31 Temmuz 2018

İŞYERİNİZ BEKLEMEDİĞİNİZ BİR ANDA YOK OLMASIN

Yarattıkları iş hacmi ve istihdama katkıları ile ekonominin bel kemiği olan KOBİ’ler, kendilerini ‘sigorta’ ile güvence altına alabiliyor. Sigorta şirketlerinin KOBİ’lere yönelik hazırladığı İşyeri Paket Sigorta’sını yaptıran küçük işletmeler, bu sayede gerçekleşecek birçok riske karşı işyerlerini ve çalışanlarını koruma altına alıyor.

Türkiye’de faaliyet gösteren yaklaşık 2.5 milyon işletmenin yüzde 90’ını oluşturan KOBİ’ler, ekonominin de can damarı. Bugün toplam katma değerin yüzde 55’ini gerçekleştiren, toplam ciroda ise yüzde 60’ın üstünde bir orana sahip olan KOBİ’ler istihdamın da yüzde 75’lik kısmını sağlıyor. Tüm bu rakamlar gösteriyor ki KOBİ’ler Türkiye ekonomisi için kritik öneme sahip. Peki Türkiye ekonomisinin sağlıklı büyümesi için bu derece önemli olan KOBİ’ler faaliyetlerini sürdürürken, risklerini ne derece azaltabiliyor? Ya da faaliyetleri sırasında yangın, doğal afet, hırsızlık, iş durması gibi zararlarla karşılaştıklarında kaybettikleri değerleri yerine hemen koyabiliyor mu? Bu KOBİ’ler için çok da mümkün gözükmüyor. İşte bu noktada KOBİ’lerin imdadına sigorta yetişiyor. Sigorta şirketlerinin KOBİ’ler için hazırladığı ve ihtiyaçlarına göre düzenlediği KOBİ İşyeri Paket Sigortaları, onları birçok riske karşı koruma altına alıyor. Bugün KOBİ İşyeri Sigortası yaptıran işletmeler, yangından, depreme, selden, su baskınına, kâr ve kira kaybından, grev, lokavta, halk hareketlerinden teröre kadar birçok konuda üstelik uygun fiyata satın aldıkları teminatlarla işletmelerini güvence altına alabiliyor.

Öte yandan KOBİ’lerin sigorta konusunda yeterli bir bilince sahip olmadığı da kesin. Bugün Türkiye’deki işyerlerinin sigortalanma oranı sadece yüzde 15-18 seviyelerinde. Uzmanlar, son dönemde bu tarz sigortalara olan talepte bir artışın olduğunu, ancak bunun poliçeleşme oranlarına henüz yansımadığına dikkat çekiyor. Bu da gösteriyor ki sigorta ile ilgili bir farkındalık var, fakat KOBİ’ler finansal durumlar nedeniyle sigorta yaptıramıyor. Oysa sigorta şirketleri her işletmenin ihtiyacına göre uygun İşyeri Paket Sigortası ürünleri hazırlıyor.



“Talep var ama poliçeye yansımıyor”

Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Rauf Orkun Gücük ise, KOBİ İşyeri paket sigortalarına olan talebin son dönemde arttığını belirterek, “Taleplerde artış mevcut, ancak poliçeleşme oranlarına henüz yansımadı. Bu da farkındalığın oluştuğunu, ancak finansal durumlar nedeniyle çekimserliğin devam ettiğini gösteriyor” diyor. Gücük, iş yerlerinin devamlılığı için hem işletmeye ait mal varlığında fiziki hasara neden olabilecek risklerin, hem de çalışanların maruz kalabileceği bedeni zarar risklerinin güvence altına alınması son derece önemli olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bir makinenin bozulması, bir su basması, iş yerinin ticari faaliyetini sürdürmesini aksatabilir. Aynı şekilde bir iş kazası sonucunda çalışanların geçici ve kalıcı sakatlığa maruz kalması, işleten açısından yetişmiş iş gücü kaybını gündeme getirmektedir. Alınacak önlemlere ilaveten gayet ekonomik primlerle yapılabilen iş yeri sigortaları, iş yeri sahipleri tarafından kesinlikle ihmal edilmemelidir.”

Tüm riskleri en ekonomik şekilde kapsıyor

Aksigorta KOBİ’lere yönelik 5 farklı iş yeri sigortası ürünü sunuyor. Bu ürünler İş yeri Paket Sigortası, İşim Sarsılmaz, Otel Paket Sigortası, İstasyonum Güvende ve Her Daim Nöbetçi Sigorta. Bunlardan İş yeri Paket Sigortası, tüm riskleri en ekonomik şekilde kapsayan bir ürün. İş yerinde bulunan mallardan dekorasyona, makinelerden elektronik cihazlara, demirbaşlardan müşteriler, iş yeri sahibi, çalışanlar ve çevresine kadar teminat altına alıyor.

http://www.sigortamedya.com.tr/isyeriniz-beklemediginiz-bir-anda-yok-olmasin/


30 Temmuz 2018

ORTAK ALANLARA SİGORTA ÇÖZÜMÜ

Günümüzde, kat maliklerince ana gayrimenkulün tamamı için sigorta güvencesi elde edilmesi yoluna pek gidilmiyor; her bağımsız bölüm maliki kendi bölümünü ayrı olarak sigorta ettiriyor. Bu durumda da merdiven, asansör gibi ortak alanların ne kadar sigortalı olduğu tam olarak anlaşılamıyor. Buna bir çözüm olarak “ortak alan sigortası” paketleri devreye giriyor.

Kat mülkiyeti, günümüzde binalarla ilgili başlıca mülkiyet çeşidi haline gelmiştir. Bu hak sayesinde, aynı bina içinde bulunan bağımsız kullanıma elverişli bölümlerin her biri üzerinde ayrı ayrı mülkiyet kurulabilmektedir. Kat mülkiyeti ile ilgili yasal düzenleme “Kat Mülkiyeti Kanunu” (KMK) içinde yer almaktadır. KMK m.1’de kat mülkiyeti şöyle tanımlanmıştır:  “Tamamlanmış bir yapının kat, daire, iş bürosu, dükkan, mağaza, mahzen, depo gibi bölümlerinden ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olanları üzerinde, o gayrimenkulün maliki veya ortak malikleri tarafından, bu kanun hükümlerine göre, bağımsız mülkiyet hakları kurulabilir.” Aşağıda kat mülkiyetine tabi yapılar hakkında yaptırılabilecek sigortaları kısaca ele almaya çalışacağız. Ancak ilk önce Kat Mülkiyeti Kanunu’nda tanımlanan bazı kavramları hatırlatalım (KMK m.2). 



