30 Ocak 2017

GRUP SAĞLIK POLİÇELERİ TAMAMLAYICI SAĞLIĞA AKTARILIYOR

Tamamlayıcı sağlıkta grup sözleşmeleri bir yılda 62 binden 217 bine fırladı....
Geleneksel sağlık sigortasındaki grup sözleşmeleri ise 949 binden 665 bine geriledi...





2012 yılında adını duymaya başladığımız “Tamamlayıcı Sağlık Sigortası”na ilgi her geçen gün artıyor. Tamamlayıcı sağlık poliçesi adedi 2016 yılı sonunda toplamda 643 bini aşarken, 2015 yılına göre artış oranı yüzde 100’e yaklaştı. Söz konusu adet içinde en önemli değişim ise şirketlerin çalışanlarına yaptığı özel sağlık sigortası poliçesinden hızla tamamlayıcı sağlık poliçesine dönmesinde görüldü. Tamamlayıcı sağlık grup poliçe adedi 5 yılda 217 bini aştı.



Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin düzenli yayınladığı SAGMER istatistiklerine göre özel sağlık sigortası poliçe sayısının son 6 yılda 1.5 milyon ile 2 milyon arasında bir seyir izlediği gözleniyor. 2012 yılında 1 milyon 552 bin olan özel sağlık sigortası poliçe sayısı 2015 yılında 1 milyon 981 bine tırmanırken, geride bıraktığımız yıl poliçe sayısının 1 milyon 772 bine gerilediği görüldü.

SAGMER istatistiklerine göre, söz konusu branş içinde yer alan seyahat sağlık poliçesi adedi ise 2016 yılında 2 milyon 218 bini aştı. Söz konusu branşta 2012 yılında poliçe sahibi 1 milyon 116 bin seviyesindeydi.



Tamamlayıcı sağlık poliçesi 643 bin aştı
2012 yılında hayatımıza giren tamamlayıcı sağlık ise sektörün yüzünü güldürüyor. 2012 yılında 133 bin seviyesinde olan poliçe sayısı 2013 yılında 200 bini aşarken, 2015 yılında 371 bine ulaştı. Tamamlayıcı sağlığa yatırım yapan şirket sayısının hızla artması söz konusu ürüne olan talebi hızla artırırken, bunun meyveleri ise 2016 yılında alınmaya başladı ve poliçe sayısı 2015 yılına göre yüzde 100’e yakın oranda artarak 643 bini aştı.

Tamamlayıcı sağlık poliçesindeki artış, sağlık poliçeleri içinde yer alan acil sağlık poliçelerine olan ilgiyi ise azalttı. 2012 yılında 219 bin seviyesinde olan acil sağlık poliçesi sayısı 2016 yılında 51 bin seviyesine geriledi.

Grup poliçelerde hızlı büyüme
Sağlık sigortalarında 2016 yılı sonundaki toplam 1 milyon 772 bin poliçeye,  grup ve ferdi yapıda bakıldığında önemli bir değişim gözlerden kaçmıyor. Söz konusu ürünün 5 yıllık seyrine bakıldığında 2012 yılında grup poliçe adedi 872 bin, ferdi poliçe adedi ise 681 bin seviyelerinde bulunurken, bu durumun 2016 yılında ferdi poliçe tarafında arttığı görüldü. 2016 yılında sağlık sigortası grup poliçe adedi 665 bin, ferdi poliçe adedi de 1 milyon 107 bin oldu.

Tamamlayıcı sağlık ürünlerinde ise tablo tam tersi bir hareket izliyor. Özellikle grup sağlık sigortası poliçesini şirketler çalışanları için kullanırken, söz konusu poliçelerin maliyetlerini düşünen şirketlerin  tamamlayıcı sağlık ürünlerinin piyasaya çıkmasıyla daha uygun maliyetlerdeki bu poliçeleri çalışanlarına yaptırmaya başladığı görüldü. 2012 yılında grup poliçenin olmadığı tamamlayıcı sağlıkta 2016 yılında 217 bin 282 adetlik bir poliçe sayısına ulaşılmasının bunun bir göstergesi oldu.

Yakup Sayar
yakup@sigortacigazetesi.com.tr
30 Ocak 2017
http://www.sigortacigazetesi.com.tr/grup-policeleri-tamamlayici-saglika-donuyor/

EŞ DEĞER PARÇA

Sigortada orijinal parça şartı dönemi bitti....

Araç kaza yaptığında artık orijinale eş değer, yerli üretim yedek parça da kullanılabilecek. Uygulamanın sigorta primlerini ucuzlatması bekleniyor.

Hürriyet Gazetesi yazarı Noyan Doğan 30 Ocak 2017 tarihli yazısında, sigortada eş değer parça kullanımını kaleme aldı. 

İşte Doğan’ın yazısı: Geçen hafta yürürlüğe giren torba kanun ile sigortacılar, hasarlı araçların onarımında orijinal yedek parça kullanmak zorunda kalmayacak, eş değer ya da ömrünü tamamlamış araçlardan elde edilen parça kullanabilecek. Yeni uygulama, trafik sigortası primlerine de olumlu yansıyacak.


Sigorta şirketleri, hasarlı araçların onarımında orijinal parça yerine eş değer parça kullanabilecek. Geçtiğimiz hafta yürürlüğe giren, Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, bir başka adıyla Torba Kanun ile trafik sigortasında önemli bir düzenleme yapıldı. Buna göre, sigorta şirketleri, hasarlı araçların onarımında orijinal yedek parça kullanmak zorunda kalmayacak, sertifikalı eş değer parça kullanabilecek.

Böylece ithal yedek parçalara yüklü paralar ödenmeyecek, yerli üretim desteklenecek ve en önemlisi trafik sigortasının primleri dövizdeki artışlardan etkilenmeyecek. İşin aslını isterseniz, bu konu iki seneye yakındır gündemde. Hatırlayacaksınız, 2015'in başlarında Hazine, trafik sigortasının genel şartlarını baştan sona değiştirdi ve sigortacılara, hasarlı araçların onarımında eş değer parça kullanma imkanı tanıdı. Ancak o dönem, başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere bazı kesimler genel şartların iptali için Danıştay'da dava açtı. Yaklaşık 1.5 yıl aradan sonra Danıştay, 2016'nın kasım ayında, eş değer parça kullanım uygulamasını durdurdu.

FİYATA ETKİSİ OLACAK MI?

