29 Kasım 2018

ACENTEYE DANIŞAN SİGORTALI KAZANIYOR

Şemsiye Dergisi’nin ‘Benim Acentem’ köşesinde Dolu Oyuncak’ın yöneticileri ve Hoşben Sigorta Aracılık Hizmetleri yöneticileriyle yapılmış röportaj yer alıyor. Röportajda, “Bilinçli tüketici sigorta yaptırırken, acentesini kendisi için bir sigorta danışmanı gibi kullanıyor. Bunun sonucunda ise hem müşteri hem de müşterisine ihtiyaçları doğrultusunda doğru poliçeyi hazırlayan sigorta acentesi de kazanıyor” vurgusu yapılıyor.

Türkiye’de sigorta denince akla ilk olarak acenteler gelir. Bu nedenle bir sigorta müşterisi için acentelerin yeri oldukça ayrı ve önemlidir. Sigorta müşterilerinin kendilerini doğru anlayan ve ihtiyaca göre çözüm üreten acentelerle çalışmasının sektöre duyulan ‘güven’in artmasında da rolü büyük.
Bu ayki sigorta müşterisi konuğumuz bir oyuncak firmasının idarecilerinden. 1976 yılında kurulan ve İstanbul’da faaliyet gösteren Dolu Oyuncak’ın ikinci kuşak yöneticilerinden biri olan Gökhan Dolu, sigorta konusunda oldukça bilinçli bir müşteri. Bunda sigorta konusunda danışmanlık hizmeti aldığı Hoşben Sigorta Aracılık Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Hoşben’in de etkisi büyük elbette. Gökhan Dolu, sigorta ile ilgili sözlerine, “Türkiye’de sigortaya çok ciddi bir güven problemi var” diyerek başlıyor ve ekliyor: “İnsanların sigortaya ihtiyaç duyduklarını anlamaları lazım. Bizim toplumumuzda ise henüz yeterli bir sigorta bilinci oluşmamış. Artı güven sorunu var. Bu ikisi iç içe geçmiş durumda. Farkındalık yaratılırsa güven sorunu da çözülmüş olur.” Gökhan Dolu, sigorta ile ilgili tüm konularda danışmanından bilgi almadan adım atmıyor. Dolu, “Örneğin karşımıza yeni bir proje geliyor. Örnek vermek gerekirse bir inşaat yapıyoruz. Bu projede hizmet aldığımız acentenin yönlendirmesiyle ‘All Risk’ poliçesi yaptırdık. Bu bizim daha öncesinde bildiğimiz bir şey değildi. Çalıştığınız firmanın sizi doğru yönlendirmesi çok önemli” diyor.

Güvenilir sigorta danışmanı herkese lazım
Gökhan Dolu, bir iş adamı olarak iyi bir işletmeye sahip olmanın püf noktalarını sigorta ile ilişkilendirerek şöyle anlatıyor: “Eskiler der ki iyi bir işletmeye sahip olmak için üç konunun iyisine sahip olman gerekir. Bunlar bir muhasebeci, iki gümrük müşavir, üç avukat. Ben buna 4’üncüyü ekliyorum. İyi bir sigorta danışmanı. Çünkü 2000’li yıllardan itibaren bu artan bir değer haline geldi. Kim bu değerin farkına varıp aksiyon alırsa önümüzdeki yıllarda bunun kaymağını yiyecek. Bu arada güvenden kasıt ben sorgusuz sualsiz bir güvenden bahsetmiyorum. Hepimiz okuyoruz, araştırıyoruz. Sonrasında danışmanımıza sorup cevaplarımızı alıyoruz. Bu şekilde bir güvenden bahsediyorum. En sağlam güven ikili ilişkiden doğan güvendir. Bence sigorta danışmanının sigortalıya verebileceği güven, hasar-pirim oranı kadar önemli ve değerli.



Danışmanımızın önerileri çok önemli
12-13 yıl önce Hasan Hoşben ile tanıştık. O günden bu yana sigorta işinin bir şirket için ne kadar önemli olduğunu her geçen gün daha iyi anladım. Onun önerileri benim için çok önemli” diye konuştu.

Uygun fiyata değil ihtiyaca bakıyoruz
Dolu, sigorta yaptırırken uygun fiyattan ziyade sigorta danışmanının kendilerine önerdiği yolu tercih ettiklerini söylüyor. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor: “Danışmanımızın önerilerini hep birinci sıraya yazarız. Örneğin şimdi poliçe yenileme zamanı geldi. Kendisine işyerinin ekspertizini tekrardan yaptırmamız gerektiğini söyledim. Çıkan rakamın çok altında kalmak istemiyoruz. Fiyat konusuna gelecek olursak o güvenin bir para karşılığı yok. Benim sigorta danışmanın burasını kendi işletmesi gibi gördüğü için alabileceğimin en iyisini zaten alıyorum.”

Yaşadığı tecrübeler sigortaya bakışını olumlu etkiledi
Gökhan Dolu’nun sigorta konusunda bu kadar bilinçli olmasında aslında yaşadığı tecrübelerin de etkisi var. Gökhan Dolu, konu ile ilgili başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor: “Arabama hırsız girmişti. İçine ciddi zarar verdi. Yaklaşık 27-28 bin liralık hasara neden oldu. Yurt dışındaydım. Çekici arabamı almış ve servise götürmüş. Benden iki tane evrak dışında hiçbir şey talep etmeden arabamı ilk günkü gibi teslim etti. Sigortadan aldığım hizmet kusursuzdu. Onun dışında fabrikada ufak tefek hırsızlık olayları oldu. Onlarda da güvencemiz vardı. Zaten böyle zararlar olmasın diye sigorta yapıyoruz. Onun için yaşadığımız tecrübeler sigorta ayağında pürüzsüz ve sıkıntısız atlatıldı.”

Eşim ve çocuklarım da bilinçli
Dolu’nun sadece kendisi değil, eşi ve çocukları da iyi birer sigorta müşterisi. Kendisi için sağlık sigortası gerekip gerekmediğini ise önce danışmanına sormuş Gökhan Dolu. Hasan Hoşben’in kendisine cevabı ise şöyle olmuş: “Eşinle yemeğe çıkıyor musun? Yılda 2 kez çıkma bu poliçeyi öde.” O gün Dolu, kendisine de bir sağlık sigortası yaptırmış.