KORİDOR, MERDİVEN, ASANSÖR ORTAK YER
Kat mülkiyetine konu olan gayrimenkulün bütününe “ana gayrimenkul” denmektedir. Ana gayrimenkul kavramı, kat mülkiyetine tabi yapıyı da içeren, ancak bundan daha geniş bir kavramdır. Arsanın üzerinde yapı bulunmayan kısımlarını da (mesela bahçe) kapsar. Ana gayrimenkul üzerindeki esas yapı kısmı “ana yapı” olarak adlandırılmaktadır. Ana gayrimenkulün ayrı ayrı ve başlı başına kullanılmaya elverişli olan kısımları “bağımsız bölüm” deyimiyle ifade edilmektedir. Bağımsız bölümler üzerinde kurulan mülkiyet hakkına “kat mülkiyeti” ve bu hakkın sahiplerine de “kat maliki” adı verilmektedir.  

Bir bağımsız bölümün dışında olmakla birlikte, o bölüme özgülenmiş olan yerler de söz konusu olabilir. Bunlar yasada “eklenti” olarak nitelenmişlerdir.  Bir bağımsız bölüme özgülenmiş olan kömürlük, su deposu, garaj, elektrik, havagazı veya su saati yuvaları, tuvalet gibi eklentiler, o bağımsız bölümün bütünleyici parçası sayılır. Söz konusu bağımsız bölümün maliki, bu eklentilerin de (tek başına) malikidir. Kat mülkiyetine konu olan bir anagayrimenkulde, bağımsız bölümlerin dışında kalan yapı bölümleri veya yerler de bulunabilir. Bu gibi korunmaya veya ortaklaşa kullanmaya veya ortaklaşa yararlanmaya yarayan yapı bölümleri veya yerlere “ortak yer(ler)” denir. Ortak maliklerin bu yerlerden yararlanma hakları da “kullanma hakkı” olarak isimlendirilmiştir. Anagayrimenkulün bütün ortak yerleri, arsa payları oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre kat maliklerine aittir. 

“Arsa payı” deyimi, kat mülkiyetine tabi yapının her bir bağımsız bölümüne ait (ortak) mülkiyet paylarını tanımlamaktadır. Yapının hangi kısımlarının “ortak yer” sayılması gerektiği KMK m.4’te hükme bağlanmıştır. Buna göre, bu hususta ana ilke, ortak yerlerin sözleşmede belirtilmesidir. Ancak bazı yerler ve bazı şeyler “her halde” ortak yer sayılacaklardır: 

– Temeller ve ana duvarlar,

– Taşıyıcı sistemi oluşturan kiriş, kolon ve perde duvarlar ile taşıyıcı sistemin parçası diğer elemanlar, 

– Bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, tavan ve tabanlar, 

– Avlular, genel giriş kapıları, antreler, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar ve buralardaki genel tuvalet ve lavabolar, 

– Apartman görevlisi daire veya odaları, 

– Genel çamaşırlık ve çamaşır kurutma yerleri, genel kömürlük ve ortak garajlar, 

– Bağımsız bölüm dışında bulunan elektrik, su ve havagazı saatlerinin korunmasına mahsus yuvalar ve kapalı kısımlar, 

– Kalorifer daireleri, 

– Kuyu ve sarnıçlar, 

– Yapının genel su depoları, 

– Sığınaklar,

– Her kat malikinin kendi bölümü dışındaki kanalizasyon tesisleri ve çöp kanalları ile kalorifer, su, havagazı ve elektrik tesisleri, telefon, radyo ve televizyon için ortak şebeke ve antenler, sıcak ve soğuk hava tesisleri, 

– Çatılar, bacalar, genel dam terasları, yağmur olukları, yangın emniyet merdivenleri. 

Zorunlu olarak ortaklaşa kullanılan veya yararlanılan veya ortaklaşa korunma için gerekli olan diğer yerler ve şeyler de yukarıda sayılanların dışında kalsalar dahi “ortak yer” sayılırlar. Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça ana gayrimenkulün sigorta primlerine kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür (KMK m.20). Gider payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, dava açılabilir veya icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş oranında gecikme tazminatı ödemek zorunda bırakılabilecektir. 

PRİM VE TEMİNAT ARSA PAYINA GÖRE
KMK m.21, kat malikleri kurulu tarafından ana gayrimenkul için sigorta yaptırılması yolunda karar alınabileceğini öngörmektedir. Bu hükümde sözü geçen sigorta esas olarak yangın sigortası ve bu sigorta ile birlikte verilen ek teminatları kapsayacaktır. Ancak duruma göre, hırsızlık, elektronik eşya, cam kırılması gibi farklı sigortaların da eklenerek geniş bir paket oluşturulması mümkündür. KMK m.21’deki düzenleme aşağıdaki gibidir (bu düzenlemeye ilişkin bazı yorumlarımız ilgili hükmün altında italik yazı ile verilmiştir):

– Bu yolda karar alınması halinde, anagayrimenkul, kat malikleri kurulunca belirlenecek değer üzerinden sigorta ettirilecektir. 

– Kat malikleri, bu sigortanın giderlerine, arsa payları oranında katılmak zorundadırlar. 

– Anagayrimenkulün tümünün harap olması halinde alınacak sigorta bedeli, aksine sözleşme olmadıkça, kat maliklerine, arsa payları oranında, paylaştırılacaktır.

– Yalnız bir veya birkaç bağımsız bölüm veya eklentisi veya ortak yerlerden bir kısmı hasara uğramışsa, alınacak sigorta bedeli hasara uğrayan yerlerin onarımına arsa payları oranında harcanacaktır. 

