30 Ekim 2016

KONUT SİGORTASI

Hırsızın yırttığı mobilyalar bile güvence altında

Türkiye’de yılda 86 bin civarında hırsızlık yaşanıyor. Tatilde rahat etmenin formülü ise 440 lira civarındaki bir tutar ile konut sigortası yaptırıp hırsızın eve verdiği zararların bile karşılanmasını sağlamak. Evine hırsız girene 4 yıldızlı otelde konaklama imkânı bile var

Yaz geldi artık herkes yazlıklarına taşındı veya otellerde pansiyonlarda tatil yapıyor. Birçok ailenin en büyük sorunlarından birisi ise tatildeyken eve hırsız girmesi. Türkiye’de yılda 86 bin hırsızlık yapılıyor. Potansiyel ise daha yüksek. Sadece büyük şehirlerdeki evini bırakıp yazlıklara veya köylerine taşınanların sayısının 650 bin aile olduğu tahmin ediliyor. Hırsızlar için 650 bin soyulacak ev potansiyeli demek bu. Sigortacılar ise şimdi tatilin hırsız kuşkusundan arınarak geçmesi için tatilcilere birçok avantajlar sağlayan konut sigortasını öneriyor.

Mini onarım asistans hizmeti kapsamında; sigortalı konutta mobilya mini hasar onarımı, sert zemin onarımı, döşeme/halı onarımı ve leke çıkarma gibi hizmetler sunuluyor. Hırsızın eve verdiği bu zararlar bile sigorta tarafından karşılanıyor. 
Evine hırsız girenler 4 yıldızlı otelde konaklatılıyor ve evine uluşması için yol masrafları da karşılanıyor. Anadolu Sigorta’nın, sigortalılarına geniş kapsamlı farklı asistans hizmetleri sunduğunu da vurgulayan Genel Müdür Musa Ülken, “Bunlar; konutta meydana gelen hasar sonucu oluşan tesisat ve elektrik sorunlarının tamiratından, doktor veya ambulans gönderilmesine, otel hizmeti sağlanmasına kadar geniş bir yelpazede bulunuyor” diye konuştu.
GÜVENLİK GÖREVLİSİ GELİYOR
Poliçe ile verilen teminatlar sonucunda, konutta meydana gelen bir hasar durumunda, evi koruma ve gözetim altına alma hizmetinin tecrübeli güvenlik görevlileri tarafından yerine getirildiğini belirten Ülken, şunları söyledi: “Sigortalının talebi ile gerçekleşen bu hizmette profesyonel bir güvenlik görevlisi bizzat hasarlı konuta gidip görevini yerine getiriyor. Ayrıca, sigortalının konutunu taşıması öncesi ve sonrası ihtiyaç duyabileceği çeşitli küçük ölçekli montaj, demontaj, onarım işlemleri ile ilgili destek ve organizasyon hizmeti de sağlanıyor.”
Anadolu Sigorta’nın konut poliçeleri kapsamında sigortalılara sunduğu diğer önemli ayrıcalıklar ise acil sağlık hizmetleri ve konut mini onarım asistans hizmeti. Acil sağlık hizmetleri kapsamında; kara ambulansına ilave olarak hava ve deniz ambulansı sağlanmakta ve ambulans sadece sağlık kuruluşlarına sevk eden bir araç değil. Devamlı hizmet vermek üzere, yoğun bakım donanımlı, en gelişmiş haberleşme teknolojisi ile donatılmış ve gereken durumlarda acil müdahale yapabilecek hekim, anestezi teknisyeninden oluşan bir ekip bulunuyor. Sigortalı ve onunla aynı konutta yaşayan aile bireyleri bu hizmetten Türkiye ve KKTC’de 7 gün 24 saat ve adres kısıtlaması olmadan (konutta veya konut dışında), sigortalı konutta bulunan misafirler ise konut içinde bulundukları süre zarfında yararlanabiliyor.
ANADOLU'NUN KONUT POLİÇESİ KAPSAMINDA NELER VAR?
- Hırsızlık sonucu kapıdaki kilitte meydana gelebilecek hasarlar nedeniyle ortaya çıkan çilingir ve anahtar tamir masrafları teminat kapsamında karşılanıyor.
- Konutun dış cephesinde bulunan camların, hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs sonucu kırılması veya zarar görmesi durumunda, daha ileri hasar ve zarara karşı konutu korumak amacıyla hasar gören camın aynısı takılıp değiştiriliyor ve yapılması gerekli acil tamirat masrafları da ödeniyor.
- Konutta bir hırsızlık hasarı meydana gelmesi durumunda sigortalı ve birinci derecede aile üyelerinin bir günlük dört yıldızlı otele kadar konaklama masrafları (Oteldeki kahvaltı da dahil olmak üzere) karşılanıyor.
- Anadolu Sigortalı seyahatte iken, hırsızlık, kapı ve pencerelerin zorlanması nedeniyle evine dönmesi gerekiyorsa kendisinin ve beraberinde seyahat edecek olan birinci derece aile üyelerinin daimi ikametgâhına dönüş masrafları karşılanıyor.
Rahim AK
27 Haziran 2016
Gazete HABERTÜRK

İHTİYARİ MALİ MESULİYET TEMİNATININ ÖNEMİ

Hafta içinde bir beton mikseri Erdal Aksoy’un Bentley marka otomobilinin de bulunduğu 7 aracı ezdi. Diğer araçlar sorun değil ama Bentley’in 312 bini sigorta tarafından karşılanıyor....


Hafta içinde Maslak’ta bir beton mikseri 7 aracı ezdi. Neyse ki can kaybı olmadı ama bu olay sigorta açısından ciddi bir sıkıntıyı da ortaya çıkardı. 7 araçtan 6’sında eğer beton mikserinin trafik ve kasko sigortası varsa sorun yaşanmayacak. Sigorta şirketleri araçların hasarını karşılayacak. Ancak bir araç var ki aynı zamanda basının da ilgisini çekti. İşadamı Erdal Aksoy’un Bentley’i kazada ağır hasar aldı. Sigortacılar Bentley’in büyük ihtimalle pert olduğunu yani sigortanın aracı tamir ettirmeyeceğini yeni araç satın alması için Aksoy’a para ödemek zorunda kalacağını söylüyor. İşte sorun da burada ortaya çıkıyor. Çünkü aracın yaklaşık değeri 884 bin lira civarında. Sigorta şirketleri ise trafik sigortası ve kasko dahil en fazla 312 bin lira ödeme yapacak. Geriye kalan 572 bin lira ise mikserin sahibi şirketten istenecek. Şirket ise eğer iyi niyetli değilse büyük ihtimalle dönüp parayı şoförden tahsil etmek isteyecek.