Bunun üzerine Hazine, hasarlı araçların onarımında trafik sigortası genel şartlarındaki hükümlerin uygulanmasına yönelik maddeyi Torba Kanuna ekletti. Ekletti; çünkü Danıştay'ın iptal kararı, sigortacıların maliyetlerini yüzde 17 artıracak, bu da sigortacılara 1 milyar liralık ek maliyet getirecek, bu maliyet de trafik sigortasının fiyatına yansıyacak, primde yüzde 17'lik artış yaratacaktı. İşte o kanun, geçtiğimiz hafta uygulamaya girdi. Böylece, sigortacılara, kanunla eş değer parça kullanım hakkı tanındı, iki yıla yakındır süren tartışma da son buldu.

ŞİMDİ NE OLACAK?

Hasar halinde, hasar gören parçanın onarımı mümkün değilse eş değer parça ya da ömrünü tamamlamış araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimine imkân yok ise orijinali ile değiştirilecek. Kaza tarihine göre model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen araçlarda hasar gören parça, onarımı mümkün değilse öncelikle orijinali ile değiştirilecek, orijinal parçanın bulunmaması durumunda eş değer ya da ömrünü tamamlamış araçlardan elde edilen orijinal parça ile değiştirilecek. Model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçta hasar gören parçanın orijinal olmadığı durumda eş değer veya ömrünü tamamlamış araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişim yapılacak.

ORİJİNAL PARÇA MI EŞ DEĞER PARÇA MI?

Hasarlı araçların onarımında ağırlıklı iki çeşit parça kullanılıyor. Biri, ithal edilen ve üreticinin markasının, logosunun basılı olduğu orijinal parça. Diğeri ise, üreticinin, orijinal parçanın aynısını bir başka ülkede patentle ürettirip, marka ve logosunu basmadığı eş değer parça. Eş değer parça Türkiye'de, yerli üreticiler tarafından patentle ve standartlara uygun üretilip, sertifikalı olarak pazara sunuluyor. Sigorta şirketleri bu parçaları kullanıyor. Orijinal parçanın fiyatı 100 lira, eş değer parçanın ise 60 lira. Kaldı ki, sigorta şirketleri uygulamada, 0-3 yaş arası araçlarda ve aracın mekanik parçalarında eş değer parça kullanmıyor. Onarımda en çok kullanılan tampon, far, çamurluk, kapı gibi parçalarda kullanıyorlar.

DANIŞTAY, YÜRÜTMEYİ DURDURMUŞTU

1 Haziran 2015'te uygulamaya giren trafik sigortası genel şartları, hasarlı araçların onarımında orijinal yedek parça yerine eş değer parça kullanımına izin verince; araç kiralama şirketlerinden, sivil toplum kuruluşlarına kadar birçok kesim uygulamanın iptali için Danıştay'da dava açtı. Danıştay'da bu konuda açılan dava sayısı ise on altı. Geçen yılın kasım ayında Danıştay, eş değer parça kullanımına ilişkin yürütmeyi durdurma kararı aldı. Yaklaşık 2 aydır da sigortacılar, hasarlı araçların onarımında hem eş değer hem de hasarlı ya da ömrünü tamamlamış araçlardan elde edilen yedek parçaları kullanamıyor; sadece orijinal parça kullanabiliyordu. Kanunun çıkması ile birlikte sigortacıların eş değer parça kullanımının önü açıldığı gibi Danıştay'ın vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararı da hükmünü yitirdi.

http://www.sozcu.com.tr/2017/ekonomi/sigortada-es-deger-parca-donemi-basladi-1649831/

29 Ocak 2017

6.2 milyon araç SİGORTASIZ...

Trafikte 6.2 milyon araç kanunen zorunlu olmasına rağmen sigortasız dolaşıyor. Olası kazalarda hem ölenlerin yakınları ile sakat kalanlar mağdur olacak, hem de sigortasız 6.2 milyon sürücü milyonlarca lira tazminatı cepten ödeyecek.

HEP diyordum, trafik sigortasında süren fiyat tartışmasının sonuçları ağır olacak diye; maalesef beklenen oldu ve zorunlu olmasına rağmen trafikte sigortasız araç sayısı yüzde 30’a kadar yükseldi. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre 2016’nın kasım ayında trafikteki toplam araç sayısı 21 milyonun biraz üzerinde. Aynı dönemde trafik sigortası yaptıran araç sayısı 14.7 milyon. Sigortasız araç sayısı ise 6.2 milyon ki, bu da araçların yüzde 30’nun sigortasız trafikte dolaştığı anlamına geliyor. Rakamlara bakıldığında da son üç yılda, sigortasız araç sayısının yüzde 26’dan, yüzde 30’a çıktığı görülüyor. Aralık verileri açıklandığında bu oranın biraz daha artması bekleniyor. 


TOPLUMSAL SORUN OLUR
Kimilerine bu artış pek bir şey ifade etmeyebilir. O zaman şöyle anlatayım. Trafik sigortası, sürücülerin, trafikte başkalarına verecekleri hem bedeni (ölüm, sakatlık) hem de maddi zararlara karşı yaptırılıyor. Kusurlu ya da kusursuz hiç fark etmez, sürücü, bir ya da birkaç kişinin ölümüne neden olursa, ölenlerin yakınları mağdur olmasın diye trafik sigortası var. O nedenle zorunlu; o nedenle de sigortanın yaptırılmaması diye bir durum söz konusu değil. Ne mi, demek istiyorum? Normal şartlarda trafikte sigortasız araç olmaması gerekirken, aksine sayı artıyor; yüzde 30’lara kadar da çıkmış durumda diyorum ve ekliyorum, bu bir felaket. Neden mi? Olası kazalarda hem ölenlerin yakınları mağdur olacak, hem de sigortasız 6.2 milyon sürücünün başı yanacak. Yanacak, çünkü milyonlarca lira tazminatı cepten ödemek zorunda kalacak.

Peki, neden bu hale gelindi? Son iki yılda trafik sigortası primlerindeki yüzde 80, hatta yüzde 100’e varan artışlar ve bu artışa tüketicinin sigorta yaptırmayarak gösterdiği tepki başlıca neden ama bana göre sadece bu da değil. Nitekim 2016’nın ortalarından itibaren trafik primleri düşüyor. Geçen senenin mart, nisan, mayıs aylarında ortalama fiyat 680 liralardayken, aralık ayında 620 liraya kadar geriledi. Yüzde 10’luk bir düşüş söz konusu ki, kimi şirketlerin indirimi yüzde 15’lerin de üzerinde. Evet, trafikte eski 150-200 liralık fiyatlar yok, olmayacak da. 