Eksik poliçeye tam hasar ücreti isteniyor
Hoşben, sigorta sektöründe müşteri tarafından yaşanan en büyük sorunun ise eksik poliçe yaptırıp tam hasar ücreti bekleyen müşteri olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Sektörde en büyük sıkıntı bazı müşterilerin primden kaçacağım diye eksik poliçe yaptırıp tam hasar ücreti beklemesi. Böyle bir şey yok. Poliçeyi satarken müşteriye bunu iyi anlatmamız gerekiyor. Eksik sigortadan kaçınmak lazım. Dinleyen sigortalı varsa sıkıntı yok. Ama ben sana inanıyorum deyip dinlemeyen sigortalı ise en büyük sıkıntımız.” Sigorta müşterisi kafasına takılan tüm soruları soracak ve sigortacı da gerekli cevapları verecek” diyen Hoşben’e göre sonrasında ise müşteri rahat bırakılacak ve çok araştırma yapıyor diye de alınganlık yapılmayacak. Firmalar için sigorta konusunda danışmanlarla çalışmanın oldukça önemli olduğunu da dile getiren Hoşben, “Müşterinin ihtiyacı olduğu zaman sigorta danışmanlarının telefonları 7/24 açık. Başka kanallar özellikle bankalar için bu geçerli değil. Mesela müşteri çekici isteyecek. Ama iletişim kurulamayacak. Bu da müşterinin güvenini kırar” diye konuştu.

Kendimizi sürekli geliştiriyoruz
Bugün kendi markası ile 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Dolu Toys, bulunduğu ülkelerde de ciddi bir Pazar payına sahip. Dolu Toys’un yatırımları da devam ediyor. Firma yeni fabrikasını 2019 yılının sonlarında faaliyete geçirecek. Yurtiçi ve yurtdışında rakip firmalarla rekabet edebilmek için kendilerini sürekli geliştirdiklerini belirten Gökhan Dolu, “Bunun için sürekli swot analizleri yaptırıyoruz. 80 ülkeye ihracat yapınca sadece kendi ülkenizdeki tüketicilere göre üretim yapmıyorsunuz. Markanızın bulunduğu ülkelerdeki rakipleri de incelemeye alıyorsunuz” dedi.

Ailede öncelik çocuklarda
Oyuncak sektörünün en can alıcı noktalarından birinin ‘Çocuğum ne istersen al’ cümlesi olduğunu belirten Dolu, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Anne baba haftanın 5-6 günü çalışıyor. Geri kalan tatil gününde de çocuğu ile bir AVM’ye gidiyor. O günde çocuğun isteklerini, çoğu zaman vicdanen daha rahat hissetmek adına, gerçekleştiriyor. Türkiye’de ailede öncelik hep çocuktur. Her şeyden kesilir ama çocuk bütçesinden kesilmez. Anne, baba, akraba herkes çocuğa oyuncak alır. Bu da bizim pazarı büyüten diğer bir etken.”

https://www.sigortamedya.com.tr/acenteye-danisan-sigortali-kazaniyor/

27 Kasım 2018

ALLIANZ SİGORTA SAĞLIK SİGORTASINDA BİR MİLYON MÜŞTERİYE ULAŞTI

Allianz Türkiye, sağlık sigortasında 1 milyon müşteriye ulaştı. 

Şirket, sağlık branşı müşteri memnuniyetinde de yüzde 38.32’lik payla da pazar liderliğini bırakmadı.
‘Her sigortalımız bizim için ilk sigortalımız kadar özel’ mottosuyla pazarlama kampanyası yürüten Allianz Türkiye, sağlık sigortasında 1 milyon kişiyi aştı. Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, “Sağlık sigortacılığında müşteri deneyimini zirveye taşıyoruz. Ağustos sonu verilerine göre Türkiye’deki toplam sağlık sigortalı sayısı 3 milyon 969 bin 774. Allianz Türkiye 581 bin 940 bireysel sigortalı, 422 bin 931 grup sigortalısı olmak üzere toplam 1 milyon 4 bin 871 rakamına ulaştı. Yüzde 30.8 pazar payıyla müşteri memnuniyetinde de yüzde 38.32’lik orana sahip olmamızın altında liderlikle yetinmeyen, her gün hizmet kalitemizi artırma stratejimiz yatıyor” dedi.



Allianz Türkiye, müşterilerine 4 binin üzerinde anlaşmalı sağlık kurumu üzerinden hizmet veriyor. Şirket, özel sağlık ve tamamlayıcı sağlık sigortası süreçlerini ise ürünleri kapsamında gruplandırdığı 6 çeşit anlaşmalı sağlık kurumu ağı üzerinden yönetiyor.

Sağlık Destek Programı
Coqui, Allianz Türkiye olarak sadece sağlık harcamalarını finanse eden bir kurum olmanın ötesine geçtiklerini söyledi. Müşterilerinin hayatlarının her evresinde yanında olma misyonuyla hareket ettiklerini dile getiren Somersan Coqui, “Özellikle, yaşlandıkça artan bakım ihtiyacı ve sağlık giderleri dikkate alındığında, Allianz Türkiye olarak bir sağlık sorunu ile karşılaşmayı beklemeden bireylere önlem almalarını özellikle hatırlatıyoruz. Müşterilerimize önleyici çözümlerle ve geniş ürün yelpazesiyle destek olmayı önemsiyoruz. Bu doğrultuda, Birleşmiş Milletler’in 17 sürdürülebilir kalkınma hedefinden biri olan ‘sağlıklı bireyler’ başlığına doğrudan katkı sağlamak üzere ‘Sağlık Destek Programı’nı yürütüyoruz” diye konuştu.