SİGORTALAR 312 BİN LİRAYI KARŞILIYOR

Olayı adım adım anlatalım. Eğer araç perte çıkarsa Bentley’in kaskosunu yapan şirket Aksoy’a aracın değerini yani yaklaşık 884 bin lirayı ödeyecek. Bu para ile Aksoy yeni bir araç satın alacak. Hasarlı araç ise sigorta şirketinin olacak. Bu araçları da şirketler yaptırıp sonradan satıyorlar ancak o ayrı bir yazı konusu. Ardından Bentley’in kasko sigorta şirketi bu tutarı mikserin trafik sigortasına rücu edecek.
Trafik sigortası bu olayda araç başına 62 bin lirayı karşılayacak. Üstünü beton mikserinin kaskosu varsa oradaki ihtiyari mali mesuliyet sigortası nedeniyle kasko şirketine rücu edecek. İhtiyari mali mesuliyet sigortası kasko sigortasında genelde (bu olayda şirket farklı bir mali mesuliyet sigortası almış olabilir) 250 bin lirayı geçmediği için 250 bin lira da mikserin kaskosundan tazmin edilecek.
Toplam 312 bin (62+250) lirayı tahsil eden Bentley’in kasko sigortası şirketi geri kalan tutarı ise büyük bir ihtimalle beton mikserinin kayıtlı olduğu şirketten isteyecek. Şirket geri kalan 572 bin lirayı cebinden karşılayacak. Olayın en acı yanı ise şirket isterse dönüp bu parayı şoförden isteme hakkına sahip.
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
- Kasko sigortası nedir?
Kasko, otomobil sigortalarından bir tanesidir ve amacı, sigorta ettirene ait aracın uğrayacağı zararların karşılanmasını sağlamaktır. Herhangi bir motorlu kara taşıtının sigortalının iradesi dışında hasara uğraması, yanması, çalınması vb durumlarda, sigortalıya tazminat ödenmesini sağlamak için yapılır. Kasko karşı araçtaki hasarı değil, sigortalıya ait araçtaki hasarı teminat altına alır. Araç kasko sigortasının amacı, sigorta ettirene ait motorlu aracın uğrayacağı zararları tazmin etmektir.
- İhtiyari mali mesuliyet nedir?
Yaşanan hasarın trafik sigortası limitlerini aşması halinde kasko poliçeniz ihtiyari mali sorumluluk teminatı ile genişletildiyse devreye girer ve ödeme yapar. Poliçeniz bu teminatı içermiyor ise geri kalan zararın karşılanması için araç sahibinin sorumluluğu artacaktır. Kasko poliçesine eklenen, belli limitleri olan ihtiyari mali sorumluluk sigortası zorunlu trafik sigortasını aşan haller yaşadığınızda devreye gireceğinden risklerinizi arttırır. İhtiyari mali mesuliyet teminatında genel uygulama, maddi ve fiziksel zararların karşılanması yönündedir.
LÜKS ARAÇLARA EK TEMİNAT DA VERİLMİYOR
Sigorta şirketleri araç sahiplerini mağdur etmemek için piyasa değeri ile kasko değeri arasında bir fark olduğunda bu farkı ödeme gibi ek taminet de veriyorlar. Ancak şirketler piyasa fiyatı ile kasko fiyatı arasındaki fark yüksek olabileceği için Bentley, Meserati Jaguar gibi araçları bu ek teminat dışında tutuyor.
RAHİM AK/GAZETE HABERTÜRK
10 Ekim 2016 Pazartesi

TEK TARAFLI KAZAYA TAZMİNAT...

Yargıtay zorunlu sigortanın tek taraflı kaza yapanlara da tazminat ödemesini istedi. Ancak burada önemli iki tarih var dikkat....!

Bu günlerde zorunlu trafik sigortası fiyatları tartışılıyor. Fahiş fiyatlar elbette düşmeli. Sektör temsilcileri bunun zamanla olacağını söylüyorlar ve 'önümüzü görmeliyiz' diyorlar. Vatandaş olarak biz de 'geçmişe bir bakın' demeliyiz. 'Yıllardır bizden aldığınız fazla paralar gelecekteki riskleri karşılayacaktır.' Bu tartışma sürecek belli. Bugün zorunlu trafik sigortalarında bir başka tartışma konusu hakkında bilgi vermek istiyorum. Trafik sigortasını her yıl yaptırmak mecburi. Bu araç sahibini ve kaza sonrası üçüncü kişileri koruyor. Kaza sonrası hem maddi hasarlar hem de kişilerin yaralanma ölüm gibi durumlarında ortaya çıkacak hastane, geçici iş görmezlik, destekten yoksun kalma gibi tazminatlar bu sigortanın garantisi altında.


KALANLAR TALEP EDİYOR
Tek taraflı kazalarda ise farklı bir durum ortaya çıkıyor. Yani bir sürücü aracıyla gidip bir duvara çarpıyor ve ölüyor. Burada sigorta şirketinin hangi sorumluluğu var? Karayolları Kanunu'na göre maddi hasarlar değil ama bedeni zararlar sigorta kapsamında. Dolayısıyla böyle bir kazada ölen bir sürücünün yakınları sigorta şirketinden 'destekten yoksun kalma' tazminatı talep edebiliyor. Burada sürücü kendi kusurundan dolayı tazminat talep edemezken, üçüncü kişi konumundaki çocukları ve eşi bu haktan yararlanıyor. Bu konuda Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun da vermiş olduğu karar bulunuyor. Burada çok önemli iki tarih var. Birincisi 26 Nisan 2016. Bu tarihte Resmi Gazete'de yayımlanan torba yasada yapılan düzenleme ile bundan sonraki tek taraflı kazalarda tazminatın önü kapatılmış oldu. O yüzden taleplerinizi 26 Nisan 2016 tarihinden önce kesilmiş poliçelerle yapabilirsiniz.

İKİNCİ TARİH İSE 15 YIL
Bu da tazminat talebi için geçerli olan zaman aşımı süresi. Yine Yargıtay'ın kararı gereği bu tür taleplerdeki zaman aşımı 15 yıl olarak belirleniyor. Bir başka detay ise kazayı yapanla ilgili. Yani tek taraflı kazada sürücünün yanında oturan eşi ölüyorsa, bundan dolayı 'destekten yoksun kalma' tazminatı alınamıyor. Bu durumda sürücü üçüncü şahıs kabul edilmiyor.

15 GÜNDE DAVA AÇMA İMKÂNI
Anlattığımız şartlar dahilinde kazayla ilgili tüm evrakların olduğu dosyayı bir dilekçe ile sigorta şirketine vererek talebinizi iletebilirsiniz. Talep 15 günde cevaplanmadığı takdirde bu konuda dava yoluna gidilebiliyor.

VEKALETE DİKKAT!
Sigorta ve tazminatta herkesin bilgili olması beklenemez. Kullanan bazı kişiler (bunların hiçbiri hukukçu değil) yakınları ölen aileleri bularak vekalet alıyor. Bu vekaletle dosyayı takip edip aldıkları paranın çok az kısmını hak sahiplerine veriyor. Dikkatli olup herkese vekalet vermemek gerekiyor.

Faruk ERDEM
SABAH
29 Ekim 2016

29 Ekim 2016

EN BÜYÜK BİREYSEL HATA.....

Bireysel emeklilik sistemi (BES) yakında 13 milyon çalışanın otomatik olarak devreye alınması ile farklı bir evreye geçecek. Devletin iç tasarrufları artırmak için 100 lira birikim yapana 25 lira verdiği yani yüzde 25 faiz desteği sağladığı sistemden memnun olmayanların önemli bir hesap hatası yaptığı görülüyor. Sisteme bakıldığında 2004’ten bu yana ortalama yüzde 60 reel yani enflasyondan arındırılmış getiri sağladığı görülüyor. Peki buna rağmen neden vatandaş fon getirilerinden şikâyetçi? 

BES yöneticilerinin dikkat çektiği en önemli unsur yanlış hesap yapılması. Bu hesaba birçok programda ve sohbetlerde rastlamak mümkün. Örneğin 2014 yılı başından bu yana her ay 100 lira biriktiren biri anapara tutarı olan 3 bin 300 lira karşılığında en azından güncel faiz tutarı kadar yani yüzde 9-10 arasında bir getiri sağlanacağını düşünerek bir getiri bekliyor. Basit bir hesapla aradan geçen 33 ayda en az bin liraya yakın getiri bekliyor. Oysa hesap ekstresini eline aldığında bu tutarın yarısı ile karşılaşınca şaşırıyor. Fon yöneticilerinin başarısız olduğunu düşünüyor. 