MOTOSİKLETLER SİGORTASIZ
Bana göre sigortasız araç sayısının artmasının bir nedeni de bazı kesimlerin, sürekli olarak trafik priminin yüksekliğini gündeme getirip, fiyatların eski seviyelere ineceği yönünde bir algı yaratması. Öyle ki, bu kesimler, kimi zaman ‘devlet fiyata müdahale etsin’ çağrısında bulunuyor, kimi zaman da sigorta şirketlerine, ‘fiyatı yarı yarıya indirim’ baskısı yapıyor. Hal böyle olunca da bazı sürücüler, fiyatı yüksek bulup, tepki olsun diye sigortayı yaptırmıyor; bazıları da ‘fiyatlar nasıl olsa düşecek, yüksek prim ödemeyeyim, düşsün öyle yaptırırım’ diyerek, yaptırmıyor.

Sonuç, bugün 6.2 milyon sürücü sigortasız trafikte dolaşıyor. Gelelim, sigorta yaptırmayanların kim olduğuna. 2016 Kasım ayı itibariyle 11.2 milyon otomobilden, 1 milyon 175 bini sigortasız. Otomobillerde sigortasızlık oranı yüzde 10’lar seviyesinde. Sigortasızlık oranı en yüksek kesim ise motosikletler. 3 milyon motosikletten 2 milyonunun sigortası yok. Yani, motosikletlerin yüzde 67’si trafikte sigortasız dolaşıyor. Sigortasızlığın yaygın olduğu bir diğer kesim ise otobüsler; 220.4 bin otobüsten 61 bini, yani yüzde 28’e yakını sigortasız. Aynı şekilde minibüslerde de sigortasızlık oranı yüzde 22’lere yakın.

Sigortasızlığın bedeli 1650 lira

TRAFİKTE sigortasız dolaşan 6.2 milyon sürücünün olası bir kazada başına nelerin geleceğini anlatayım. Eğer kazada, bir ya da birkaç kişinin ölümüne neden olursanız, sigortanız olmadığından devreye Güvence Hesabı giriyor ve kazada ölenlerin yakınlarına tazminat ödemesi yapıyor. 2017’de sigortanın teminat limitleri arttığından, bugün için bu rakam, kişi başına 330 bin lira. Kazada, iki kişinin ölümüne neden olduysanız, Güvence Hesabı, 660 bin liraya kadar bu tazminatı ödüyor. Sonra da dönüp, önce sizden talep ediyor, ödemezseniz de hukuk yoluyla alıyor. Kaza başına sigortadan ödenecek en yüksek rakam ise 1 milyon 650 bin lira. Tabii aynı kazada sigortanız olmadığı için tarafların size açacağı maddi tazminat taleplerini hesaba bile katmıyorum. Özetlersek; sigortasız olarak karıştığınız kazanın büyüklüğüne göre cebinizden en düşük 330 bin lira en yüksek de 1.650 bin lira ödeyeceksiniz demektir. Bundan da kaçış yok. Sigortasızlığın bir de diğer boyutu var. Kanunen yasak olduğundan, polise yakalanırsanız, hem 97 liraya yakın ceza kesilecek hem de aracınız bağlanacak. Geri alabilmeniz için de sigorta yaptırmanız gerekiyor. Sigortayı zamanında yaptırmadığınız için sigortacılar size en yüksek primi (sür prim) uygulayacak. Bu da şu anlama geliyor ki, sigortayı zamanında yaptırsaydınız ödeyeceğiniz prim 600-700 lirayken, şimdi 3-4 bin lira ödemek zorunda kalacaksınız.

http://www.hurriyet.com.tr/6-2-milyon-arac-sigortasiz-40343368

GÜVENCE HESABI

Kara Yolları Zorunlu Trafik sigortası olmayan bir aracın yaptığı kazada, zarar gören 3'üncü kişilerin ölümleri durumunda tazminat ödenen kişi sayısı, geçen yıl 31.159'a ulaşırken, yapılan ödeme tutarı da 312 milyon lirayı aştı


Trafik sigortası olmayan bir aracın yaptığı kazada zarar gören 3'üncü kişilerin ölümleri durumunda mirasçılarına, sakatlık veya iş göremezlik durumunda ise kendilerine tazminat ödeyen Güvence Hesabı'ndan yararlananların sayısı 2016 yılında 31 bini, tazminat ödemesi tutarı da 312 milyon lirayı geçti.

Güvence Hesabı verilerinden derlenen bilgilere göre, trafik kazalarında meydana gelen yaralanma, sakat kalma ve ölüm gibi hallerde mağdur vatandaşların zararını karşılamak için kurulan hesaptan 2015 yılında 14 bin 708 dosya sahibine 156 milyon 828 bin 132 liralık ödeme yapıldı.
Söz konusu rakam 2016'da büyük artış kaydederken, yılın tamamında 31 bin 159 kişiye toplam 312 milyon 150 bin 853 liralık ödeme gerçekleştirildi.
Yapılan tazminat ödemelerine kalem bazında bakıldığında, geçen yıl 163 milyon 957 bin 298 liralık "maddi" ödeme gerçekleştirilirken, bu tutar "ölüm ve defin" için 61 milyon 807 bin 876 lira, "maluliyet" için 84 milyon 625 bin 186 lira, "tedavi" için ise 1 milyon 760 bin 493 lira oldu.
Şimdiye kadar 146 binden fazla kişi yararlandı
Güvence Hesabının devreye girdiği 1998 yılından bu yana toplamda 146 bin 36 kişiye 894 milyon 94 bin 463 liralık ödeme yapılırken, bu meblağın 259 milyon 63 bin 837 lirasını "maddi", 304 milyon 874 bin 74 lirasını "ölüm ve defin", 301 milyon 286 bin 741 lirasını "maluliyet", 28 milyon 869 bin 812 lirasını da "tedavi" kalemleri oluşturdu.
Güvence Hesabı Müdürü Abdülkadir Küçük, Güvence Hesabı'ndan yapılan ödemelerin 2016'da neden yüksek çıktığına dair, şunları kaydetmişti:
"Mali bünye zafiyeti nedeniyle tüm branşlarda ruhsatları iptal edilen Hür Sigorta'nın 15 Mart 2015'te, Ege Sigorta'nın ise 7 Ağustos 2015'te yönetimleri Güvence Hesabı'na devredilmiştir. 2016 yılında oluşan söz konusu yüksek rakam, bu devir işlemlerinden kaynaklanmaktadır.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14 maddesinin ikinci fırkasının (c) bendi 'Sigorta şirketinin mali bünye zafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için Güvence Hesabı'na başvurulabilir' şeklinde düzenlenmiş olduğundan bu iki şirkete ait Güvence Hesabı kapsamında bulunan sigorta branşlarında hem bedeni ve hem de maddi hasarlar için başvurular olmaktadır. Bu nedenle maddi hasarlara ait tazminat ödemeleri artmaktadır."
Güvence Hesabı'nın kapsamı
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 14. maddesi gereği kurulan Güvence Hesabı, kapsamında bulunan sigortaları yaptırmayan araç ve iş yerlerinde meydana gelen kazalarda, kişilere gelebilecek yaralanma, sakat kalma ve ölüm gibi bedeni zararları karşılıyor.
Güvence Hesabı, ilk olarak 18 Ekim 1983'te Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2918 sayılı Karayolu Trafik Kanunu'nun 108'inci maddesi ile Garanti Fonu adı ile kuruldu. Aynı fon, 14 Haziran 2007 tarihli 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile Güvence Hesabı adıyla yeniden kuruldu ve kapsamı daha da genişletildi.
Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar; rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar; çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde kişiye gelen bedensel zararlar ile sigorta şirketinin mali bünye zafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar Güvence Hesabı kapsamında bulunuyor.
Ödenen bedensel zararlar ise "ölüm halinde, ölenin desteğinden yoksun kalanlara Destekten Yoksun Kalma Tazminatı", "sakat kalma halinde Maluliyet Tazminatı", "yaralanma halinde ise Tedavi Tazminatı" şeklinde ödeniyor.
Güvence Hesabı kapsamındaki mevcut zorunlu sigortalar Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, Tehlikeli Maddeler Zorunlu Sorumluluk Sigortası ve Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigortası olarak belirleniyor.
Güvence Hesabı, ödediği tazminatın tahsili amacıyla KTK'nun 108. ve Güvence Hesabı Yönetmeliği'nin 16. maddesi uyarınca zarar veren aracın işletenine, sürücüsüne, sigortacısına veya sigortacının iflas masasına rücu edebiliyor.
Hak sahiplerinin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halükarda 10 yıl içinde bizzat yazılı olarak veya taahhütlü mektupla Güvence Hesabı'na başvurmaları gerekiyor.
http://www.dunya.com/sektorler/otomotiv/sigorta-yaptirmamanin-bedeli-agir-oldu-haberi-346882

