TAMAMLAYICI SAĞLIKTA BÜYÜME HIZ KESMİYOR

Sağlık sigortası her dönem üzerinde pek çok tartışmanın yaşandığı bir branş. Öte yandan bu tartışmaların paralelinde gelişmelerin ve büyümenin de hızla devam ettiği bir branş olma özelliğine sahip.

Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) verilerine göre, 2017 yılının ilk çeyrek döneminde sigorta sektörünün toplam prim üretimi geçen yıla göre %12’lik artışla 11 milyar 935 milyon lira oldu. Üretilen toplam rakamın yaklaşık %13’lük kısmını ise hastalık/sağlık branşı karşıladı. Sigorta sektörü sağlık sigortalarında son yıllardaki büyüme hacmini klasik sağlık sigortalarına ek olarak satılmaya başlanılan yeni ürünlerin etkisiyle de artırmaya çalışıyor. Bu ürünlerden bir tanesi de genel ve özel sağlık sigortaları dışında son yıllarda adını sıkça duyduğumuz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası. Türkiye’de özellikle 2000’li yılların başından itibaren yoğun şekilde tartışılmaya başlayan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, ilk kez 5510 sayılı Kanun’un 98’inci maddesinde konu edildi.

Poliçe sayısı 2016 yılında 643 bini aştı

2011 yılının ekim ayında yayınlanan Orta Vadeli Program’da (2012-2014) ise, ‘tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sigortası modellerinin geliştirileceği’ konusuna yer verildi. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) özel sağlık sigortasında gerçekleştirdiği düzenlemeyle ise Tamamlayıcı Sağlık Sigortası hayatımıza girmiş oldu. Tamamlayıcı sağlıkta son iki yıldaki büyüme ise çok ciddi rakamlara ulaştı. Öyle ki söz konusu üründe 2015 yılında poliçe sayısı 371 binken, 2016’da 643 bine yükseldi. Sigorta Bilgi Merkezi’nin (SBM) SAGMER verilerine göre, 2017 yılının ilk 4 ayında ise tamamlayıcı sağlıkta poliçe sayısı 270 bini aşarken, bu hızla devam etmesi durumunda poliçe sayısının 800 bine ulaşması bekleniyor. Bu büyümede son aylarda Türkiye’nin en büyük şirketlerinin de mavi yaka çalışanlarına bu üründen almaya başlaması etkili oldu.

Tamamlayıcı sağlığa “havuz” modeli
Sektör temsilcileri gelecek dönemlerde toplu iş görüşmeleri sırasında sendikaların da bu konuda talepkâr olacağına dikkat çekiyor. Aynı zamanda uzun dönemde bu konuda hükümetin de teşvik verme çalışmaları yürüttüğünün altı çiziliyor. Öte yandan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’yla ilgili yaşanan son gelişme ise bir sigorta havuzunun kurulacak olması. Bu havuzun kamu tarafından yönetileceği ve devletin de havuza destek olacağı belirtiliyor. Kurulacak havuzun, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) gibi özel hastanelerle anlaşmalar yapacağı da ifade ediliyor.  Bu durumda ise ülke sigortacılığı yeni bir sigorta havuzu ile tanışmış olacak. Sigortacı Gazetesi olarak sektör yöneticilerine Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın geldiği durum ve gideceği nokta konusunda görüşlerini sorduk.

Yakup Sayar
yakup@sigortacigazetesi.com.tr

Allianz Türkiye Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Oruç Lembet: Bilinirlik arttıkça talep edilir duruma geldi

“2015-2016 yılı döneminde tamamlayıcı sağlıktaki artışın arkasındaki temel sebebin kamuoyunca bilinilirliğinin artması ve buna bağlı olarak artan talep olduğunu görüyoruz.”

Allianz Türkiye Sağlık Genel Müdür Yardımcısı Pınar Oruç Lembet, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın (TSS) özel sigorta almak isteyen, ancak bütçesi daha kısıtlı olan müşteriler için ideal bir ürün olduğunun altını çizerek, “Nitekim devlet tarafından Genel Sağlık Sigortası kapsamında sunulan sağlık hizmet paketi her ne kadar geniş kapsamlı olsa da, TSS ile sigortalılar daha yaygın bir kurum ağıyla ve beklemeksizin, farklı standartlarda sağlık hizmetine de kolaylıkla erişebiliyorlar” dedi.