Yasadaki bu düzenlemenin anlamı açık değildir. Ortak yerlerde meydana gelen hasarların giderilmesinde sigorta tazminatının “arsa payı oranında” nasıl kullanılacağı pek anlaşılamamaktadır. Eksik sigorta söz konusu değilse ortak yerlerdeki hasarın onarılması için gereken tüm tutarın sigortacı tarafından ödenmesi gerekir. (Kaldı ki, anagayrimenkulün bir bütün olarak ve kat maliklerinin tamamını kapsayacak şekilde sigorta ettirilmiş olması halinde de, bir bağımsız bölümde meydana gelen hasarın o bağımsız bölümün malikine -arsa payına bakılmaksızın- ödenmesi lazım geleceğini düşünmekteyiz). Eksik sigortanın mevcut olduğu durumlarda da kanımızca çözüm şöyle olmalıdır: Ortak yerler hasar görmüş olduğu takdirde, sigortacıdan alınacak tazminat, olduğu gibi onarıma özgülenecektir; ancak bu tazminat tutarı eksik sigorta yüzünden yeterli olmayacağı için, ayrıca gereken ek onarım giderine kat malikleri arsa payları oranında katılmalıdırlar.Tek bir bağımsız bölümün hasarlanması olasılığında ödenen sigorta tazminatı ile bu bağımsız bölüm için gereken toplam onarım tutarı arasındaki fark o bağımsız bölümün maliki tarafından karşılanmalıdır. Birden fazla bağımsız bölüm hasarlandığında ise, her bir hasarlı bağımsız bölümün onarımı için gereken tutar eksik sigorta oranında indirime tabi tutulmalı ve o bağımsız bölümün maruz kaldığı zararın karşılığı olarak sigortacı tarafından bu şekilde hesaplanan tazminat tutarı ödenmelidir. Her bir bağımsız bölüm bakımından, o bölümün onarımı için gereken tutar ile sigortacı tarafından ödenen tutar arasındaki fark bağımsız bölüm maliki tarafından karşılanmalıdır. 

– Kat malikleri anagayrimenkulün sigortasıyla giderilemeyecek olan zararlarını karşılamak üzere, kendi bağımsız bölümlerini ayrıca kendi ad ve hesaplarına sigorta ettirebileceklerdir; bu halde onlara ödenecek sigorta tazminatı, ana gayrimenkulün sigorta bedelindeki payları da ayrıca saklı kalmak üzere, yalnız kendilerine ait olacaktır. 

Bu hüküm ilk önce “çifte sigorta” olasılığını çağrıştırmakta ise de, aslında çifte sigorta yasağının ayrık halini oluşturan “önceki sigortacının ödemediği tazminattan sorumlu olacağı kararlaştırılarak yapılan sigorta” veya “kısmi sigorta” olarak nitelenmesi gereken halleri düzenlediği anlaşılmaktadır. Aşağıda da belirteceğimiz gibi, uygulamada anagayrimenkuldeki tüm bağımsız bölümleri kapsayan bir sigorta yapılmamakta yalnızca “ortak alanlar” için sigorta teminatı elde edilmektedir. Bu gibi bir sigorta ise, bağımsız bölümlerde oluşan zararlar için ödeme yapmayacaktır. Ele almakta olduğumuz hüküm esas olarak bu olasılığa ilişkin bulunan “açıklayıcı” bir hükümdür.  

– Sigorta hakkındaki emredici hükümler saklıdır. 

KMK m.35(c) anagayrimenkulün sigorta ettirilmesi işini yöneticiye vermiştir. KMK m.34 uyarınca anagayrimenkulün yönetimi kat maliklerinin kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir yöneticiye bırakılabilir. Sekizden fazla bağımsız bölüme sahip anagayrimenkullerde yönetici atanması şart olduğu gibi, üç kişilik bir “yönetim kurulu” oluşturulması da zorunludur. 

DASK POLİÇESİ ORTAK YERLERİ DE KAPSIYOR
Uygulamada “DASK poliçesi” olarak adlandırılan ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu tarafından yapılan “zorunlu deprem sigortası” en azından büyük kısmı bakımından kat mülkiyetine tabi yapıları ve bunlardaki ortak yerleri de kapsamaktadır. 

DASK web sayfasında zorunlu deprem sigortasının sağladığı teminatın kapsamı şu şekilde açıklanmaktadır: 

6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu gereğince, aşağıda tanımlanmış binalar güvence altına alınır:

• 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler,

• Bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler…

DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçenizde belirtilmiş limitler dahilinde nakit olarak karşılar. Binanız tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa da teminat altındadır. Aşağıda belirtilen bina bölümleri, bir arada ya da ayrı ayrı teminat kapsamındadır: 

• Temeller, ana duvarlar, bağımsız bölümleri ayıran ortak duvarlar, bahçe duvarları, istinat duvarları, tavan ve tabanlar, merdivenler, asansörler, sahanlıklar, koridorlar, çatılar, bacalar, yapının yukarıdakilerle benzer nitelikteki tamamlayıcı bölümleri.

Bu durumda deprem teminatı bakımından “ortak yerler” hem DASK hem de yangın sigortası kapsamında olabilecektir. Uygulamada “ortak yer sigortası” yapılırken o ortak yerler için DASK poliçesinin var olup olmadığı hususunun ne kadar araştırıldığı kuşkuludur. 

Günümüzde, kat maliklerince alınacak bir kararla anagayrimenkulün tamamı için sigorta güvencesi elde edilmesi yoluna pek gidilmemekte; her bağımsız bölüm maliki kendi bölümünü ayrı olarak sigorta ettirmektedir. Bir bağımsız bölümün sigorta ettirilmesi halinde, bu sigortanın aynı zamanda o bağımsız bölümün malikine ait sayılması gerektiği ölçüde ortak yerleri de kapsayıp kapsamayacağı açık değildir. Mesela, arsa payı %20 olan bir bağımsız bölüm için yaptırılan sigortanın, o bağımsız bölümün içinde bulunduğu anagayrimenkuldeki ortak yerlerin %20’si için de teminat sağlayıp sağlamayacağı duraksama yaratmaktadır. Uygulamada “ortak yerlerin sigortası” adı altında geniş kapsamlı ürünler mevcuttur. Bu sigortaların bazı temel özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilir: 

– Ortak yerlerin hangi tür bir yapıda bulunduklarına göre farklı prim uygulamaları olabilmektedir.

Sigorta ettiren “yönetici” veya “yönetim kurulu”; sigortalı ise KMK uyarınca sigortalı kıymetler üzerinde hak sahibi olan kat malikleri, intifa hakkı sahipleri, ortak alan yönetimi/yöneticisi ve varsa poliçe üzerinde gösterilmek kaydıyla bunların ipotek lehtarları olarak belirtilmektedir. 

Sigorta, “muhteviyat” olarak tanımlanan anagayrimenkuldeki bazı değerleri de kapsamaktadır. Muhteviyat tanımına aşağıda belirtilenler de dahil sayılmaktadır:  

• Demirbaşlar

• Elektronik Cihazlar

• Makine – Tesisat 

• Nakit Para ve Kıymetli Evrak 

Bundan başka, anagayrimenkuldeki reklam panoları/totemler ve camlar da sigorta teminatına dahil edilmektedir. Reklam panosu /totem deyimi esas olarak ortak yerlerdeki ışıklı / resimli / yazılı her türlü levha ve tabelaları ve bunların çerçeve, kaide ve aksamını; cam deyimi de  anagayrimenkule ait dış cephe camları, pencere camları, iç ve dış kapı camlarını, iç mekan bölümlendirme ve döşeme camları ve benzerlerini ifade etmektedir.  