BUNUN ADI YANILMAK

Türkiye’de tahvil bono fonlarının bu 33 aylık süre boyunca ortalama getirisi yüzde 27. Aradan geçen 33 ay boyunca özellikle 2015’te faizler çok yükseldiği için tahvil bono fonları yapıları gereği önemli kayıplara uğradı. Vatandaşlar da emeklilik fonlarının bu durumuna bakıp isyan etti. 2016’da ise yüzde 9.5’lik bir getiri sağlanmış durumda. 

Reel olarak yüzde 4 civarında bir reel getiri sağlanmış durumda. Önceki yıl elden giden kazançlar da geri kazanıldı. 33 ay boyunca fonunu tahvil bono fonunda tutan bir vatandaş buna rağmen eline gelen ekstrede yüzde 27’lik kazançla yani 895 lira ile değil 428 liralık bir getiri ile karşılaşıyor. Bunu görünce de isyan ediyor. Sanki görünürde 3 bin 300 liralık anaparaya karşı 3 yılda 428 lira yani yılda 142 lira getiri sağlandığını düşünüyor. Bu ise yıllık yüzde 4.3’lük bir getiriye denk geliyor. Enflasyonun yarısı kadar getiri ise tabii ki bu fonları konusunun uzmanlarının yönettiğini düşündüğümüzde komik bir duruma işaret ediyor. Ama tabii ki durum bu değil. Tüm sorun yatırımcının bilincinde anaparanın sanki sezon başında yani 33 ay önce yatırıma yönlendirildiğinin düşünülmesi. 

1.5 LİRA YERİNE 27 LİRA GETİRİ BEKLENİYOR

Oysa gerçek bu değil. Yatırımcı her ay 100 liralık BES fonu aldığı için örneğin son koyduğu 100 lira henüz getiri bile sağlamış değil. Veya aradan 1 ay geçtiğini düşünürsek sadece 1.5 lira getiri sağlamış durumda aslında. Ancak yatırımcılar son yatırılan 100 liradan 27 lira getiri bekliyor. Tabii bu yanlış değerlendirme sonuçta 33 ay boyunca enflasyon civarında getiri sağlayan yani anaparayı eritmeyen fon yöneticilerine haksızlık yapılarak sisteme olan güveni azaltıyor. 

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

- Devlet katkısı nedir? 

Katılımcı tarafından ödenen katkı paylarının % 25’i oranında devlet tarafından katılımcının emeklilik hesabına ödenen tutardır. 

- Devlet katkısı başlangıç tarihi nedir? 

1 Ocak 2013 tarihinden itibaren ödenen katkı payları için devlet katkısı hesaplaması yapılmaktadır.

Devlet katkısından kimler faydalanabilir? 

Bir bireysel ya da gruba bağlı bireysel emeklilik sözleşmesine katkı payı ödeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve 29/5/2009 tarihli ve 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 28. maddesi kapsamında olan tüm katılımcılar belirlenen limit dahilinde devlet katkısından faydalanabilir. 

-Devlet katkısı tutarı ne kadardır?

Katılımcı adına ödenen katkı payının ilgili yıla ilişkin brüt asgari ücret tutarının toplamı ile sınırlı olmak kaydıyla. % 25’i devlet katkısı olarak hesaplanır. 

- Hesaplanacak devlet katkısı için üst sınır var mı?

Evet. bir katılımcının bir takvim yılı içinde alabileceği devlet katkısı tutarı. İlgili yılın ilk ve ikinci altı aylık dönemleri  için belirlenen brüt asgari ücret tutarları dikkate alınarak hesaplanan yıllık toplam brüt asgari ücret tutarının % 25’ini geçemez. Limit hesabı katılımcı bazında yapılır. 

24 Ekim 2016 Pazartesi

Rahim AK - Gazete HABERTÜRK

Gündelikçi sigortası 'cep'ten ödenebilecek

Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) GSM operatörleriyle imzaladığı protokol sayesinde, ev hizmetlerinde ayda 10 günden az çalışanların sosyal güvenlik bildirim ve ödemeleri SMS yoluyla yapılabilecek.


Ev hizmetlerinde 10 günden az çalıştırılanların sosyal güvenlik bildirimlerini kolaylaştırmak isteyen SGK, bildirim ve ödemelerin mobil telefonlarla yapılmasını sağlamak için GSM operatörleriyle iş birliğine gitti. 
Yapılan görüşmelerin ardından taraflar arasında, "Ev Hizmetlerinde 10 Günden Az Çalışanlar İçin SMS Yolu İle Bildirim ve Mobil Ödeme Projesi"nin hayata geçirilmesi için protokol imzalandı. Protokolle, evinde 10 günden az sigortalı çalıştıracak kişi, bir defaya mahsus TC kimlik numarasını "5510"a SMS atarak kendisini "çalıştıran" olarak kaydettirecek. Daha sonra ev hizmetlerinde ayda 10 günden az çalıştıracağı kişinin TC kimlik numarası ve ayın hangi gününde çalıştıracağı bilgisini de yine "5510"a SMS atıp, sigortalı için tescil kaydını oluşturacak.


Sigortalı çalıştıran kişinin, sigortalının kaydının yapıldığı ve 1 lira 10 kuruş günlük sigorta primi ve 1 lira hizmet bedelinin telefon faturasına yansıtılacağı yönünde SMS'i onaylamasıyla da hem sigortalı tescili hem de sosyal güvenlik tahsilatı tamamlanmış olacak.

Diğer alanlarda da uygulanacak
Sigorta Primleri Genel Müdürü Ahmet Açıkgöz, mevcut sistemde ev hizmetlerinde 10 günün altında çalıştırılanların sosyal güvenlik bildirimlerinin belgeyle yapıldığını anımsatarak, GSM operatörleriyle ortaklaşa geliştirdikleri uygulamayla, söz konusu kapsamda çalışanların bildirimlerinin artık SMS ile yapılabileceğini bildirdi. Yeni uygulamanın hem vatandaşlar hem de SGK için faydalı olacağını ifade eden Açıkgöz, "Bu uygulama bizim için şimdilik deneme niteliğinde. 1-2 aylık sürecek deneme çalışmalarının ardından hizmete sunacağız. Olumlu sonuçlar aldıktan sonra diğer alanlarda da faydalanacağız." dedi.

Dünyaya örnek proje olarak sunulacak
Turkcell Ödeme Hizmetleri AŞ Genel Müdürü Ayşe Melike Kara, vatandaşın kamuya yapacağı ödemelerde SMS yöntemini kullanmasının büyük kolaylık sağlayacağını belirterek, bunu SGK ile gerçekleştirecek olmalarının da önemli olduğunu söyledi. Türk Telekom Dijital Ödeme Hizmetleri Direktörü Zeynep Bosna ise bir süredir üzerinde çalıştıkları projenin hayata geçirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, primleri SMS yolu ile ödemenin kolay olduğu kadar güvenli olduğuna da dikkati çekti. Vodafone Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri AŞ Genel Müdürü Emre Kanaat da uygulamanın hem Türkiye hem de dünyada bir ilk olduğunu dile getirerek, "Bu projeyi dünyaya örnek olarak sunacağız." diye konuştu.
http://www.sigortagundem.com/haber/gundelikci-sigortasi-cepten-odenebilecek/1131305

27 Ekim 2016

Gıda zehirlenmesine sigortacınız panzehir oluyor...


