29 Mart 2019

TEHLİKELİ HASTALIKLARLA “SİGORTALI” SAVAŞIN


Şemsiye Dergisi’nin Mart 2019 sayısında yayımlanan Tehlikeli Hastalıklar Sigortası’nı konu alan yazısı…

TEHLİKELİ HASTALIKLARLA “SİGORTALI” SAVAŞIN

Beklemediğiniz bir anda ortaya çıkan kanser, kalp krizi veya böbrek yetmezliği gibi hastalıkların sebep olacağı maddi zorlukları “Kritik Hastalıklar Sigortası” ile atlatın.

Sigortanız sağlık giderlerinizi karşılarken, siz tedavinize odaklanın.

Günümüz koşullarından kaynaklanan yoğun stres yükü, kötü beslenme alışkanlıkları ve çevresel etkenler, insanoğlunu hastalıklarla daha fazla boğuşur hale getirdi. Bireyler, tedavisi uzun ve pahalı olan tehlikeli hastalıklarla oldukça sık karşılaşıyor. Kalp krizi ve kanser en fazla rastlanılan hastalıkları oluşturuyor.
Hastalığın teşhisi sonrasında yaşanan maddi ve manevi zorluklar ise bireylerin hayatını altüst ediyor. Hasta ve yakınları bu gibi durumlarda zorluklarla ve hastalıkla baş edebilmek için güçlü bir desteğe ihtiyaç duyuyor.
Sigorta ve emeklilik şirketleri de tehlikeli hastalıklara teminat sundukları ürünlerle, hastalık zamanlarında yaşanan manevi sıkıntılara, bir de maddi sıkıntıların eklenmesini engelliyor. Ürünler kapsamında, tedavisi pahalı ve hastaları uzun süre çalışmaktan alıkoyabilecek durum ya da hastalıklara karşı güvence sunuluyor.

Söz konusu hastalıklara yakalanılması durumunda, tedavi süresince veya devamında oluşabilecek gelir kaybı, ödenecek toplu bir tazminatla telafi edilerek, hastanın tedaviye ve sağlığına odaklanması sağlanıyor.
Ülkemizde tehlikeli olarak nitelendirilen hastalıklarla boğuşan bireylerin sayısı her geçen gün daha da artıyor ve bu sayıya her yıl binlerce yeni hasta ekleniyor. Kritik hastalıklara teminat sunan sigorta ürünlerine ilgi henüz istenilen seviyeye ulaşamadı. Ancak değişen hayat koşullarına paralel olarak kişilerin bu tür risklere karşı önlem alma isteklerinin artması ve tehlikeli hastalık teminatı içeren ürünlere olan yaklaşımlarının değişmesi bekleniyor


Neden Kritik Hastalıklar Sigortası?

Özellikle kanser, kalp krizi gibi hastalıklar çağımızın hastalıkları olarak nitelendirilmeye başlandı. Bu hastalıklara karşı sigortayla hazırlıklı olabiliriz.
Tehlikeli hastalıkların tedavisi de bütçeleri sarsabiliyor. Kritik Hastalıklar Sigortası bu noktada sigortalının yanında oluyor.
Sigorta şirketinizin anlaşmalı olduğu kurumlardan istediğinizde tedavi olma imkânına sahip oluyorsunuz. Böylelikle doktorunuza da kendiniz karar verebiliyorsunuz

Poliçede yer alan bekleme süresi önemli

Ürün kapsamında çok çeşitli hastalıklara teminat sunuluyor. Çağımızın hastalığı kanser başta olmak üzere, kalp krizi, böbrek yetmezliği, organ nakli, Multiple Skleroz (MS), felç, inme, koma ve daha birçok hastalık, ürünün teminatları arasında yer alıyor.
Teminat, poliçede belirtilen bekleme süresinin tamamlanmasından sonra ortaya çıkan hastalığın teşhisi ile başlıyor. Ayrıca geleceğini garanti altına almak amacıyla tehlikeli hastalık teminatlı bir ürüne sahip olmak isteyen bireylerde bazı özellikler aranıyor. Poliçede yer alan riskli hastalıklara poliçe öncesi yakalanmamış olması ve belli bir yaş aralığında bulunması, ürünü almak isteyen bireylerde aranan özellikler olarak karşımıza çıkıyor.