Ortak yerler sigortasının kapsamı şudur: Bağımsız bölümlerin içinde bulunduğu yapı; bu yapıdaki veya anagayrimenkuldeki demirbaş, elektronik cihaz, makine tesisat, nakit para ve kıymetli evrak, reklam panosu/totem ve camlar yangın, yıldırım, infilak, sel su baskını, dahili su, sprinkler sızıntısı, izolasyon eksikliği, fırtına, yer kayması, duman, kar ağırlığı, kara taşıtları çarpması, hava taşıtları çarpması, grev, lokavt, kargaşalık, halk hareketleri, kötü niyetli hareketler ve terör, yangın ve infilak mali sorumluluğu, kira kaybı, muhteviyat hırsızlık, bina sabit tesisat hırsızlık, yakıt sızması gibi rizikolara karşı sigorta güvencesi atına alınmaktadır. Bunun yanında sigorta, enflasyona ve eksik sigortaya karşı da koruma sağlamaktadır. Deprem, deniz taşıtları çarpması, dolu, elektronik cihaz, portatif elektronik cihaz, makine kırılması, cam kırılması, nakit para ve kıymetli evrak, taşınan para, emniyeti suistimal, işveren sorumluluk, 3. şahıs sorumluluk, ferdi kaza ve taşınmaz mala bağlı hukuksal koruma teminatları da isteğe bağlı sigorta kapsamına dahil edilebilmektedir. 

http://www.sigortacigazetesi.com.tr/ortak-alanlara-sigorta-cozumu/

30 Temmuz 2018

27 Temmuz 2018

SAHTE POLİÇELER CAN YAKIYOR...

26 Temmuz 2018 tarihinde www.sigortamedya.com.tr internet sitesinde yayımlanan "Sahte poliçeler el yakıyor" başlıklı yazıyı ilginizi çekebileceğini düşünüyoruz...

Haksız kazanç elde etmek isteyen kötü niyetli kişilerin akla hayale gelmeyecek metotlarına sürekli rastlıyoruz...

Bunlardan biri de illegal poliçe düzenleyerek sigortalıyı kandıran soyguncular. Sigorta poliçelerini sahte evraklarla düzenleyen dolandırıcılar, orjinallerin birebir kopyasını çıkarıyor, poliçelerin üzerinde şirket logolarını bile kullanıyor. Tüm branşlarda sahte poliçeler ile karşılaşılıyor. Kasko, trafik, hayat, ferdi kaza, yangın, zorunlu deprem hatta sağlık gibi sigorta poliçelerinin sahteleriyle karşılaştığımız şu günlerde dolandırıcılar, sigorta işlemlerinin tamamlandığını söyleyerek birçok vatandaşın parasını çalıyor. Bununla birlikte ülkemizde bir yıldan kısa süreli ikamet etmek isteyen yabancı misafirlerin yaptırmakta zorunlu oldukları özel sağlık sigortasıyla ilgili sahte poliçelerde de ciddi bir artış söz konusu.



Poliçenizi mutlaka sorgulatın...

Peki, yaptırdığımız sigorta poliçesinin sahte olup olmadığını nasıl anlayacağız? Sahte poliçelerle ilgili sorularımızı yanıtlayan Sigorta Bilgi Merkezi (SBM) Genel Müdürü Murat Hakseven, “Sigortalılar, poliçe satın aldığında, poliçenin gerçekte var olup olmadığını e-devlet veya Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin (SBM) web sitesi üzerinden sorgulayarak öğrenebilirler” diyor. “Sigortalılar, poliçe satın aldığında, web sitelerinden mevcut poliçe bilgilerine ulaşamıyorsa ilgili sigorta şirketine veya SBM’ye başvurmalıdır” uyarısında bulunan Hakseven şunlara dikkat çekti: “Vatandaş dilerse, Hazine Müsteşarlığı, Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün tüm sigorta talep ve şikâyetlerini takip ettiği platforma da şikâyet/talep kaydı bırakabilir. Ayrıca her türlü şüpheli durum, SBM/SİSEB’in web sayfasında (https://siseb.sbm.org.tr) yer alan sigorta suistimali bildirimi üzerinden ihbar edilebilmektedir.”

Sadece bir branşta değil

Dolandırıcıların tüm sigorta branşlarında sahte poliçeler düzenlediğine vurgu yapan Hakseven, “Sahte poliçelere kasko, trafik, hayat, sağlık, ferdi kaza ve yangın gibi her branşta rastlamak mümkün. Bununla birlikte ülkemizde bir yıldan kısa süreli ikâmet etmek isteyen yabancı misafirlerin yaptırmak zorunda oldukları özel sağlık sigortası ile ilgili sahte poliçelerde de ciddi bir artış söz konusu” şeklinde konuşuyor.

Nerelerden poliçe satın almalı?

Hakseven, “Sigortalılar kimlere itibar etmemeli, nerelerden poliçe satın almalı?” şeklindeki sorumuzu da şöyle yanıtladı: “Sigorta şirketleri, web sayfalarında tüm dağıtım kanallarını yayınlamaktadır. Sigortalı, poliçe satın almak istediğinde, işlem yapacağı ilgili aracı kurumunun gerçekte var olup olmadığını mutlaka kontrol etmelidir. E-devlet ve SBM’nin web sitesinde (aynı zamanda SBM’nin mobil uygulamasında) sigorta şirketlerinin tüm Türkiye’deki dağıtım kanallarının iletişim bilgileri yer almaktadır. Türkiye’deki tüm sigorta şirketleri ve tüm dağıtım kanalları Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye Sigorta Birliği’nin kontrolünde faaliyet gösterir. Sigortacılık faaliyeti ile ilgili tüm işlemler (poliçe üretimi, hasar dosyası açılması, eksper atanması, hasar veya tazminat ödemesi gibi) SBM’de kayıt altında tutulur. Tüketici, karşılaştığı veya tanık olduğu tüm şüpheli durumlar için SBM/SİSEB’in web sitesi üzerinden (https://siseb.sbm.org.tr) suistimal bildiriminde bulunur.”