İşletme tüm önlemleri almışsa ve buna rağmen üretilen gıdaların tüketimi sırasında üçüncü kişiler herhangi bir zarara uğramışsa, gıda işletmecileri sorumluluk sigortası ile meydana gelen hasarlar ve işletme sahibine karşı hukuken yüklenebilecek sorumluluk temin ediliyor.




Gıda işletmelerinin faaliyetlerini sürdürürken bir yandan da işlerinde çok dikkatli olmaları gerekiyor. Gözden kaçan bir hata, şahıslarda ya da çalışanlarda maddi veya bedeni zararlara sebep olabiliyor, bu hata işletme sahibini de mahkemeye kadar götürüyor. Beklenmedik bir kaza ile karşılaşılan durumlarda üçüncü kişilerin mallarına hatta canlarına bir zarar gelmesi halinde, bundan sorumlu olan işletme sahipleri de sorumluluk sigortaları ile ortaya çıkan zararları güvence altına alıyor.
Gıda işletmecileri sorumluluk sigortası da işyeri sahiplerini sorumluluktan kurtarıyor. Gıda işletmecileri her ne kadar ürettikleri, işledikleri ya da sattıkları ürünleri en uygun koşullarda korusalar da kimi zaman alerjik ya da gözden kaçan bir durumda müşteriler rahatsızlanabiliyor. Gıda işletmecileri sorumluluk sigortası ile meydana gelen olaylar yüzünden üçüncü kişilere verilen maddi ve bedeni zararlardan doğan tazminat talepleri güvence altına alınıyor. Sigortalının poliçede belirtilen riziko adresindeki faaliyetleri sırasında ve sigortanın geçerlilik süresi içerisinde meydana gelecek olaylar sonucunda karşı karşıya kalabileceği tazminat taleplerine teminat sağlanıyor.
Gıda işletmecileri sorumluluk sigortası ile sigorta şirketi, işletmeci firmanın ortaya çıkan zararlarını poliçede yazılı sigorta tutarına kadar üstleniyor. Sigorta şirketi ayrıca gıda işletmecileri sorumluluk sigortası ile ilgili olarak bir dava açılmışsa, bu davada karar verilen mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini de ödüyor. Ancak karar verilen tazminat miktarı sigorta bedelini geçiyorsa bu durumda sigorta şirketi avukatlık ücreti dahil bütün dava masraflarını, ancak sigorta bedeli oranında karşılıyor.
Bu sigorta ürünü aynı zamanda isteğe bağlı olarak asansör kazaları sonucunda işletme sahiplerine karşı ileri sürülebilecek tazminat taleplerini, işletmenin otoparkında meydana gelebilecek kazalar sonucunda ve personelin bir kazaya neden olması nedeniyle ileri sürülebilecek tazminat taleplerini, hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs halinde meydana gelebilecek zararlar ile kasa içerisindekilere gelebilecek zararları karşılıyor. Yazar kasa içerisinde bulunan nakit paranızın çalınması halinde de oluşan zararı gideren gıda işletmecileri sorumluluk sigortası, personelin taşıdığı kıymetlerin yolda zarar görmesi, hile, dolandırıcılık, zimmete para geçirme, sahtekarlık durumlarında ve cam ve aynaların kırılması sonucunda oluşabilecek zararları da teminat kapsamına alıyor.
Fakat bilerek, kasten yapılan olaylar sonucu ortaya çıkan zararlar, işyeri sahibinin yasal sorumluluk ölçüsünü aşan talepler, sigorta ettirenin yakınları ve sorumlu ortakları tarafından yapılan talepler kapsam dışında tutuluyor.
Aynı zamanda her türlü savaş hareketleri, istila, çarpışma, ihtilal, ayaklanma ve iç kargaşalıklar yüzünden meydana gelen zararlar, zelzele, toprak kayması, su basması, çığ, yanardağ patlaması, infilak, yangın, duman, sis, yüzünden çürüme veya rutubet alma yüzünden meydana gelen zararlar, sigorta ettiren adına hareket eden kişiler tarafından imal edilen veya işlenen mallarda işin veya teslimatın kusurlu olması yüzünden meydana gelen zararlar da teminat dışı kabul ediliyor.
▼ Kaza, sigorta poliçesi süresi içinde meydana gelmiş olmalıdır.
▼ Kaza sonucunda üçüncü kişiler ölüm, yaralanma veya sağlıklarını kaybetme şeklinde bir zarara uğramış olmalıdır.
▼Kaza sonucunda üçüncü kişilerin mal varlıklarında maddi zararlar meydana gelmiş olmalıdır.
▼Sigorta ettiren ile üçüncü kişiler arasında poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki ilişkiler bulunmalıdır.

Toplu taşıma kullananlar artık sigortalı!

Toplu taşıma hizmetlerinden yararlanan yolcular, yolculuk hizmetinin başlangıcından bitimine kadar meydana gelecek her türlü kaza ve terör olaylarına karşı sigortalandı

İETT'ye bağlı hizmet veren otobüs, metrobüs, nostaljik tramvay ve tünel ile yolculuk yapacak 201 bin 600 yolcu, yolculuk hizmetinin başlangıcından bitimine kadar meydana gelecek her türlü kaza ve terör olaylarına karşı sigortalandı.
 
İETT tarafından yaptırılan ve araçtaki yolcuları kapsayan 2016-17 yılı ferdi kaza sigortasına ilişkin ihale tamamlandı. Edinilen bilgiye göre İETT’ye bağlı hizmet veren otobüs, metrobüs, nostaljik tramvay ve tüneli kapsayan sigorta hizmet alımı ihalesine göre 1 yıl boyunca İETT’ye bağlı araçlarla yolculuk eden vatandaşlar risklere karşı sigortalanıyor. Bu yolculuklar esnasında doğabilecek kaza ve terör olaylarına karşı toplam 201 bin 600 yolcu ise sigorta kapsamına alındı.
 
Ölüm ve sakatlıkta 35 bin lira tazminat
 
İETT araçlarında meydana gelebilecek kaza ve terör olaylarından dolayı oluşacak ölüm ve sürekli sakatlık halinde mağdur veya yakınlarına 35 bin, her türlü tedavi için 3 bin lira ödeme yapılacak.
 
Tazminatların ödenebilmesi için trafik kazası durumunda trafik zaptı, bunun dışında otobüste seyahat ederken, inerken veya binerken bir yolcunun başına gelebilecek her türlü kazada otobüs şoförünün beyanına göre tazminat ödemeleri yapılacak. Raporların ilgili sigorta şirketine ulaştırılmasının ardından 5 gün içinde tazminat ödemeleri yapılacak.
 
Yapılan istatistiklere göre İstanbul’da toplu taşıma hizmeti gören araçlar içinde İETT otobüsleri en düşük kaza riski taşıyan grup içinde yer alıyor. İETT’ye bağı araçlardan otobüslerde 747 bin, metrobüs sisteminde 890 bin, füniküler- tünel sisteminde ise günlük 52 bin kişi yolculuk yapıyor.
 
İETT’ye bağlı 2 bin 520 adet aracı kapsayan yolculuk sigortasına göre; otobüsler hareket halinde iken, otobüslere inip binilirken, durakta beklerken, yolculuk hizmetinin başlangıcından bitimine kadar meydana gelecek her türlü kaza ve terör olaylarına karşı tüm yolcular ve otobüs sürücüsü her yıl sigortalanıyor.



