 gün sınırı belirlemiş durumda. 10 günün altında çalışanlar için ev sahipleri yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigorta koluna prim ödeyecek. Yarım gün veya saatlik çalışanlar için 7.5 saatin altındaki çalışmalar bir gün olarak değerlendirilecek ve SGK’ya buna göre bildirim yapılacak. Örneğin; haftada 3 gün 4 saat evde yaşlı bakımı hizmeti veren bir çalışan adına SGK’ya 2 gün bildirim yapılması gerekecek. Ev sahiplerinin çalışma süresine ilişkin hesabı doğru şekilde yaparak SGK’ya bildirimde bulunmaları gerekiyor. Bildirim için iki yöntem mevcut. 

2- 10 günden az çalışanlar nasıl sigorta ettirilecek?
Ev hizmetlerinde ayda 10 günden az çalıştırılan kişiler, iki şekilde sigortalanabiliyor. Bu kişileri çalıştıranlar tarafından matbu form doldurularak SGK’ya veriliyor. Form sosyal güvenlik merkezlerinden temin edilebiliyor. Ödemeler bankaya giderek veya otomatik ödeme talimatıyla yapılabiliyor. Çalıştırılan her gün için 1 lira 10 kuruş prim ödeniyor. İkinci olarak, e-Türkiye (www.turkiye.gov.tr)portalına girilerek internet üzerinden başvuru yapılabiliyor. Çalıştıran, kendisinin ve çalıştırdığı kişinin TC kimlik numarasını ve ayda kaç gün çalıştı-racağını belirtiyor. Primi ise bankaya giderek veya otomatik ödeme talimatıyla yatırabiliyor.

3- Gündelikçi, primlerini takip edebilecek mi? 
Çalıştırılan kişi için TC kimlik numarasına yatırılan primler birikecek ve ayda 10 günden az çalıştırılan gündelikçinin primleri kendi TC kimlik numarasında toplanmış olacak. Ay içerisinde aynı kişi tarafından 10 günden az çalıştırılan gündelikçilerin SGK işlemleri, SGK’da adına numara tanımlanmadan TC kimlik numarası ile takip edilebilecek.

4- SMS uygulaması nasıl olacak? 
SGK, ev hizmetlerinde ayda 10 günden az çalışanları sigortalamak için kolaylık sağlayacak bir düzenleme yapıyor. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun numarası olan 5510’a SMS gönderilerek gündelikçilerin sigortalanması ve primlerinin ödenmesi işlemi gerçekleştirilebilecek.
SGK uygulama için GSM operatörleri ile protokol imzaladı. Yıl başında devreye girmesi planlanıyor. Evinde 10 günden az sigortalı çalıştıracak kişi, bir defaya mahsus TC kimlik numarasını “5510”a SMS atarak kendisini “çalıştıran” olarak kaydettirecek. Ardından, gündelikçi olarak çalıştıracağı kişinin TC kimlik numarası ile ayın hangi gününde çalıştıracağının bilgisini “5510”a SMS ile göndererek, çalıştırdığı kişinin sigorta tescil kaydını oluşturacak.

5- SMS ücreti ne kadar? 
SMS yoluyla ev işlerinde 10 günden az çalışan kişilerin sigorta bildirimi karşılığında 1.10 TL alınacak. GSM operatöründen, gündelikçinin sigorta kaydının yapıldığı ve 1 lira 10 kuruş günlük sigorta primi ile 1 lira tutarındaki hizmet bedelinin telefon faturasına yansıtılacağı şeklinde SMS gelecek. Bu SMS’inmesajı gönderen kişi tarafından onaylanmasıyla hem sigortalı tescili hem de sosyal güvenlik prim ödemesi gerçekleştirilmiş olacak.

6- 10 günden fazla işçi çalıştıranlar da SMS ile ödeme yapabilir mi?
Ev işlerinde 10 günden daha uzun süreyle çalıştırılan kişiler için SGK’ya SMS ile bildirim yapılabilmesi söz konusu değil.

7- Farklı evlere gündelikçi gidenlerin uygulaması nasıl olacak? 
Aynı kişi tarafından 10 günden az çalıştırılmakla beraber, farklı evlerde çalıştığı süre 10 günü geçen kişiler ne yazık ki yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolundan yararlanabilecek. Bu kişiler emeklilik için kendi primlerini ödeyecek. 3 farklı eve haftada bir temizliğe giden kişi toplam 12 gün çalıştırılmış olacak fakat SGK tarafından yalnızca aynı kişi tarafından 10 günden az çalıştırılmış muamelesi görecek.