25 Ocak 2017

GİZLİ ANAHTARLA OTOMOBİL HIRSIZLIĞINA EMSAL KARAR

Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti, camı kırılarak torpido gözündeki “gizli anahtar” kullanılarak çalınan otomobilin sahibine, kasko şirketinin araç bedelini faiziyle ödemesine karar verdi.


İstanbul’da 2015’in son aylarında ondan fazla lüks otomobil, camı kırılarak çalındı. Çalınan araçların sadece aynı markanın üç modeli olması dikkat çekerken, yapılan araştırmada bu araçlarda sahiplerinin bile haberdar olmadığı 3’üncü bir anahtar olduğu ortaya çıktı. Sadece bu lüks otomobilin üç modelinde araçta birinin kilitli kalma ihtimaline karşı torpido gözündeki gizli bölmeye 3’üncü bir anahtar konulduğu, bunu bilen hırsızların da, camı kırıp araçları bu anahtarla çaldığı belirlendi.
Yusuf Çolak’ın da anahtarsız çalışmayan 34 YC 182 plakalı lüks otomobili, 13 Ocak 2016’da Maltepe, Yalı Mahallesi Şehit Altaş Caddesi’ndeki park halindeyken camı kırılarak çalındı. Otomobilin gizli bölmedeki 3’üncü anahtarla çalıştırılarak çalındığı anlaşıldı. Bu durumdan haberdar olmayan Yusuf Çolak, halen bulunamayan 2015 model kaskolu aracının bedelini sigorta şirketinden talep etti. Sigorta şirketi ise sözleşmedeki “Araç anahtarlarının araç üzerinde bırakılması, aracın kapısı ve/veya camı kapalı olsa dahi asıl veya yedek anahtarın araç içerisinde bulunması sonucunda aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilmesi sonucu meydana gelebilecek ziya, çalınma ve zararlar teminat kapsamı dışındadır.” hükmü gerekçesiyle başvuruyu reddetti.

HUKUK MÜCADELESİ BAŞLATTI
Sigorta şirketinin başvurusunu reddetmesi üzerine Çolak, Avukatı Oğuz Akdemir aracılığıyla 20 Nisan 2016’da Sigorta Hakem Heyeti’ne başvuruda bulunarak hukuk mücadelesi başlattı. Çolak, sigorta şirketinin kasko kapsamında zararını tazmin etmemesi nedeniyle uyuşmazlığın giderilmesini istedi. Sigorta Hakem Heyeti de, "Heyetimizce bu aşamadan sonra yapılan ilk değerlendirmede, söz konusu uyuşmazlık konusu aracın para çantası, anahtar adaptörü ve para çantası anahtarının torpido içinde gizlendiği, ancak işin olağan akışında torpido kapağı sürekli açıldığı ve açıldığında ise rahatlıkla görüldüğü anlaşıldığından, davacı tarafın söz konusu anahtardan haberi olmadığına yönelik açıklamalarının gerçeği yansıtmadığı kanaatine varılmıştır" denilerek itirazı reddetti.

TAHKİM KOMİSYONU HAKLI BULDU
Av. Oğuz Akdemir, Sigorta Hakem Heyeti’nin bu kararını, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’ne taşıdı. İtiraz dilekçesinde Türkiye ve yurt dışında yaşanan yüzlerce hırsızlık vakasını emsal gösteren Av. Akdemir, araç sahiplerinin söz konusu anahtardan haberdar olduğunun iddia edilemeyeceğini, ayrıca sigorta şirketinin bu hususta bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmediği ve poliçelerde sigortalı ile müzakere edilmeden yer verilen klozların (özel ve genel şartlar) haksız şart teşkil ettiği hususlarına yer verdi. İtirazı değerlendiren Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti, 27 Aralık 2016’da emsal olabilecek bir karara imza atarak, başvuruyu yerinde buldu.
SİGORTACININ AYDINLATMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR
Bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini vurgulayan heyet kararında şöyle dedi:
"Söz konusu araçta torpido içinde yedek anahtar parçalarının, hırsızlık rizikosu bakımından teminat dışı olmasının sigortacı açısından özel bir öneme sahip olması gerektiği ve bu önem nazara alınarak sözleşme kurulurken aracın bu özelliğini sigortacının bu hususta aydınlatma yükümlüğünün bulunduğu ve dosya muhteviyatına göre bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat edemediği ve neticen aydınlatma yükümlüğünü ihlal ettiği kanaatine varılmıştır. Ayrıca 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 5. maddesi uyarınca, mezkur poliçede yer alan anahtar şartının önceden hazırlanmış ve standart sözleşmede yer alması nedeniyle sigortalı lehine yorum yapılarak bu şartın sigortalıyla müzakere edilmediğinin kabul edilmesi gereklidir."
Kararda, 200 bin lira sigorta tazminatının talep doğrultusunda 20.04.2016’dan işleyecek yasal faiziyle birlikte başvuru sahibine ödenmesine de hükmedildi.

