27 Ekim 2016

Gıda zehirlenmesine sigortacınız panzehir oluyor...


İşletme tüm önlemleri almışsa ve buna rağmen üretilen gıdaların tüketimi sırasında üçüncü kişiler herhangi bir zarara uğramışsa, gıda işletmecileri sorumluluk sigortası ile meydana gelen hasarlar ve işletme sahibine karşı hukuken yüklenebilecek sorumluluk temin ediliyor.




Gıda işletmelerinin faaliyetlerini sürdürürken bir yandan da işlerinde çok dikkatli olmaları gerekiyor. Gözden kaçan bir hata, şahıslarda ya da çalışanlarda maddi veya bedeni zararlara sebep olabiliyor, bu hata işletme sahibini de mahkemeye kadar götürüyor. Beklenmedik bir kaza ile karşılaşılan durumlarda üçüncü kişilerin mallarına hatta canlarına bir zarar gelmesi halinde, bundan sorumlu olan işletme sahipleri de sorumluluk sigortaları ile ortaya çıkan zararları güvence altına alıyor.
Gıda işletmecileri sorumluluk sigortası da işyeri sahiplerini sorumluluktan kurtarıyor. Gıda işletmecileri her ne kadar ürettikleri, işledikleri ya da sattıkları ürünleri en uygun koşullarda korusalar da kimi zaman alerjik ya da gözden kaçan bir durumda müşteriler rahatsızlanabiliyor. Gıda işletmecileri sorumluluk sigortası ile meydana gelen olaylar yüzünden üçüncü kişilere verilen maddi ve bedeni zararlardan doğan tazminat talepleri güvence altına alınıyor. Sigortalının poliçede belirtilen riziko adresindeki faaliyetleri sırasında ve sigortanın geçerlilik süresi içerisinde meydana gelecek olaylar sonucunda karşı karşıya kalabileceği tazminat taleplerine teminat sağlanıyor.
Gıda işletmecileri sorumluluk sigortası ile sigorta şirketi, işletmeci firmanın ortaya çıkan zararlarını poliçede yazılı sigorta tutarına kadar üstleniyor. Sigorta şirketi ayrıca gıda işletmecileri sorumluluk sigortası ile ilgili olarak bir dava açılmışsa, bu davada karar verilen mahkeme masrafları ile avukatlık ücretlerini de ödüyor. Ancak karar verilen tazminat miktarı sigorta bedelini geçiyorsa bu durumda sigorta şirketi avukatlık ücreti dahil bütün dava masraflarını, ancak sigorta bedeli oranında karşılıyor.
Bu sigorta ürünü aynı zamanda isteğe bağlı olarak asansör kazaları sonucunda işletme sahiplerine karşı ileri sürülebilecek tazminat taleplerini, işletmenin otoparkında meydana gelebilecek kazalar sonucunda ve personelin bir kazaya neden olması nedeniyle ileri sürülebilecek tazminat taleplerini, hırsızlık veya hırsızlığa teşebbüs halinde meydana gelebilecek zararlar ile kasa içerisindekilere gelebilecek zararları karşılıyor. Yazar kasa içerisinde bulunan nakit paranızın çalınması halinde de oluşan zararı gideren gıda işletmecileri sorumluluk sigortası, personelin taşıdığı kıymetlerin yolda zarar görmesi, hile, dolandırıcılık, zimmete para geçirme, sahtekarlık durumlarında ve cam ve aynaların kırılması sonucunda oluşabilecek zararları da teminat kapsamına alıyor.
Fakat bilerek, kasten yapılan olaylar sonucu ortaya çıkan zararlar, işyeri sahibinin yasal sorumluluk ölçüsünü aşan talepler, sigorta ettirenin yakınları ve sorumlu ortakları tarafından yapılan talepler kapsam dışında tutuluyor.
Aynı zamanda her türlü savaş hareketleri, istila, çarpışma, ihtilal, ayaklanma ve iç kargaşalıklar yüzünden meydana gelen zararlar, zelzele, toprak kayması, su basması, çığ, yanardağ patlaması, infilak, yangın, duman, sis, yüzünden çürüme veya rutubet alma yüzünden meydana gelen zararlar, sigorta ettiren adına hareket eden kişiler tarafından imal edilen veya işlenen mallarda işin veya teslimatın kusurlu olması yüzünden meydana gelen zararlar da teminat dışı kabul ediliyor.
▼ Kaza, sigorta poliçesi süresi içinde meydana gelmiş olmalıdır.
▼ Kaza sonucunda üçüncü kişiler ölüm, yaralanma veya sağlıklarını kaybetme şeklinde bir zarara uğramış olmalıdır.
▼Kaza sonucunda üçüncü kişilerin mal varlıklarında maddi zararlar meydana gelmiş olmalıdır.
▼Sigorta ettiren ile üçüncü kişiler arasında poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki ilişkiler bulunmalıdır.