26 Ekim 2016

AK SİGORTA SINIRSIZ SORUMLULUK TEMİNATI

Kaskoda sınırsız sorumluluk teminatı geliyor
Aksigorta, uygun primlerle kaskoda sınırsız teminat imkanı sunuyor...

Birden fazla aracın karıştığı kazalarda kusurlu tarafın trafik sigortası, 3'üncü şahısların zararlarını karşılasa bile bazı durumlarda bu limitler yeterli olmayabiliyor.

İşte bu noktada, kusurlu sigortalının kasko poliçesine ekletebileceği ihtiyari bir teminat olan ve kısaca İMM olarak bilenen 'Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Teminatı (İMM)' devreye giriyor. Kasko ürünlerinde yer alan İMM teminatı, araç bedellerinin ve onarım maliyetlerinin giderek yükselmesi nedeniyle her geçen gün önem kazanıyor. 01 Ocak 2016 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle geçerli araç başı maddi limit 31 bin lira ve kaza başı maddi limit ise 62 bin lira, bedeni zararlarda ise, kişi başına 310 bin lira ve kaza başınaysa, 1 milyon 550 bin liralık limit belirlenmiş bulunuyor.


SINIRSIZ İHTİYARİ MALİ MESULİYET TEMİNATI
Trafik sigortasındaki bedeni ve maddi limitlerin yetersiz olma ihtimaline karşın Aksigorta, uygun primlerle kaskoda sınırsız İMM teminatı sunuyor. 
Aksigorta, araç sahiplerinin 3. şahıslara verebilecekleri olası zararlar sonucu, yüksek bedelli maddi yükümlülüklerin altında kalmalarını engellemek amacıyla, kasko ürünlerine isteğe bağlı olarak sınırsız İMM teminatı ekledi. 
Sınırsız İMM teminatı kasko poliçelerine ekletilebileceği gibi üründen bağımsız olarak da yine sınırsız limitle müşteriye sunuluyor.

http://www.sigortagundem.com/haber/kaskoda-sinirsiz-sorumluluk-teminati-geliyor/1130550#ixzz4OB3lHzOv

25 Ekim 2016

Fark yaratmanın anahtarı kaliteli müşteri deneyimi

Fahri Uğur, yüksek kalitede müşteri deneyimi sağlayan sigorta şirketlerinin fark yarattığını söyledi. Müşterinin sigorta şirketiyle etkileşime geçtiği her alandaki deneyim kalitesinin artırılması gerektiğini kaydeden Uğur, “Sigorta şirketlerinin kurumsal web sayfaları, mobil uygulamalar, call center ve acenteleri bu deneyim alanları arasında” dedi.

Resim yazısı ekle
Sompo Japan Sigorta Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Fahri Uğur, sigorta pazarında ürün ve hizmetlerin birbirine benzediğini söyledi. Uğur, böyle bir ortamda müşterilerin tercihinin yüksek kalitede müşteri deneyimi sunan, fiyat açısından daha rekabetçi ve marka değeri yüksek sigorta şirketleri yönünde olacağını ifade etti.
“Geçtiğimiz yıllarda dünya sigorta pazarında birçok büyük markanın Türk sigorta sektörüne girişlerine ve sigorta şirketlerinin fiyatlandırma konusunda belki de dünyada en iyiler arasında yer alma yoluna girmelerine tanıklık ettik. Önümüzdeki yıllarda sigorta şirketleri marka bilinirliğine yatırım yapmaya ve fiyatlandırma konusunda kendilerini geliştirmeye devam edecektir” diyen Uğur, bu değişimin, iş modellerinin merkezine ‘müşteri’nin konularak, müşteri deneyim kalitesinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik olacağını kaydetti.

‘YATIRIMLARIMIZ BİZE KÂR OLARAK GERİ DÖNÜYOR’
Fiyatlandırmanın yıllar önce portföy ve segment yönetmek üzerine kurulu olduğunu hatırlatan Uğur, teknolojinin gelişimi ve risk bazında belki de yüzlerce farklı veriye ulaşılması sayesinde, her bir riskin ayrı ayrı fiyatlandırılabilmesinin artık mümkün hale geldiğini belirtti. Fiyatlandırmada segmentlerin giderek küçüldüğünü ve risk bazına kadar indiğini dile getiren Uğur, sözlerine şöyle devam etti: “Türk sigorta sektörünün risk bazında verilere ulaşım konusundaki zenginliği, sektörün tarife yönetiminde önemli yatırımlar yapmasına ve öğrenim eğrisinde hızlı öğrenme aşamasına girmesine olanak sağladı. Bu yolda ilerlenmesi ve aktüerya ile veri madenciliğine yapılan yatırımlarını artırması durumunda, Türk sigorta sektörünün dünyanın en iyi tarife yönetimini yapan sektörlerden biri olma ihtimali bulunuyor. Sompo Japan Sigorta olarak, fiyatlandırma alanındaki yatırımlarımızın başarılı geri dönüşlerini, sektör ortalamalarından daha düşük hasar/prim oranlarına sahip olarak ve her yıl kâr ederek alıyoruz.”

‘YENİ BİR DÖNÜŞÜM YOLDA’
Sektörde tarife yönetimindeki dönüşümün devam ettiğini dile getiren Uğur, önümüzdeki yıllarda diğer bir önemli dönüşümün de müşteri deneyimi alanında olacağının altını çizdi. Uğur, tarife yönetiminde segment fiyatlandırması yerine risk bazlı fiyatlandırmaya geçişte olduğu gibi, iş modellerinin odağının acente yönetiminden müşteri yönetimine doğru kayacağını da sözlerine ekledi.
Geçmiş yıllarda sigorta şirketlerinin acentelerle ilişkileri yönettiğini, müşteri yönetiminiyse acentelere bıraktığını aktaran Uğur, “Bu konuda çok başarılı acenteler olduğu gibi, finansal nedenlerle insan kaynakları ve pazarlama alanlarına yeteri kadar yatırım sağlayamayan birçok acentenin de müşteri yönetimini modern yöntemlerle yapamadığına şahit olduk. Ancak, günümüzde sigorta şirketlerinin müşteri deneyim kalitesini yükseltmek amacıyla müşteri yönetimini ve/veya denetimini kendi eline alması kaçınılmaz hale geldi. Bu da ancak ve ancak hem efektif hem de verimli olan dijital teknolojileri kullanarak yapılabilir” dedi.

‘MOBİL TEKNOLOJİ DÖNEMİ’
Dijitalleşmeyle müşteri deneyim kalitesinin artırılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Uğur, bununla birlikte, acentelerin bu değişimde alacakları pozisyonun çok daha önemli olduğuna dikkat çekti. Acentelerin sigortalı iletişim bilgilerini tam olarak paylaşmadığından yakınan Uğur, “Bundan dolayı, günümüzde sigorta şirketleri müşterinin bırakın e-posta adresini, telefon numarasına dahi erişmekte zorluk yaşıyor” dedi.
Önümüzdeki sürecin, sigorta şirketlerinin müşterileriye doğrudan iletişime geçebilmek ve müşteri deneyimini yönetebilmek amacıyla mobil ve dijital teknolojileri kullanacağı yeni bir dönem olacağını ifade eden Uğur, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Böyle bir tablo içinde, sigortalıyı yakından tanıyan, müşterilerin sigorta ihtiyaçlarını analiz ederek problemlerini çözme konusunda yetenekli ve en önemlisi müşteri deneyimini artırma konusunda sigorta şirketleriyle işbirliği içinde olan acentelerin pazardaki yüksek payı yıllarca devam edeceğe benziyor.”