EMSAL KARAR
Kararın emsal teşkil ettiğini belirten Av. Oğuz Akdemir, "İtiraz Hakem Heyeti’nin verdiği bu karar mağdur olan diğer araç sahiplerine de umut olacaktır. Sigorta şirketlerinin bu konuda yükümlülükleri böylece tescil edilmiş oldu. 3’üncü anahtar nedeniyle araçları çalınan araç sahipleri vakit geçirmeden haklarını aramalıdır" dedi.
Kararın, 2015’de İstanbul’da 15 günde aynı yöntemle çalınan ondan fazla lüks araç için emsal olması bekleniyor.

19 Ocak 2017

SÜRÜCÜLERİN DÜŞMANI CEP TELEFONLARI

Allianz’ın yaptığı araştırma; sayısı giderek artan trafik kazaları ile modern teknoloji cihazları arasındaki ilişkiyi inceledi. Modern teknolojinin sürücülerin dikkatini dağıttığı ve ölümlere neden olduğunu belirten araştırmada her iki araç sürücüsünden birinin, trafikte cep telefonu kullanma yasağını ihlal ettiği ortaya çıktı. Cep telefonları ve navigasyon sistemlerinin neden olduğu dikkatsizlik, alkolden daha büyük bir tehlike olarak algılanıyor.
Allianz Teknoloji Merkezi (AZT) tarafından Almanya, Avusturya ve İsviçre’de  yapılan “yol güvenliği araştırması” sayısı artan trafik kazalarıyla araçlarda kullanılan bilgi, iletişim ve eğlence teknolojileri arasındaki ilişkiyi inceledi. Institute for Applied Psychology ve Makam Market Research işbirliğiyle, 1600 şoförle görüşülerek yapılan araştırmada, sürücülerin trafikteyken teknik cihazlara odaklanmaları nedeniyle kaza riskinin önemli ölçüde arttığı kanıtlandı. Son üç yılda kaza yapan sürücülerin yüzde 60’ının, kaza sırasında cep telefonlarını kullandıkları tespit edildi. Kaza yapmayan sürücülerde ise cep telefonu kullanma oranının yüzde 37 olduğu açıklandı. 
Dikkat dağılması alkolden bile büyük tehdit!
Araştırmayı yorumlayan Allianz Türkiye Operasyonlar Genel Müdür Yardımcısı Tolga Gürkan: “Rapor her 10 ölümlü kazadan birinin, sürüşle ilgili olmayan aktivitelerden kaynaklandığını gösteriyor. Almanya’da geçtiğimiz yıl yaklaşık 3.500 kişi trafik kazalarında hayatını kaybetti. Araştırmaya göre bu ölümlerin 256’sında, taraflardan birinin alkolün etkisinde olması başlıca sebep. Ancak, yaklaşık 350 kişinin ise dikkat dağınıklığı nedeniyle meydana gelen kazalarda hayatını kaybettiği  görülüyor. Geçmişte, alkolün etkisinde araç kullanmak hafif bir suç olarak kabul edilmekteydi. Bu durum artık günümüzde Türkiye dahil pek çok ülkede kabul görmüyor. Araç kullanırken cep telefonu kullanılmasına karşın da, tüm dünyada bu tutumun geliştirilmesi gerekiyor. Bu çalışma, sürüş sırasında cep telefonu kullanmanın ölümlere yol açtığını ortaya koyuyor. Yarıyıl tatili öncesi, özellikle de uzun yola gidecek sürücülerimize,  yolculuk sırasında dikkat dağıtacak tüm teknolojik cihazlardan uzak durmalarını tavsiye ediyoruz” dedi. 
Sürücülerin yarısı araba kullanırken telefon kullanıyor
Allianz tarafından yapılan çalışmaya göre, sürücülerin yüzde 46’sı, yani yaklaşık her iki sürücüden biri cep telefonu kullanmama kuralını ihlal ediyor. Sürücülerin yüzde 74’ü ise araca entegre teknik cihazların dikkatlerini dağıttığını belirtiyor. Sürücülerin yüzde 39’u navigasyon sistemini, yüzde 58’i ise ön paneldeki menü aracılığıyla radyo sistemini kullanıyor. Sürücülerin yüzde 15’i trafikteyken SMS yazıyor ve yüzde 24’ü akıllı telefonlarını kullanarak mesajlarını okuyor. 24 yaş altı katılımcılar arasında bu oranın çok daha yüksek olduğu görülüyor. Bu yaş grubundaki katılımcıların yüzde 23’ü araba kullanırken mesaj yazıyor ve yüzde 27’si mesajlarını okuyor. Tüm yaş gruplarındaki katılımcıların yüzde 29’u ise kimin kendilerine mesaj veya çağrı gönderdiğini görmek için cep telefonlarını kontrol ettiğini belirtiyor. 
Yolcuların telefon konuşmaları da sürücülerin dikkatini dağıtıyor
Araştırma, sürücülerin yüzde 52’sinin dikkatinin yolcuların yaptığı telefon konuşmaları nedeniyle dağıldığını da ortaya koyuyor. AZT, bir süredir resmi kaza istatistiklerinde sürücünün dikkat dağınıklığının kaza sebeplerine dâhil edilmesi ve Alman Yol Trafik Kanunlarının iletişim teknolojilerindeki bu son gelişmeleri yansıtacak şekilde düzenlenmesi için çağrı yapıyor. Bu nedenle Allianz, Alman hükümetinin tablet gibi mobil cihazları, elde tutma yasağına dâhil etme niyetini memnuniyetle karşılıyor. Ayrıca Allianz yol güvenliği uzmanları, bu kanunun yenilenmesi sürecinde, sürücülerin araçta film izlemeleri gibi dikkat dağıtan birtakım uygulamaların özellikle yasaklanmasını tavsiye ediyor.
Allianz çağrıda bulunuyor:
Navigasyon sistemine varış noktasını girmek ya da ön panelden internete erişmek gibi güvenlik üzerinde kritik bir etkisi olan ancak sürüşle ilgili olmayan işlevler, araba seyir hâlindeyken sürücü tarafından kullanılamayacak şekilde devre dışı bırakılmalı.
Farklı taşıt türlerindeki mobil ve entegre aygıtlar ile uygulamaların ergonomik tasarımı birbirine uyumlu hâle getirilmeli ve basitleştirilmeli.
Acil durum fren destek sistemleri tüm yeni araçlara entegre edilmeli. AZT’nin araştırması; tüm taşıtlar uygun şekilde donatıldığında, önden çarpışmalı kazaların üçte birinden fazlasının önlenebilir ve etkilerinin azaltılabilir olduğunu gösteriyor.
www.sigortamedya.com.tr/allianz-arastirdi-suruculerin-dusmani-cep-telefonlari/