Toplu taşıma kullananlar artık sigortalı!

Toplu taşıma hizmetlerinden yararlanan yolcular, yolculuk hizmetinin başlangıcından bitimine kadar meydana gelecek her türlü kaza ve terör olaylarına karşı sigortalandı

İETT'ye bağlı hizmet veren otobüs, metrobüs, nostaljik tramvay ve tünel ile yolculuk yapacak 201 bin 600 yolcu, yolculuk hizmetinin başlangıcından bitimine kadar meydana gelecek her türlü kaza ve terör olaylarına karşı sigortalandı.
 
İETT tarafından yaptırılan ve araçtaki yolcuları kapsayan 2016-17 yılı ferdi kaza sigortasına ilişkin ihale tamamlandı. Edinilen bilgiye göre İETT’ye bağlı hizmet veren otobüs, metrobüs, nostaljik tramvay ve tüneli kapsayan sigorta hizmet alımı ihalesine göre 1 yıl boyunca İETT’ye bağlı araçlarla yolculuk eden vatandaşlar risklere karşı sigortalanıyor. Bu yolculuklar esnasında doğabilecek kaza ve terör olaylarına karşı toplam 201 bin 600 yolcu ise sigorta kapsamına alındı.
 
Ölüm ve sakatlıkta 35 bin lira tazminat
 
İETT araçlarında meydana gelebilecek kaza ve terör olaylarından dolayı oluşacak ölüm ve sürekli sakatlık halinde mağdur veya yakınlarına 35 bin, her türlü tedavi için 3 bin lira ödeme yapılacak.
 
Tazminatların ödenebilmesi için trafik kazası durumunda trafik zaptı, bunun dışında otobüste seyahat ederken, inerken veya binerken bir yolcunun başına gelebilecek her türlü kazada otobüs şoförünün beyanına göre tazminat ödemeleri yapılacak. Raporların ilgili sigorta şirketine ulaştırılmasının ardından 5 gün içinde tazminat ödemeleri yapılacak.
 
Yapılan istatistiklere göre İstanbul’da toplu taşıma hizmeti gören araçlar içinde İETT otobüsleri en düşük kaza riski taşıyan grup içinde yer alıyor. İETT’ye bağı araçlardan otobüslerde 747 bin, metrobüs sisteminde 890 bin, füniküler- tünel sisteminde ise günlük 52 bin kişi yolculuk yapıyor.
 
İETT’ye bağlı 2 bin 520 adet aracı kapsayan yolculuk sigortasına göre; otobüsler hareket halinde iken, otobüslere inip binilirken, durakta beklerken, yolculuk hizmetinin başlangıcından bitimine kadar meydana gelecek her türlü kaza ve terör olaylarına karşı tüm yolcular ve otobüs sürücüsü her yıl sigortalanıyor.



26 Ekim 2016

AK SİGORTA SINIRSIZ SORUMLULUK TEMİNATI

Kaskoda sınırsız sorumluluk teminatı geliyor
Aksigorta, uygun primlerle kaskoda sınırsız teminat imkanı sunuyor...

Birden fazla aracın karıştığı kazalarda kusurlu tarafın trafik sigortası, 3'üncü şahısların zararlarını karşılasa bile bazı durumlarda bu limitler yeterli olmayabiliyor.

İşte bu noktada, kusurlu sigortalının kasko poliçesine ekletebileceği ihtiyari bir teminat olan ve kısaca İMM olarak bilenen 'Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Teminatı (İMM)' devreye giriyor. Kasko ürünlerinde yer alan İMM teminatı, araç bedellerinin ve onarım maliyetlerinin giderek yükselmesi nedeniyle her geçen gün önem kazanıyor. 01 Ocak 2016 tarihinden itibaren 1 yıl süreyle geçerli araç başı maddi limit 31 bin lira ve kaza başı maddi limit ise 62 bin lira, bedeni zararlarda ise, kişi başına 310 bin lira ve kaza başınaysa, 1 milyon 550 bin liralık limit belirlenmiş bulunuyor.


SINIRSIZ İHTİYARİ MALİ MESULİYET TEMİNATI
Trafik sigortasındaki bedeni ve maddi limitlerin yetersiz olma ihtimaline karşın Aksigorta, uygun primlerle kaskoda sınırsız İMM teminatı sunuyor. 
Aksigorta, araç sahiplerinin 3. şahıslara verebilecekleri olası zararlar sonucu, yüksek bedelli maddi yükümlülüklerin altında kalmalarını engellemek amacıyla, kasko ürünlerine isteğe bağlı olarak sınırsız İMM teminatı ekledi. 
Sınırsız İMM teminatı kasko poliçelerine ekletilebileceği gibi üründen bağımsız olarak da yine sınırsız limitle müşteriye sunuluyor.

http://www.sigortagundem.com/haber/kaskoda-sinirsiz-sorumluluk-teminati-geliyor/1130550#ixzz4OB3lHzOv

25 Ekim 2016

Fark yaratmanın anahtarı kaliteli müşteri deneyimi

Fahri Uğur, yüksek kalitede müşteri deneyimi sağlayan sigorta şirketlerinin fark yarattığını söyledi. Müşterinin sigorta şirketiyle etkileşime geçtiği her alandaki deneyim kalitesinin artırılması gerektiğini kaydeden Uğur, “Sigorta şirketlerinin kurumsal web sayfaları, mobil uygulamalar, call center ve acenteleri bu deneyim alanları arasında” dedi.