Müşteri ihtiyacına özel çözüm sunuyor
Sağlık Destek Programı kapsamında diyabet tanısı bulunan ve ek prim ödeyen müşteriler için Diyabet Destek Projesi başlatıldı. Ayrıca Meme Kanseri Bilgilendirme ve Mamografi Hatırlatma Projesi’ni hayata geçirdiklerini belirten Somersan Coqui, “70 yaş ve üzeri sigortalılarımızın ev kazalarına karşı korunabilmesi amacıyla evlerinde ücretsiz risk değerlendirmesi hizmeti sağladığımız ‘Evimde Güvendeyim’ uygulaması da program kapsamındaki hizmetlerden biri. Önümüzdeki dönemde, hipertansiyon ve akciğer hastalıkları gibi diğer kronik hastalıklara destek olmak için de planlama yapıyoruz. Müşterilerimize ayrıca Allianz’ım mobil uygulaması, Dr. Allianz, Evimde Güvendeyim, Kronik Hastalık Yönetimi, Eve Hemşire Ziyareti, Online Yurtdışı Seyahat Sağlık uygulamalarımızla hizmet veriyoruz. Sağlık sigortasında, müşterilerimizin ihtiyaç, bütçe ve beklentileri doğrultusunda ve kişiye özel bir paket oluşturduk.  Dijital çağa uygun hizmet standartları sağlamak üzere çalışmalarımıza devam edeceğiz” diye konuştu.

Sağlık branşında Türkiye’nin en büyük ailesi olan Allianz Türkiye, 1 milyon müşteriye ulaşması nedeniyle hazırladığı videolarla sağlık müşterilerinin hikayelerini anlatıyor. İlk olarak Dr. Işık Akgöl’ün hikayesini filme alan Allianz, hazırlanan videoları Allianz Türkiye, internet sitesi, sosyal medya hesapları ile YouTube kanalı üzerinden de paylaşmaya başladı.

http://www.sigortamedya.com.tr/allianz-saglik-sigortalilari-1-milyon-kisiyi-asti/

SOMPO JAPAN SİGORTA, DİJİTAL HAYATINIZI KORUYOR

Geliştirdiği yeni ürünlerle müşterilerinin her zaman yanında olan Sompo Japan Sigorta, yeni “Dijital Güvenlik Sigortası”yla kimlik hırsızlığından şifrelerin çalınmasına, internet tarama hizmetinden, antivirüs korumaya da kadar dijital dünyada karşılaşılabilecek birçok farklı risklere karşı güvence sunuyor.
Teknolojinin her geçen gün gelişmesi ile birlikte dijital dünyada güvenlik kavramının önemi de artıyor. Ulusal Siber Tehdit Ağı (U.S.T.A) 2017 yılı verilerine göre, Türkiye’de 2017 yılında 115 bin 814 çalıntı kredi kart bildirimi yapılırken, tespit edilen çalıntı kredi kartı sayısı ise geçen seneye oranla yüzde 10 artarak 2.8 milyona çıktı. Yine 2017 yılında 31 bin 352 adet çalıntı nüfus cüzdanı ve pasaport bildirimi yapılırken toplamda 1661 kurumsal e-posta sızıntısı vakası tespit edildi.
Tüketicilerin kafasındaki “Dijital dünyada kişisel bilgilerimi nasıl koruyacağım?” sorusuna karşılık geliştirdiği yeni ürünüyle dijital dünyada tam koruma sağlayan Sompo Japan Sigorta, “Dijital Güvenlik Sigortası”yla birçok farklı risklere karşı güvence sunuyor. Dijital dünyada siber saldırıların giderek artması ve veri hırsızlığının geri dönülmez boyutlardaki zararları karşısında müşterilerini dijital dünyada da korumak isteyen Sompo Japan Sigorta, sağladığı teminatlar ile kimlik hırsızlığı ve şifrelerin çalınması risklerine karşı tam koruma sağlıyor. Hem acente hem de online satış kanalı üzerinden satın alınabilen yeni ürün; kimlik bilgilerinin yeniden çıkarılması, internet tarama hizmeti ve anti virüs hizmetlerini de kapsıyor.
İnternet Tarama Hizmeti ile geçmiş kadar gelecek de güvende…
İlk etapta bireysel müşterilerin hizmetine sunulacak Dijital Güvenlik Sigortası, sağladığı internet tarama teminatı ile pasaport numarası, kredi kartı bilgileri gibi kişisel verileri 10 yıl geriye dönük tararken, herhangi bir riskli işlem olduğunda sigortalıya bildirim sağlıyor. Sigorta poliçesinin geçerliliği süresince koruma sağlayan İnternet Tarama Hizmeti, olası risklere karşı da sigortalıyı uyararak dijital dünyada güvenli hareket etmeyi sağlıyor.
Sompo Japan Dijital Güvenlik Sigortası’nı satın alan müşteriler, kendilerine ait kart şifrelerinden birinin dijital bir platformda çalınması riskine karşı poliçede belirtilen şartlar dahilinde kendilerini güvence altına alabiliyorlar.
Ürün hakkında bilgi veren Sompo Japan Sigorta Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özer Şimşek, “Hem acente hem de online satış kanalı üzerinden satın alınabilen yeni ürünümüz, dijital dünyada herkesin karşılaşabileceği çok kapsamlı risklere karşı güvence sunuyor. Güvenli internet kavramının her geçen gün daha fazla sorgulandığı bir dönemde bu alanda geliştirilen ürün ve hizmetler kullanıcıların dijital dünyada kendini çok daha fazla güvende hissetmesini sağlıyor. Biz de bu kapsamda geliştirdiğimiz Dijital Güvenlik Sigortası ürünümüzle müşterilerimize dijital ortamda da tam koruma sağlıyoruz” diye konuştu.
Teklif almak için bize ulaşabilirsiniz...
www.bizbize.com.tr
0 312 473 21 56
27 Kasım 2018

15 Kasım 2018

SAĞLIK SİGORTALARINDA KİŞİYE ÖZEL PRİME GEÇİLMELİ

Sağlık sigortalarında primlerin artmasına rağmen şirketlerin teknik zarar ettiklerini belirten SAB Başkanı Reşit Çakas, hem sigortalının hem de sigorta şirketinin memnuniyeti için sağlık sigortalarında kişiye özel prim hesaplama sistemine geçiş yapılması gerektiğini söyledi.