‘GELİŞMEK İÇİN KALİTE ŞART’
Sadece hasar anıyla sınırlı olmayıp, müşterinin sigorta şirketiyle etkileşime geçtiği her alandaki deneyim kalitesinin artırılmasının, sigorta şirketlerinin metalaşan sigorta sektöründe fark yaratabilmek adına nadir gelişim sahalarından biri olacağına işaret eden Fahri Uğur, “Söz konusu deneyim alanları, geleneksel temas noktalarına ek olarak; sigorta şirketlerinin kurumsal web sayfaları, mobil uygulamalar, call center ve acenteleriyle etkileşimleri gibi mecraları; özetle müşterinin karar anı (Moment Of Truth) diye tanımladığımız tüm alanları kapsayacaktır” şeklinde ifadelerde bulundu.
Sompo Japan Sigorta olarak bu noktadan yola çıkarak müşteri deneyim kalitesinin artırılması amacıyla uygulamaya alacakları T-NPS (İşleme Dayalı Net Tavsiye Skoru / Transactional Net Promoter Score) için önemli yatırımlar yaptıkları bilgisini veren Uğur, “Müşterimizin markamızla temas ettiği tüm noktalarda müşteri deneyim kalitesinin ölçümlenmesi ve bu noktalardaki kalitenin artırılmasına ilişkin yapılan bu yatırımların ilk dönüşleri oldukça memnuniyet verici” dedi.
Fahri Uğur sözlerini şu şekilde tamamladı: “Sonuç olarak, şirketimizin yıllar içinde oluşturduğu marka vaadinin acentelerimizle birlikte müşteriler tarafından en doğru şekilde algılanması, ancak her etkileşim noktasında tutarlı ve doğru deneyimin sunulmasıyla sağlanabileceğinden, bu alandaki yatırımlarımızı sürdürerek sektörün öncü şirketlerinden biri olma hedefi doğrultusunda emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.”

‘MARKA BİLİNİRLİĞİMİZİ GİDEREK ARTIRIYORUZ’
Sompo Japan Sigorta olarak son yıllarda marka bilinirliğinin artırılması konusunda, başta Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı’nın isim hakkının alınması olmak üzere önemli yatırımlar yaptıklarını aktaran Uğur, “Bu yatırımlardan aldığımız son derece olumlu geri dönüşler, marka bilinirliği hedefi ve müşteri deneyim kalitesinin artırılması kriterlerinde doğru yönde olduğumuzu gösteriyor” şeklinde konuştu.

http://www.sigortacigazetesi.com.tr/fark-yaratmanin-anahtari-kaliteli-musteri-deneyimi/
24 Ekim 2016

24 Ekim 2016

"OTO BRANŞINDA REFORM GEREK"

Hayatımız Sigortalı Dergisi yazarı ve Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, sigorta sektörünün mevcut koşullarda oto branşında iyileşme yaşamasının imkansız olduğunu söyledi. 
Her konuda çok geç hareket edildiğini belirten Nazlıer, yeni reformların yapılması gerektiğine işaret etti. Nazlıer, onarım sonrası muayenenin zorunlu olmasından, mesleki sorumluluk sigortasının yaptırılmasına, kazaya karışan her aracın muayene süresi ve durumu ile araç lastiklerinin durumunun mutlaka bir oto eksperi tarafından kontrol edilmesinden araç kameraları kullanımına geçilmesine kadar birçok noktada öneri sundu.

Mevcut sistemlerin stabilitesi devam ettiği sürece pozitif bir değişim beklemek doğru değil. Sigorta sektörünün mevcut koşullarda oto branşında iyileşme yaşaması imkansız. Sürekli yapılan açıklamalar veya amaçsız girişimler ile sonucu değiştirmek olanaksız. Her konuda çok geç hareket ediyoruz. Artık testi kırılmadan önceki süreci yönetmek zorundayız. Yeni reformlar, yasal düzenlemeler ve birbirine bağlı değişimleri yapamaz ve gerçekleştiremezsek sektör başta olmak üzere tüm toplum sonuçlarına katlanmaya devam edecektir.
Bu konu için farklı ülke uygulamalarına göz atarak bir projelendirme yapsak nasıl olur düşüncesiyle bir dizi reform önerisi sunarak ufuk açmayı ve fikir vermeyi düşünüyorum. Birbiri ile bağlantılı reform ve yapılanmalar için hazırladığım öneriyi iki ayrı yazı olarak sunacağım. Yazımızın ikinci bölümü kasım sayısında yayınlanacak.
Ülkemizde 2008-2014 yılları arasında 8 milyon 41 bin 593 adet trafik kazası meydana gelmiş, bu kazalarda 27 bin 399 kişi hayatını kaybetmiş, 1 milyon 663 bin 385 kişi de yaralanmış veya sakat kalmıştır. Sürücü, yaya, yol, araç, yolcu kusuru sonucu meydana gelen kazalar sayısal olarak istatistikî bilgiler içinde yer alırken kazayı önleyici yöntemler üzerinde tüm toplumu kapsayacak uygulamalar hayata geçirilememiştir. Kazalardan önceki sürecin yönetilmesine yönelik etkin bir çözüm ve girişim bulunmamaktadır.
19 Ocak 2009 tarihinde 3868 kayıt numarası Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne, “Sigortaya Konu Araç Kazaları, Hasar Takip Merkezi Ve Muayene İstasyonlarının Eş Zamanlı Çalışma İhtiyaç ve Gerekçeleri” konulu proje sunulmuştur. Konu projede kazaya karışan araçların onarım sonrası hasara uğrayan bölümleri başta olmak üzere tüm yönleri ile muayene edilmesinin gerekliliği üzerinde durulmuş ve taraflara sağlayacağı faydalardan bahsedilmiştir.
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü cevap yazısında, “Hasar Takip Merkezi yapılandırması sürecinde” dikkate alınacağını bildirmiş ancak başka gelişme yaşanmamıştır.
Diğer taraftan istatistikler incelendiğinde; 2009 yılı trafik kaza sayısı 1 milyon 53 bin 346 adet,2014 yılı trafik kaza sayısı 1 milyon 199 bin 10 adet olarak gerçekleşti.
Genel duruma baktığımızda iyileştirici yönde hiçbir ilerlemenin olmadığı, kaza sayılarından anlaşılıyor.
2014 resmi verilerine göre meydana gelen kazalarda kusur dağılımı aşağıdaki gibidir;
Sürücü kusuru yüzde 89,12
◆ Yaya kusuru yüzde 9,21
◆ Yolcu kusuru yüzde 0,48
◆ Araç kusuru yüzde 0,62
◆ Yol kusuru yüzde 0,58’dir.
Kusur dağılımında en yüksek payı yüzde 89,12 oranı ile sürücü kusuru oluştururken araç kusurunun ise yüzde 0,62 paya sahip olduğu anlaşılmıştır
Yüzde 89,12 kusurun gerçekte tamamı sürücüye mi aittir, yoksa sürücü kusurunu artıran başka etmenler var mıdır? Bu durumu irdelerken “Araç hızını yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmamak” kusurunun sürücü kusuru içinde yüzde 41,39 oranında paya sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu oran dikkat çekicidir.
Trafik kazasına karışan taşıtlar başlıca hareket kaynağı olan motor, hareketi tekerleklere aktaran aktarma organları, karoseri, şasi, elektrik-elektronik aksamlar ve lastiklerden oluşur. Araçların üretici firmaların talimatlarına uygun kullanılması ve bakım periyotlarına harfiyen riayet edilmesi durumunda araç faktöründen kaynaklanan kaza oranının, istatistiklerde verilen oranda olacağı hususunda yetkililerle hem fikiriz.
Ancak sigorta sektörünün, meydana gelen trafik kazaları sonrasında gerek araçların incelenmesi, gerekse araç sahipleri ile diyalog kurulması fırsatını en fazla elde eden aktörleri olarak gözlemimiz; istatistikî bilgilerin elde edilmesinde kullanılan yöntemlerin işlevsel olmaması nedeniyle belirtilen oranların, herkesin aracını üretici talimatlarına uygun kullandığı ve periyodik bakımlarını eksiksiz yaptırdığı teorisiyle yapılan hesaplama sonucunda ortaya çıktığını, pratikte araç faktörünün kazalardaki payının belirtilen oranların çok üzerinde olduğunu, bu nedenle araç kusurunun detaylı olarak irdelenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Onarım sonrası muayene zorunlu olmalı