Resim yazısı ekle
Sompo Japan Sigorta Mali İşler Genel Müdür Yardımcısı Fahri Uğur, sigorta pazarında ürün ve hizmetlerin birbirine benzediğini söyledi. Uğur, böyle bir ortamda müşterilerin tercihinin yüksek kalitede müşteri deneyimi sunan, fiyat açısından daha rekabetçi ve marka değeri yüksek sigorta şirketleri yönünde olacağını ifade etti.
“Geçtiğimiz yıllarda dünya sigorta pazarında birçok büyük markanın Türk sigorta sektörüne girişlerine ve sigorta şirketlerinin fiyatlandırma konusunda belki de dünyada en iyiler arasında yer alma yoluna girmelerine tanıklık ettik. Önümüzdeki yıllarda sigorta şirketleri marka bilinirliğine yatırım yapmaya ve fiyatlandırma konusunda kendilerini geliştirmeye devam edecektir” diyen Uğur, bu değişimin, iş modellerinin merkezine ‘müşteri’nin konularak, müşteri deneyim kalitesinin iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik olacağını kaydetti.

‘YATIRIMLARIMIZ BİZE KÂR OLARAK GERİ DÖNÜYOR’
Fiyatlandırmanın yıllar önce portföy ve segment yönetmek üzerine kurulu olduğunu hatırlatan Uğur, teknolojinin gelişimi ve risk bazında belki de yüzlerce farklı veriye ulaşılması sayesinde, her bir riskin ayrı ayrı fiyatlandırılabilmesinin artık mümkün hale geldiğini belirtti. Fiyatlandırmada segmentlerin giderek küçüldüğünü ve risk bazına kadar indiğini dile getiren Uğur, sözlerine şöyle devam etti: “Türk sigorta sektörünün risk bazında verilere ulaşım konusundaki zenginliği, sektörün tarife yönetiminde önemli yatırımlar yapmasına ve öğrenim eğrisinde hızlı öğrenme aşamasına girmesine olanak sağladı. Bu yolda ilerlenmesi ve aktüerya ile veri madenciliğine yapılan yatırımlarını artırması durumunda, Türk sigorta sektörünün dünyanın en iyi tarife yönetimini yapan sektörlerden biri olma ihtimali bulunuyor. Sompo Japan Sigorta olarak, fiyatlandırma alanındaki yatırımlarımızın başarılı geri dönüşlerini, sektör ortalamalarından daha düşük hasar/prim oranlarına sahip olarak ve her yıl kâr ederek alıyoruz.”

‘YENİ BİR DÖNÜŞÜM YOLDA’
Sektörde tarife yönetimindeki dönüşümün devam ettiğini dile getiren Uğur, önümüzdeki yıllarda diğer bir önemli dönüşümün de müşteri deneyimi alanında olacağının altını çizdi. Uğur, tarife yönetiminde segment fiyatlandırması yerine risk bazlı fiyatlandırmaya geçişte olduğu gibi, iş modellerinin odağının acente yönetiminden müşteri yönetimine doğru kayacağını da sözlerine ekledi.
Geçmiş yıllarda sigorta şirketlerinin acentelerle ilişkileri yönettiğini, müşteri yönetiminiyse acentelere bıraktığını aktaran Uğur, “Bu konuda çok başarılı acenteler olduğu gibi, finansal nedenlerle insan kaynakları ve pazarlama alanlarına yeteri kadar yatırım sağlayamayan birçok acentenin de müşteri yönetimini modern yöntemlerle yapamadığına şahit olduk. Ancak, günümüzde sigorta şirketlerinin müşteri deneyim kalitesini yükseltmek amacıyla müşteri yönetimini ve/veya denetimini kendi eline alması kaçınılmaz hale geldi. Bu da ancak ve ancak hem efektif hem de verimli olan dijital teknolojileri kullanarak yapılabilir” dedi.

