22 Aralık 2018

DASK'IN DEPREM İÇİN ÖDEME GÜCÜ 18 MİLYAR TL'YE ULAŞTI

Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı, "DASK olarak tek bir depremde ödeme gücümüz, kendi kaynaklarımız ve reasürans korumasıyla birlikte 18 milyar TL’ye ulaştı"
Yapılan bilinçlendirme projeleri ve kararlılıkla yürütülen çalışmalar sonucu Zorunlu Deprem Sigortası'nın, depremin yıkıcı etkilerine karşı finansal açıdan en önemli korunma yöntemlerinden biri olduğu bilincinin artık büyük oranda yerleştiğini ifade eden Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı, "Türkiye genelinde sigortalılık oranı yüzde 50 seviyesinde. Bu oran, bugün her 2 evden birinin Zorunlu Deprem Sigortası ile depreme karşı teminat altında olduğu anlamına geliyor. Bugün Zorunlu Deprem Sigortası bulunan konut sayısı 9 milyona ulaştı. Elbette Türkiye’deki tüm konutların Zorunlu Deprem Sigortası ile güvence altına alınmasını hedefliyoruz ve bu hedef gerçekleşene kadar geldiğimiz noktayı yeterli görmüyoruz. 20 yıla yakın sürede edindiğimiz deneyimler ve hayata geçirdiğimiz projelerle deprem bilincini tüm hanelere yayılacak şekilde genişletmeye kararlılıkla devam edeceğiz." diye konuştu.