8- Ev işlerinde işçi çalıştıran için sigorta prim teşviki var mı?
Son 6 aydır sigortalı olarak herhangi bir işte çalışmayan 18-29 yaş arasındaki erkekleri veya 18 yaşından büyük kadınları çalıştıranlar iki yıl süreyle işveren primi ödemiyor. Kadın ve genç istihdamı teşvikinden yararlanmayanlar ise ödemelerini düzenli yaptıkları takdirde 5 puanlık prim indiriminden faydalanıyorlar. Normalde ev hizmetlerinde bir ay birini çalıştıranların brüt asgari ücret üzerinden 568 lira prim ödemesi gerekiyor. Eğer sadece yüzde 5 prim teşvikinden yararlanılırsa aylık prim 486 liraya düşüyor. Kadın ve genç istihdamı teşvikinden yararlanıldığında ise ödenecek prim tutarı 231 liraya kadar düşüyor ve iki yıl boyunca her ay 337 lira daha az prim ödeniyor.

9- Firmalarda çalışanlar da bu uygulamadan yararlanabilir mi? 
Gündelikçiler için sağlanan haklar sadece ev hizmetlerinde çalıştırılan kişilere uygulanıyor. Ofislerde haftada bir iki gün gelip temizlik yapan gündelikçiler için bu hükümler uygulanmıyor.

10- Yabancılar, ev hizmetlerinde ayda 30 günden az çalıştırılabilir mi? 
Ev hizmetlerinde ayda 10 günden az çalışma hakkı sadece Türk vatandaşları için tanınmış durumda. Gürcistan, Kırgızistan, Moldova ya da Filipinler gibi ülkelerden hasta, çocuk ve yaşlı bakımı ya da ev hizmetlerinde çalışmak üzere Türkiye’ye gelen kişilerin gündelikçi olarak çalışabilmesi için önce çalışma izni almaları gerekiyor. Ayrıca, söz konusu kişiler 30 günden az süreyle çalıştırılamıyorlar.

Cem Kılıç-Milliyet


DANIŞTAY KARARI


Sigorta Şirketleri çıkma parça kullanamayacak!
Türkiye Barolar Birliği’nin açtığı davada Danıştay, trafik kazalarında orijinal parça yerine çıkma parça ile araç tamirine imkan veren düzenlemenin yürütmesini durdurdu.
Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanarak, 1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren, “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları” kamuoyunda tartışmalara yol açmıştı. Düzenlemeyi yargıya taşıyan Türkiye Barolar Birliği, Anayasa’ya, Karayolları Trafik Kanunu’na, avukatlık Kanunu’na, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na aykırı olduğu gerekçesiyle düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istemişti.
Davayı gören Danıştay 15. Dairesi, düzenlemede yer alan ve çıkma ve sökme parçaların sigorta şirketlerince karşılanan hasar onarımlarında sigortalı ya da mağdur onayı haricinde kullanılmasına imkan veren maddenin yürürlüğünü durdurma kararı verdi.


GÜVENLİK RİSKİ TAŞIYOR..
Kararda, orijinal parça yerine takılacak parçalar nedeniyle aracın başka yerinde oluşabilecek bozukluk veya hasarların karşılanması hususunda araç sahipleri ile üreticilerin karşı karşıya gelebileceklerine dikkat çekilerek, “Orijinal olmayan daha önce kullanılmış ve yıpranmış yedek parçalardan dolayı oluşabilecek güvenlik riskleriyle de karşılaşılması söz konusudur. Çıkma ve sökme parçaların sigorta şirketlerince karşılanan hasar onarımlarında sigortalı ya da mağdur onayı haricinde hiçbir şekilde kullanılmamaları kişi ve kamu yararı gereğidir” denildi.
http://www.sigortahaber.com.tr/sigorta-sirketleri-cikma-parca-kullanamayacak/
www.bizbize.com.tr

17 Kasım 2016

TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI

10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası....

10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası

Özel hastanelerde SGK'nın ödediği tutarın üzerinde kalan kısmı ödeyen "tamamlayıcı sağlık sigortası" orta kesime umut oldu. 
SGK'lılar, yaşa bağlı olarak 250 ile 1.000 TL arasında prim ödeyerek özel hastane hizmetlerinden yararlanabiliyor….




  • 1- Özel sağlık sigortası ile             tamamlayıcı sağlık sigortası arasındaki fark ne?

Farklar özellikle A grubu hastanelerde, özel doktor muayene imkanında ve ilaç gibi teminatlarda ortaya çıkıyor. Örneğin, özel sağlık sigortası yaptıranlar, hastane ve doktor tercihinde daha geniş bir seçim şansı elde edebiliyor.

10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası 2- Tamamlayıcı sağlık sigortasının avantajları var mı?

Özel sağlık sigortaları genelde özel hastanelerde ayakta tedavi bedelinin yüzde 80'ini öderken, tamamlayıcı sigortada ise yüzde 100'ü karşılanıyor. Yine özel sağlık sigortasında sigortalılık öncesi hastalıkların tamamı hem yatarak hem ayakta tedavilerde kapsam dışı tutuluyor. Oysaki tamamlayıcı sağlık sigortasında genelde SGK'nın ödemesini yaptığı ayaktaki tüm harcamalar sigorta şirketleri tarafından ödeniyor. Başka ifadeyle sigortalılık öncesine ait hastalıkların ayakta tedavileri de ödeniyor. Ancak tamamlayıcı poliçesi alanlar sadece SGK ile anlaşma imzalayan hastaneleri kullanabiliyorlar.