Poliçenizi mutlaka kontrol ettiriniz

Doğa Sigorta Hukuktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ali Ercan Kösoğlu, aracı kurumlardan satın alınan poliçelerde sigortalıya sahte nüshanın verilebildiğini söyledi. Özellikle trafik, kasko, yangın ve DASK branşlarında sahte poliçeler düzenlendiğini belirten Köseoğlu, “Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, sigorta alımının yetkili acenteler, sigorta şirket web siteleri, sigorta şirket veya acente çağrı merkezlerinden gerçekleştirilmesidir. Aracı kurumdan poliçe kestirilecek ise ilgili unvan ve numaranın sigorta şirketinin web sayfasındaki anlaşmalı kurum listesinden kontrol edilmesi gerekiyor. Primlerin toplamının (net prim + tüm vergiler = brüt prim olması) kontrol edilmeli. Genellikle silinen ve üzerinde oynanan prim hanesi sağa veya sola kaymış oluyor. Brüt prim toplamında hatalı rakam yazılıyor. TC kimlik numarası veya vergi kimlik numarası hatalı yazılabiliyor” uyarısında bulundu. Ülkeye oturma veya çalışmak için gelen yabancıların gerekli onay sürecinin bir parçası olan sağlık poliçelerinde artık sahteciliğe rastlanmadığını belirten Köseoğlu, şöyle konuştu: “Göç İdaresi’nin Nisan ayı itibariyle poliçeleri SAGMER’den sorgulaması sayesinde bu sahtecilik durumu engellenmiş oldu. Çünkü artık ikâmet izni almak ya da uzatmak için randevu alınırken sisteme poliçe numarası giriliyor ve SAGMER’de poliçenin doğruluğu ile aktifliği sorgulanıyor.”

‘Tanımadığınız kişilerden poliçe almayın’

Adasigortam Sigorta Aracılık Hizmetleri Genel Müdürü Yasemin Akgül, sahte poliçenin önüne geçmenin ilk şartının yabancı kişilerden poliçe satın alınmaması olduğunu söylüyor. “Sahteciliği önlemek adına poliçe satın alınan kurum ya da kuruluşlara ödeme yaparken parayı elden vermemek, banka hesabına havale etmek ve hesabın şahsi hesap değil şirket hesabı olduğundan emin olmak gerekiyor” diyen Akgül, “Tüketici, kredi kartıyla ödeme yapıyorsa sanal kart ya da düşük limitli kart kullanmasında fayda var. Poliçelerdeki acente bilgilerini kontrol etmek de bir diğer alınabilecek önlem” şeklinde konuşuyor. Dolandırılan birkaç kişiye denk geldiklerini söyleyen Akgül, “Bizi dolandırmak isteyen kişiler de oldu. Senelerin birikimi ve tecrübesi ile durumu fark edip gerekli önlemleri aldık. Aslında bu sahtekârlık konusunu iki şekilde incelemek gerekiyor: Birincisi nihai tüketicinin sahtekârlığa uğraması, diğeri ise acentenin ya da sigorta şirketinin sahtekârlığa uğraması. Piyasada sigorta dolandırıcılığı da azımsanmayacak boyutta. Kaza yaptıktan sonra aracına kasko yaptırmak isteyen mi dersiniz, hastalandıktan sonra sağlık sigortası yaptırıp sigorta şirketine ödetmek mi dersiniz… Şirketler ve acenteler önlem almak adına neler yapıyor? Bu konuda da gündem oluşturmakta fayda olacağını düşünüyorum” dedi.

http://www.sigortamedya.com.tr/sahte-policeler-can-yakiyor/

26 Temmuz 2018

YARGITAY'DAN EMSAL KARAR

Engelli raporu ile ÖTV ve MTV'den muaf olarak alınan araçların sürücülerine Yargıtay'dan kötü haber geldi...

Engelli yakınları üzerine araç alıp direksiyonuna geçen sürücüler kaza yaptıkları takdirde kaskodan da muaf oluyorlar. Yüksek mahkeme, engelli aracını başkası kullanırken kaza yapması halinde kasko şirketinin ödeme yapmayacağına hükmetti.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de 5 milyonun üzerinde engelli vatandaş bulunuyor. Yani Türkiye nüfusunun yüzde 7’sini engelliler oluşturuyor. Bunun yüzde 43’ü erkek, yüzde 57’si kadın. Vergi muafiyetlerinden çalışma haklarına, fatura indirimlerinden otomobilde düşük fiyata kadar pek çok hak engelli vatandaşların hizmetine sunuluyor.



Yüzde 90 ve üzeri engelli yakını olanlar ÖTV (Özel Tüketim Vergisi) ve MTV (Motorlu Taşıtlar Vergisi) muafiyetli sıfır araç alabiliyor. Ayrıca yüzde 90 ve üzeri engelli yakını olanlar, engelli yakını tarafından kullanılması ve engelli kişinin ortopedik engelli olması şartı ile yurt dışından özel tertibatlı araç getirtebiliyor. Engellilik durumlarının araçları bizzat kullanamayacak ve sürekli olarak tekerlekli sandalye veya sedye kullandıklarını sağlık raporu ile belgeleyenlerden engellilik derecesi yüzde 90 veya daha fazla olup tekerlekli sandalye veya sedye ile binilmesine ve seyahat edilmesine uygun tertibat yaptıran malul ve engelliler beş yılda bir sürücü dahil 9 kişilik oturma yeri olan ÖTV’siz sıfır araç alabiliyor.

YARGITAY’DAN KASKO ENGELİ
Engelli vatandaşlara tüm bu haklar tanınırken Tokat’ın Turhal ilçesinde ise milyonlarca kişiyi yakından ilgilendiren ilginç bir gelişme yaşandı. İlçe merkezinde meydana gelen kazada, yüzde 90’ın üzerinde engelli kişiye ait otomobilde büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Hasar bedelini aracı kaskolattığı sigorta şirketinden almak isteyen araç sahibi kaskodan onay alamayınca büyük şok yaşadı.

Şirket, kaza anında aracı otomobil sahibinin değil başka birinin kullandığı gerekçesiyle ödeme yapılamayacağını bildirdi. Turhal 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kapısını çalan araç sahibi, ÖTV’den muaf olarak satın aldığı araçtaki hasarın karşılanmasını talep etti. Davalı sigorta şirketi avukatı ise aracı başkasının kullandığı gerekçesiyle davanın reddedilmesini istedi. Mahkeme, bin 500 liralık hasar bedeli ile bin liralık değer kaybı bedelini talep eden davacının haksız olduğuna hükmetti. Davacı kararı temyiz edince devreye Yargıtay 17. Hukuk Dairesi girdi. Daire, mahkeme kararını onadı. Emsal nitelikteki kararla; bir yakınının üzerine aldığı aracı kullananların kaza yapması halinde kaskodan yararlanamayacakları hüküm altına alınmış oldu. 
25 Temmuz 2018

https://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/yargitaydan-emsal-karar-ozurlu-yakinlari-uzerine-arac-alip-direksiyonuna-gecen-suruculer-2540094/

17 Temmuz 2018

SİBER SİGORTAYA HER ŞİRKETİN İHTİYACI VAR

Anadolu Sigorta Genel Müdürü İlhami Koç, Türkiye’de ilk kez kendilerinin pazara sunduklarını söylediği siber sigorta için “Çok büyük şirketlerin bir altında bulunan orta ölçekli şirketlerin de buna ihtiyacı var. Bireyler ve daha çok siber alanda bir faaliyeti olan, o alanla iç içe geçmiş şahısların kullandığı bir poliçe” diyor.