Depremin olduğu illerde DASK'lılık oranı daha yüksek
Murat Kayacı, DASK'ın verileri incelendiğinde, Marmara Bölgesi'nin açık ara ilk sırada yer alırken, Marmara'yı Ege, İç Anadolu, Akdeniz, Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi'nin takip ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Güneydoğu Anadolu Bölgesi ise sigortalılık oranında son sırada bulunuyor. Ayrıca, deprem gerçeğiyle yüzleşen illerde sigortalılık oranları daha yüksek seyrediyor. Zorunlu Deprem Sigortası oranı en yüksek olan illerde ilk 3 sırayı alan Düzce, Bolu ve Yalova bu durumu açıkça gözler önüne seriyor. Yine yakın zamanda deprem yaşanan bir ilimiz olan Van’da deprem öncesi sigortalılık oranı maalesef yüzde 9 gibi çok düşük bir seviyede bulunuyordu. Van depremi, hasar yönetimi ve sigortalıların kayıplarının giderilmesi açısından çok önemli bir sınav oldu. Bugün Van ilinde Zorunlu Deprem Sigortası’nı yaptıran konut oranı yüzde 43’e yaklaşmış durumda. Bu oranın daha fazla artması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Tekrar aynı acıyı yaşamamak için tüm Vanlıları sigortalı yapmayı hedefliyoruz. Deprem kuşağında bulunan diğer illerimizden de örnek vermek gerekirse, Zorunlu Deprem Sigortası'na sahip konut oranı Erzincan’da yüzde 61, Bingöl’de yüzde 68, İstanbul’da yüzde 59, Kocaeli’de yüzde 61, Tekirdağ’da yüzde 75 seviyesinde."
"Olası İstanbul depremi için afet çağrı merkezi modeli oluşturduk"
DASK Yönetim Kurulu Başkanı Kayacı, DASK olarak hayata geçirdikleri projeler ile vatandaşları deprem konusunda bilinçlendirirken, aynı zamanda gerek bilgi birikimi gerekse maddi tazminatla depreme hazır ve depremden sonra hızla toparlanan bir Türkiye hedefiyle çalışmalara devam ettiklerini bildirdi.
Olası büyük bir depremde hasarların tazmininde yeterli kaynak sunmak üzere çalışmaları sürdürmenin yanı sıra afetin tüm operasyonel sürecini etkin ve teknoloji rehberliğinde yönetmek amacıyla da yatırım yaptıklarını anlatan Kayacı, bu doğrultuda ilgili tüm devlet kurumlarıyla iş birlikleri geliştirdiklerini söyledi.
Kayacı, "Şu anda mevcut afet yönetim sistemimizi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin afet derecesinde sayılacak olası büyük İstanbul depremi modeline göre geliştirmek için çalışıyoruz. Mevcut portföyümüz ve yeni eklenecek sigortalılarımızı dikkate alarak İstanbul'da olması muhtemel büyük deprem sonrasında başta İstanbul, çevre iller ve hatta tüm Türkiye'den gelecek soruları ve talepleri karşılayacak bir afet çağrı merkezi modeli oluşturduk." diye konuştu.
DASK olarak çeşitli senaryolar paralelinde hazırlıkları ve altyapı çalışmalarını sürdürdüklerini kaydeden Kayacı, "DASK olarak tek bir depremde ödeme gücümüz, kendi kaynaklarımız ve reasürans korumasıyla birlikte 18 milyar TL’ye ulaştı. Temel hedefimiz, tüm evlerin Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip olması ve benzer bir felaketin yaşanması halinde ülkemizin bunu mümkün olabilecek en az kayıpla atlatması. Ana görevimiz, 'Deprem geçecek, hayat devam edecek' yaklaşımından yola çıkarak deprem sonrasında vatandaşların yaşamının kaldığı yerden yeniden güvenle devam edebilmesini sağlamak." ifadelerini kullandı.
"Günde 35 kuruşa konutunuzu depreme karşı sigortalamanız mümkün"
Murat Kayacı, sigorta primlerinin, Hazine Müsteşarlığı'nca yayımlanan Zorunlu Deprem Sigortası tarife ve talimatında belirtilen esaslara göre belirlendiğini, aynı konut için farklı sigorta şirketlerinin farklı prim talep etmesinin mümkün olmadığını, prim tutarının; konutun yapı tarzı, metrekaresi, deprem risk bölgesi ve inşa yılına göre hesaplandığını ve prim hesaplamasına www.dask.gov.tr adresindeki "poliçe prim hesaplama" adımından erişilebildiğini bildirdi.
Türkiye'de çok farklı yapılarda bölgeler ve evlerin bulunduğuna işaret eden Kayacı, "Örneğin, Türkiye genelinde günde sadece 35 kuruş ayırarak Zorunlu Deprem Sigortası ile konutunuzu depreme karşı sigortalamak mümkün. Dolayısıyla günde 35 kuruşa depreme karşı finansal önlemlerden birini alabiliyorsunuz." dedi.
Kayacı, DASK’ın kuruluşundan bu yana yapılan hasar ödeme miktarının 186 milyon TL olduğunu belirterek, "Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, dev dalga (tsunami) veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarları poliçede belirlenen limitler dahilinde hızla karşılıyoruz. İster oturulamaz durumda ister kısmi hasarlı olsun, bina zararını en hızlı şekilde tazmin ederek yaşamın normale dönmesine aracılık ediyoruz." diye konuştu.
DASK olarak tüm bu alanlarda toplumun farklı kesimlerine yönelik çok çeşitli mecraları kullanarak hem ulusal hem de yerel ölçekte pek çok bilinçlendirme ve tanıtım projesini hayata geçirdiklerini ve buna devam ettiklerini vurgulayan Kayacı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yapılan tüm bu çalışmalarımız sonucunda ve yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, DASK yüzde 96 oranında yüksek bilinirliğe sahip. Türkiye’nin 81 ilini kapsayan 'Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor' yarışmamızı düzenledik. Bu yarışma kapsamında iller 'bütün bir yıl boyunca deprem bilinci ve depreme karşı hazırlıklı olmak için neler yapmalıyız' konusunda bilinçlendirme kampanyaları yürüttü. Bu projemizi önümüzdeki dönemde daha da kapsamlı bir hale getirmeyi planlıyoruz. Geleceğin inşaat mühendislerine yönelik depreme karşı dayanıklı konut tasarlama konusunda ilham ve teşvik edici nitelikteki DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nı hayata geçirdik. Yoğun ilgi gören yarışmamızın bu yıl beşincisini düzenleyeceğiz. Başvurular başladı."
"Birçok ülke DASK modelini örnek alıyor"
DASK Yönetim Kurulu Başkanı Kayacı, tüm bu çalışmalarının yanı sıra poliçe adedi, reasürans programı büyüklüğü, sigorta yaygınlık oranı, fon büyüklüğü ve teknolojik altyapı gibi özellikleriyle doğal afet havuzları açısından diğer ülkeler nezdinde bir model olarak kabul edildiklerini aktararak, son yıllarda başta Pakistan, İran, Güney Kore ve Kazakistan gibi ülkeler olmak üzere birçok ülke ve bölgenin DASK modelini örnek alarak kendi çalışmalarını yürüttüğünü söyledi.
DASK yetkililerinin İngiltere, Japonya, Yunanistan, İtalya, Filipinler, Çin, Meksika, Makedonya, Ürdün, Fas, Arnavutluk, Endonezya, Romanya, Kuveyt ve Azerbaycan gibi ülkelerden gelen kurumlara DASK’ı ve Zorunlu Deprem Sigortası’nı anlattığını bildiren Kayacı, tüm bu çalışmalar sonucunda Türkiye'de deprem gerçeğine, depreme karşı dayanıklı bina anlayışına ve Zorunlu Deprem Sigortası'na dair farkındalığın ciddi oranda arttığını, bu durumdan büyük memnuniyet duyduklarını kaydetti.(Habertürk)
http://www.sigortagundem.com/haber/daskin-deprem-icin-odeme-gucu-18-milyar-tlye-ulasti/1371689#ixzz5aANAarnU

21 Aralık 2018

BAGAJ KAYBI TEMİNATI


ALLIANZ SEYAHAT SİGORTASI

BAGAJ KAYBI TEMİNATI
IATA (International Air Transport Association, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği) üyesi havayolu şirketlerinin yurtdışı tarifeli uçuşlarda check-in’den geçirilmiş olan bagajın kaybolması halinde,

Havayolu Şirketi'nce belirlenen süre içerisinde (minimum 21 gün) bulunamaması durumunda havayolunun kayıp raporu şartı ile sigortalının bagaj kaybı 500 EUR limitle teminat kapsamındadır.



Şirket tarafından ödenecek tazminat tutarı, sorumlu havayolu şirketinin ödemiş olduğu tazminat tutarından ve gecikmeli bagaj maddesindeki tazminat tutarından düşülecektir.

Sigortalı, bagaj içeriğinin listesini, tahmini fiyat ve alış tarihlerini, havayolu şirketinden alınan tazminat ödeme belgesini ibraz etmekle yükümlüdür.