10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası3- Kimler tamamlayıcı, kimler özel sağlık sigortası yaptırmalı?
Bu tamamen gelir ve bu gelirin sürdürülebilirliği ile ilgili. Yani bugünkü gelirin dışında önümüzdeki 10 yılların gelirini de düşünerek tercihinizi buna göre yapmalısınız.




10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası
4- Tamamlayıcı sağlık sigortası her hastalığı kapsıyor mu?
  • Poliçenin düzenlenmesi sırasında herhangi bir hastalık istisnası tanımlanmamış ise poliçe özel şartları kapsamında şayet SGK ödüyorsa tamamlayıcı sağlık sigortası da kalan bölümü mutlaka öder.



5- Tamamlayıcı sağlık sigortasında poliçeye bazı eklemeler yapılabilir mi?

10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası
Bu şirket özelinde değişiyor. Ancak tamamlayıcı sağlık sigortasında iki temel ayrım var. Bunlardan biri sadece yatarak tedavileri, ikincisi hem yatarak hem ayakta tedavileri karşılıyor. Ayakta tedavilerde kendi içinde ayrılıyor. Bazı firmalar ki sektörün genelinde bu çok yaygın 'kereli teminat'lar veriyor. Altı kere, yedi kere gibi… 

Yani bir yılda hastaneye altı kez gidiyorsunuz ve o hastalıkla ilgili SGK'nın ödemesinin ardından kalan tüm masraflar sigorta şirketince karşılanıyor. Kimisi de diyor ki (bunu sadece bir şirket yapıyor) ben SGK'nın ödemediği üste kalan kısmın sadece 1000 TL'sini öderim.


6- Ömür boyu yenileme garantili özel sağlık sigortam var, ben bu muafiyetlerle tamamlayıcı sağlık sigortasına geçebilir miyim?


10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası
  • Bu konuda genel bir kural veya yasal düzenleme yok. Her şirket kendi politikasını uyguluyor. Buna karşın sektör genelindeki uygulamada, ömür boyu yenileme garantili özel sağlık sigortası poliçesi bulunan bir kişi şirketine başvurup tamamlayıcı sağlık sigortasına geçebiliyor. 
  • Fakat aynı kişi bir süre sonra tekrar özel sağlık sigortasına geçmek isterse işte sorun burada başlıyor ve şirketler muhtemelen ömür boyu yenileme garantili bu geçiş talebini karşılamıyor.


7- Tamamlayıcıda sigorta şirketi değiştirme hakkımız var mı?

10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası
  • Var… Üstelikte aynı haklarla geçiş hakkı olacak. Ama bu konu da şirket politikalarıyla bağlantılı. Şirketler sizden gelen geçiş talebini alırlar, ilgili hangi şirketten geçiyorsa o şirketten hasar geçmişini isterler ve o hasar geçmişine bakarak, karar verirler. "Aynı şartlarla yaparız; bu şartlarla olmaz veya daha iyi şartlarla yaparız" diye bildirimde bulunurlar. Bu tamamen o şirketin politikasıyla ilgilidir.

8- Tamamlayıcı sağlık sigortasında alt-üst yaş sınırı var mı?

Alt sınır yok. Ancak ilk kez sağlık sigortası yaptıracak olan kişiler için bazı şirketler 56, bazı şirketler 60, bazı şirketler 65 yaş gibi üst sınır uyguluyor. Tabii bu sigortaya ilk defa giriş yaşı. Ama örneğin 45 yaşında sigortaya girerseniz, suiistimaliniz olmadığı sürece şirketler süresiz yenilemek zorundalar.
10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası 








  • 9- Sigorta şirketinin ileri yaştaki müşterilerinin primlerinde yüksek oranda artış yapma hakkı var mı?

Hayır yok... İleri yaştaki sigortalıya şirket yüksek fiyat artışı uygulayamaz. Aşırı prim artışı yapan firma bunun nedenini Hazine Müsteşarlığı'na açıklamak zorunda.
    10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası













10- Tamamlayıcıda eş ve çocuklar için ayrı poliçe ve para ödenmesi gerekiyor mu? Örneğin, kendime değil de sadece çocuklarıma poliçe alabilir miyim?

10 soruda tamamlayıcı sağlık sigortası


  • Tamamlayıcı sigortada da eş ve çocuklar için ek para ödenmesi gerekiyor. Örneğin, kişi kendine sigorta yaptırıp sadece karısına veya sadece çocuklarına poliçe satın alabilir. Ancak kişinin kendine sigorta yaptırmayıp çocuğuna yaptırma şansı yok. 18 yaş altı çocuklarda bu mümkün değil. Buna karşın bazı firmalar amca veya teyze gibi herhangi bir ebeveyn üzerinden de çocukların tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırmasını kabul ediyor.

http://www.ahaber.com.tr/galeri/turkiye/10-soruda-tamamlayici-saglik-sigortasi/3
www.bizbize.com.tr



.