Anadolu Sigorta Genel Müdürü İhlami Koç, Sözcü Gazetesi’ne verdiği röportajda siber sigortanın önemine vurgu yaptı. Siber sigorta poliçesini Türkiye’de ilk kez Anadolu Sigorta tarafından pazara sunulduğunu belirten Koç, “En son çıkardığımız siber güvenlik sigortası hem bireyler için hem şirketler için çıktı, bu Türkiye’de bir ilktir. Başınıza çok sıkça gelen durumlardan biri siber saldırılar. Bilgisayarınıza virüsler giriyor, buradan kaynaklanan zararları karşılayan hem de hukuksal destek veren bir sigorta bu” dedi.

Bu sigortaya özellikle çok büyük finansal şirketlerin ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Koç, “Çok büyük şirketlerin bir altında bulunan orta ölçekli şirketlerin de buna ihtiyacı var. Bireyler ve daha çok siber alanda bir faaliyeti olan o alanla iç içe geçmiş şahısların kullandığı bir poliçe. Siber güvenlik şu an bütün dünyada gündemde. Pazar yurt dışında çok hızlı büyüyor ama bizde diğer branşlara göre geriden geliyor” diye konuştu.



Koç, Sözcü’nün sorularını şöyle yanıtladı:

Şirket satın alınmalarında siber sigorta ne kadar önemli ?

Satın almalarda önemli. Bir şirket başka bir şirketi satın aldığında şirketin diğer bütün sigortalarını inceliyor. Siber sigorta da zamanla bunun bir parçası olacaktır.

Kullanıcıların en çok şikayet ettiği konulardan biri olan zorunlu trafik sigortalarının pahalılığının nedeni nedir? Fiyatlar nasıl geriler?

Trafik sigortalarında tavan fiyat uygulaması nedeniyle primler yükseldi. Hasar tarafı genişletildi ve daha önce kapsam içinde olmadığı düşünülen bir takım şeyler kapsam içine alındıkça, hasar tarafı yukarı doğru gitmeye başardı. Geçen seneye kadar bu artışlardan rahatsızlık duyulunca, kamu tavan fiyat uygulaması getirdi.

Zorunlu olmasına rağmen trafik sigortası yaptırmayanların oluşturduğu zararlar nasıl ödenebilir?

Bunlar genellikle kırsaldaki araçlar. Büyük şehirlerde daha az. Kırsala doğru gittikçe artıyor. Bir köyde yaşıyorsanız hayatınıza hiç sigorta değmeden ömrünüzü tamamlayabilirsiniz. Traktörünüz vardır. Zaten köyde olduğunuz sürece sigorta yaptırmadığınızda kimse size niye sigorta yaptırmadınız diye de sormaz. Onun dışındaki diğer sigorta türlerinin hiçbirine ihtiyaç duymayabilirsiniz. Sigortasızlık daha çok kırsalda var. Büyük şehirlerde de var ama nispeten daha az. Diyelim ki bir sorun oldu sigortasız bir aracın oluşturduğu zararı bir güvence fonu var, güvence fonu (zararı) karşılıyor.

Eskinden çok kontroller vardı. 20 yıl önce pullar vardı (aracın camına yapıştırılan) zaman içerisinde bu kontroller kalktı. Hâlâ Türkiye’de sigortasızlık oranı yüksek… Belki böyle bir kampanya tekrar başlatılabilir. Hâlâ yüzde 20’ler civarında trafikte sigortasız araç var.

Sağlık sigortalarında pazar payı nedir?

Toplumsal yaşam ve refahla ilgili sigortalılıkta bir artış var. Devlerin sunduğu bir minimum sağlık hizmeti var. Vatandaşların hepsi bu sağlık hizmetinden yaralanıyor. Gelir seviyeniz yukarıdaysa bunun üzerinde nasıl bir sağlık hizmeti alırım diye bakıyorsunuz. Bundan on beş-yirmi yıl öncesine giderseniz üniversiteden mezun olup işe girdiğinizde, özel sağlık sigortası var mı diye bakmıyordunuz. Şu an bakıyorsunuz. Hızla büyüyen branşlardan biri bu. Kamunun sunduğu zorunlu bir tarafta, başka bir tarafta ise özel sağlık sigortası dediğimiz farklı paketler altında, sigortalının ana ihtiyaçlarını karşılayan temel paketler var. Bir de tamamlayıcı sigortalar var. Bu da kamunun anlaşmalı olduğu hastanelerde bir fark ödeyerek daha nitelikli kaliteli hizmet almayı sağlayan sigorta türü. Belirli bir gelir seviyesinde özel sağlık sigortası büyür, başka bir gelir seviyesindekilerde ise tamamlayıcı sağlık sigortası büyüyor.

Ekonomide işler kötüye gidiyor gibi görünüyor. Bu tür durumlarda tasarruf için şirketlerin ilk vazgeçtiği kalemler arasında özel sigortaların durumu nedir?

Kurdaki hareket, sigorta şirketlerine nasıl yansıyor diye soruluyor. Bize kısa vadede yansımıyor. Bizim bilançomuz hizmet sektörü olduğu için dövize bağlı değil. Kur hareketliliğinin kısa vadede bizi etkileyen bir tarafı yok. Ama orta ve uzun vadede hasar kısmını etkiliyor. Oto kısmında ödediğimiz tutarlar, yani tazminatlar kurlarla bağlantılı. Bir müddet sonra hasarlar arttıkça pirime yansıyacaktır. Şirketler kendilerine çeki düzen vermeye başlarlarsa bu vazgeçtikleri şeylerin içinde yer alıyor. Ancak şu an böyle bir şey yok. (Kurlardaki hareketlilik) devam ederse olabilir.

http://www.sigortamedya.com.tr/ilhami-koc-siber-sigortaya-her-sirketin-ihtiyaci-var/
KAYNAK: SÖZCÜ

13 Temmuz 2018

TRAFİK KAZASINA KARIŞAN HAYVANIN TEDAVİ MASRAFLARI SİGRTA ŞİRKETİ TARAFINDAN KARŞILANIR MI ?