İstisnalar
1. Ambalajı yeterli olmayan, etiketi bulunmayan, kırılan veya bozulan ürünler içeren bagajlar,
2. Hava yolu dışında yapılacak yolculuklarda meydana gelebilecek bagaj kaybı ve hasarları,
3. Hava yolu ile yapılan seyahatlerde check-in işleminden geçmemiş bagaj kaybı ve hasarları, para, mücevher, kredi kartı, nakit para, cep telefonu, fotoğraf makinesi, diz üstü bilgisayar, kamera, seyahat çeki, kasa fişi, özel doküman, pul ve benzeri eşyalar teminat kapsamı dışındadır.
Ayrıntılı bilgi için:

16 Aralık 2018

SİBER SALDIRILAR 10 TRİLYON DOLARLIK ZARAR VERECEK

Sözcü Gazetesi'nde 16 Aralık 2018 tarihinde yayımlanan Taylan BÜYÜKŞAHİN imzalı haber...

Dijital dünyada yapılan siber saldırılar, dünya ekonomisine her geçen gün daha fazla zarar vermeye başladı. 2021 yılında toplam zararın 10 trilyon dolara ulaşacağı belirtiliyor.
İnternet üzerinden yapılan siber saldırılar günden güne artıyor. Organize hale gelen siber suç çeteleri, dünya genelinde en çok enerji, sağlık ve perakende sektörlerini hedef alıyor. Siber suçların 2021 yılında dünya ekonomisine vereceği zararın 10 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Bu saldırılara karşı koymak için yapılacak harcama ise 1 trilyon doları geçecek.



Türkiye ise siber saldırılar konusunda yeterli önlemleri alabilmiş değil. 2016 yılında Türkiye'de tespit edilen hedefli zararlı yazılımlar tüm Avrupa'nın yüzde 77'sine karşılık geliyordu. Türkiye'deki şirketlerin yüzde 80'inin de siber saldırılara karşı güvenlik açısından donanımsız olduğu ifade ediliyor.

2017 yılında WannaCry fidye yazılımının dünya ekonomisine verdiği zarar 8 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Bu siber saldırının hastaneler ve otomotiv üreticileri başta olmak üzere birçok farklı alanda küresel etkileri oldu. Yine 2017 yılında Not- Petya zararlı yazılımı ise dünya ekonomisini 850 milyon dolar zarara uğrattı. Bu siber saldırının da nükleer santraller, limanlar, deniz taşımacılığı ve ilaç endüstrisi gibi birçok farklı alanda küresel etkileri oldu.

SAVAŞLAR SİBERDEN BAŞLAYACAK
Sigorta brokerlığı ve risk yönetimi alanında faaliyet gösteren Marsh'ın Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Siber Risk ve İş Sürekliliği Direktörü Burak Sadıç, dünyada adli suçların yerini siber suçların aldığını söyledi. Suçu “siber kapkaç” olarak tanımlayan Sadıç, “Siber saldırılarda 2000'lere kadar ABD öndeydi. Rusya ve Çin geç girdi. Ruslar, ‘Siber saldırılar çok tehlikeli. Gerekirse nükleer silah kullanırız' dedi” diye konuştu.

ŞİRKETLER GÜVENLİĞE BÜTÇE AYIRMIYOR
Dünya üzerinde çok ciddi siber suç örgütlerinin bulunduğunu anlatan Burak Sadıç, yüzlerce çalışana sahip bu örgütlerin, halkla ilişkiler ve insan kaynakları birimlerinin dahi olduğunu kaydetti. Sadıç, “Siber saldırı küresel suç haline geldi. Ülke belli değil. Almanya'ya yapılan bir saldırının kaynağı Avustralya gözüküyor. Sonra bakılıyor ki Romanya çıkıyor. Siber suçlara ülkeler de girmiş durumda. ABD seçimlerine Rusya'nın müdahalesi mesela. Devletler kendi ajanları ile saldırmaktansa siber kullanıyor” dedi. Siber saldırılar konusunda Türkiye'nin halen gerekli çalışmaları yapmadığına dikkat çeken Sadıç, şirketlerin bu konuya yeterli bütçe ayırmadığını söyledi. Türkiye'de bu konuda yetişmiş eleman eksikliği olduğunu ifade eden Sadıç, üniversitelerde programların açılmaya başlandığını aktardı. Sadıç, dünyada siber güvenlik alanında uzman çalışan açığının 3 milyonu bulduğunu belirtti.

https://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/siber-saldirilar-10-trilyon-dolarlik-zarar-verecek-2799097/

10 Aralık 2018

TRAFIK SIGORTASINA ZAM YOK!



Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2019 yılı trafik sigortasının fiyatlarını belirledi. Sigortacılar, 2018’in başında olduğu gibi gelecek yılın ocak ayında da enflasyona bağlı zam bekliyordu. Beklenen olmadı. Bakanlık, primlerde fazladan artışa gidilmeyeceğini duyurdu. Ancak sigortanın teminat limitlerini de arttırmadı.
Trafik sigortasına 2019’da zam yok…

Hazine ve Maliye Bakanlığı, sigorta şirketlerine bir yazı yollayarak, 2019’un ocak ayında, trafik sigortası fiyatlarında, fazladan bir artışa gidilmeyeceğini duyurdu. Bakanlık, aynı duyuruda, 2019’da trafik sigortasının teminat limitlerinde değişiklik olmayacağını da açıkladı. Böylece gelecek senenin başında trafik sigortasına zam bekleyen, özellikle de enflasyon ayarlaması talep eden sigortacıların umutları suya düşerken; ilk defa trafik sigortasının teminat limitlerinde de artışa gidilmemiş oldu.
FİYATI DEVLET BELİRLİYOR
Konunun detayına geçmeden önce hafızalarımızı tazeleyelim. 2017’nin nisan ayında yasal düzenleme yapılarak; devlet, zorunlu trafik sigortasının fiyatına müdahale etti ve azami fiyat (tavan fiyat) uygulamasına geçildi. Düzenleme kapsamında da il il, hem araç gruplarına hem de sürücülerin hasar geçmişine göre sigorta primlerini, Hazine ve Maliye Bakanlığı belirlemeye başladı. Müdahale ile birlikte o tarihte trafik sigortası fiyatları, yüzde 30’lar seviyesinde ucuzladı, hatta bazı araç gruplarında indirim oranı yüzde 40’lara kadar çıktı. Bir buçuk yıldan fazladır da tavan fiyat uygulaması devam ediyor ve devlet, trafik sigortasının fiyatlarını belirleyip, sigorta şirketlerine, ‘bu fiyatın üzerine satamazsın ama altına satabilirsin’ diyor.
2018’DE ENFLASYON ZAMMI
Hafıza tazelemeye devam edelim. 2017’nin nisan ayında serbest piyasadan çıkılıp, tavan fiyat uygulamasına geçilmesi ile sigortacıların, trafik sigortasından zarar etme ihtimaline karşı sigorta şirketlerine, azami primleri her ay yüzde 1 artırma hakkı da tanındı. Dört ay sonra, yani 2017’nin ağustos ayında; Hazine, aylık yüzde 1’lik zam oranını, yüzde 1.5’a çıkardı. Böylece sigortacılara, trafik fiyatlarını her ay yüzde 1.5 artırma hakkı verildi. Ancak bir taraftan aylık yüzde 1.5’luk artışlar yeterli gelmeyip, zam oranı da enflasyonun altında kalıp, sigorta şirketlerinin trafik sigortasındaki zararı artınca; Hazine, 2018’in ocak ayında enflasyon ayarlamasına giderek, bir kereye mahsus olmak üzere fiyata yüzde 5 daha zam yaptı. Aynı zamanda Hazine, azami prim tutarlarına uygulanan aylık yüzde 1.5 oranındaki artışları da 2018 yılında devam ettirdi.
BEKLENTİ FARKLIYDI
Sene sonu yaklaştıkça, bir süredir sigortacıların gözü kulağı Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan gelecek duyurudaydı. Beklenti; bu yılın başında olduğu gibi 2019’un ocak ayında da enflasyon ayarlamasına gidilip, yüzde 1.5’luk artışların dışında fazladan zam yapılması yönündeydi. Ama beklenen olmadı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2019 yılına ait azami primleri belirledi ve bunu da sigortacılara duyurdu.
Buna göre; gelecek yılbaşında, 2018’in aralık dönemindeki fiyatlara sadece yüzde 1.5 oranında artış uygulanacak. Daha açık bir anlatımla, trafik sigortasına aylık yüzde 1.5’luk yasal artışında dışında başka bir zam yapılmadı, enflasyon ayarlaması da olmadı.
TEMİNATLAR DA ARTMADI
Hazine ve Maliye Bakanlığı, 2019’da trafik sigortasında, sigorta şirketlerinin talep ettiği artışı vermedi ama sigortanın teminat limitlerini de artırmadı. Gelecek yılın ilk 6 ayında trafik sigortasının maddi ve bedeni teminat limitleri 2018 yılında olduğu gibi devam edecek. Buna göre; 2019’da tüm araç gruplarında araç başına maddi teminat tutarı 36 bin lira, kaza başına da 72 bin lira olacak. Bedeni tazminat denilen sakatlık ve vefat tazminatı ise tüm araçlar için kişi başına 360 bin lira, kaza başına da 1.8 milyon lira. 
TRAFİKTE ZARAR 75 MİLYON TL
Sigortacılar bu yılın ocak-eylül döneminde trafik sigortasından 75 milyon liranın üzerinde zarar etti. Sigorta şirketleri bu yılın 9 aylık döneminde 13 milyon 556 bin adete yakın trafik sigortası sattı, karşılığında 9.1 milyar lira prim topladı. Ancak aynı dönemde 13.9 milyar TL’de hasar oluştu. Hasarın 8.6 milyar TL’si kazalarda ölenlerin yakınlarına ödenen vefat tazminatı ve sakatlık tazminatlarından oluştu. Toplam trafik sigortası hasarının 5 milyar lirası da kazalar nedeniyle ödenen maddi hasarlardan oluştu. Bu yılın 9 aylık döneminde sigortacıların trafik sigortasından topladıkları prim, hasarları karşılamaya yetmeyince 75 milyon liranın üzerinde zarar oluştu. Bu zararın sene sonuna kadar 100 milyon lirayı bulacağın tahmin ediliyor.