TRAFİK SİGORTALARINA DEV HİZMET

TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi’nin Assist Line ile geliştirdiği proje kapsamında, acenteden trafik sigortası alanlar, ‘Acente Asist AA+’ ile yolda kalmayacak

TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) hem sigortalıya, hem acenteye kazandıracak bir projeye imza attı. Asistans Şirketleri Derneği’ne üye tek yerli şirket Assist Line’ın hizmet verdiği bu proje, 18 Ocak Çarşamba günü İstanbul Taksim’deki Grand Hyatt Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısıyla duyuruldu.
Toplantıda TOBB SAİK Başkanı Hüseyin Kasap, Assist Line Yönetim Kurulu Başkanı Metin Öztürk ve Assist Line Genel Müdür Vekili Serdar Tufan ürünü acentelere ve basına tanıttı.
Yapılan işbirliği kapsamında, acenteden trafik sigortası poliçesi alanlara 59 TL’ye yol yardımından, ev yardıma birçok hizmet sunuluyor. ‘Acente Asist AA+’ trafik yardım, konut yardım, sağlıkta avantajlar, hukuksal danışma, acil yardım ve tıbbi danışma gibi Assist Line tarafından sağlanan pek çok hizmeti kapsıyor.

TRAFİK YARDIM
Trafik yardım kapsamında; kaza halinde aracın çekilmesi, aracın vinç ile kurtarılması, aracın kullanılamayışı nedeniyle konaklama, daimi ikametgâha geri dönüş veya yolculuğa devam seyahati, aracın emanet ve muhafazası gibi hizmetler sunuluyor. Ayrıca, yaralanma veya hastalık durumunda nakil, taburcu olduktan sonra daimi ikametgâha dönüş, yapılacak tedavi nedeniyle aile üyelerinden birinin seyahati ve konaklaması ile acil mesajların iletilmesi gibi ek ferdi hizmetler de bulunuyor.

KONUT YARDIM
Konut yardım ise tesisat, elektrik, cam ve anahtar işlerini, konutta yangın veya dahili su basması sonucunda ikamet etmeyi engelleyecek düzeyde hasar meydana gelmesi durumunda doktor veya ambulans gönderilmesini, uzman hemşire veya refakatçi sağlanmasını, otel hizmetini, güvenlik şirketi teminini belirli limitlerle ücretsiz olarak,
Profesyonel ev hizmetlerini, bilgi ve organizasyonu sınırsız bilgilendirme şeklinde vermektedir.

SAĞLIKTA AVANTAJLAR
Türkiye genelinde 2500’den fazla kurumda geçerli olan sağlıkta avantajlar paketiyle özel hastaneler, poliklinikler, tanı merkezleri, doktor muayenehaneleri, görüntüleme merkezleri, laboratuvarlar, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri, eczaneler ve optikleri kapsayan geniş anlaşmalı sağlık kuruluşları ağında özel avantajlar sunuluyor. Anlaşmalı sağlık kurumlarında %5 - %40 arasında değişen, eczanelerde ilaçta ortalama %3.5, kozmetik ürünlerinde %10 oranında indirim avantajıyla hizmet sağlanabiliyor.
Bu hizmetlerden yararlanmak için (0212) 334 2020 nolu telefon aranarak gitmek istediği sağlık kuruluşundan randevu alınması gerekiyor.

ACİL TIBBİ YARDIM VE DANIŞMANLIK HİZMETLERİ
Acil Tıbbi Yardım kapsamında 32 acil durum parametresi dahilinde belirli limitlerde ambulans hizmeti ücretsiz olarak veriliyor.
Tıbbi danışma çerçevesinde sigortalıya acil tıbbi danışma desteği sağlanıyor. Bunun yanı sıra, acil olan veya olmayan her türlü sağlık problemiyle ilgili olarak sigortalının veya birlikte ikamet ettiği yakınının karşılaştığı sağlık problemi konusunda bilgi veriliyor. Doktor, uzman doktor, diş hekimi, hastane, teşhis merkezleri, eczane ve nöbetçi eczane isimleri, adresleri ve telefon numaraları bildiriliyor.
Hukuksal danışma hizmeti kapsamındaysa sigortalının Assist Line acil yardım hattını araması ve hukuki işlemler hakkında bilgi almak maksadıyla talepte bulunması halinde, Assist Line; uzman avukat ile sigortalı arasında konferans görüştürme yapıyor ve gerekli bilgilendirmeye aracı oluyor. Ancak bu hizmet yalnızca “Danışma” ve “Bilgilendirme” amacıyla veriliyor.

7/24 HİZMET
Bu proje kapsamında Assist Line yeni bir yazılım geliştirdi. Yazılım üzerinden acenteler kendilerine verilen şifreyle sisteme girip gerekli bilgileri doldurduğu ve müşteri online Sanal POS cihazı üzerinden ödeme yaptığı anda bu ek hizmetlere hak kazanıyor ve kendilerine hizmet paketiyle ilgili belge veriliyor. Ürün, satıldığı andan itibaren 1 yıl süreyle geçerli oluyor. ‘Acente Asist AA+’ müşterileri, (0212) 334 2020 numaralı telefonu arayarak günün her saati 7/24 bu hizmetlerden faydalanabiliyorlar.




16 Ocak 2017

KASKOYA ZAM...

Sigorta Bilgi Merkezi rakamlarına göre trafik sigortasına kasım ayından bu yana yüzde 10 zam yapıldı. Ortalama fiyatlar 597 liradan 660 liraya çıktı..


Döviz kurlarındaki artış sigortayı da olumsuz etkiliyor. Nisan ayından bu yana yüzde 32 artan dolar kuru sigortayı özellikle yedek parça fiyatları vasıtasıyla etkiliyor. Hasar alan otomobillerin hasar maliyetleri artınca bu sigortacıların maliyetlerine yansıyor. Kurdaki artış ile özellikle de kasko sigortasında önemli fiyat tırmanışları olması bekleniyor.