Mali sıkıntıların yaşanmamasını sağlıyoruz

Uğur Gülen Aksigorta Genel Müdürü
Aksigorta’nın kritik hastalıklar için isimlendirdiği ‘Hayata Devam Sigortası’, ihtiyaç duyulan beklenmedik zor zamanlarda maddi ve manevi olarak destek oluyor.
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen ürünle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Hayata Devam Sigortası ile kanser, kalp krizi, MS, Parkinson, Alzheimer, böbrek yetmezliği, kalp, karaciğer, akciğer ve pankreas organ nakil ameliyatları, körlük, üçüncü derece yanık, işitme kaybı, uzuv kaybı, kalp kapakçığı ve aort ameliyatları gibi toplam 13 hastalık ve tehlikeli durumda ihtiyaç duyulan finansal destek için sigortalılarımızın yanındayız. Hastalığın teşhisi sonrası pek çok şey ile uğraşmak zorunda kalınabileceği gibi maddi desteğe de ihtiyaç duyulabilir. İşte bu tür durumlarda yapılan ödeme ve sağladığımız hizmetler ile sigortalılarımıza destek oluyoruz. Sigortalılarımız, 35 bin / 55 bin / 110 bin TL geri ödeme alternatiflerine göre yıllık 295, 420 ve 820 TL ödeme yaparak ürüne sahip olabiliyorlar. Hayata Devam Sigortası, 60 yaşına kadar yaptırılabiliyor ve 70 yaşa kadar yenilenebiliyor. Sigorta ilk kez satın alındığında 90 günlük bir bekleme süresi oluyor, her yıl düzenli yenilenmesi halinde bu süre ortadan kalkıyor.”
Hayata devam sigortası hakkında detaylı bilgi için

http://bizbize.com.tr/urunler/hayata-devam-sigortasi_299.html

Biz Bize Sigorta
Cevizlidere Mah. Cevizlidere Cad 25/15
Çankaya / Ankara
www.bizbize.com.tr

312 473 21 56



25 Mart 2019

OTOBÜS SAHİBİNE ve ARAÇLARI HASARLANAN SÜRÜCÜLERE KÖTÜ HABER

Noyan DOĞAN'ın 25 Mart 2019 tarihinde Hürriyet Gazetesi'nde yayınlanan ve İstanbul'da yaşanan özel halk otobüsünün neden olduğu büyük çaplı kaza sonucunda gündeme gelen İHTİYARİ MALİ MESULİYET teminatının önemini ele aldığı yazısı...

İşin doğrusu, İstanbul Beyazıt’ta, özel halk otobüsünün neden olduğu kazanın hemen ardından bir sigorta şirketinin yöneticisinin arayıp, "bu kaza sigorta
açısından basit bir olay değil, sonuçları ağır olacak" demese; işin üzerine eğilmeyecek, "yine özel hak otobüsü kazalarından biri" deyip, geçecektim.
Ama bu seferki farklı. Beyazıt’ta kazada 3 kişi yaralandı, 16 araç da hasar gördü. Araçlardaki hasar büyük, çoğu da pert durumda. Zarar gören araçların çoğu da lüks araç. Eminim, birileri diyecektir ki, "sigorta zararı karşılar, bu olayın nesi farklı?". Maalesef öyle değil. Peşin peşin söyleyeyim, bu kaza,sigortanın limitlerini çok aşıyor. Bu bir.
İkincisi, bu kazanın, özel halk otobüsünün sahibine ya da işletenine faturası çok ağır olacak.
Üçüncüsü, kazada zarar gören araçlar, zararının tamamını maalesef sigortadan karşılamayacak.
Belki de hiç karşılayamayacak. Nasıl mı? Anlatayım.
BEYAZIT’TAKİ OTOBÜS KAZASI
Özel halk otobüsünün trafik sigortası var. Öğrendiğime göre kaskosu yok, kaldı ki, özel halk otobüslerinin neredeyse tamamında kasko zaten yok. Trafik sigortasının da bir limiti var. Otobüsler için araç başına 36 bin lira, kaza başına 72 bin lira. Sakatlanma ve ölüm teminatı ise kişi başına 360 bin lira. Beyazıt’taki kazada 16 araç büyük zarar gördü. Eminim bu araçların bazılarının kasko sigortası vardır.
Olacakları özetleyeyim. Kaskosu olanlar, zararlarını kendi sigorta şirketlerinde alacak. Sigorta şirketleri ödedikleri hasarı, kazaya neden olan halk otobüsünün trafik sigortasını yapan şirkete rücu edecek, yani sigorta şirketinden talep edecek. Kaskosu olmayanlar da aynı şekilde zararlarını otobüsün trafiği yapan şirketten isteyecek. Sorun da burada başlıyor. Trafik sigortası, bu kazada toplam 72 bin lira öder. 16 hasarlı araç; ödenecek toplam tutar 72 bin lira!
Sigortacılarla konuştum, kaza görüntülerine bakarak maddi zararın 700-800 bin liranın üzerinde olduğunu söylediler.
SİGORTA TAMAMINI KARŞILAMAZ
Peki, ne olacak? En basit anlatımıyla; bu kaza için bir masa oluşturulacak, araçları zarar görenler bu masaya başvuracak, trafik sigortası 72 bin lirayı eşit
dağıtacak. Üzeri mi? Araçları zarar görenler otobüsün sahibinden zararlarını talep edecek. Kaba bir hesapla otobüsün sahibi ya da işleteni bu kazadan dolayıcebinden 700 bin lira ödemek zorunda kalacak. Bu rakam bir milyon liraya bile çıkabilir. Tahmin edeceğiniz üzere otobüsün sahibi ödemek istemeyecektir ya da "param yok" diyecektir; olay hukuka yansıyacaktır.
Geçmiş deneyimlerime istinaden de dava bir-iki yıl sürer, araçları zarar görenler de davanın sonucunu bekler.
Şimdi anladınız mı, "nasıl olsa sigorta var, karşılar" deyip, sigortanın arkasına sığınmak, her kaza için geçerli değil. O yüzden hep söylüyorum, bir kere daha söylüyorum, otobüs, kamyon gibi ağır araçların işletenlerinin şoför seçerken dikkat etmeleri ve araçlarındaki bakımı ihmal etmemeleri gerekiyor. Yoksa bedeli ağır oluyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, "bu kazalar her zaman olabilir, yok mu bunun çözümü?". Var aslında. İhtiyari mali mesuliyet adı altında bir sigorta var. Genellikle kasko sigortası ile birlikte veriliyor ve trafik sigortasının limitlerini aşan kazalarda aşan tutarı ve maddi, manevi, hukuki tüm zararları karşılıyor.
Bazı şirketler, bu sigortayı, kaskodan bağımsız olarak da verebiliyor. Öğrendim; fiyatı ise, 150-200 lira arasında. Eğer Beyazıt’taki kazada, halk otobüsünün bu sigortası olsaydı, tüm zararı karşılayacaktı.
25 Mart 2019
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/otobus-sahibine-ve-araclari-hasarlanan-suruculere-kotu-haber-41160423