04 Aralık 2018

MİLLİ "REASÜRANS" ŞİRKETİ KURULUYOR

Meclis’e sunulan yeni torba kanun teklifi ile sigorta şirketlerinin sigortalamakta güçlük çektiği ya da teminat vermek istemediği riskleri sigortalayacak ‘Türk Reasürans Anonim Şirketi’ kurulacak. Şirketin sermayesi Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ait olacak. Böylece reel sektörün sigorta ihtiyacı karşılanacak.

Yerli ve milli reasürans şirketi kuruluyor. Şirketin sermayesi Hazine ve Maliye Bakanlığına ait olacak. Amaç ise sigorta pazarında yaşanan teminat sorunlarına kalıcı çözüm getirmek. Konunun detayına geçmeden önce hafıza tazeleyelim. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ilk olarak ağustos ayında yaptığı açıklamada, yeni bir milli reasürans modeli uygulanacağını gündeme getirdi. Ardından Yeni Ekonomi Programı’nda yer aldı ve adının da Türkiye Reasürans Havuzu olacağı duyuruldu. Sonrasında ise kasım ayında açıklanan 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı’na girdi.

ÜÇ AY İÇİNDE KURULACAK
Üç aydır gündemde olan reasürans havuzunun kurulması, geçen hafta, Ak Parti’nin Meclis’e sunduğu 71 maddelik torba kanun teklifiyle kesinleşti. Buna göre, tasarı kanunlaştıktan sonra, üç ay içinde Türk Reasürans Anonim Şirketi kurulacak. Tasarıda, sigortacılıkta özellik arz eden risklere karşı teminat sunulamaması ve ürün çeşitliliği konusunda piyasanın yeterli derinliğe ulaşamamasının en önemli sebeplerinden biri olarak reasürans imkanlarına erişimin sınırlı olması gösterildi. Uluslararası piyasalarda yaşanan daralmalar nedeniyle bazı sektörlerin sigorta teminatı bulamadığına değinilen tasarıda, gerekçe olarak şunlar ortaya kondu: “Piyasa başarısızlığı olarak tanımlayabileceğimiz bu sorunlar, kamunun müdahaleleri ve kamu tarafından kurulan kurum veya yapılarla aşılmaya çalışmıştır. Dünya uygulamalarına bakıldığında kamu otoritelerinin sigortacılık sektörü tarafından teminat sağlanamayan risklerin sigortalanması veya piyasa ihtiyaçları doğrultusunda yeni ürün geliştirme çalışmalarında bulunmak üzere sigortacılık sektörüne destek sağladığı görülmektedir. Devlete ait kurumlar tarafından direk sigorta teminatı sunulmakta veya özel reasürans anlaşmaları vasıtasıyla yaşanan teminat sorunları çözülmektedir.”

NEDEN İHTİYAÇ DUYULDU?
Bu kapsamda, yurtiçi reasürans kapasiteni artırmak ve teminat verilemeyen veya teminat verilmesinde güçlükler bulunan çeşitli riskler sonucu meydana gelebilecek maddi ve bedeni zararların karşılanabilmesi için; sermayesi Hazine ve Maliye Bakanlığına ait Türk Reasürans Anonim Şirketi kurulacak. Şirketin ana sözleşmesi tasarı yasalaştıktan üç ay içinde yapılacak ve yürürlüğe girecek.


Peki, bu ne anlama geliyor? 
İşin aslı, bazı sektörlerin sigorta teminatı bulamaması yıllardır gündemde olan bir konu. Özellikle tekstil, boya, kimya, mobilya alanında faaliyet gösteren şirketler, ya sigorta yaptıramamaktan ya da fahiş primlerle sigorta yaptırdıklarından şikayet ederler. Geçmişte bu şikayetler, Rekabet Kurumu’na kadar iletildi; Kurum, bu konuda inceleme başlattı, ancak sonuç alınamadı. Rekabet Kurumu, rekabete aykırı bir durum tespit edilemediği yönünde rapor hazırladı. Hatta Hazine, riskli işyerlerine teminat verecek, Riskli Sigortalılar Havuzu adı altında ayrı bir sigorta havuzu da oluşturdu, ama sonuç alınamadı. Anlaşılan o ki, Hazine ve Maliye Bakanlığı, hem soruna köklü çözüm getirmek hem de reel sektörü rahatlatmak amacıyla yerli ve milli şirket kurmaya karar verdi. Kurulacak Türk Reasürans Anonim Şirketi ile özellikle riskli sektörlerde faaliyet gösteren şirketler sigortaya kolay ve ucuz yolla ulaşabilecek. Tasarından anlaşılacağı üzere Türk Reasürans Anonim Şirketi, sadece işyerleri için değil, bedeni zararlar için de sigorta teminatı verecek. 

REASÜRANS NEDİR?
Reasürans, sigorta edilmiş riskin, belli bir kısmının ya da tamamının yeniden sigorta edilmesi anlamına geliyor. Sigorta şirketleri, özellikle büyük sigorta işlerinde hasar ödemekte zorlanmamak ya da mali yönden sigortalanması mümkün olmayan riskler için prim ödeyerek, kendilerini sigortalatırlar. Buna reasürans denir. Büyük bir hasar oluştuğunda da devreye reasürans şirketi ya da şirketleri girer ve hasarı öder. Genelde sigorta şirketleri dünyanın büyük reasürans şirketleri ile çalışır. Türk pazarında da reasürans alanında 1929 yılından bu yana sermayesi Türkiye İş Bankası’na ait olan Milli Reasürans faaliyet gösteriyor. Ancak kurulacak olan Türk Reasürans Anonim Şirketi daha çok sigorta şirketi gibi çalışacak.