Sağlık sigortalarında son bir yılda primlerin %40’a varan oranlarda artması sektörün gündeminde önemli bir yer tutuyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sigorta Acenteleri Derneği (SAB) Başkanı Reşit Çakas, primlerdeki bu artışın ne geçen aylarda açıklanan enflasyon oranıyla, ne döviz artışıyla, ne de diğer ekonomik verilerle ilgisi olmadığı belirterek, “Sağlık sigortalarındaki prim artışı 2018 yılının başında gündeme geldi. Öyle ki sigortalılar, hiç kullanmadıkları halde sağlık poliçelerinde en az %20 oranında bir artış görülmekte. Bu yılın özelinde ise prim artışlarının en önemli sebebi, 2017 yılında gerçekleşen %19’luk medikal enflasyon olarak gösteriliyor” bilgisini verdi.  

Bu artışlara rağmen sigorta şirketlerinin bu branşta teknik zarar ettiklerini hatırlatan SAB Başkanı Çakas, “Sigortalılar, neden hemen hemen aynı orandaki bir prim değişikliğinden etkileniyor?” sorusunu şöyle cevapladı: 

“Maalesef sağlık sigortalıları hasar alsa da almasa da poliçe artışlarından birbirlerine yakın oranlarda etkilenmektedir. Bunun en önemli nedeni hemen hemen her sigorta şirketindeki otuz yıldan beri son derece klasik yöntemlere dayanan sağlık sigortası tarifelerinden kaynaklanmaktadır. Gerçi son zamanlarda bazı sigorta şirketleri ürünleri çeşitlendirme yoluna giderek birtakım yenilikler yapmışlardır. Ama işin özü aynı kalmıştır. Yani tüm şirketler yaş grubuna göre standart fiyatlandırmalar yapmakta ve hasarsızlık oranları da %30 ile sınırlı olmaktadır. Yani 1. yıl %30 hasarsızlık indirimi olan sigortalı ile 10 yıl boyunca hiç kullanmamış akranı bir sigortalı ile aynı primi ödemektedir. Bu nedenle tarifelerde yapılan en küçük bir artış, kaç yıllık sigortalı olursa olsun sigortalının yenileme poliçelerine artış olarak yansımaktadır.” 



NE SİGORTALI NE DE SİGORTA ŞİRKETİ MEMNUN
Sigortalı açısından bunun bir sorun olduğunu, “On yıl boyunca bu poliçeyi kullanmak bana ne yarar sağladı?” diye sorduğunu, sigorta şirketlerinin da teknik zarardan dolayı memnun olmadıklarını belirten Çakas, bu durumu özetle, “Ne sigortalılar, ne sigorta şirketleri memnun. Ama yine de bu kısır döngü yıllardan beri devam ediyor” diye değerlendirdi. 

Hem sigortalıların uygun fiyata sigortalanması, hem de sigorta şirketlerinin teknik kâra ulaşması için çözüm önerileri sunan SAB Başkanı Reşit Çakas şunları söyledi: 

* Mevcut sağlık sigortası tarifeleri acilen gözden geçirilmeli. Aynı yaş grubundaki her kişi için aynı fiyatlandırmayı yapmak yerine, her bir sigortalı adayının özel koşulları, alışkanlıkları, mesleki grupları, hatta yaşadıkları il ve ilçe durumu bile iyice analiz edilerek buna göre fiyatlandırma yapılabilir. Örneğin bir ofis çalışanı daha riskli bir mesleği yapan kişiyle aynı primleri ödememeli ve daha az riskli mesleklerden daha az prim alınmalıdır. 

*  Nasıl ki bazı hastalıklar sürprim alınarak poliçeye dahil ediliyorsa, kapsam dışı bırakılan hastalıkların da primi poliçeden düşürülmeli ve fiyatlandırma ona göre yapılmalı. Yani şeker hastası bir sigortalı buna bağlı birçok rahatsızlığı için sigortadan faydalanmayacaksa bunun primini de ödememelidir. 

*  Hasarsızlık ve sürprim kademeleri gözden geçirilmelidir. Diğer elementer branşlarda olduğu gibi uzun yıllar çok düşük kullanım düzeyine sahip sigortalılar için hasarsızlık primleri %65’e kadar yükseltilebilir. Kullanımı çok yoğun olanlar için de sürprim oranları artırılabilir. Böylece risk havuzu mantığı bozulmadığı gibi prim ödeyenler arasında adilce bir yaklaşım sergilenmiş olur. Poliçesini kullanan ve kullanmayan sigortalılar birbirlerine çok yakın primler ödemeyecek ve bu durum poliçeyi kullanan sigortalıları da poliçelerini daha bilinçli kullanmaya itecektir.

Özel hastane anlaşmaları gözden geçirilmeli. Şirketler özellikle provizyon aşamasında sağlık kurumuyla işbirliğini güçlendirmelidir. Sağlık sigortalarında istikrarlı bir fiyatlandırmaya geçebilmek için, kişiye göre fiyatlandırmaya dayalı tarifelere geçmek kaçınılmazdır.

http://www.sigortacigazetesi.com.tr/saglik-sigortalarinda-kisiye-ozel-prime-gecilmeli/

13 Kasım 2018

TAMAMLAYICI KASKO & ALLIANZ



Allianz Tamamlayıcı Kasko sigortası ile trafikte başınıza gelebilecek; ancak zorunlu trafik sigortanızın karşılamadığı çarpışma, çalınma, 3. şahıslara karşı artan mali sorumluluk gibi risklere karşı güvence altında olursunuz.

Teminatlar:
Ø  5.000 TL limitli çarpışma teminatı
Trafik kazalarında aracınızın başına gelebilecek hasarları 5.000 TL’ye kadar teminat altına alır.

Ø  100.000 TL limitli üçüncü şahıslara karşı ihtiyari mali sorumluluk teminatı
Herhangi bir kaza yaptığınızda karşı tarafa verdiğiniz hasarın trafik sigortası tarafından ödenmeyen kısmını güvence altına alır.

(Örn: Trafikte lüks bir otomobile arkadan çarpıp 60.000 TL hasar verdiniz. Trafik sigortanız bu hasarın 36.000 TL’sini karşılar, geriye kalan tutarı ödemeniz gerekir. Bu teminat bu gibi durumlarda devreye girer.)