‘MOBİL TEKNOLOJİ DÖNEMİ’
Dijitalleşmeyle müşteri deneyim kalitesinin artırılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Uğur, bununla birlikte, acentelerin bu değişimde alacakları pozisyonun çok daha önemli olduğuna dikkat çekti. Acentelerin sigortalı iletişim bilgilerini tam olarak paylaşmadığından yakınan Uğur, “Bundan dolayı, günümüzde sigorta şirketleri müşterinin bırakın e-posta adresini, telefon numarasına dahi erişmekte zorluk yaşıyor” dedi.
Önümüzdeki sürecin, sigorta şirketlerinin müşterileriye doğrudan iletişime geçebilmek ve müşteri deneyimini yönetebilmek amacıyla mobil ve dijital teknolojileri kullanacağı yeni bir dönem olacağını ifade eden Uğur, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Böyle bir tablo içinde, sigortalıyı yakından tanıyan, müşterilerin sigorta ihtiyaçlarını analiz ederek problemlerini çözme konusunda yetenekli ve en önemlisi müşteri deneyimini artırma konusunda sigorta şirketleriyle işbirliği içinde olan acentelerin pazardaki yüksek payı yıllarca devam edeceğe benziyor.”

‘GELİŞMEK İÇİN KALİTE ŞART’
Sadece hasar anıyla sınırlı olmayıp, müşterinin sigorta şirketiyle etkileşime geçtiği her alandaki deneyim kalitesinin artırılmasının, sigorta şirketlerinin metalaşan sigorta sektöründe fark yaratabilmek adına nadir gelişim sahalarından biri olacağına işaret eden Fahri Uğur, “Söz konusu deneyim alanları, geleneksel temas noktalarına ek olarak; sigorta şirketlerinin kurumsal web sayfaları, mobil uygulamalar, call center ve acenteleriyle etkileşimleri gibi mecraları; özetle müşterinin karar anı (Moment Of Truth) diye tanımladığımız tüm alanları kapsayacaktır” şeklinde ifadelerde bulundu.
Sompo Japan Sigorta olarak bu noktadan yola çıkarak müşteri deneyim kalitesinin artırılması amacıyla uygulamaya alacakları T-NPS (İşleme Dayalı Net Tavsiye Skoru / Transactional Net Promoter Score) için önemli yatırımlar yaptıkları bilgisini veren Uğur, “Müşterimizin markamızla temas ettiği tüm noktalarda müşteri deneyim kalitesinin ölçümlenmesi ve bu noktalardaki kalitenin artırılmasına ilişkin yapılan bu yatırımların ilk dönüşleri oldukça memnuniyet verici” dedi.
Fahri Uğur sözlerini şu şekilde tamamladı: “Sonuç olarak, şirketimizin yıllar içinde oluşturduğu marka vaadinin acentelerimizle birlikte müşteriler tarafından en doğru şekilde algılanması, ancak her etkileşim noktasında tutarlı ve doğru deneyimin sunulmasıyla sağlanabileceğinden, bu alandaki yatırımlarımızı sürdürerek sektörün öncü şirketlerinden biri olma hedefi doğrultusunda emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.”

‘MARKA BİLİNİRLİĞİMİZİ GİDEREK ARTIRIYORUZ’
Sompo Japan Sigorta olarak son yıllarda marka bilinirliğinin artırılması konusunda, başta Beşiktaş Erkek Basketbol Takımı’nın isim hakkının alınması olmak üzere önemli yatırımlar yaptıklarını aktaran Uğur, “Bu yatırımlardan aldığımız son derece olumlu geri dönüşler, marka bilinirliği hedefi ve müşteri deneyim kalitesinin artırılması kriterlerinde doğru yönde olduğumuzu gösteriyor” şeklinde konuştu.

http://www.sigortacigazetesi.com.tr/fark-yaratmanin-anahtari-kaliteli-musteri-deneyimi/
24 Ekim 2016

24 Ekim 2016

"OTO BRANŞINDA REFORM GEREK"

Hayatımız Sigortalı Dergisi yazarı ve Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer, sigorta sektörünün mevcut koşullarda oto branşında iyileşme yaşamasının imkansız olduğunu söyledi. 
Her konuda çok geç hareket edildiğini belirten Nazlıer, yeni reformların yapılması gerektiğine işaret etti. Nazlıer, onarım sonrası muayenenin zorunlu olmasından, mesleki sorumluluk sigortasının yaptırılmasına, kazaya karışan her aracın muayene süresi ve durumu ile araç lastiklerinin durumunun mutlaka bir oto eksperi tarafından kontrol edilmesinden araç kameraları kullanımına geçilmesine kadar birçok noktada öneri sundu.