DÜZENLEME YOLDA

Meclis’e sunulan torba kanun teklifiyle zorunlu deprem sigortasını yürüten Doğal Afet Sigortaları Kurumu’na da (DASK) düzenleme geliyor. Tasarıya göre DASK’ın idaresi için ayrı bir şirket kurulacak. Tasarıda, mevcut durumda, DASK’ın idaresinin, 5 yılda bir Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından teklif verenler arasından, ihaleyle, seçilen bir sigorta şirketi tarafından yürütüldüğü belirtilerek, şu gerekçe ortaya kondu: “Uygulama sonuçları mevcut yapının iyi işlediğini ortaya koymakla birlikte olası bir işletici değişikliği kurumsallaşmayı önleyeceğinden, DASK’ın geldiği büyüklük dikkate alındığında, ihtiyaç halinde sabit bir yapı oluşturulmasının önünün açılması amaçlanmaktadır.” Ayrıca tasarı ile DASK’ın uluslararası sigorta ve reasürans şirketlerine ortak olmasına da imkan tanınıyor. Yine tasarı ile DASK’ın sunduğu teminatlara ilave olarak nükleer riskler gibi özellikli riskler sonucu meydana gelecek zararların karşılanması için de DASK devreye girebilecek. Ayrıca afet riskleri bakımından piyasada meydana gelebilecek teminat boşluklarının giderilmesi için ihtiyaca göre sigorta veya reasürans teminatı da verebilecek.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/milli-reasurans-sirketi-kuruluyor-41038431

29 Kasım 2018

ACENTEYE DANIŞAN SİGORTALI KAZANIYOR

Şemsiye Dergisi’nin ‘Benim Acentem’ köşesinde Dolu Oyuncak’ın yöneticileri ve Hoşben Sigorta Aracılık Hizmetleri yöneticileriyle yapılmış röportaj yer alıyor. Röportajda, “Bilinçli tüketici sigorta yaptırırken, acentesini kendisi için bir sigorta danışmanı gibi kullanıyor. Bunun sonucunda ise hem müşteri hem de müşterisine ihtiyaçları doğrultusunda doğru poliçeyi hazırlayan sigorta acentesi de kazanıyor” vurgusu yapılıyor.

Türkiye’de sigorta denince akla ilk olarak acenteler gelir. Bu nedenle bir sigorta müşterisi için acentelerin yeri oldukça ayrı ve önemlidir. Sigorta müşterilerinin kendilerini doğru anlayan ve ihtiyaca göre çözüm üreten acentelerle çalışmasının sektöre duyulan ‘güven’in artmasında da rolü büyük.
Bu ayki sigorta müşterisi konuğumuz bir oyuncak firmasının idarecilerinden. 1976 yılında kurulan ve İstanbul’da faaliyet gösteren Dolu Oyuncak’ın ikinci kuşak yöneticilerinden biri olan Gökhan Dolu, sigorta konusunda oldukça bilinçli bir müşteri. Bunda sigorta konusunda danışmanlık hizmeti aldığı Hoşben Sigorta Aracılık Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hoşben’in de etkisi büyük elbette. Gökhan Dolu, sigorta ile ilgili sözlerine, “Türkiye’de sigortaya çok ciddi bir güven problemi var” diyerek başlıyor ve ekliyor: “İnsanların sigortaya ihtiyaç duyduklarını anlamaları lazım. Bizim toplumumuzda ise henüz yeterli bir sigorta bilinci oluşmamış. Artı güven sorunu var. Bu ikisi iç içe geçmiş durumda. Farkındalık yaratılırsa güven sorunu da çözülmüş olur.” Gökhan Dolu, sigorta ile ilgili tüm konularda danışmanından bilgi almadan adım atmıyor. Dolu, “Örneğin karşımıza yeni bir proje geliyor. Örnek vermek gerekirse bir inşaat yapıyoruz. Bu projede hizmet aldığımız acentenin yönlendirmesiyle ‘All Risk’ poliçesi yaptırdık. Bu bizim daha öncesinde bildiğimiz bir şey değildi. Çalıştığınız firmanın sizi doğru yönlendirmesi çok önemli” diyor.

Güvenilir sigorta danışmanı herkese lazım
Gökhan Dolu, bir iş adamı olarak iyi bir işletmeye sahip olmanın püf noktalarını sigorta ile ilişkilendirerek şöyle anlatıyor: “Eskiler der ki iyi bir işletmeye sahip olmak için üç konunun iyisine sahip olman gerekir. Bunlar bir muhasebeci, iki gümrük müşavir, üç avukat. Ben buna 4’üncüyü ekliyorum. İyi bir sigorta danışmanı. Çünkü 2000’li yıllardan itibaren bu artan bir değer haline geldi. Kim bu değerin farkına varıp aksiyon alırsa önümüzdeki yıllarda bunun kaymağını yiyecek. Bu arada güvenden kasıt ben sorgusuz sualsiz bir güvenden bahsetmiyorum. Hepimiz okuyoruz, araştırıyoruz. Sonrasında danışmanımıza sorup cevaplarımızı alıyoruz. Bu şekilde bir güvenden bahsediyorum. En sağlam güven ikili ilişkiden doğan güvendir. Bence sigorta danışmanının sigortalıya verebileceği güven, hasar-pirim oranı kadar önemli ve değerli.