23 Mart 2019

BEBEKLER SİGORTALANIRSA ÖMÜRBOYU YENİLEME GARANTİSİ ALIYOR


Habertürk Gazetesi'nde 27 Şubat 2019 tarihinde yayımlanan, Rahmi AK imzalı Tamamlayıcı Sağlık ve Özel Sağlık Sigortası kapsamında doğan bebekleri konu alan röportaj...

Allianz Türkiye Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Okan Özdemir, genellikle doğum öncesi yaptırılan doğum teminatına ilişkin tüm bilinmeyenleri açıkladı…
Özdemir, anlaşmalı hastaneye göre doğum teminatının 5 ile 18 ay önce yapılması gerektiğini belirterek tamamlayıcı sağlık sigortasında ise sürenin 12 ay olduğunu vurguluyor. İşte Özdemir'in doğum teminatı ile ilgili sorularımıza verdiği cevaplar:

-      Doğum teminatı nedir? Neleri kapsar?
Allianz Türkiye olarak sağlık sigortası kapsamında müşterilerimizin tercihlerine göre doğum teminatı sunuyoruz. 18 yaş ve üzeri kadın sigortalılarımız, modüler veya tamamlayıcı sağlık sigortası kapsamında doğum teminatını isteğe bağlı olarak alabiliyor.
Modüler sağlık sigortasında sunduğumuz doğum teminatı; normal doğum, sezaryen, gebeliğin sebep olduğu her türlü komplikasyonlar ile gebelik öncesi TORCH tetkiki ve gebelik sırasında gerçekleşen takip ve tetkikler (TORCH, HIV, amniosentez, NST, Down üçlü tarama vb.) ve gebelik dönemindeki periyodik doktor muayenelerini kapsıyor.
Tamamlayıcı sağlık sigortasında sunduğumuz doğum teminatında ise bu işlemlerin SGK tarafından karşılanması kaydıyla ödenecek fark ücretleri kapsam içinde yer alıyor.


RUTİN KONTROLLERİ KAPSAMALI

-      Doğum teminatı ne zaman alınmalı?

Doğum teminatında bekleme süresi bulunuyor. Tercih edilen ürün ve anlaşmalı kurum ağına göre 5 ile 18 ay arasında bekleme süresi uygulanıyor.

- Bu sigortayı yaptırırken nelere dikkat edilmeli? Kapsam dışı kalınmaması için nelere dikkat edilmeli?