“Allianz olarak bu ürünü bireysel müşterilere TSS, kurumsal müşterilere ise TSS veya hibrid ürün olarak sunabiliyoruz” diyen Lembet sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurumsal sağlık poliçelerinde TSS ve özel sağlık sigortası özelliklerini tek bir ürün altyapısında buluşturan hibrid ürünler pazara son dönemde girdi. Allianz Türkiye olarak biz de hibrid ürünümüz “Karma”’yı da 2015 yılından itibaren müşterilerimize sunmaya başladık. Dolayısıyla bu iki ürünle gerek bireysel, gerekse kurumsal tarafta sigorta ettirenlere daha ekonomik çözümler de sunarak sağlık sigortası pazarını büyütmeyi hedefliyoruz. 2015-2016 yılı döneminde tamamlayıcı sağlıktaki artışın arkasındaki temel sebebin TSS ve Karma gibi türev ürünlerinin kamuoyunca bilinilirliğinin artması ve buna bağlı olarak artan talep olduğunu görüyoruz. Bunun da pazar büyümesine hizmet eden olumlu ve istediğimiz yönde bir gelişme olduğunu söylemek mümkün.”

‘ÖZEL SAĞLIK ÜRÜNLERİ TSS’YE DÖNÜŞMEZ’

Söz konusu ürünlerde poliçe sayısı yerine sigortalı sayısına bakıldığında seyahat sağlık hariç olarak toplam primin yüzde 23, sigortalı sayısının ise yüzde 29 arttığının görüldüğüne dikkat çeken Lembet, “Allianz Türkiye olarak tamamlayıcı sağlığı, sigorta ettirenlere bütçeleri dahilinde farklı alternatifler yaratarak pazarı büyütme imkanı sağlayacak bir unsur olarak konumlandırıyor ve sektör olarak bu yönde çalışmalar yapılmasını destekliyoruz. Özel sağlık sigortası ürünleri her geçen gün sunduğu yenilikler ve müşteriye yaşattığı farklı deneyimler ile, değişik müşteri ihtiyaçlarına hizmet etmeye devam edecektir. Tamamlayıcı sağlığa dönüşmelerini beklemiyoruz.”


Toplumda bilinç düzeyi arttıkça özel sağlık sigortasına olan ilginin de arttığını söyleyen Lembet sözlerini şöyle sürdürdü: “Allianz Türkiye olarak, sağlık sigortacılığında sadece sağlık harcamalarını finanse eden kurum olmanın ötesine geçen bir vizyonla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Önceliğimiz daima; değişen talep ve ihtiyaçlara göre yenilikçi çözüm ve uygulamalar sunabilmek. Geleneksel sağlık sigortalarında çözümlerin sektör genelinde değişen ihtiyaçlara bağlı olarak değişmeleri, sunulan ürünlerin farklılaşmaları gerektiğini düşünüyoruz. Nitekim bu yönde attığımız çeşitli adımlar mevcut ve ilerleyen dönemlerde yeni çözüm ve uygulamalar sunabilmek üzere hazırlanıyoruz.”

Sompo Japan Sigorta Bireysel, Teknik ve Finansal Kurumlar Satış Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı  Şenol Ortaç: Sağlıkta TSS’nin payı giderek artıyor

“2014 sonu itibarıyla sağlık branşında üretilen her 100 liralık primin 1.2 lirası tamamlayıcı sağlıktan geliyordu. 2016 sonunda bu miktar 4.88 liraya yükseldi.”