14 Kasım 2016

KAZANÇ KAYBI....

Kiralık araca çarpanı "kazanç kaybı" yakıyor...
Taksi, dolmuş, otobüs veya kiralık bir araca çarptıysanız ve üstelik kusur sizdeyse vay halinize… Aracı işleten şirket, hasarlanan aracın servis süresince kullanılamaması sebebiyle sorumlu kişiden kazanç kaybı bedeli talep ediyor.

ŞERİFE KAYA / SİGORTA MEDYA
Türkiye’de her yıl 1 milyonu aşkın trafik kazası meydana geliyor. Sürücülerin önemli bir kısmı ise kazaların hukuki boyutu ve sigorta teminatları hakkında yeterli bilgiye sahip bulunmuyor. Zorunlu trafik sigortası sadece karşı tarafın aracına verilen hasarı limitler doğrultusunda karşılıyor. Trafik kazası sebebiyle hasar gören aracın, değer kaybı ve onarım süresince çalıştırılamaması sebebiyle oluşan “kazanç kaybı” ise trafik sigortası kapsamı dışında kalıyor. Yani, dolaylı zararlar olarak nitelendirilen bu zararlar, aracın trafik poliçesinden talep edilemiyor.

Bir sürücü aracıyla kiralık bir araca çarptığı ve hasar oluştuğu zaman, bazı rent a car şirketleri araç servise çekildiği günden başlamak üzere aracı işletemediği günler için kusurlu olan karşı taraftan, serviste kaldığı gün kadar kazanç kaybı bedeli talep edebiliyor. Bazen de işletmeciler bu meblağı aracı kiralayıp kazaya karışmış müşterisinden isteyebiliyor. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşan sürücüler ise ne yapacağını bilemiyor. Kimi araç kiralama şirketleri ise – bunlar genellikle büyük firmalar oluyor– kimseden ‘ikame araç bedeli’ talep etmiyor, araç kaç gün serviste kalırsa kalsın bu firmanın kendi zararı olarak görülüyor.
Araç kiralama şirketleri, kiraya verdikleriı araçlara mevzuat gereği trafik sigortası yaptırmak zorunda. Kasko sigortası ise opsiyonel bir tercih. Fakat kasko sigortasının olmaması durumunda kiralayan ile kiracı arasındaki kiralama sözleşmesine istinaden, araç sürücüsünün kusur durumuna göre kiracıdan olası bir kaza durumunda hasar miktarı talep edilebiliyor. Bu nedenle, kasko teminatından yararlanmak isteyen kiracı, kiralayacağı araçta kasko sigortasının varlığını kontrol etmeli. Hem kiralama yapan firmanın hem de araç kiralayan kişilerin tüm risklerinin teminat altına alınması açısından kasko teminatlarının yanı sıra üçüncü şahıslara verilen zararlarda ekstra teminat sağlayan “İhtiyari Mali Mesuliyet”, olası hukuksal uyuşmazlıklar sırasındaki harcamaları güvence altına alan “Hukuksal Koruma”, araçta bulunan kişiler için teminat veren “Koltuk Ferdi Kaza” sigortalarının da bulunmasına dikkat etmek gerekiyor.
Poliçe kapsamında, ücretsiz çekme ve kurtarma hizmeti sunan asistans hizmetlerinin ve araç üzerinde oluşabilecek küçük hasarların ücretsiz olarak giderildiği mini onarım hizmetinin de bulunması fayda sağlıyor. Kaza durumunda herhangi bir mağduriyetin yaşanmaması amacıyla poliçede muafiyet olup olmadığı, tüm risklerin kapsama dahil edilip edilmediğini kontrol etmek gerekiyor. Aksi halde sigorta şirketleri hasarın belli bir tutarını ödemeyeceği için kiralama firmaları hem hasar tutarına iştirak etmek hem de araç kiralayanların uğrayacağı zararları telafi etmek zorunda kalabiliyor.
Peki, kiraladığınız araç ile kaza yaptığınızda ya da kiralık bir araca çarptığınızda ne olur?
Şikayet platformlarında ve forumlarda birçok kişi, avukatlık bürosundan arandığını ya da evine bir mahkeme celbi geldiğini, geçmişte yaşanan kaza sonrası çarpılan aracın ‘rent a car’a ait olduğunu ve kazadan dolayı aracın serviste yattığı gün kadar para (ikame araç bedeli) talep edildiğini belirtiyor.
Sürücüler böyle bir durumla ilk defa karşılaştıklarını, şaşkın olduklarını ve ne yapacaklarını bilemediklerini ifade ediyor.