Danışmanımızın önerileri çok önemli
12-13 yıl önce Hasan Hoşben ile tanıştık. O günden bu yana sigorta işinin bir şirket için ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha iyi anladım. Onun önerileri benim için çok önemli” diye konuştu.

Uygun fiyata değil ihtiyaca bakıyoruz
Dolu, sigorta yaptırırken uygun fiyattan ziyade sigorta danışmanının kendilerine önerdiği yolu tercih ettiklerini söylüyor. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor: “Danışmanımızın önerilerini hep birinci sıraya yazarız. Örneğin şimdi poliçe yenileme zamanı geldi. Kendisine işyerinin ekspertizini tekrardan yaptırmamız gerektiğini söyledim. Çıkan rakamın çok altında kalmak istemiyoruz. Fiyat konusuna gelecek olursak o güvenin bir para karşılığı yok. Benim sigorta danışmanın burasını kendi işletmesi gibi gördüğü için alabileceğimin en iyisini zaten alıyorum.”

Yaşadığı tecrübeler sigortaya bakışını olumlu etkiledi
Gökhan Dolu’nun sigorta konusunda bu kadar bilinçli olmasında aslında yaşadığı tecrübelerin de etkisi var. Gökhan Dolu, konu ile ilgili başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor: “Arabama hırsız girmişti. İçine ciddi zarar verdi. Yaklaşık 27-28 bin liralık hasara neden oldu. Yurt dışındaydım. Çekici arabamı almış ve servise götürmüş. Benden iki tane evrak dışında hiçbir şey talep etmeden arabamı ilk günkü gibi teslim etti. Sigortadan aldığım hizmet kusursuzdu. Onun dışında fabrikada ufak tefek hırsızlık olayları oldu. Onlarda da güvencemiz vardı. Zaten böyle zararlar olmasın diye sigorta yapıyoruz. Onun için yaşadığımız tecrübeler sigorta ayağında pürüzsüz ve sıkıntısız atlatıldı.”

Eşim ve çocuklarım da bilinçli
Dolu’nun sadece kendisi değil, eşi ve çocukları da iyi birer sigorta müşterisi. Kendisi için sağlık sigortası gerekip gerekmediğini ise önce danışmanına sormuş Gökhan Dolu. Hasan Hoşben’in kendisine cevabı ise şöyle olmuş: “Eşinle yemeğe çıkıyor musun? Yılda 2 kez çıkma bu poliçeyi öde.” O gün Dolu, kendisine de bir sağlık sigortası yaptırmış.

Eksik poliçeye tam hasar ücreti isteniyor
Hoşben, sigorta sektöründe müşteri tarafından yaşanan en büyük sorunun ise eksik poliçe yaptırıp tam hasar ücreti bekleyen müşteri olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Sektörde en büyük sıkıntı bazı müşterilerin primden kaçacağım diye eksik poliçe yaptırıp tam hasar ücreti beklemesi. Böyle bir şey yok. Poliçeyi satarken müşteriye bunu iyi anlatmamız gerekiyor. Eksik sigortadan kaçınmak lazım. Dinleyen sigortalı varsa sıkıntı yok. Ama ben sana inanıyorum deyip dinlemeyen sigortalı ise en büyük sıkıntımız.” Sigorta müşterisi kafasına takılan tüm soruları soracak ve sigortacı da gerekli cevapları verecek” diyen Hoşben’e göre sonrasında ise müşteri rahat bırakılacak ve çok araştırma yapıyor diye de alınganlık yapılmayacak. Firmalar için sigorta konusunda danışmanlarla çalışmanın oldukça önemli olduğunu da dile getiren Hoşben, “Müşterinin ihtiyacı olduğu zaman sigorta danışmanlarının telefonları 7/24 açık. Başka kanallar özellikle bankalar için bu geçerli değil. Mesela müşteri çekici isteyecek. Ama iletişim kurulamayacak. Bu da müşterinin güvenini kırar” diye konuştu.

Kendimizi sürekli geliştiriyoruz
Bugün kendi markası ile 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Dolu Toys, bulunduğu ülkelerde de ciddi bir Pazar payına sahip. Dolu Toys’un yatırımları da devam ediyor. Firma yeni fabrikasını 2019 yılının sonlarında faaliyete geçirecek. Yurtiçi ve yurtdışında rakip firmalarla rekabet edebilmek için kendilerini sürekli geliştirdiklerini belirten Gökhan Dolu, “Bunun için sürekli swot analizleri yaptırıyoruz. 80 ülkeye ihracat yapınca sadece kendi ülkenizdeki tüketicilere göre üretim yapmıyorsunuz. Markanızın bulunduğu ülkelerdeki rakipleri de incelemeye alıyorsunuz” dedi.