Ø  20.000 TL limitli çalınma teminatı
Aracınızın çalınması durumunda 20.000 TL ödeme alırsınız.*

*Aracın kasko bedeli 20.000 TL’nin altında ise araç bedeli ödenir.


Size Özel Avantajlar:
Kasko poliçenizin sağladığı temel teminatlara ilave olarak sunulan zengin asistans hizmetleri, Allianz Oto Hizmet Merkezi, hızlı hasar süreci ve orijinal yedek parça garantisi bu ürünümüzde de standart olarak sunuluyor.

Kimler yararlanabilir?
Tamamlayıcı Kasko’dan;
Ø  En az bir yıldır kasko sigortası yaptırmamış
Ø  Trafik sigortasındaki hasarsızlık kademesi 5,6 veya 7 olan
Ø  25 yaşından büyük
Ø  Aracı 3 yaşından büyük 20 yaşından küçük olan müşterilerimiz faydalanabilir.

Sıkça Sorulan Sorular
1. Kaza yaptım ve aracım hareket edemez durumda, ne yapmam gerekiyor?
Hemen 0850 399 99 99 numaralı Allianz müşteri hizmetlerini arayarak çekici çağırabilir; aracınızı en yakın anlaşmalı servise çektirebilirsiniz.

2. Kaza yaptım, hasarımın ödenmesi için ne yapmam gerekiyor?
Öncelikle kaza yerinden ayrılmadan kaza tespit tutanağı tutun. Kazaya karışan aracın ve sürücünün bilgilerini alın. Kaza tespit tutanağı ile Allianz anlaşmalı servislerden birine giderek aracınızın tamir işlemini başlatabilir, ya da 0850 399 99 99 numaralı Allianz müşteri hizmetleri üzerinden hasar kaydı açarak gerekli yönlendirmeleri takip edebilirsiniz.

Kaza tespit tutanağı mevcut olmadan ödeme yapılmamaktadır.

3. Aracım çalındı, ne yapmam gerekiyor?
Öncelikle Polis ile irtibata geçerek zabıt tutun. Polis zaptı ve araç bilgilerini içeren talep yazısını dosya açılması için hasarevrak@allianz.com.tr adresine gönderin. Mail adresinize ve sistemde kayıtlı cep telefonunuza gelen bilgilendirme ile süreci takip edebilirsiniz

4. Trafik kazasında aracımın hasarı 5.000 TL’nin üzerinde ve benim de kusurum var. Bu durumda ne yapmam gerekiyor?
Aracınızı anlaşmalı servise götürdüğünüzde tamir masrafının 5.000 TL’si ödenir; sizin servise geriye kalan tutarı ödemeniz gerekir. Aracınızı anlaşması olmayan bir servise götürdüğünüzde dosyanızın durumuna göre araç tamir masrafınızın 5.000 TL’si size ödenir.



12 Kasım 2018

YARGITAY'DAN EMSAL KARAR

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, sigorta şirketleri ile araç sürücülerini yakından ilgilendiren bir karara imza attı. Emsal niteliğindeki karara göre, Yargıtay, trafik kazasında hiçbir kusuru olmayan sürücünün alkollü olmasına rağmen tazminat almasına hükmetti.   
Kasko sigortası bulunan davacı, kaza anında alkollü olmasına karşın tüm kusurun karşı tarafta olduğunu belirterek kaza sebebiyle aracında oluşan hasarın ödenmesi talebiyle Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurdu. Sigorta şirketi ise kaza sırasında sürücü davacının 1.29 promil alkollü olduğunu ve bu durumda meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamı dışında bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istedi. Ardından Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun reddine karar verildi. Bunun üzerine davacı sigortalı istinaf yasa yoluna başvurdu. İstinaf talebinin de red kararı vermesinin ardından davacı sigortalı temyiz yoluna gitti. Son olarak konuyu inceleyen Yargıtay 17. Dairesi davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirtti ve davalı sigortacıyı haklı buldu.



Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin verdiği kararda şunlar ifade edildi: “Zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına zararın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda zararın teminat dışı kaldığının ispat yükü sigortacıya düşmektedir. Somut olayda, meydana gelen trafik kazasında sigortalı, 1.29 promil alkollü bulunmuştur. Kaza tespit tutanağında, tüm kusurun karşı araç sürücüsünde olduğu belirtilmiştir. Ekper raporunda da %100 kusurun karşı tarafta olduğu açıklanmıştır. Mahkemece de kusur araştırması yapılmadığına göre, olayda hiç bir kusuru olmayan sigortalının sırf alkollü olması nedeniyle rizikonun teminat dışı olarak kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin verdiği karar, kazada kusuru bulunmayan ve yasal promil sınırının altında alkollü olduğu tespit edilen sürücülerde sigorta şirketlerinin tazminat ödemesine yol açacak.
Yargıtay’ın kararı şöyle:

YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO.2018/297
KARAR NO.2018/4514
KARAR TARİHİ.25/04/2018
MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Asliye Ticaret Mahkemesi

KASKO SİGORTA, SÜRÜCÜNÜN ALKOLLÜ OLMASI TEK BAŞINA ZARARIN TEMİNAT DIŞI KALMASINI GEREKTİRMEZ.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nce verilen 26.10.2017 tarih ve 2017/483 Esas – 2017/732 Karar sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi süresi içinde davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

KARAR
Davacı vekili; Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçede; 25/10/2015 tarihinde vekil edeni … yönetimindeki … plaka sayılı araç ile sürücüsünün belirlenemediği … plakalı sayılı aracın çarpışması sonucunda, davalı … şirket nezdinde kasko sigortası bulunan vekil edenine ait … plakalı aracın hasarlandığını, hasarın giderimi için davalı sigortaya yapılan başvurunun 23/11/2015 tarihli yazı ile olay sırasında sürücünün alkollü olması nedeniyle reddedildiğini, vekil edeninin kaza anında vücudunda 1.29 promil alkol bulunduğunu, ancak kaza tespit tutanağındaki belirlemelerden de anlaşılacağı üzere olayın alkolün etkisi ile gerçekleşmediğini, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları çerçevesinde davalı … şirketinin hasar tazminatını ödemesi gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 57.349,30-TL’nin sigorta şirketinden tahsiline karar verilemesini talep etmiştir.