Sürücülerin çoğu bilmese de araç kiralama şirketlerinin sorumlu kişiden araçlarının hasarlanması dolayısıyla uğradıkları zararları talep etme hakkı bulunuyor. Hasarlanan aracın kullanılamaması sebebiyle yoksun kalınan kazanç kaybı da kiralama şirketince kusurlu karşı taraftan, dolaylı zararlar adı altında istenebiliyor. Bu tür bir durumda, kusurlu sürücü, kiralama firması dava açmadan, firma ile uzlaşma yoluna gidebiliyor. Bu şekilde pazarlıkla (sulh yoluyla) daha az bir tazminat ödemesi söz konusu olabiliyor. Şayet, rent a car firması kira dönemi içerisinde kiracıdan kira bedelini tahsil edebiliyorsa veya ikame araç ile bu boşluğu dolduruyorsa, sonuç olarak kaybedilen bir kira bedelinden de bahsedilemiyorsa ortada bir zarar bulunmadığından ikame bedeli talep etme hakkı da olmuyor.
Hasarlı araç fiziki olarak tamir edilse dahi geçirdiği tamir sebebiyle değer kaybeder. Kaza yapan bir aracın güncel piyasa değerli ile aynı özelliklere sahip kaza yapmayan piyasa değeri arasında bir fark vardır. Araç artık kazalı olduğu için ikinci el araç statüsüne düşer, maddi değer kaybı yaşanır. Bu durumun oluşmasına ‘değer kaybı’ denir. Sigorta şirketinin araç değer kaybını karşılamadığı durumda karşı tarafa (kazaya sebebiyet veren kişiye ) araç değer kaybı davası açılır. Değer kaybı miktarı aracın yaşına, yaptığı kilometreye hasarın türü ve aracın hangi bölümünde olmasına göre değişiklik gösterir. Karşı taraf kazada bir kusuru bulunmadığını ispat edemiyorsa araçta meydana gelen kaybı ödemekle yükümlüdür. Trafik sigortası genel şartları gereği kiralık araçlarda eksper tarafından hesaplanan değer kaybı tutarının yüzde 50’sini aşan talepler, değer kaybı teminatından yararlanamaz.
Kiralık araçlar dışında taksi, dolmuş veya otobüs gibi ticari araçlara çarpmanız durumunda da kusurlu sürücüden ikame bedeli isteniyor mu? Evet, motorlu araç doğrudan ticari amaçla ya da gelir getiren başka bir işte kullanılıyorsa, onarım süresince kullanılamamasından doğan zarar, kazanç kaybı olarak nitelendiriliyor ve ticari araçların mahrumiyet zararı karşı taraftan talep edilebiliyor.
Araç kiralama şirketlerinin sorumlu kişiden araçlarının hasarlanması dolayısıyla uğradıkları “tüm zararları” (hasarın uygun sonucu olmak kaydıyla) talep etme hakkı var. Hasarlanan aracın kullanılamaması sebebiyle yoksun kalınan kazanç kaybı da bu kapsamda tazmini gereken bir zarardır. Araç kiralama şirketinin kasko sigortasının ve sorumlu kişinin (diğer aracın işleteninin) trafik sigortasının aracın hasar sebebiyle atıl kaldığı süre karşılığı, yoksun kalınan kazanç ile ilgili tazminatı içerip içermediği sigorta sözleşmelerinin metnine bakılarak belirlenmesi gereken bir husustur. Bu tip zarar durumlarında kiralama şirketi kusurlu karşı taraftan, dolaylı zararlar adı altında bu talepte bulanabilir. Ülkemizde kiralama firmaları bu tip hasarlar için bir sigorta talebinde bulunmuyor. Ancak, ülkemizde yaygın olmasa dahi bu tür dolaylı zarar sigortaları yapılabiliyor. Ancak, kiralama firmasının hasarı bu tip bir sigorta ile karşılandıktan sonra sigortacı da kusurlu tarafa ödediği dolaylı zararı rücu edebilir. Kusurlu sürücünün sorumlu olduğu bütün zararları ödemesi gerekeceği açıktır. Bu tür bir durumda, kusurlu sürücü, kiralama firması dava açmadan, firma ile uzlaşma yoluna gitmelidir. Bu şekilde pazarlıkla (sulh yoluyla) daha az bir tazminat ödemesi söz konusu olabilir.
Kiralık araçların, öncelikle -tüm araçların yaptırmak zorunda olduğu- üçüncü şahıslara verilebilecek zararları teminat kapsamına alan trafik sigortası poliçesini, ayrıca “Genişletilmiş Kasko Sigortası” kapsamında bir kasko sigortası poliçesini yaptırması gereklidir. Kasko sigortası teminatlarının yanı sıra “İhtiyari Mali Mesuliyet”, “Hukuksal Koruma”, “Koltuk Ferdi Kaza” sigortalarının da bulunması tüm risklerin teminat altına alınmasını sağlayacaktır. Diğer taraftan poliçe yaptırmamak, tüm rizikoların kiralama firması tarafından üstlenilmesi anlamına gelecektir.