Mevcut sistemlerin stabilitesi devam ettiği sürece pozitif bir değişim beklemek doğru değil. Sigorta sektörünün mevcut koşullarda oto branşında iyileşme yaşaması imkansız. Sürekli yapılan açıklamalar veya amaçsız girişimler ile sonucu değiştirmek olanaksız. Her konuda çok geç hareket ediyoruz. Artık testi kırılmadan önceki süreci yönetmek zorundayız. Yeni reformlar, yasal düzenlemeler ve birbirine bağlı değişimleri yapamaz ve gerçekleştiremezsek sektör başta olmak üzere tüm toplum sonuçlarına katlanmaya devam edecektir.
Bu konu için farklı ülke uygulamalarına göz atarak bir projelendirme yapsak nasıl olur düşüncesiyle bir dizi reform önerisi sunarak ufuk açmayı ve fikir vermeyi düşünüyorum. Birbiri ile bağlantılı reform ve yapılanmalar için hazırladığım öneriyi iki ayrı yazı olarak sunacağım. Yazımızın ikinci bölümü kasım sayısında yayınlanacak.
Ülkemizde 2008-2014 yılları arasında 8 milyon 41 bin 593 adet trafik kazası meydana gelmiş, bu kazalarda 27 bin 399 kişi hayatını kaybetmiş, 1 milyon 663 bin 385 kişi de yaralanmış veya sakat kalmıştır. Sürücü, yaya, yol, araç, yolcu kusuru sonucu meydana gelen kazalar sayısal olarak istatistikî bilgiler içinde yer alırken kazayı önleyici yöntemler üzerinde tüm toplumu kapsayacak uygulamalar hayata geçirilememiştir. Kazalardan önceki sürecin yönetilmesine yönelik etkin bir çözüm ve girişim bulunmamaktadır.
19 Ocak 2009 tarihinde 3868 kayıt numarası Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’ne, “Sigortaya Konu Araç Kazaları, Hasar Takip Merkezi Ve Muayene İstasyonlarının Eş Zamanlı Çalışma İhtiyaç ve Gerekçeleri” konulu proje sunulmuştur. Konu projede kazaya karışan araçların onarım sonrası hasara uğrayan bölümleri başta olmak üzere tüm yönleri ile muayene edilmesinin gerekliliği üzerinde durulmuş ve taraflara sağlayacağı faydalardan bahsedilmiştir.
Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü cevap yazısında, “Hasar Takip Merkezi yapılandırması sürecinde” dikkate alınacağını bildirmiş ancak başka gelişme yaşanmamıştır.
Diğer taraftan istatistikler incelendiğinde; 2009 yılı trafik kaza sayısı 1 milyon 53 bin 346 adet,2014 yılı trafik kaza sayısı 1 milyon 199 bin 10 adet olarak gerçekleşti.
Genel duruma baktığımızda iyileştirici yönde hiçbir ilerlemenin olmadığı, kaza sayılarından anlaşılıyor.
2014 resmi verilerine göre meydana gelen kazalarda kusur dağılımı aşağıdaki gibidir;
Sürücü kusuru yüzde 89,12
◆ Yaya kusuru yüzde 9,21
◆ Yolcu kusuru yüzde 0,48
◆ Araç kusuru yüzde 0,62
◆ Yol kusuru yüzde 0,58’dir.
Kusur dağılımında en yüksek payı yüzde 89,12 oranı ile sürücü kusuru oluştururken araç kusurunun ise yüzde 0,62 paya sahip olduğu anlaşılmıştır
Yüzde 89,12 kusurun gerçekte tamamı sürücüye mi aittir, yoksa sürücü kusurunu artıran başka etmenler var mıdır? Bu durumu irdelerken “Araç hızını yol, hava ve trafiğin gerektirdiği şartlara uydurmamak” kusurunun sürücü kusuru içinde yüzde 41,39 oranında paya sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu oran dikkat çekicidir.
Trafik kazasına karışan taşıtlar başlıca hareket kaynağı olan motor, hareketi tekerleklere aktaran aktarma organları, karoseri, şasi, elektrik-elektronik aksamlar ve lastiklerden oluşur. Araçların üretici firmaların talimatlarına uygun kullanılması ve bakım periyotlarına harfiyen riayet edilmesi durumunda araç faktöründen kaynaklanan kaza oranının, istatistiklerde verilen oranda olacağı hususunda yetkililerle hem fikiriz.
Ancak sigorta sektörünün, meydana gelen trafik kazaları sonrasında gerek araçların incelenmesi, gerekse araç sahipleri ile diyalog kurulması fırsatını en fazla elde eden aktörleri olarak gözlemimiz; istatistikî bilgilerin elde edilmesinde kullanılan yöntemlerin işlevsel olmaması nedeniyle belirtilen oranların, herkesin aracını üretici talimatlarına uygun kullandığı ve periyodik bakımlarını eksiksiz yaptırdığı teorisiyle yapılan hesaplama sonucunda ortaya çıktığını, pratikte araç faktörünün kazalardaki payının belirtilen oranların çok üzerinde olduğunu, bu nedenle araç kusurunun detaylı olarak irdelenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Onarım sonrası muayene zorunlu olmalı