Tamamlayıcı sağlık sigortalarındaki gelişimi sigorta sektörü açısından gayet olumlu ve umut verici olarak değerlendirdiklerini belirten Sompo Japan Sigorta Bireysel, Teknik ve Finansal Kurumlar Satış Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı  Şenol Ortaç, “Özel sağlık sigortaları, ister geleneksel, ister tamamlayıcı sağlık sigortası olsun; aslında sağlık hizmetlerinin finansmanı için en makul ve adil yöntemlerin başında geliyor. Türkiye’de sağlık için harcanan para 104 milyar liraya ulaştı. Kişilerin bireysel olarak yaptıkları ödemeler ise yaklaşık 15 milyar lira. Bunun yarısının dahi özel sigorta modeliyle finanse edilebileceği varsayımını yaparsak, pazarın büyüme potansiyeliyle ilgili çok daha net bir tablo ortaya koymuş oluruz. Bununla beraber gerek sağlık, gerek hizmet sunumu, gerekse sigorta perspektifinden; kamunun özel sektöre çok hızlı alan açmayı tercih edebileceği bir konu değil. Bu konuda aşamalı olarak alan açıyor, özel sağlık sigortaları da aşamalı olarak bu alanı tamamlıyor. O yüzden buradaki gelişimin uzun bir zamana yayılarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz. Tamamlayıcı sağlık aslında fiilen 2 yıllık geçmişi olan, çok yeni sayılabilecek bir ürün. Her ne kadar bu büyüme grup poliçelerinin etkisiyle olmuş gibi görünse de, önümüzdeki dönemde bireysel tamamlayıcı sağlığın da belirli bir hızla artacağına inanıyoruz. Zira, tamamlayıcı bireysel sigortalı adedi ise 2015 yılında 50 binlerdeyken, 2016 sonu itibarıyla 200 binlere yaklaşmış durumda. Ayrıca 2014 sonu itibarıyla sağlık branşında üretilen her 100 liralık primin 1.2 lirası tamamlayıcıdan gelirken; 2016 sonunda 4.88 liraya yükseldiğini görüyoruz” diye konuştu.

‘ÖZEL HASTANELERİN TUTUMU ÖNEMLİ’
Klasik sağlık poliçelerinin tamamının TSS’ye dönüşmesini öngörmediklerini ifade eden Şenol Ortaç sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu noktada pazarın ne şekilde ve hangi hızla dönüşeceğini; aslında SGK ile anlaşması olmayan, dolayısıyla da tamamlayıcı sağlık ürünlerinin ağında bulunmayan büyük özel hastane gruplarının davranışları belirleyecek gibi duruyor. Artık tüketiciler; nitelikli sağlık hizmetine çok daha uygun primlerle erişebiliyorlar. Bu durum, her geçen gün genişleyen bir müşteri kitlesi tarafından da fark ediliyor. Bu sağlık grupları, afaki sayılabilecek hizmet fiyatları ile hizmet sunmaya devam edip; fiilen konsolide olmuş bir pazarda, sınırlı sayıda sigorta şirketi ile işbirliği içinde sınırlı bir segmente mi hizmet verecekler, yoksa fiyat anlaşmalarını makul düzeylere çekerek sigorta sektörünün geneli ile yeniden bir kazan-kazan ilişkisine mi girmeyi tercih edecekler; birlikte göreceğiz.”

Şenol Ortaç, Sompo Japan Sigorta olarak en çok önem verdikleri konunun, ürünlerinin sigortalılarına farklı değerde öneriler sunması olduğunu ifade ederek, “Tamamlayıcı sağlık ürünümüzde, sunduğumuz teminatlar ve yarattığımız farklar hakkında; hem dağıtım kanallarımızdan, hem de müşterilerimizden çok olumlu geri bildirimler alıyoruz. Geleneksel sağlık ürünlerimizi de aynı bakış açısıyla revize ederek zenginleştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hedefimiz, sağlıkta müşteri ve paydaşlarının tamamına değer yaratan, saygın ve istikrarlı bir şirket olmak. Bunun için, geleneksel sağlık ürünlerimizin de ‘sigortalı için değer önerisi yüksek, prim seviyesi olarak sürdürülebilir, kanal için satışı kolay’ olacağını şimdiden söyleyebiliriz” diye konuştu.


http://www.sigortacigazetesi.com.tr/tamamlayici-saglikta-buyume-hiz-kesmiyor/

Yorumlar