Herhangi bir kaza durumunda hem araca hem aracı kiralayana hem de karşı tarafa verilebilecek zararlar kiralama firması tarafından karşılanmak zorunda kalınacak, bu da ciddi bir maliyet yaratacaktır. Araç değer kaybı talebi konusu ise Trafik Sigortası Genel Şartları ile düzenlenmiştir. Trafik Sigortası Genel Şartları’nın değer kaybını düzenleyen bölümü altında yer alan “Teminat Dışında Kalan Haller” başlığının 6. maddesinde “Kısa süreli kiralık araçlar, taksi, dolmuş, uzun süreli (bir yıl veya daha uzun) kiralık araçlarda eksper tarafından hesaplanan değer kaybı tutarının yüzde 50’sini aşan talepler” ifadesi yer almaktadır. Bu ifadeden hareketle, kısa süreli veya uzun süreli kiralık araçlarda değer kaybı ödemesi, eksper tarafından tespit edilen değer kaybı tutarının yüzde 50’si olarak yapılmaktadır.
Bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılamamasından dolayı doğacak zararlar sorumlu kişilerden talep edilebilir. Araç kiralama firmalarının kazada araçtan mahrum kaldığı zarar ise ‘kiralama bedeli’ olarak kusurlu olan karşı taraftan istenebilir.
Eğer kişi, bu bedeli ödemeyi kabul etmez ve karşı taraf mahkemeye başvurursa müşteri veya kiralık araca çarpan diğer sürücünün açılacak bu davadan tamamen haklı çıkabilmesi için oluşan kazada kusursuz olması gerekiyor. Ödemek istemeyen şahıs şayet kusursuz olduğuna inanıyorsa bu yönde itiraz edebilir. Kusursuzluğunu ispat ederse de zararı ödemekten kurtulur. Ancak kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermiş ise kusuru oranında bu zararı ödemek zorundadır. Bundan kurtulamaz ancak talebi azaltma şansı olabilir.
Şöyle ki; Borçlar Kanunu hükümlerine göre, bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılamamasından doğacak zararlar sorumlu kişiden talep edilebilir.
Motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Yargıya yansımış olan böyle bir uyuşmazlıkta mahkeme tarafından öncelikle aracın tamir süresi karşılığında oluşan zarar hesaplanması için bilirkişiden görüş alınır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, herkes iddiasını ispat etmek zorundadır. Mahkemece, araç mahrumiyeti nedeniyle kazanç kaybına ilişkin delilleri sorulmalı, ne iş yaptığı belirlenmeli, zararı belirlenirken evi ile işyeri arasındaki uzaklık dikkate alınmalı, aracı ile gidip gelmesi halinde yapacağı zorunlu giderler (yakıt gideri gibi) belirlenecek zararından indirilmesine ilişkin itirazlarda bulunabilir. Kazanç kaybı belirlenirken, davacının aracını çalıştırmaması nedeniyle zorunlu giderleri olan yakıt ve amortisman masrafları yapmadığı dikkate alınarak bu miktarın mahsubu ile net kazanç kaybının tespit edilmesi gerekir. Özetle kazanç kaybı şeklinde şahıslardan istenilen talepler bu zorunlu giderler çıkarılarak belirlenmelidir. Aksi halde bunlara dikkat edilmeden ödenecek tazminatlar ‘sebepsiz zenginleşmeye’ neden olacaktır. Bu yüzden böyle bir talep geldiğinde kusuru ile kazaya sebebiyet veren şahısların zarar hesaplamasında bu hususlara dikkat etmesi gerekir.
Araç kiralarken bunlara dikkat edin!
▼ Aracınızı mutlaka yasal firmalardan kiralayın ve sözleşme yapın.
▼ Kiralayacağınız aracın yaşına ve kilometresine dikkat edin.
▼ İlk olarak arabanın modeline, dış görünüşüne bakmayın. Motorunu, çarpma izi, farda ya da çamurlukta bir kırık var mı kontrol edin. Araçta hasar varsa bunu sözleşmede belirtin.
▼ Aracın ruhsatını ve muayene tarihlerini kontrol edin. Çünkü, trafikte alınan cezalardan sürücü sorumlu olacaktır.
▼ Kiralanacak aracın mutlaka zorunlu trafik sigortası ve ‘rent a car’ kasko sigortası olup olmadığını kontrol edin. Zorunlu trafik sigortası olmayan araçlar trafikte dolaşamaz.
▼ Aracı, rent a car firmasına zamanında teslim edin. Teslim zamanını aştığınızda kiracıdan tam gün ücreti alınıyor.
▼ Bir kaza, çekilme vb. durumunda hangi yol izlenmeli ve ne tür belgelerin getirilmesi gerektiği konusunda bilgi isteyin. Hangi numarayı ve kimi arayacağınızı öğrenin.
▼ Araç kiralama şirketinin servis ve bakım noktalarına ulaşım kolaylığına dikkat edin.
http://www.sigortamedya.com.tr/kiralik-araca-carpani-kazanc-kaybi-yakiyor/