… Sigorta A.Ş vekili cevabında; kaza sırasında sürücü davacının 1.29 promil alkollü olduğunun belirlendiğini zaten bu konuda uyuşmazlık bulunmadığını, bu durumda meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamı dışında bulunduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun reddine karar verilmiş, davacının Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetine yaptığı itiraz üzerine itirazın vekalet ücretine ilişkin bölümünün kabulüne, diğer itirazların reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti Kararına karşı başvuran vekili tarafından süresi içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davacı istinaf dilekçesinde, müvekkili sürücünün kaza esnasında 1.29 promil alkollü olmasının kazanın oluşumunda etkili olmaması nedeniyle sigorta şirketinin meydana gelen hasardan sorumlu olması gerektiği, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarının da bu yönde olduğu, dolayısıyla itiraz hakem heyetince verilen kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu belirtmiştir.

İstinaf incelemesinde somut olayda; tazmini istenen zararlandırıcı olayın meydana geldiği tarihin 23/11/2015 olduğu, sigorta teminatı kapsamında kalmayı belirleyecek olan yeni yasal düzenleme mevcut olup; davacının olay sırasında yasal limiti aşacak şekilde alkollü olması nedeniyle meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamı dışında bulunduğunun açık olduğu ve bu nedenle hakem heyetince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından; yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Somut olayda davacı-sigortalı, kendi sigortasından araç hasarını talep etmekte olup, yasa ve poliçenin eki genel şartları yanlış uygulanmıştır. Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1. maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması müsademesi devrilmesi düşmesi yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler aracın yanması çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK.’nun 1409(1282 md.) maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Ayrıca, Motorlu Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinde; Taşıtın, uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların sigorta teminatı dışında olduğu belirtilmiştir. Zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına zararın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda zararın teminat dışı kaldığının ispat yükü sigortacıya düşmektedir.

Somut olayda, meydana gelen trafik kazasında sigortalı, 1.29 promil alkollü bulunmuştur. Kaza tespit tutanağında, tüm kusurun karşı araç sürücüsünde olduğu belirtilmiştir. Eksper raporunda da %100 kusurun karşı tarafta olduğu açıklanmıştır. Mahkemece de kusur araştırması yapılmadığına göre, olayda hiç bir kusuru olmayan sigortalının sırf alkollü olması nedeniyle rizikonun teminat dışı olarak kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK 373/2. maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine (hakem heyetine karar örneğinin) Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25/04/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.

12 Kasım 2018

İŞYERLERİNE DEPREME KARŞI ZORUNLU SİGORTA

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programında, çalışanlar için bireysel emekliliğe otomatik katılımın yeniden yapılandırılarak sürdürülebilir hale getirileceği; sigortacılıkta da, riskli işyerlerinin sigortalanabilmesi için Türkiye Reasürans Havuzu kurulacağı yer aldı. Ardından, 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı açıklandı ve BES’te değişiklik yapılması, reasürans havuzu kurulması, tamamlayıcı sağlık sigortasının teşvik edilmesi, programa girdi. Böylece üç yıllık yol haritası da çizilmiş oldu.
Konu ile ilgili olarak daha fazla bilgi için http://bizbize.com.tr/haberler/haberdetay/iste-yeni-yol-haritasi

Bunların hepsi çalışanından reel sektöre kadar birçok kesimi yakından ilgilendiren önemli düzenlemeler. Ama bir eksik var. Bana göre bunlar kadar önemli bir düzenlemeye daha ihtiyaç var. Belki de BES ve reasürans havuzundan da önce yapılması gerekiyor. Büyüğünden küçüğüne tüm işyerleri için, özellikle de Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren işyerleri için, deprem teminatını içeren işyeri sigortası zorunlu tutulmalı. Ve kredi kullanımından tutun da ruhsat alımına kadar, işyeri ile ilgili tüm işlemlerde de sigorta zorunluluğu kontrol edilmeli. Eminim işyeri sahipleri, bu önerime, ‘o zorunlu, bu zorunlu yeter artık yakamızdan düşülsün’ diye tepki gösterecektir. Göstermesinler, bu konu önemli. Neden mi? Anlatayım.
2001 BENZERİ OLMASIN
Artık, Marmara’da büyük bir deprem olacağını bilmeyen yok. Öyle ki, depremin büyüklüğü bile belli; 7,2 ile 7,4. Uzmanlar da her fırsatta uyarıp, büyük yıkıma yol açacağını söylüyor. Buraya kadar hemfikiriz, sanırım. Şimdi bir de 99’daki Marmara depremini hatırlayalım. Aslında bu konuyu Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, her platformda gündeme getiriyor. O dönem, toplam kredilerin yüzde 50’ye yakını Marmara bölgesinde kullandırılmıştı. Deprem sonrası hayat durdu, krediler bankacılığın üzerine sorunlu kredi olarak yansıdı; bankalar likiditesini kaybetti, faizler fırladı. Sonrasında da 2001 krizi yaşandı. Krizin tek nedeni Marmara depremi diyemeyiz ama payının büyük olduğunu söyleyebiliriz. Hatırlayın, deprem sonrasında konutlar için zorunlu deprem sigortası uygulaması başlatıldı ve bugün konutların yarısı sigortalı. Yani, bir ölçüde konutları güvence altına almayı başardık.

Konut paket sigortaları hakkında ayrıntılı bilgi için http://bizbize.com.tr/urunler/konut-paket-sigortasi_70.html adresini ziyaret edebilirsiniz.