Daha şimdiden yüzde 5 civarında bir yükseliş ile karşı karşıya kalan araç sahiplerini önümüzdeki günlerde yüzde 15 ile 30 arasında bir ek fatura bekliyor. Sigorta fiyatlarının her yıl enflasyon oranı olan yüzde 10’lar civarında arttığını hatırlatan Unico Sigorta Genel Müdürü Cenk Tabakoğlu, “Şimdi dövizdeki yükselişle yüzde 30’a kadar prim artışı bekliyorum.

Ancak rekabetten dolayı ve trafik fiyatlarının artmış olması nedeniyle vatandaşlar her iki sigortayı yaptırmakta zorlanıyorlar ve şirketler de fiyat geçişi yapamıyorlar. Bu nedenle artış sınırlanabilir. Ancak her koşulda kasko sigortasına minimum yüzde 15 etki yapabilir. Trafik sigortasında ise asıl dinamik bedeni hasar. Geçen yıl da fiyatlar arttığı için trafikte bir artış beklemiyorum. Ancak bu durum trafikte fiyatların düşmesini yavaşlatır” dedi.

2 MİLYAR LİRA ZARARI OLACAK
Ortalama kasko sigortası fiyatı bin lirayı bulduğu için yüzde 30’luk artış ortalamayı bin liradan 1.300 liraya çıkaracak gibi. Eureko Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Süha Çele de şirketlerin primlere şimdiden yüzde 5 civarında zam yaptığını, kurdaki artışın kalıcı olması durumunda maliyet artışının fiyatlara yansıyacağını belirtti. Kur artışının sigorta sektörüne zararı eğer yüzde 30’luk artış kalıcı olursa yaklaşık 2 milyar lira civarında olacak.


Türkiye Sigorta Birliği rakamlarından yola çıkılarak yapılan hesaba göre sigortacılar 2016’da zorunlu trafik sigortasında yaklaşık 2.6 milyar liralık maddi tazminat ödedi. Kur artışı bu tutarı 794 milyon lira etkileyecek. Kaskoda ise 4.1 milyar liralık bir maddi hasar ödemesi söz konusu. Kârdaki artışın yansıması ile bu rakam da 5.2 milyara tırmanacak. Yani sigorta şirketlerinin cebinden 1.2 milyar lira daha fazla para çıkacak. Toplamda 2 milyar liralık artışın büyük bölümü de primlere yani vatandaşa yansıyacak.
Habertürk/Rahim Ak
http://www.sigortagundem.com/haber/kaskoya-yuzde-30-zam-geliyor/1158786

ÖZEL GÜVENLİK PERSONELİNE ZORUNLU SİGORTA


Özel güvenlikçiler zorunlu sigortalanıyor, çalışanlarını sigortalatmayan güvenlik şirketlerinin faaliyet ruhsatı iptal ediliyor.....

Geçtiğimiz hafta kanun hükmünde kararname ile Özel Güvenlik Hizmetleri Kanunu’nda değişikliğe gidilerek, bu alanda ek tedbirler alındı. Bu çerçevede özel güvenlik şirketlerine yönelik bazı düzenlemeler yapılırken, halen bu şirketlerde çalışanlara da güvenlik soruşturmasından geçme şartı getirildi.

Sigortacılar ise, zorunlu özel güvenlik sigortasının, primlerinin çok ucuz olduğunu, görevli başına 15-20 liraya sigorta yapıldığını söylüyor. Sigortacılar, zorunlu sigortanın yapılmaması halinde, özel güvenlik şirketinin ruhsatının iptal edildiğini de belirtiyor.


Alışveriş merkezleri, konserler, statlar gibi alanlarda görev yapan silahlı ya da silahsız tüm özel güvenlikçiler, görevleri sırasında başkalarına verecekleri hem bedeni hem de maddi zararlara karşı sigortalanmak zorunda



Gerek 15 Temmuz gerekse de son günlerde yaşanan olaylar nedeniyle özel güvenlik konusu hazır gündeme gelmişken, bu alanda pek de bilinmeyen bir uygulamaya değinelim. 10 yıl önce yapılan yasal düzenleme ile özel güvenlik şirketlerine, çalıştırdığı kişileri ‘özel güvenlik sigortası’ ile sigortalatma zorunluluğu getirildi. Amaç; silahlı ya da silahsız özel güvenlik görevlilerinin, görevleri sırasında üçüncü kişilere verecekleri zararların sigorta yoluyla tazmin edilmesi.

SİLAHLI-SİLAHSIZ FARK ETMİYOR
Sigortası kapsamında, özel güvenlikçi, görevi sırasında birinin ölümünü ya da sakat kalmasına neden olursa, devreye sigorta giriyor ve ölen kişinin yakınlarına vefat tazminatı, sakat kalanlara da sakatlık tazminatı ödüyor. Yaralanma durumlarında da tüm tedavi giderlerini sigorta karşılıyor. Ayrıca, zorunlu özel güvenlik sigortası ile üçüncü kişilerin taşınır ya da taşınmaz mal varlıklarına gelecek maddi zararlar da karşılanıyor. Adından anlaşılacağı üzeri özel güvenlik sigortası zorunlu ve güvenlik şirketleri çalıştırdığı tüm güvenlik elemanı için bu sigortayı yaptırmak zorunda. Sigorta yapılmaması halinde ise güvenlik şirketi hem faaliyet gösteremiyor hem de ruhsatı iptal ediliyor. Özel güvenlik sigortası ile güvenlik görevlisi koruma altına alınmıyor, görevlinin başkasına verecekleri zararlara karşı sigorta yaptırılıyor. Örneğin, bir alışveriş merkezinde silahlı çalışan özel güvenlikçi, terör ya da güvenlik olayları dışında silahını ateşler ve bundan dolayı da birileri hayatını kaybederse; sigorta şirketi, ölenlerin yakınlarına tazminat ödüyor.

223 BİN GÖREVLİYE SİGORTA
Peki, zorunlu olmasına karşın tüm özel güvenlikçiler sigortalanıyor mu? Öncelikle, güvenlik şirketi sayısı ve çalışan güvenlik görevlisi hakkında net bir bilgi yok. Kimileri bine yakın güvenlik şirketi olduğunu, kimileri ise bu sayının bin 500’ü bulduğunu söylüyor. Bu şirketlerde çalışan eleman sayısı da kimilerine göre 280 bin, kimilerine göre 320 bin kimilerine göre de 460 bin. Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) verilerine göre de 2016’nın 11 aylık döneminde 223 bin özel güvenlik poliçesi satılmış. 2015 yılında ise bu sayı 269 bin poliçeye yakınmış. Eğer söylendiği gibi özel güvenlik elemanı sayısı 400 binler seviyesindeyse, zorunlu olmasına rağmen sigorta yapılmıyor.