13 Kasım 2016

KASKO FİYATLARI...

Kasko fiyatları dibi gördü  !


Trafik sigortasında fiyat tartışması tüm hızıyla devam ederken sürücüler, son yılların en ucuz kasko fiyatı ile karşı karşıya. Bugün için kaskoda prim artışı enflasyonun çok altında kalırken, otomobiller için ortalama fiyat bin lira seviyesinde

Trafik sigortasında prim artışlarına paralel yüksek fiyat tartışması tüm hızıyla sürürken, kaskoda fiyat artışı yerinde saydı ve özellikle otomobillerde ortalama kasko fiyatı, bin lira seviyelerinde kaldı. Bu senenin Eylül ayında tüm araçlarda toplam fiyat artışı, geçen senenin aynı dönemine göre sadece yüzde 2 oldu ki, bu da enflasyonla mukayese edildiğinde reel olarak fiyatlarda yüzde 5’lik bir gerileme anlamına geliyor.




TRAFİK FİYATI KASKOYU DA VURDU
Uzmanlar, otomobiller için günlük kasko priminin 2,73 lira olduğunu belirterek, fiyatın sudan ucuz olduğunu savunuyor. Türkiye’deki 20 milyon 729 bin araçtan 4 milyon 401’i kasko sigortası yaptırıyor. Yani, tüm araçların sadece yüzde 21’i kaskolu. Sigorta Bilgi Merkezi’nin (SBM) verilerine göre, bugün için araç bazında ortalama kasko fiyatlarına bakıldığında; taksilerde bin 500, minibüslerde bin 100, otobüslerde 7 bin, kamyonetlerde 830, kamyonlarda 2 bin 300, motosikletlerde bin 200 ve traktörlerde 400 liralar seviyelerinde. Kasko sigortasında en yüksek primi ödeyen kesim ise otobüs, kamyon, taksi ve motosikletler.
KÂRLILIK AZALIYOR
Öte yandan, bu yılın ilk yarısında sigorta şirketleri sattıkları kasko sigortasından 3 milyar TL prim toplarken, 2.9 milyar liralık da tazminat ile karşı karşıya kaldılar. Sigortacılar, özellikle otomobillerde 1.9 milyar liralık prime karşılık 1.8 milyar liralık hasar ödediler. Yani, kaskoda, aldıkları her 100 liralık prime karşılık 70’liraya yakın hasar ödemesi yaptılar. Yılın ilk yarısında ise sigorta şirketleri kasko sigortasında 276 milyon lira kar elde etti.
FİYAT ARTABİLİR
Sigortacılar ise kasko fiyatındaki düşüklüğü, şirketler arasında yaşanan ve fiyat odaklı olan rekabete bağlıyor. Trafik sigortasında yaşananların yakın zamanda kaskoda da yaşanacağından endişe eden sigortacılar, “Sigortalı araç sayısı zaten düşük. Rekabet arttıkça fiyatlar geriliyor ama hasarlar da artıyor. Şimdilik az da olsa kar ediyoruz. Bugün için verilen fiyatlar doğru fiyatlar değil, rekabetten kaynaklı düşük fiyat. Eğer ibre zarara doğru dönmeye başlarsa ki, başlaması yakın, kaskonun fiyatı da artar” diyor.
2016’nın eylül ayı itibariyle araçların yüzde 21’isinin kaskosu bulunuyor. 2015’in sonunda ise araçların yüzde 28’e yakını kaskoluydu. Bu da şunu gösteriyor ki, trafik sigortasındaki fiyat artışı, kasko sigortasını vurdu ve sigortalı araç sayısında yüzde 7’lik bir azalışa sebep oldu. İşin ilginci ise son bir yıl içinde kasko sigorta yaptıran otomobillerin sayısında yüzde 4’e yakın artış olurken; taksi, minibüs, otobüslerde sigortalılık oranı yüzde 10’lar seviyesinde azaldı. Daha açık bir anlatımla trafik sigortasındaki fiyat artışından en çok şikayet eden kesim olan ticari araçlar, kasko sigortasını yaptırmamaya başladı.
http://www.haberturk.com/ekonomi/ekonomi/haber/1314446-kasko-fiyatlari-dibi-gordu
http://bizbize.com.tr/haberler/haberdetay/kasko-fiyatlari

BES DEVLET KATKISI....


Bireysel emeklilik sisteminde, 2017 yılında devlet katkısı uygulamasına devam edilecek...


Bireysel emeklilik sisteminde (BES), 2017 yılında da devlet katkısı uygulamasına devam edilecek; özel sağlık sigorta sisteminde, tamamlayıcı sağlık ve uzun süreli sağlık sigortalarının geliştirilmesini teminen havuz modeli değerlendirilecek.
Hazine Müsteşarlığının 2017 yılı bütçe tasarı kitapçığında, Sigortacılık Genel Müdürlüğünün gelecek yıl gerçekleştirmesi planlanan faaliyet ve projelerine yer verildi.
Bu projeler şöyle sıralandı:
- 2017 yılında devlet katkısı uygulamasına devam edilecek, bireysel emeklilik sisteminde (BES) otomatik katılıma ilişkin çalışmalar yürütülecek.
- Mevcut fon yapısının daha sade ve bütünleşik tarzda işletilmesine yönelik çalışmalar yapılacak.
- Özel sağlık sigorta sisteminde tamamlayıcı sağlık ve uzun süreli sağlık sigortalarının geliştirilmesini teminen havuz modelinin değerlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılacak.
- Sigortacılık bilinçlendirme ve tanıtım stratejisine ilişkin olarak eylem planı güncellenecek ve geliştirilecek.
- 2016 yılında tamamlanan öz değerlendirme sonucuna göre uyum düzeyinin artırılmasına yönelik eylem planı hazırlanacak.
- Sermaye yeterliliği sistemi ve risk ölçümü geliştirilecek, risk esaslı gözetim çalışması tamamlanacak, gözetim ve denetime ilişkin insan kaynakları ve bilişim altyapısı geliştirilecek.