KOBİ’DE SORUN BÜYÜK
Diyeceğim o ki, geçmişte yaşadığımız acı tecrübe varken, önümüzde de olacağı kesin, büyüklüğü de belli, ama zamanı belli olmayan deprem riski varken; başta Marmara olmak üzere riskli bölgelerdeki işyerlerine sigorta zorunluluğu getirilmeli. Bugün büyük tesislerin böyle sorunu yok, hepsinin sigortalarının içinde deprem teminatı var. Asıl sorun küçük ve orta boy işletmelerde. Neredeyse tamamına yakının sigortayla hiçbir ilişkisi yok. Ve bu işletmeler banka kredisi ile işini yürütüyor. Kredi alırken de ya şahsi mal varlıklarını ipotek olarak gösteriyor ya da çeklerini. Peki, 7.2 büyüklüğünde bir depremde, o çeklerin ya da konut ipoteğinin bir önemi kalır mı? Bakın, 99 depreminde kredilerin yüzde 50’ye yakını Marmara bölgesindeydi; bugün bu oran yüzde 65’e yakın. Yani, risk daha da yüksek ve bugün yaşanacak bu büyüklükte bir depremin ekonomi ve finans piyasaları üzerinde yaratacağı etkiyi düşünmek bile istemiyorum. O yüzden kamu yönetimi, reel sektör, bankalar, sigorta şirketleri ortak hareket ederek; vakit kaybetmeden, otomatik BES’ten, reasürans havuzundan da önce, özellikle küçük ve orta boy işletmeler için başta deprem teminatını içeren bir sigortanın zorunlu hale getirilmesi gerekiyor.

Açıkça söyleyeyim, ben böyle bir uygulamaya hiçbir kesimden itiraz geleceğini de zannetmiyorum. Belki de hem ekonomi programında hem de Cumhurbaşkanlığı Programı’nda yer alan ve 2019’da kurulacak olan Türkiye Reasürans Havuzu bu zorunlu sigorta uygulamasını yürütür ve yönetir.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/isyerlerine-depreme-karsi-zorunlu-sigorta-41016013

Biz Bize Sigorta

06 Kasım 2018

ANADOLU SAĞLIK & MEDILAB


Medilab işbirliği ile sunduğumuz VIP hizmetimiz ile birçok seçkin hastanede hem yatışlı, hem de yatışsız tedaviler için sigortalılarımız tıbbi işlemlerini özel araçla alınarak ve herhangi bir ücret ödemeksizin gerçekleştirebilmekteler.

Mevcut poliçede sunulan avantajların yanı sıra bir çok tıbbi işlemin (ameliyatlar da dahil olmak üzere muayene, laboratuvar, görüntüleme (MR, BT vb.), endoskopi, kolonoskopi, biyopsi, patoloji, EMG, EEG, ultrasonografi ve doppler vb.) VIP hizmetimiz ayrıcalığı ile yaptırılabilmesi için sadece bir randevu alınması ve belirtilen işlemlere yönelik "Doktor İstem Kağıdı" nın Medilab yetkililerine iletilmesi yeterlidir.



*Katılım Payı Yok
Bu özel ve yenilikçi hizmetimiz ile sağlık sigortası poliçesi kapsamında, Medilab Assist' in özel anlaşma yaptığı merkezlerde muayene, laboratuvar, görüntüleme (röntgen, MR, BT vb.), fizik tedavi gibi tüm yatışsız tetkik ve tedavi işlemleri için sadece bir randevu alınması yeterlidir. Üstelik bu kaliteli hizmet kapsamında sağlık sigortası poliçesinde yer alan katılım payı ödenmemektedir.
Ayrıca, sigortalılarımız anlaşma yapılmış hastanelerde ameliyatlar da dahil olmak üzere tüm yatışlı tedavileri için VIP hizmetin ayrıcalıklarını yaşamaya devam edeceklerdir.

*Özel Araçla Ücretsiz Transfer
Bu hizmet kapsamında İstanbul, Bursa ve Antalya ili sınırları içerisinde sigortalılarımız bulunduğu yerden özel araçla alınmakta, işlemleri bittikten sonra, istedikleri yere yine özel araçla bırakılmaktadır.
Bu özel transfer hizmeti için de sigortalılarımızdan herhangi bir ücret alınmamaktadır.

Anadolu Sigorta Medilab Assist VIP Hizmeti ile ilgili detaylar aşağıda bilgilerinize sunulmuştur:
  • Özel hizmetimiz, İstanbul, Bursa ve Antalya il sınırları içerisinde geçerlidir.
  • Özel hizmetimiz, Medilab Assist' in özel anlaşma yaptığı merkezler için geçerlidir.
  • Yukarıda belirtilen işlemlere yönelik "Doktor İstem Kağıdı"nın Medilab Assist yetkilisine iletilmesi yeterli olacaktır.
  • Özel hizmetimizin sigortalılarımızı memnun edecek düzeyde verilebilmesi için, 24 saat öncesinden randevu alınması önem taşımaktadır.
  • Randevuların Pazartesi - Cumartesi 08:30 – 17:30, Pazar günü 09:00 – 15:00 arasında alınmasını rica ederiz.

Sigortalılarımızın randevularını alırken "Anadolu Sigorta'da Sağlık Sigortası Poliçesinin olduğunu" belirtmesi gerekmektedir. Randevular aşağıda belirtilen yollarla alınabilmektedir:
Anadolu Sigorta Medilab Assist VIP Hizmeti Telefon Hattı: 0850 811 75 00

Ayrıca, Anadolu Sigorta Sigortam Cepte uygulaması üzerinden de Anadolu Sigorta Medilab Assist VIP Hizmetine ait randevular hızlı ve kolay bir biçimde alınabilmektedir.
*Sonuçlar sigortalılarımızın talebine göre e-posta, kurye, kargo ya da posta ile ulaştırılacaktır.

*Medilab Assist güncel anlaşmalı kurum listesine https://www.anadolusigorta.com.tr/tr/iletisim/bize-ulasin/anlasmali-saglik-kurumu-bul adresinden ulaşabilirsiniz.
Sağlık ve mutluluk dolu günler dileriz.
Saygılarımızla,

04 Kasım 2018

HASARLI KAZALARDA NE YAPMAK GEREKİYOR ?

Posta Gazetesi'nde 30 Ekim 2018 tarihinde yayımlanan "Hasarlı Kazalarda Ne Yapmak Gerekiyor" başlıklı yazı...