Hasar maliyetinin azaltılması amacıyla araç onarımlarında yan sanayi veya kullanılmış (çıkma) parça kullanılması gibi alternatif onarım yöntemlerin uygulanması gibi girişimler nihayetinde layıkıyla onarımı yapılmayan kusurlu araçların trafiğe çıkması ile sonuçlanmaktadır.
Bu durumun engellenmesi için onarım sonrası araçların hasara uğrayan bölümler başta olmak üzere tüm yönleri ile muayene edilmeleri mutlak zorunlu olmalıdır. Onarımı yapan servis veya tamirhane tarafından yapılan iş ve işlemlerin detayının yer aldığı fatura doğrultusunda muayene istasyonu tarafından incelenerek; fatura detayının, yapılan iş ve işlemlerin, araç ile karşılaştırmalı olarak incelemeye dayalı onay verilmesi sureti ile muayene süreci yeniden başlatılmalıdır. Bu sayede onarımı yapan –üstlenenlerin fatura ile başlayan sorumluluklarının muayene istasyonları aracılığı ile kayıt altına alınması sağlanarak hak sahiplerinin hukuksal süreçlerde korunması da tesis edilmelidir.
Mesleki sorumluluk sigortası yaptırılmalı onarımı yapan –üstlenenlerin ise hatalı yapılan işlemlerden dolayı kendilerine yöneltilecek tazminat taleplerine karşı mesleki sorumluluk poliçesi tanzim ettirmesi zorunlu olmalıdır. Sorumluluk hukuku ve sigortalarının da etkinleşmesi bu sayede sağlanmış olmalıdır.
Muayene istasyonlarını aktif ve gerçekten iş yapar hale getirip, onarım sorumluluğu denetlenir iken ayrı bir husus olarak araç lastiklerinin önemi dikkate alınmalı. Araç lastiklerinin trafik kazalarına etkileri, lastik kontrolü, yurt dışı uygulama örnekleri ve ülkemizde uygulamanın nasıl yapılması gerektiği inceleme konusu yapılmıştır.
Bir araçtaki en önemli faktör kuşkusuz lastiklerdir. En iyi fren sistemi,donanımlı yüksek teknoloji ürünü bir araçta bile ancak iyi ve doğru lastikler ile işlevini yerine getirecektir. Yıpranmış, bayatlamış, hava şartlarına uygun olmayan, standarttan büyük veya küçük çaplı lastik kullanımı, değişik marka ve desende lastiklerin eşleştirilmesi uygulamada oldukça yaygındır.
Lastiklerle ilgili bahsedilen olumsuzluklar lastikle yol arasındaki sürtünme katsayısını, dolayısıyla fren mesafesini direkt olarak etkilemekte, lastik kusuru nedeniyle zamanında duramayan aracın çarpması sonucunda oluşan kazaların nedeni de istatistiklere “sürücünün aracın hızını yol, hava ve yük şartlarına uygun ayarlamamak” olarak geçmektedir.

Kazaların engellenmesinde büyük katkı

Çok belirgin araç kusurlarının haricinde (lastik patlaması gibi) kazalarda araca kusur yazılmamaktadır. Oysaki kaza sonrası ve/veya ekspertiz esnasında yapılacak incelemelerde kazada araç kusurunun olup olmadığı tespit edilebilir.
Yurtdışı uygulamalarında; araç lastiklerinin çok büyük önemi olması nedeniyle sigortalı ve işletenin bu durum ile ilgili sorumlu tutulduklarına dair yasal poliçe düzenlemeleri bulunmaktadır. Kazanın gerçek nedenlerinin tespitinde detaylı incelemeler yapılarak kaza veya hasara neden olan unsurların tespiti yapılmaktadır. Kaza sebebi ne olursa olsun ekspertiz esnasında araç lastikleri incelenerek, tespit edilen olumsuz bir durumda sorumluluk değerlendirmesinin yapıldığı gözlemlenmektedir.
Ülkemizde ise trafik kazası sonrasında bu tip bir tespit yapılmadığı gibi, son derece önem arz etmesine rağmen kazaya karışan araçların onarım işlemlerinin tamamlanmasının akabinde yapılan onarımın tescillenmesini de sağlayacak olan muayene işleminin yapılmadığı görülmektedir.
Oysaki yurtdışında bu saptamaların yapılması ile lastik üreticilerinin kendi ürünlerine yönelik yasalar nezdindeki sorumlulukları gereğince, tüm bilimsel verileri tartışmaya açık olmayacak şekilde hazırlayarak, ilgili kurum ve kuruluşlara ilettikleri, dolayısıyla kaza anında araç üzerinde bulunan lastiklerin teknik yapısı ve durumlarının bu kriterler ile karşılaştırılması ile aracın kazaya etkisi ve sürecin bundan doğan sorumlulukların tespit edilmesi ile sonuçlandığı görülmektedir.
Bu durum trafik yasalarında da yer almakta ayrıca poliçeler üzerinde de sorumluluk yaratan düzenlemelere gidilerek, kazaların engellenmesine yönelik büyük katkı sağladığı görülmektedir.
Yurt dışı uygulamalarda tüm kasko ve trafik hasarı ekspertiz raporlarında araç muayene bilgileri ve araç lastik bilgilerinin mutlaka yer aldığı görülmektedir.

Oto eksperi tarafından kontrol edilmeli

Kazaya karışan her aracın muayene süresi ve durumu ile araç lastiklerinin durumu mutlaka bir oto eksperi tarafından kontrol edilmelidir. Kazaya karışan her aracında konusunda uzman bir eksper tarafından incelenmiş olması referans yaratmalıdır. Lastikler için yapılacak yasal düzenleme ile kullanım koşulları uygun olamayan her bir lastik için yüzde 25 kusur verilmesi sağlanmalıdır. Her kusur oranı nispetinde karıştığı kazada kusuru olsun veya olmasın kullandığı lastikler sebebiyle tazminat indirimi yapılmalıdır. Kendisi dışındaki tüm taraflara yarattığı risk gerekçedir.
Ayrıca, aracın muayenesini bir eksperin kontrol ediyor olması işletilen tüm sistemlerin kopmadan ve eksiksiz sürdürülmesini tesis edecektir. Bu çalışmalar ile oto eksperi bir nevi fahri müfettiş rolü ile meslek icrası yapmış olacaktır.