Sigorta yaptırırken tercih edilen ürün ve anlaşmalı kurum ağına göre bekleme süresi uygulamasına ve teminat kapsamına dikkat edilmesi önemli. Poliçenin doğuma ilişkin ayakta işlemleri yani gebelik rutin kontrolleri kapsayıp kapsamadığına da dikkat edilmesini öneriyoruz. Örneğin, modüler sağlık sigortasında anlaşmalı kurum ağına göre 5 ya da 18 ay olmak üzere iki farklı bekleme süresi uygulaması mevcut. Bu bekleme süresi sonunda başlayan gebelikler poliçe kapsamına alınıyor. Tamamlayıcı sağlık sigortasında ise bu bekleme süresi 12 ay.

ULTRASONOGRAFİK BULGULARLA UYUMLU OLMALI

-Doğum sigortası tarihi ile hamilelik arasındaki optimum zaman uyuşması (altın oran) nedir?

Modüler sağlık sigortasında belirtilen bekleme süresi sonunda başlayan gebelikler poliçe kapsamına girerken; gebelik hak edişi hesaplamasında sigortalının son periyot tarihi dikkate alınıyor. Son periyot tarihinin poliçe üzerinde belirtilen 5 ya da 18 aylık bekleme süresi sonrasında ve gebelik takibinde yapılan ultrasonografi bulguları ile uyumlu olması gerekiyor. Tamamlayıcı sağlık sigortasında ise 12 ay bekleme süresinin ardından başlayan gebelikler poliçe kapsamında değerlendiriliyor.

- Hastane seçimi sigortalılık durumunu etkiler mi? Sigorta şirketlerinin anlaşmalı oldukları hastaneler var mı?

Allianz Türkiye olarak birçok sağlık kurumu ve muayenehane doktoru ile anlaşmamız bulunuyor. Anlaşmalı ve anlaşma harici kurumlarda limit ve ödeme yüzdelerinde ise farklılıklar olabiliyor.

-  Tamamlayıcı sağlık sigortası doğum sigortası için geçerli mi?

Doğum teminatı seçilmiş ise evet geçerlidir.

BEBEĞİN SADECE RUTİN TESTLERİ DAHİL

-  Doğum sigortası bebeği ne kadar kapsar?

Modüler sağlık sigortasında, bebeğin doğum sonrası sağlığını kontrol etmek amacıyla yaptırılan; muayene ve rutin tetkik giderleri (yeni doğan bebek kan grubu belirleme, metabolik tarama testi, otoakustikemisyon (işitme testi) gibi), yenidoğan teminatı ile annenin poliçesinden; bu giderler dışındaki bebeğe ait sağlık giderleri, bebeğin poliçeye dahil edilmesiyle beraber kendi poliçesi kapsamında ilgili diğer teminatlardan karşılanıyor. Allianz güvencesiyle doğan bebekler, doğum tarihlerinden itibaren 60 gün içinde sigorta şirketine bildirim yapılarak poliçe kapsamına dahil edilmeleri durumunda, ‘Allianz Bebeği’ olarak kabul ediliyor. ‘Allianz Bebeği’ olarak kabul edilen bebeklere Ömür Boyu Yenileme Garantisi veriyoruz ve “poliçe özel şartlarında belirtilen” doğuştan gelen hastalıkları kapsam içine alıyoruz. Prematüri teminatını ise belirli bir limitle sağlıyoruz.
Tamamlayıcı sağlık sigortasında ise yenidoğan teminatı bulunmuyor. Bebeğe ait sağlık giderleri, bebeğin poliçeye dahil edilmesiyle beraber kendi poliçesi kapsamında ilgili diğer teminatlardan karşılanıyor. Tamamlayıcı sağlık sigortasında ‘Allianz Bebeği ’uygulamamız bulunmuyor.

YILLIK PRİMLER 600 LİRADAN BAŞLIYOR

- Yıllık maliyeti şartlara bağlı olarak nedir? Nasıl değişir?

Teminatın primi tercih edilen ürün, sigortalılık yılı, yaş, anlaşmalı kurum ağı, bekleme süresi, kapsam (gebelik rutin dahil/hariç) gibi kriterlere bağlı. Yıllık primler 650 liradan başlıyor.

- Maliyet avantajı sağlamak için ne yapılabilir?

Doğumun mümkün olduğu ölçüde önceden planlanarak bekleme süresi öncesinde doğum teminatlı bir sağlık poliçesi alınmasını ve doktor seçiminde sigorta poliçesinin kapsadığı anlaşmalı hastane ve doktor ağı arasından tercih yapılmasını öneriyoruz.

27 Şubat 2019
Rahmi AK

Yeni Değer Teminatı & Allianz Sigorta

Yeni satın aldığınız sıfır km aracınızın  ilk tescil tarihinden itibaren geçecek bir yıllık süre içerisinde, meydana gelecek tam ziya (pert)...