Av. Ilgın İstenç Yalçınkaya tarafından hazırlanan ve www.gaiadergi.com internet sitesinde yayımlanan trafik kazasına karışan hayvanların tedavi giderlerinin ödenmesi konulu yazısı...


Uzun yıllardır sosyal medyada “Yeni yasa gereğince, kaza yaptığınızda çarptığınız hayvanın tedavi masrafları sigorta şirketi tarafından karşılanacaktır” şeklinde bir yazı dolaşmaktadır. Gerçekten de AB’ye uyum yasaları çerçevesinde böyle bir yasa çıkarılması düşünülmüş, 5 yıl kadar önce hükümetçe duyurulmuş; ancak bu madde hiçbir zaman yasalaşmamıştır.



Basın yayın organlarında sanki bu madde yasalaşmış ve yürürlüğe girmiş gibi haberler yapılması, sosyal medyada da yukarıda bahsedilen yazının çok fazla paylaşılması üzerine, insanlar böyle bir kanunun gerçekten var olduğunu sanmaya başlamışlardır.

Bu garip durum kendini gerçekleştiren bir kehanete dönüşmüştür. Ali Karakaş isimli bir sürücü, 07.07.2016 tarihinde arabasıyla seyir halindeyken yavru bir kediye çarparak ağır şekilde yaralanmasına sebep olmuş, 5199 sayılı Hayvan Koruma Kanununun 21. maddesi uyarınca kedinin tedavisini yaptırmıştır. Kediyi tedavi ettirdikten sonra, tedavi masraflarını sigorta şirketinden talep etmiş; ancak talebi şirketçe reddedilmiştir. Bunun üzerine işin peşini bırakmayarak konuyu sigorta tahkim heyetine taşıyan Ali Karakaş, birçok hayvanın hayatını kurtaracak emsal bir kararın çıkmasını sağlamıştır.

Komisyon, 5199 sayılı Kanunun 21. maddesi uyarınca “Bir hayvana çarpan ve ona zarar veren sürücü, onu en yakın veteriner hekim ya da tedavi ünitesine götürmek veya götürülmesini sağlamak zorundadır.” ve aynı kanunun 4. maddesi uyarınca “a) Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu Kanun hükümleri çerçevesinde yaşama hakkına sahiptir. b) Evcil hayvanlar, türüne özgü hayat şartları içinde yaşama özgürlüğüne sahiptir. Sahipsiz hayvanların da, sahipli hayvanlar gibi yaşamları desteklenmelidir.” maddeleri ile Karayolları ve Trafik Kanununun “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” maddesini gerekçe göstererek, her Türk vatandaşının sahipsiz de olsa hayvanın yaşama hakkını koruma yükümlülüğü olduğunu belirtmiş; tedavi masraflarının sigorta şirketi tarafından karşılanmasını karara bağlamıştır.

Bu karardan faydalanabilmeniz için;
* Çarptığınız hayvanın tedavisini yaptırıp tedavi masraflarını veteriner hekime ödemeniz gerekir. (Hayvanı veteriner hekime götürüp bırakmanız yetmez, ödemeyi de yapmalısınız)
* Hayvanın veteriner kliniğine trafik kazası neticesinde getirildiğini gösteren bir rapor ile tedavi masraflarının yazılı olduğu faturayı sigorta şirketine ibraz etmelisiniz.
* Hayvanın tedavi neticesinde iyileşmesi gerekmez, ölse bile bu masrafların karşılanmasını talep edebilirsiniz. (Şahsi hukuki görüşüm bu yönde)

Sayın Ali Karakaş’a hiçbir masraftan kaçınmayarak kedinin tedavisini yaptırması ve sigorta şirketi ile hukuk mücadelesine girerek birçok hayvanın hayatını kurtaracak bu emsal kararın çıkmasını sağlaması nedeniyle çok teşekkür ediyorum.

Karar metni:








Kedinin son durumunu merak edenler için: Kedi kazada bir bacağını kaybetmiş olup çarpan sürücü tarafından sahiplenilmiştir.

Hazırlayan: Av. Ilgın İstenç Yalçınkaya
https://gaiadergi.com/trafik-kazasinda-yaralanan-hayvanin-tedavi-masraflari-sigorta-sirketi-tarafindan-karsilanir/

11 Temmuz 2018

TREN KAZASI SİGORTA KAPSAMINDA MI, DEĞİL Mİ ?

Can KANTAR'ın 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana gelen tren kazası ile ilgili yazısı...

Geçtiğimiz hafta yaşanan feci tren kazası sonrasında olayın sigorta kapsamında olup olmadığı gündeme geldi. Olayda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin, yakınlarına da başsağlığı diliyorum.



Basına yansıyan bilgilerde TCDD’nin bu kazada kendi sigorta fonu ile mağduriyeti gidereceği belirtiliyordu. Fakat sonrasında bu ihtimalin yanı sıra TCDD’nin ray üstünde hareket eden tüm araçlarının üçüncü şahıs mali sorumluluk sigortası kapsamında olduğu iddiaları ortaya atıldı. Evet, kazanın sigorta kapsamında değerlendirildiği ve incelendiği iddia ediliyor. Bir sigorta brokeri vasıtasıyla Türkiye’deki bir sigorta şirketinin küçük bir pay ile riski Londra’da sigortalattığı şeklinde. 

TCDD’nin yaptığı resmi açıklamalar ve muhtemelen tutanaklarda olayın meydana gelmesinde aşırı yağışların etkili olduğu belirtiliyor. Oluşan aşırı yağışlar ile menfez ve ray arasındaki dolgu malzeme boşaldığı için kazanın gerçekleştiği düşünülüyor. 

Olay sonucu; can kayıpları yaşandı, yaralanmalar meydana geldi, eşya kayıpları oldu, raylar ve trenler hasar gördü. Elbette can kayıpları ve yaralanmalar öncelik olarak önümüzde duruyor. Bir kusuru olsun veya olmasın sorumluluğun TCDD tarafında olduğu konusunda şüphe yok. Bu sorumluluk şayet bir doğal afet ise mücbir sebep denilebilir. 

Bu aşamada TCDD sigorta sistemi dikkate alınmalı. Dahili fon zararları karşılayacak denilse de bir başka iddiaya göre Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigortası teminatına sahip poliçeler devreye girecektir.  Bu duruma, can kayıpları ve yaralanmalar için tazminat ödeneceği gibi kaybolan eşya ve diğer 3. şahıs talepleri bu poliçeye konu olduğu iddia ediliyor. 