Araç kameraları kullanımına geçilmeli

Önemli ve faydalı bir değişim isteniyorsa ‘Anlaşmalı Tutanak Sistemi’ kaldırılmalı, yerine ‘Araç Kameraları’ kullanımına geçilmelidir. 1 Nisan 2008 tarihinde sadece maddi hasarlı kazalar için anlaşmalı tutanak uygulaması başlamıştır. Bu sayede trafikteki beklemelerin ve zaman kayıplarının önüne geçilmesi ve tutanakların online olarak takip edilmesi amaçlanmıştır. Anlaşmalı tutanak uygulamasının başlamasından sonra alkollü ve ehliyetsiz kaza kaydı sayılarında ciddi bir azalmanın olduğu, fraud hasar oranının çok arttığı herkes tarafından bilinen fakat önlem alınmayan reel bir durumdur.
SİSTEMİN İŞLEYİŞİ
  1. Maddi hasarlı kaza sonrası taraflar arasına anlaşmalı kaza zaptının tanzim edilmesi,
  2. Kaza zaptı ile sigorta şirketinden hasar dosyasının açtırılması,
  3. Oto-kaza eksperi tarafından hasarın incelemesi,
  4. Kusur tespiti için anlaşmalı tutanağın TRAMER sistemine girişinin yapılması,
  5. TRAMER sisteminde şirketler arası kusur mutabakatının sağlanması (1-3 gün),
  6. Şirketler arası kusur mutabakatı sağlanamaması durumunda kusur dağılımının belirlenmesi için komisyona iletilmesi,
  7. Komisyonun tarafından kusur dağılımını belirlemesi (1-7 gün) adımlarını içermektedir.
Kusur oranının belirlenmesi için 1-10 gün arası bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Anlaşmalı tutanak uygulamasında zaman kayıplarının önüne geçilmesi de hedeflenmesine rağmen sadece kusur dağılımının netleşme süresi 10 günü bulabilmektedir.
Bu durum tutanakların düzgün tanzim edilmemesi, kusurların net olarak anlaşılmamasından kaynaklanmaktadır. Oysaki kaza anını gören tarafsız bir gözün olması durumunda yukarıda bahsedilen olumsuzlukları büyük ölçüde ortadan kaldıracağını ve bu nedenle araçlarda kamera kullanımının zorunlu hale getirilmesinin bir gereklilik olduğunu düşünmekteyiz.
Konu ile ilgili Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin Nisan 2016 sayısındaki köşe yazımızda kamera kullanımına yönelik bilgilendirme yapılmıştır. Özellikle Rusya örnek alındığında kusursuz bir işleyişin sürdürüldüğü, yerel yasalarda önemle yer verildiği, kaza ve sonuçlarının tartışma konusu olmaktan çıktığı gözlenmiştir.
Birbirini tamamlayan süreçler ve uygulamalar eş zamanlı yapılması mutlak gerekliliktir. Bu konulara ek olarak diğer önerilerimiz Kasım sayısında yayınlanacaktır
Sigorta Haber – www.sigorta.net.tr

23 Ekim 2016

AK SİGORTA KASKO

PRATİK KASKO...

Pratik Kasko nedir?

Geniş Kapsamlı Kasko teminatlarını içeren Pratik Kasko ile ihtiyaç durumunda aracınızı Aksigorta’nın garantili servislerinden birine götürebilirsiniz ve aracınızın onarım süresi boyunca size kullanmanız için yedek araç temin edilir. Böylece onarım işlemleri ile uğraşmak zorunda kalmadan hayatınıza devam edebilirsiniz.

Pratik Kasko’nun Aksigorta Kasko poliçesinden farkı nedir?

Pratik Kasko geniş kapsamlı kasko poliçesindeki tüm teminatları Aksigorta’nın garantisindeki anlaşmalı servislerden hizmet alınması koşulu ile karşılar. Normal kasko poliçelerine kıyasla Pratik Kasko poliçesini satın alırken fiyat avantajından faydalanabilirsiniz.

Pratik Kasko her serviste geçerli midir?

Hayır. Pratik Kasko sadece poliçe kapsamında anlaşmalı servislerde geçerlidir.

Her araç için Pratik Kasko Poliçesi düzenlenebilir mi?

Hayır. Sadece binek (otomobil) ve kamyonet tipi araçlara pratik kasko poliçesi yapılabilir.


TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI

Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile Eksiğinizi Tamamlayın!
Sektör lideri Allianz’dan, eksiğinizi tamamlayacak yepyeni bir sağlık sigortası. Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası...
Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, özel sağlık kurumlarında, SGK ile anlaşmalı kurumlarda, SGK ile anlaşmalı branşlarda ve SGK ile anlaşmalı doktorlar tarafından, Genel Sağlık Sigortası kapsamında alınan sağlık hizmetleri için, sigortalılardan alınacak ilave ücretleri karşılayan yepyeni bir sağlık sigortası.
Kısacası, eksiğinizi biz tamamlarız, siz sadece sağlığınıza kavuşmanın mutluluğunu yaşarsınız.

Neden Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası?
  • ·         Keşke özel sağlık sigortam olsa diyor ama bütçe ayıramıyorsanız,
  • ·  Sağlık ihtiyaçlarınızı karşılamak için SGK ile anlaşmalı özel hastaneleri tercih ediyorsanız,
  • ·         Daha yüksek standartlarda sağlık hizmeti almak istiyorsanız,
  • ·         İlave ücret ödemek istemiyorsanız,
  • ·         55 yaş veya altındaysanız**

Bu ürün tam size göre...
**Yenidoğan bebekler, 15 günlükten itibaren poliçe kapsamına alınabilir.

Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Neleri Kapsar?
Bu ürün ile Yatarak Tedavi (ameliyat, günübirlik tedaviler), Suni Uzuv, Tıbbi Malzeme ile Evde Bakım ve Ambulans teminatlarından faydalanabilirsiniz. Üstelik anlaşma harici kurumlarda da ek limit imkanıyla!*
Tüm bu tedavilere ilave olarak Ayakta Tedavi ve 12 ay bekleme süresi olması kaydıyla Doğum teminatlarını da poliçenize ekletebilirsiniz.
*Anlaşma harici kurumlarda ek limit kullanımı için poliçe özel şartlarını inceleyiniz.

Farklı Network Seçenekleri Sayesinde, Ürünü Bütçenize Uygun Hale Getirmek Mümkün!
Turuncu+ Network:
Tedavilerinizde kapsamlı bir kurum ağından faydalanmak isterseniz "Turuncu+ Network"ü tercih edebilirsiniz.
Turuncu+ Network; Allianz'ın bu ürüne özel olarak anlaşma yaptığı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile tüm branşlarda anlaşması olan sağlık kurumlarına ek olarak, SGK ile yalnızca belirli branşlarda anlaşması bulunan sağlık kurumlarını da kapsar.
Turuncu Network:
Eğer poliçenizi bütçenize daha uygun hale getirmek isterseniz, seçiminizi "Turuncu Network"ten yana da yapabilirsiniz.
Turuncu Network; Allianz'ın bu ürüne özel olarak anlaşma yaptığı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile tüm branşlarda anlaşması olan sağlık kurumlarını kapsar.

Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın Avantajları!
Kolayca yaptırabileceğiniz Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile, özel sağlık sigortasının kolaylığına, çok uygun fiyat ve ödeme koşullarıyla kavuşabilirsiniz. Üstelik, 3 yıl kesintisiz sigortalılık döneminden sonra, “Ömür Boyu Yenileme Garantisi”ni de elde etme şansı ile...

Detaylı bilgi için 0 312 473 21 56 numaradan bizi arayabilir veya  www.bizbizesigorta.com.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.

Yeni Değer Teminatı & Allianz Sigorta

Yeni satın aldığınız sıfır km aracınızın  ilk tescil tarihinden itibaren geçecek bir yıllık süre içerisinde, meydana gelecek tam ziya (pert)...