Hasar maliyetinin azaltılması amacıyla araç onarımlarında yan sanayi veya kullanılmış (çıkma) parça kullanılması gibi alternatif onarım yöntemlerin uygulanması gibi girişimler nihayetinde layıkıyla onarımı yapılmayan kusurlu araçların trafiğe çıkması ile sonuçlanmaktadır.
Bu durumun engellenmesi için onarım sonrası araçların hasara uğrayan bölümler başta olmak üzere tüm yönleri ile muayene edilmeleri mutlak zorunlu olmalıdır. Onarımı yapan servis veya tamirhane tarafından yapılan iş ve işlemlerin detayının yer aldığı fatura doğrultusunda muayene istasyonu tarafından incelenerek; fatura detayının, yapılan iş ve işlemlerin, araç ile karşılaştırmalı olarak incelemeye dayalı onay verilmesi sureti ile muayene süreci yeniden başlatılmalıdır. Bu sayede onarımı yapan –üstlenenlerin fatura ile başlayan sorumluluklarının muayene istasyonları aracılığı ile kayıt altına alınması sağlanarak hak sahiplerinin hukuksal süreçlerde korunması da tesis edilmelidir.
Mesleki sorumluluk sigortası yaptırılmalı onarımı yapan –üstlenenlerin ise hatalı yapılan işlemlerden dolayı kendilerine yöneltilecek tazminat taleplerine karşı mesleki sorumluluk poliçesi tanzim ettirmesi zorunlu olmalıdır. Sorumluluk hukuku ve sigortalarının da etkinleşmesi bu sayede sağlanmış olmalıdır.
Muayene istasyonlarını aktif ve gerçekten iş yapar hale getirip, onarım sorumluluğu denetlenir iken ayrı bir husus olarak araç lastiklerinin önemi dikkate alınmalı. Araç lastiklerinin trafik kazalarına etkileri, lastik kontrolü, yurt dışı uygulama örnekleri ve ülkemizde uygulamanın nasıl yapılması gerektiği inceleme konusu yapılmıştır.
Bir araçtaki en önemli faktör kuşkusuz lastiklerdir. En iyi fren sistemi,donanımlı yüksek teknoloji ürünü bir araçta bile ancak iyi ve doğru lastikler ile işlevini yerine getirecektir. Yıpranmış, bayatlamış, hava şartlarına uygun olmayan, standarttan büyük veya küçük çaplı lastik kullanımı, değişik marka ve desende lastiklerin eşleştirilmesi uygulamada oldukça yaygındır.
Lastiklerle ilgili bahsedilen olumsuzluklar lastikle yol arasındaki sürtünme katsayısını, dolayısıyla fren mesafesini direkt olarak etkilemekte, lastik kusuru nedeniyle zamanında duramayan aracın çarpması sonucunda oluşan kazaların nedeni de istatistiklere “sürücünün aracın hızını yol, hava ve yük şartlarına uygun ayarlamamak” olarak geçmektedir.

Kazaların engellenmesinde büyük katkı

Çok belirgin araç kusurlarının haricinde (lastik patlaması gibi) kazalarda araca kusur yazılmamaktadır. Oysaki kaza sonrası ve/veya ekspertiz esnasında yapılacak incelemelerde kazada araç kusurunun olup olmadığı tespit edilebilir.
Yurtdışı uygulamalarında; araç lastiklerinin çok büyük önemi olması nedeniyle sigortalı ve işletenin bu durum ile ilgili sorumlu tutulduklarına dair yasal poliçe düzenlemeleri bulunmaktadır. Kazanın gerçek nedenlerinin tespitinde detaylı incelemeler yapılarak kaza veya hasara neden olan unsurların tespiti yapılmaktadır. Kaza sebebi ne olursa olsun ekspertiz esnasında araç lastikleri incelenerek, tespit edilen olumsuz bir durumda sorumluluk değerlendirmesinin yapıldığı gözlemlenmektedir.
Ülkemizde ise trafik kazası sonrasında bu tip bir tespit yapılmadığı gibi, son derece önem arz etmesine rağmen kazaya karışan araçların onarım işlemlerinin tamamlanmasının akabinde yapılan onarımın tescillenmesini de sağlayacak olan muayene işleminin yapılmadığı görülmektedir.
Oysaki yurtdışında bu saptamaların yapılması ile lastik üreticilerinin kendi ürünlerine yönelik yasalar nezdindeki sorumlulukları gereğince, tüm bilimsel verileri tartışmaya açık olmayacak şekilde hazırlayarak, ilgili kurum ve kuruluşlara ilettikleri, dolayısıyla kaza anında araç üzerinde bulunan lastiklerin teknik yapısı ve durumlarının bu kriterler ile karşılaştırılması ile aracın kazaya etkisi ve sürecin bundan doğan sorumlulukların tespit edilmesi ile sonuçlandığı görülmektedir.
Bu durum trafik yasalarında da yer almakta ayrıca poliçeler üzerinde de sorumluluk yaratan düzenlemelere gidilerek, kazaların engellenmesine yönelik büyük katkı sağladığı görülmektedir.
Yurt dışı uygulamalarda tüm kasko ve trafik hasarı ekspertiz raporlarında araç muayene bilgileri ve araç lastik bilgilerinin mutlaka yer aldığı görülmektedir.