VEFAT VE SAKATLIK TAZMİNATI ÖDENİYOR
- Zorunlu özel güvenlik sigortası, alışveriş merkezleri, konserler, statlar gibi yerlerde çalışan özel güvenlik görevlilerinin üçüncü kişilere karşı verecekleri zararları karşılıyor.
- Güvenlik elemanı, görevi sırasında birinin ölümüne ya da sakat kalmasına neden olursa sigorta şirketi, ölen kişinin yakınlarına vefat tazminatı, sakat kalanlara da sakatlık tazminatı ödüyor. Sigorta kapsamında kişi başına 60 bin lira vefat ve sakatlık tazminatı ödeniyor.
- Özel güvenlik görevlisinin neden olduğu olası bir olayla yaralanma durumlarında da tüm tedavi giderlerini sigorta karşılıyor. Tedavi giderleri ise kişi başına 60 bin lira ile sınırlı.
- Görevlinin üçüncü kişilerin taşınır ya da taşınmaz mal varlıklarına vereceği maddi zarar da sigorta kapsamında.

http://www.sigortagundem.com/haber/ozel-guvenlikciye-sigorta-zorunlu/1158701

11 Ocak 2017

TrafiX - Maksimum Trafik Sigortası Paketi


TRAFIX sizlerin ihtiyaçları göz önünde bulundurarak Mapfre Sigorta tarafından tasarlanan, kapsamı genişletilmiş teminatlar ve hizmetler içeren bir trafik sigortası paketidir.

TRAFIX ile sizlere daha kapsamlı bir güvence sunmak için; Zorunlu Trafik Sigortası teminatlarına ek olarak 3. şahıslara karşı daha geniş limitlerle koruma sağlayan İhtiyarı Mali Mesuliyet Sigortası ve aklınız maksimumda rahat etsin diye aracınızda bulunan yolcuları koruma altına alacak Ferdi Kaza Sigortası bu pakete dahil edilmiştir.

Bunun yanı sıra kendi aracınızı da güvence altına alabilmeniz için Hasar Destek Merkezi’nin Anlaşmalı servislerinde arıza - hasar tespit ile onarım desteği, İkame Araç, Mini Onarım, Lastik Onarım, Oto cam değişimi, Ferdi Yardım, Araç Yardım vb. teminatları içeren genişletilmiş asistans hizmetleri de pakete eklenmiştir. 

TRAFIX ile karşı araca yönelik sorumluluklarınızı güvence altına alırken kendi aracınızı ve sevdiklerinizi de koruma altına alabilirsiniz.














TEMİNATLAR:

  • Zorunlu Trafik Sigortası teminatları
  • İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası teminatları
  • Koltuk Ferdi Kaza Teminatı
  • Genişletilmiş Asistans Hizmeti

MERAK ETTİKLERİNİZ:

TRAFIX ile Zorunlu Trafik Sigortası arasındaki fark nedir?
TRAFIX ile başkalarına verebileceğiniz maddi veya bedeni zararlarda standart trafik sigortası kapsamında sahip olduğunuz teminat limitlerini İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı ile yükseltme imkanına sahip olursunuz.  Bunun yanı sıra, Ferdi Kaza Sigortası teminatları ile meydana gelebilecek bir kaza durumunda, araç içinde bulunan sürücü ve yolcuların bedeni zararlarını, belirlenen limitler dahilinde, koruma altına alırsınız. 
Ayrıca Genişletilmiş Asistans Hizmetleri kapsamında; Hasar Destek Merkezi’nin Anlaşmalı servislerinde arıza - hasar tespit ile onarım desteği, İkame Araç, Mini Onarım, Lastik Onarım, Oto cam değişimi, Ferdi Yardım, Araç Yardım teminatları ile kendi aracınızı koruma altına alırsınız.

TRAFIX ile hak kazanılmış olan hasarsızlık indirimi yeni araca aktarılabilir mi?
Satmış olduğunuz aracınız ile aynı kullanım tarzına sahip yeni bir araç almanız halinde, hak kazanmış olduğunuz hasarsızlık indirimi yeni aracınızın sigorta poliçesinde de devam edecektir. Firma adına tescilli araçlarda bu kural uygulanmaz.

Sigorta şirketini değiştirirsem hasarsızlık indirim haklarım devam eder mi?
Hak ettiğiniz hasarsızlık indirimi sigorta şirketini değiştirseniz bile devam etmektedir.

TRAFIX ile hangi kullanım tarzları teminat altına alınır?
TRAFIX; hususi (özel otomobil), kamyonet, minibüs (9-14 yolcu) kullanım tarzları için düzenlenebilir.

İhtiyarı Mali Mesuliyet Teminatı neleri kapsar?
İhtiyari Mali Mesuliyet Teminatı, Zorunlu Trafik Sigortası ile aynı risklere karşı koruma sağlar (aracın kullanılmasından doğan ve sigortalıya yöneltilebilecek hukuki sorumluluklar) ve Zorunlu Trafik Sigortası limitlerinin yetersiz kaldığı durumlarda devreye girer. Meydana gelen kazada, karşı tarafın zararlarını, poliçe sahibinin kusuru oranında ve poliçe teminat limitlerini aşmamak kaydıyla karşılar.

TRAFIX ile verilen Ferdi Kaza Teminatı neleri kapsar?
Ferdi Kaza Teminatı, araçta seyahat edenlerin gerçekleşen bir kaza nedeniyle; vefat, sürekli sakatlık veya tedavi masraflarını, kusur oranınıza bakılmaksızın, poliçe üzerinde yazılı limitler dahilinde karşılar.

TRAFIX’in fiyatını hangi faktörler etkiler?
Aşağıdaki faktörler prim hesabına etki etmektedir:
Aracın hasar geçmişi
Kullanım tarzı
Ruhsat sahibi bilgileri
Plaka il kodu
Poliçenin zamanında yenilenmesi veya yenilenmemesi (Trafik sigortası yaptırılması zorunlu bir sigorta olduğundan zamanında yenilenmeyen poliçeler için cezai yaptırım -süre sürprimi- uygulanmaktadır.)
Poliçe ile alınan ek teminatların (İhtiyari Mali Mesuliyet ve Ferdi Kaza) limitleri

www.mapfre.com.tr/sigorta-tr/bireysel/oto/oto/trafix-sigortasi/trafix-maksimum-trafik-sigortasi-gerekli-belgeler.jsp


Yeni Değer Teminatı & Allianz Sigorta

Yeni satın aldığınız sıfır km aracınızın  ilk tescil tarihinden itibaren geçecek bir yıllık süre içerisinde, meydana gelecek tam ziya (pert)...