Ailede öncelik çocuklarda
Oyuncak sektörünün en can alıcı noktalarından birinin ‘Çocuğum ne istersen al’ cümlesi olduğunu belirten Dolu, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Anne baba haftanın 5-6 günü çalışıyor. Geri kalan tatil gününde de çocuğu ile bir AVM’ye gidiyor. O günde çocuğun isteklerini, çoğu zaman vicdanen daha rahat hissetmek adına, gerçekleştiriyor. Türkiye’de ailede öncelik hep çocuktur. Her şeyden kesilir ama çocuk bütçesinden kesilmez. Anne, baba, akraba herkes çocuğa oyuncak alır. Bu da bizim pazarı büyüten diğer bir etken.”

https://www.sigortamedya.com.tr/acenteye-danisan-sigortali-kazaniyor/

27 Kasım 2018

ALLIANZ SİGORTA SAĞLIK SİGORTASINDA BİR MİLYON MÜŞTERİYE ULAŞTI

Allianz Türkiye, sağlık sigortasında 1 milyon müşteriye ulaştı. 

Şirket, sağlık branşı müşteri memnuniyetinde de yüzde 38.32’lik payla da pazar liderliğini bırakmadı.
‘Her sigortalımız bizim için ilk sigortalımız kadar özel’ mottosuyla pazarlama kampanyası yürüten Allianz Türkiye, sağlık sigortasında 1 milyon kişiyi aştı. Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, “Sağlık sigortacılığında müşteri deneyimini zirveye taşıyoruz. Ağustos sonu verilerine göre Türkiye’deki toplam sağlık sigortalı sayısı 3 milyon 969 bin 774. Allianz Türkiye 581 bin 940 bireysel sigortalı, 422 bin 931 grup sigortalısı olmak üzere toplam 1 milyon 4 bin 871 rakamına ulaştı. Yüzde 30.8 pazar payıyla müşteri memnuniyetinde de yüzde 38.32’lik orana sahip olmamızın altında liderlikle yetinmeyen, her gün hizmet kalitemizi artırma stratejimiz yatıyor” dedi.



Allianz Türkiye, müşterilerine 4 binin üzerinde anlaşmalı sağlık kurumu üzerinden hizmet veriyor. Şirket, özel sağlık ve tamamlayıcı sağlık sigortası süreçlerini ise ürünleri kapsamında gruplandırdığı 6 çeşit anlaşmalı sağlık kurumu ağı üzerinden yönetiyor.

Sağlık Destek Programı
Coqui, Allianz Türkiye olarak sadece sağlık harcamalarını finanse eden bir kurum olmanın ötesine geçtiklerini söyledi. Müşterilerinin hayatlarının her evresinde yanında olma misyonuyla hareket ettiklerini dile getiren Somersan Coqui, “Özellikle, yaşlandıkça artan bakım ihtiyacı ve sağlık giderleri dikkate alındığında, Allianz Türkiye olarak bir sağlık sorunu ile karşılaşmayı beklemeden bireylere önlem almalarını özellikle hatırlatıyoruz. Müşterilerimize önleyici çözümlerle ve geniş ürün yelpazesiyle destek olmayı önemsiyoruz. Bu doğrultuda, Birleşmiş Milletler’in 17 sürdürülebilir kalkınma hedefinden biri olan ‘sağlıklı bireyler’ başlığına doğrudan katkı sağlamak üzere ‘Sağlık Destek Programı’nı yürütüyoruz” diye konuştu.

Müşteri ihtiyacına özel çözüm sunuyor
Sağlık Destek Programı kapsamında diyabet tanısı bulunan ve ek prim ödeyen müşteriler için Diyabet Destek Projesi başlatıldı. Ayrıca Meme Kanseri Bilgilendirme ve Mamografi Hatırlatma Projesi’ni hayata geçirdiklerini belirten Somersan Coqui, “70 yaş ve üzeri sigortalılarımızın ev kazalarına karşı korunabilmesi amacıyla evlerinde ücretsiz risk değerlendirmesi hizmeti sağladığımız ‘Evimde Güvendeyim’ uygulaması da program kapsamındaki hizmetlerden biri. Önümüzdeki dönemde, hipertansiyon ve akciğer hastalıkları gibi diğer kronik hastalıklara destek olmak için de planlama yapıyoruz. Müşterilerimize ayrıca Allianz’ım mobil uygulaması, Dr. Allianz, Evimde Güvendeyim, Kronik Hastalık Yönetimi, Eve Hemşire Ziyareti, Online Yurtdışı Seyahat Sağlık uygulamalarımızla hizmet veriyoruz. Sağlık sigortasında, müşterilerimizin ihtiyaç, bütçe ve beklentileri doğrultusunda ve kişiye özel bir paket oluşturduk.  Dijital çağa uygun hizmet standartları sağlamak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.

Sağlık branşında Türkiye’nin en büyük ailesi olan Allianz Türkiye, 1 milyon müşteriye ulaşması nedeniyle hazırladığı videolarla sağlık müşterilerinin hikayelerini anlatıyor. İlk olarak Dr. Işık Akgöl’ün hikayesini filme alan Allianz, hazırlanan videoları Allianz Türkiye, internet sitesi, sosyal medya hesapları ile YouTube kanalı üzerinden de paylaşmaya başladı.

http://www.sigortamedya.com.tr/allianz-saglik-sigortalilari-1-milyon-kisiyi-asti/

SOMPO KASKO

SOMPO ARAÇ KASKO SİGORTASI  Hayatınızda önemli bir yere sahip olan aracınızın başına gelebilecek beklenmedik kazaların sizi etkilemesine izi...