Oto eksperi tarafından kontrol edilmeli

Kazaya karışan her aracın muayene süresi ve durumu ile araç lastiklerinin durumu mutlaka bir oto eksperi tarafından kontrol edilmelidir. Kazaya karışan her aracında konusunda uzman bir eksper tarafından incelenmiş olması referans yaratmalıdır. Lastikler için yapılacak yasal düzenleme ile kullanım koşulları uygun olamayan her bir lastik için yüzde 25 kusur verilmesi sağlanmalıdır. Her kusur oranı nispetinde karıştığı kazada kusuru olsun veya olmasın kullandığı lastikler sebebiyle tazminat indirimi yapılmalıdır. Kendisi dışındaki tüm taraflara yarattığı risk gerekçedir.
Ayrıca, aracın muayenesini bir eksperin kontrol ediyor olması işletilen tüm sistemlerin kopmadan ve eksiksiz sürdürülmesini tesis edecektir. Bu çalışmalar ile oto eksperi bir nevi fahri müfettiş rolü ile meslek icrası yapmış olacaktır.

Araç kameraları kullanımına geçilmeli

Önemli ve faydalı bir değişim isteniyorsa ‘Anlaşmalı Tutanak Sistemi’ kaldırılmalı, yerine ‘Araç Kameraları’ kullanımına geçilmelidir. 1 Nisan 2008 tarihinde sadece maddi hasarlı kazalar için anlaşmalı tutanak uygulaması başlamıştır. Bu sayede trafikteki beklemelerin ve zaman kayıplarının önüne geçilmesi ve tutanakların online olarak takip edilmesi amaçlanmıştır. Anlaşmalı tutanak uygulamasının başlamasından sonra alkollü ve ehliyetsiz kaza kaydı sayılarında ciddi bir azalmanın olduğu, fraud hasar oranının çok arttığı herkes tarafından bilinen fakat önlem alınmayan reel bir durumdur.
SİSTEMİN İŞLEYİŞİ
  1. Maddi hasarlı kaza sonrası taraflar arasına anlaşmalı kaza zaptının tanzim edilmesi,
  2. Kaza zaptı ile sigorta şirketinden hasar dosyasının açtırılması,
  3. Oto-kaza eksperi tarafından hasarın incelemesi,
  4. Kusur tespiti için anlaşmalı tutanağın TRAMER sistemine girişinin yapılması,
  5. TRAMER sisteminde şirketler arası kusur mutabakatının sağlanması (1-3 gün),
  6. Şirketler arası kusur mutabakatı sağlanamaması durumunda kusur dağılımının belirlenmesi için komisyona iletilmesi,
  7. Komisyonun tarafından kusur dağılımını belirlemesi (1-7 gün) adımlarını içermektedir.
Kusur oranının belirlenmesi için 1-10 gün arası bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır. Anlaşmalı tutanak uygulamasında zaman kayıplarının önüne geçilmesi de hedeflenmesine rağmen sadece kusur dağılımının netleşme süresi 10 günü bulabilmektedir.
Bu durum tutanakların düzgün tanzim edilmemesi, kusurların net olarak anlaşılmamasından kaynaklanmaktadır. Oysaki kaza anını gören tarafsız bir gözün olması durumunda yukarıda bahsedilen olumsuzlukları büyük ölçüde ortadan kaldıracağını ve bu nedenle araçlarda kamera kullanımının zorunlu hale getirilmesinin bir gereklilik olduğunu düşünmekteyiz.
Konu ile ilgili Hayatımız Sigortalı Dergisi’nin Nisan 2016 sayısındaki köşe yazımızda kamera kullanımına yönelik bilgilendirme yapılmıştır. Özellikle Rusya örnek alındığında kusursuz bir işleyişin sürdürüldüğü, yerel yasalarda önemle yer verildiği, kaza ve sonuçlarının tartışma konusu olmaktan çıktığı gözlenmiştir.
Birbirini tamamlayan süreçler ve uygulamalar eş zamanlı yapılması mutlak gerekliliktir. Bu konulara ek olarak diğer önerilerimiz Kasım sayısında yayınlanacaktır
Sigorta Haber – www.sigorta.net.tr

23 Ekim 2016

AK SİGORTA KASKO

PRATİK KASKO...

Pratik Kasko nedir?