"Veri alışverişi elektronik ortamda yapılacak"
Kitapçıkta, Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürlüğünün 2017-2019 döneminde gerçekleştirmesi planlanan faaliyet ve projeler de yer aldı.
Nakit yönetimi kapsamında veri alışverişinin elektronik ortamda yapılmasının planladığı belirtilen kitapçıkta, şöyle denildi:
"Kamu işletmeleri ile bilgi akışı ve iletişimin elektronik ortamda yapılması, bu işletmelerin elektronik olarak izlenmesi, sermaye ihracı ve diğer bilgi sistemlerinin Müsteşarlık bilişim mimarisiyle entegrasyonu ve bunların karar destek sistemleri ile güçlendirilmesi hedeflenmektedir.
Kalite yönetimi, değişim yönetimi, kurumsal yönetişim, süreç yönetimi, sistem analizi ve tasarımı, kurumsal iş çözümleri alanlarında çalışmalar yapılması; performans ölçümü ve yönetimi, kurumsal yönetişim etkinlik ölçümü alanlarında yöntem geliştirilmesi, yatırımlarda devlet destekleri bilgi sisteminin müsteşarlık bilişim mimarisiyle entegrasyonu ve karar destek sistemleri ile güçlendirilmesi planlanmaktadır."
Bireysel katılım sermayesi uygulamalarının internet üzerinden verilmesi projelerine de ağırlık verileceği kaydedildi.

www.bizbize.com.tr

11 Kasım 2016

EVRAK TAKİBİNİN ÖNEMİ...

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde karşıdan karşıya geçerken servis aracının çarpması sonucu yaralanan Hacı Kurt, sigorta şirketinin üst geçidi kullanmadığı için kazaya karıştığını belirterek araçta oluşan hasarı karşılamasını istemesiyle şaşırdı.
“Ben bu paraya nasıl öderim?”

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde yolun karşı tarafına geçmeye çalışan, Hacı Kurt servis aracının çarpması sonucu yaralandı. Sigorta şirketi, Kurt’un 100 metre uzaklıktaki üst geçidi kullanmaması nedeniyle araçta oluşan hasarın ödenmesini istedi. İcra Müdürlüğü, Kurt’un 4 bin 563 liralık borcu ödemesine karar verdi.
Kaza, geçen 13 Mayıs’ta Dilovası’nda Eski Jandarma Kavşağı’nda meydana geldi. 41 P 1791 plakalı minibüs yolun karşısına geçmeye çalışan Kurt’a çarptı. Yaralanan Kurt, kaldırıldığı Gebze Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınırken, başına 20 dikiş atıldı. Kurt kendisine çarpan aracın sigorta şirketinin araçta oluşan hasarı ödemesini istemesi ile şoke oldu. İstanbul 8’inci İcra Müdürlüğü’nden gelen yazıda, sigorta şirketinin 100 metre geride yaya üst geçidi olmasına rağmen bunu kullanmayarak yaya olarak karşıdan karşıya geçmek isteyen Kurt’a aracın çarpmasıyla oluşan hasarın tahsil edilmesini istedi. İstanbul 8’inci İcra Mahkemesi, Kurt’un 4 bin 563 lirayı ödemesine karar verdi.
İstanbul 8’inci İcra Müdürlüğü’nden gelen ödeme emrini alan Kurt, rahatsızlığı nedeniyle malulen emekli olduğunu, cezayı ödeyebilecek ekonomik gücü olmadığını belirtti. Kurt kaza raporunun yanlış tutulduğunu iddia ederek, şöyle dedi: “Raporda 100 metre yakındaki üst geçitten geçmediğim için aracın bana çarptığı belirtilmiş. Ben karayolundan geçerken araç bana çarpmadı ki, üst geçidin merdivenlerine giden kaldırımın önünde araç bana arkadan çarparak yaraladı. Beni hastaneye kaldıran şoförün iyiliğine karşılık davacı olmadım. Sonra da sanki üst geçidi kullanmayıp karayolundan geçmişim gibi rapor hazırlanmış ve araçtaki hasarı benim ödemem kararlaştırılmış. Malulen emekliyim ben bu parayı nasıl öderim?”
Sigorta Haber – www.sigorta.net.tr

Yeni Değer Teminatı & Allianz Sigorta

Yeni satın aldığınız sıfır km aracınızın  ilk tescil tarihinden itibaren geçecek bir yıllık süre içerisinde, meydana gelecek tam ziya (pert)...