Sigortalıları en çok zorlayan konuların başında, yaşanan kazalar ve hasarlar geliyor. Hasar sonrası ne yapacağını tam olarak bilemeyen sigortalılar için sırasıyla yapılması gerekenleri hazırladık...

Yeni araç aldınız, trafik sigortasını ve kaskosunu yaptırdınız. Artık yeni aracınızla trafiğe çıkmaya hazırsınız. Fakat o da ne? Arkadan hızla gelen bir araç siz kırmızı ışıkta beklerken aracınıza arkadan çarptı. Peki şimdi ne yapacaksınız? İşte buraya kadar olan süreç aslında büyük şehir trafiğinde birçoğumuzun başına gelmesi çok muhtemel hasarlar. Asıl önemli olan bundan sonra yani hasar gerçekleştikten itibaren yapılması gerekenler… Türkiye’de sigortalı olsun ya da olmasın sürücülerin çoğunluğu bu prosedürlerden habersiz. Oysa ki sigorta şirketlerinin ve bazı kurumların sigortalılara yönelik sunduğu ve hayatınızı hasar anında kolaylaştıracak birçok uygulama mevcut. Sigortalı olarak hasar meydana geldiğinde yapmamız gereken ilk hareket kaza anının fotoğraflarını net bir şekilde çektikten sonra aracımızı trafiği etkilemeyecek bir yere çekmek. Bundan sonra ise aracınızdaki hasar küçük de olsa, büyük de ‘Kaza Tespit Tutanağı’nı eksiksiz olarak doldurmak yapılacak ikinci önemli adım. Hasar olduğunda dikkat etmeniz gereken diğer önemli şey ise hasarın gerçekleştiği tarihten itibaren en az beş iş günü içerisinde kazanın sigorta şirketine bildirilmesi.



MOBİL KAZA TUTANAĞI İŞLERİ KOLAYLAŞTIRIYOR

Sigorta Bilgi Gözetim Merkezi’nin (SBM), uygulamaya koyduğu Mobil Kaza Tespit Tutanağı, hasar anında işlemleri oldukça kolaylaştırıyor. Uygulamada yer alan ‘Telefonu salla’ özelliğiyle kazaya karışan iki ya da daha fazla sürücü akıllı telefonlarını sallayarak tüm bilgilerini sisteme otomatik aktarabiliyor. Böylece kalem ve kağıda gerek duymadan hızlıca tutanak doldurulmasını sağlayan uygulama, trafikte beklemeleri ve zaman kayıplarını önlüyor.

ACENTE DİYOR Kİ: KOLLUK KUVVETLERİNE HABER VERMEK GEREKEBİLİR

Aracınızla seyir halindeyken karşılıklı bir kazaya karışılması durumunda yapılması gerekenleri Acente sahibi Cenk Börühan şöyle anlatıyor: “Bazı durumlarda da kolluk kuvvetlerine haber verilmesi gerekiyor. Örneğin, kazaya karışan araçlardan birinin trafik sigortası yoksa, kazaya karışan araç şoförlerinden birinin sürücü belgesi o aracı kullanmaya yetersiz ise yine kazaya karışan taraflar arasında anlaşmazlık durumunda, sürücünün alkol, uyuşturucu ve uyarıcı madde olması, şüphe duyulması durumunda ve kaza sonucunda ölüm ya da yaralanma söz konusu ise yapacağınız tüm prosedürlerin yanında kolluk kuvvetlerine başvurmanız gerekiyor.”

EKSPER DİYOR Kİ: BELGELER EKSİKSİZ DOLDURULMALI

Hasar anında sigortalının özellikle Kaza Tespit Tutanağı’nı tam ve eksiksiz doldurması gerektiğine dikkat çeken Sigorta Eksperi Ali İhsan Balta’nın sigortalılara önerileri ise şunlar: “Hasar sonrası acil olarak kaza mahallinin fotolarının net gözükecek şekilde çekilmesi ve araçların güvenli alana çekilmesi gerekiyor. Tutanak tam ve eksiksiz doldurulmalı. Kazaya karışan sürücüler tutanağı imzalamalı. Bunun yanında ehliyet ve ruhsat fotokopisi de (fotoğraf) yeterli olacaktır.

SİGORTALI HASAR ANINDA NELER YAPMALI?

● Hasar anında ilk yapılması gereken trafik sigortası mevcut ise ruhsat ve ehliyet ile ‘’kaza tespit tutanağı‘’ tutulur. Bu yüzden aracınızda kaza tespit tutanağı bulundurmaya özen gösterin. Tutanakla birlikte kazayı belgeleyen birkaç fotoğrafı ve kazanın gerçekleşme şeklini yansıtan bir resmi sigorta şirketinize sunmanız gerekebilir. Kaza tespit tutanağında ayrıca kazanın tarihi, saati ve yeri, sürücülere ait kimlik bilgileri, aracın ruhsat bilgileri ve zorunlu trafik sigortası poliçe bilgileri yer almalıdır.

● Yapılması gereken şeylerin başında hasarın gerçekleştiği tarihten itibaren en az beş iş günü içerisinde kazanın sigorta şirketine bildirilmesi de geliyor.

● Sigorta sahibi olduğunuzu unutmadan, gerekli kurtarma ve koruma önlemlerini almalı ve sigortacının belirttiği talimatlara mümkün olduğunca uymalısınız.

● Sigortacının sorumluluğu üstlenmesi halinde, aracınızı anlaşmalı servise götürebilirsiniz. Anlaşmalı servis, tüm işlemleri sizin yerinize üstlenerek sigorta şirketinizden eksper talep edip onlara tüm detaylar hakkında bilgi verecektir.

● Sigortalının hasara uğraması durumunda, dikkat edilmesi gereken bir diğer konuysa sigortalının primlerini ödeyip ödemediği. Vadesi gelmiş, ödenmemiş primleriniz varsa, sigorta şirketi hasarı karşılamayabilir.

https://www.posta.com.tr/hasarli-kazalarda-ne-yapmak-gerekiyor-2062858





x

Yeni Değer Teminatı & Allianz Sigorta

Yeni satın aldığınız sıfır km aracınızın  ilk tescil tarihinden itibaren geçecek bir yıllık süre içerisinde, meydana gelecek tam ziya (pert)...