Geniş Kapsamlı Kasko teminatlarını içeren Pratik Kasko ile ihtiyaç durumunda aracınızı Aksigorta’nın garantili servislerinden birine götürebilirsiniz ve aracınızın onarım süresi boyunca size kullanmanız için yedek araç temin edilir. Böylece onarım işlemleri ile uğraşmak zorunda kalmadan hayatınıza devam edebilirsiniz.

Pratik Kasko’nun Aksigorta Kasko poliçesinden farkı nedir?

Pratik Kasko geniş kapsamlı kasko poliçesindeki tüm teminatları Aksigorta’nın garantisindeki anlaşmalı servislerden hizmet alınması koşulu ile karşılar. Normal kasko poliçelerine kıyasla Pratik Kasko poliçesini satın alırken fiyat avantajından faydalanabilirsiniz.

Pratik Kasko her serviste geçerli midir?

Hayır. Pratik Kasko sadece poliçe kapsamında anlaşmalı servislerde geçerlidir.

Her araç için Pratik Kasko Poliçesi düzenlenebilir mi?

Hayır. Sadece binek (otomobil) ve kamyonet tipi araçlara pratik kasko poliçesi yapılabilir.


TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI

Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile Eksiğinizi Tamamlayın!
Sektör lideri Allianz’dan, eksiğinizi tamamlayacak yepyeni bir sağlık sigortası. Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası...
Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, özel sağlık kurumlarında, SGK ile anlaşmalı kurumlarda, SGK ile anlaşmalı branşlarda ve SGK ile anlaşmalı doktorlar tarafından, Genel Sağlık Sigortası kapsamında alınan sağlık hizmetleri için, sigortalılardan alınacak ilave ücretleri karşılayan yepyeni bir sağlık sigortası.
Kısacası, eksiğinizi biz tamamlarız, siz sadece sağlığınıza kavuşmanın mutluluğunu yaşarsınız.

Neden Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası?
  • ·         Keşke özel sağlık sigortam olsa diyor ama bütçe ayıramıyorsanız,
  • ·  Sağlık ihtiyaçlarınızı karşılamak için SGK ile anlaşmalı özel hastaneleri tercih ediyorsanız,
  • ·         Daha yüksek standartlarda sağlık hizmeti almak istiyorsanız,
  • ·         İlave ücret ödemek istemiyorsanız,
  • ·         55 yaş veya altındaysanız**

Bu ürün tam size göre...
**Yenidoğan bebekler, 15 günlükten itibaren poliçe kapsamına alınabilir.

Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Neleri Kapsar?
Bu ürün ile Yatarak Tedavi (ameliyat, günübirlik tedaviler), Suni Uzuv, Tıbbi Malzeme ile Evde Bakım ve Ambulans teminatlarından faydalanabilirsiniz. Üstelik anlaşma harici kurumlarda da ek limit imkanıyla!*
Tüm bu tedavilere ilave olarak Ayakta Tedavi ve 12 ay bekleme süresi olması kaydıyla Doğum teminatlarını da poliçenize ekletebilirsiniz.
*Anlaşma harici kurumlarda ek limit kullanımı için poliçe özel şartlarını inceleyiniz.

Farklı Network Seçenekleri Sayesinde, Ürünü Bütçenize Uygun Hale Getirmek Mümkün!
Turuncu+ Network:
Tedavilerinizde kapsamlı bir kurum ağından faydalanmak isterseniz "Turuncu+ Network"ü tercih edebilirsiniz.
Turuncu+ Network; Allianz'ın bu ürüne özel olarak anlaşma yaptığı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile tüm branşlarda anlaşması olan sağlık kurumlarına ek olarak, SGK ile yalnızca belirli branşlarda anlaşması bulunan sağlık kurumlarını da kapsar.
Turuncu Network:
Eğer poliçenizi bütçenize daha uygun hale getirmek isterseniz, seçiminizi "Turuncu Network"ten yana da yapabilirsiniz.
Turuncu Network; Allianz'ın bu ürüne özel olarak anlaşma yaptığı Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile tüm branşlarda anlaşması olan sağlık kurumlarını kapsar.

Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın Avantajları!
Kolayca yaptırabileceğiniz Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile, özel sağlık sigortasının kolaylığına, çok uygun fiyat ve ödeme koşullarıyla kavuşabilirsiniz. Üstelik, 3 yıl kesintisiz sigortalılık döneminden sonra, “Ömür Boyu Yenileme Garantisi”ni de elde etme şansı ile...

Detaylı bilgi için 0 312 473 21 56 numaradan bizi arayabilir veya  www.bizbizesigorta.com.tr adresinden bize ulaşabilirsiniz.

SOMPO KASKO

SOMPO ARAÇ KASKO SİGORTASI  Hayatınızda önemli bir yere sahip olan aracınızın başına gelebilecek beklenmedik kazaların sizi etkilemesine izi...