Diğer taraftan; açıklanan ölü sayısı doğru mu? Bu bir başka soru işareti ! 
Çünkü ….

Bilet alma yükümlülüğü olmayan çocuklar bu sayılara dahil mi?
Olay sonrası kaç kişiden henüz haber alınamıyor. Böyle bir şey gerçek midir? 
Hemen tamir ve bakımlara başlanmış olması, resmi makamların ve otoritelerin olayı inceleyerek olay yerinin bozulmasına izin verildiği sonucunu yaratır. Olay tüm yönleriyle aydınlatıldı ise kesinleşen sebebin duyurulması yerinde olacaktır.
TCDD, aşırı yağışlar sonucu olayın olduğunu beyan ediyor ise savcılık takipsizlik kararıyla hukuki süreç son bulacaktır. 
Can kaybı ve yaralanma olan vatandaşlarımız ile eşyaları kaybolan tüm yurttaşlarımızın kendi zarar taleplerini hazırlamak üzere gerekli çalışmaları yapmaları gerekiyor. Ölümler için aktüreyal hesaplar süreci belirleyecekken, yaralanmalarda tedavi giderleri ve kaybolan eşyalar için sahiplerinin talepleri yeterli olacaktır.

Bütün bunlar kulağıma gelen iddialar. Trenin üçüncü şahıs sorumluluk sigortası varsa, kişi başına asgari 250 bin TL’leri bulan bedeni tazminatlar söz konusu olabilir. Sigorta poliçesi çerçevesinde 40-50 milyon TL’ye varan toplam ödenecek bir tazminattan söz ediliyor. Bunu da İngiltere’deki sigorta şirketinin ödeyeceği bir başka iddia.

Bilirkişilerin ve eksperin olayı inceleyip raporu hazırlaması sonrası gerçek bilgilere ulaşabileceğiz. Gelişmeleri takip ediyoruz. 

http://www.sigortamedya.com.tr/can-kantarkulis-tren-kazasi-sigorta-kapsaminda-mi-degil-mi/

09 Temmuz 2018

SKODA KASKO & ANADOLU SİGORTA

Skoda Kasko Sigortası "Genişletilmiş Kasko", benzersiz avantajlar ve "tek bir poliçe" ile aracınız için ihtiyaç duyulan bütün sigorta teminatlarını bir arada sunar. Skoda marka araçlar için özel bir kasko ürünümüzdür.

Tüm hizmetlerini Skoda Yetkili Servislerinden almak isteyenler, Skoda Kasko Sigortası ile çok sayıda anlaşmalı yetkili servis istasyonu seçeneğinden 7 gün/24 saat hizmet sağlayan asistans yardımlarına kadar çok sayıda hizmetten yararlanma ayrıcalığına da kavuşmaktadır.



Orijinal Cam Değişimi

Poliçe dönemi içerisinde bir adet orijinal cam değişimi muafiyetsiz ve hasarsızlık indirimi etkilenmeden yapılmaktadır.

Mini Onarım Hizmeti

Araçta meydana gelecek küçük çaplı hasarlar için anlaşmalı Skoda Yetkili Servislerinde geçerli olacak şekilde mini onarım hizmeti sağlanmaktadır. Bu kapsamda verilecek hizmetler hasarsızlık indirimi kademesini etkilememektedir.

Asistans Hizmetleri ve İkame Araç

Anadolu Hizmet kapsamında kaza veya arıza durumunda araçların Skoda Yetkili Servislerine çekilmesi ve kaza neticesinde ikame araç teminatının onarım süresince, pert dahil, yılda 2 kez, azami 15 güne kadar karşılanması sağlanmaktadır.

Hatalı Akaryakıt Dolumu

Hatalı Akaryakıt Dolumu teminatı ile aracın yetkili akaryakıt servis istasyonlarından akaryakıt alımı yaparken, hatalı yakıt verilmesi sonucunda aracın maruz kalacağı mekanik zararlar ve masraflar teminat altına alınmaktadır.

Anahtar Kaybı Teminatı

Araç anahtarının ele geçirilmesi nedeniyle aracın kilit mekanizmasının değiştirilmesi teminatı sağlanmaktadır.

Sınırsız İhtiyari Mali Mesuliyet Teminatı

Skoda Kasko Sigortası’nda Anadolu Sigorta’nın müşterilerine sunduğu en önemli farklılıklardan biri de sektörde, tüm araç grupları için ihtiyari mali mesuliyet teminatını “sınırsız” veren tek sigorta şirketi olmasıdır.

Skoda Kasko Sigortası ile hem aracınızı hem de bütçenizi güvence altına almış olursunuz. Türkiye’nin en köklü ve öncü sigorta şirketi Anadolu Sigorta’da tek bir poliçe ile aracınız için ihtiyaç duyabileceğiniz tüm sigorta teminatlarına bir arada, üstelik benzersiz avantajlarla sahip olabilirsiniz.

* Teminat limiti isteğe bağlı olarak sınırsız limite kadar çıkmaktadır.











Teminatlar 









Ürünler 
Birleşik Kasko Skoda Kasko 

Kasko
Römork tipi araçlar dışında kalan tüm araçlar için düzenlenen geniş kapsamlı poliçe tipidir. Skoda marka araçlar için düzenlenen, anlaşmalı Skoda Yetkili Servislerinde ekstra avantajlar sunan geniş kapsamlı poliçe tipidir. 
Çarpma / Çarpışma Evet Evet 
Yanma Evet Evet 
Çalınma Evet Evet 
Kötü Niyetli Hareketler Evet Evet 
Hatalı Akaryakıt Dolumu Evet 
Artan Mali Sorumluluk Evet*Evet*
Mini Onarım EvetEvet** 
Koltuk Ferdi Kaza Evet Evet 
Hukuksal Koruma EvetEvet 
Anadolu Hizmet EvetEvet*** 
www.bizbize.com.tr

* Teminat limiti isteğe bağlı olarak sınırsız limite kadar çıkmaktadır.
** Sadece anlaşmalı Skoda Yetkili Servislerinde geçerli olacak şekilde 250 TL limitle mini onarım hizmeti sağlanmaktadır
*** İkame araç, onarım süresince-pert dahil seçeneği ile sunulmaktadır.

Yeni Değer Teminatı & Allianz Sigorta

Yeni satın aldığınız sıfır km aracınızın  ilk tescil tarihinden itibaren geçecek bir yıllık süre içerisinde, meydana gelecek tam ziya (pert)...