27 Şubat 2018

MOBİL KAZA TUTANAĞI

Mobil Kaza Tutanağı uygulaması dünyada ilk defa Türkiye'de, akıllı telefonlarda kullanıma açıldı!
Nisan​​​ 2008 t​arihinden bu yana ​​kağıt f​orm ile ​düzenlenen Kaza Tespit Tutanakları artık akıllı telefonlardan da doldur​​ulabiliyor​.​​​
​Sigorta Bilgi ve Göze​tim Merkezi tarafından geliştirilen “Mobil Kaza Tutana​ğı” uygulaması ile artık sürücüler, tutanak doldurma işlemini çok daha hızlı ve kolayca yapabilecek.
Mobil Kaza Tutanağı Birçok Avantaja Sahip
Kağıt, Kalem Arama Dönemine Son!
Mobil uygulamayı kullanan sürücülerin artık araçlarında güncel kaza formu ve kalem taşımasına gerek bulunmuyor. Kaza tespit tutanağını düzenlemek için kaza yerinde sadece bir akıllı telefon bulunması yeterli!
Poliçe Bilgilerini Tek Tek Girme Derdi Kalmadı!
Artık poliçe bilgilerinize tek tık ile ulaşabilirsiniz. Poliçenize;
Plaka ve ruhsat sahibinin kimlik numarası ile sorgulama yaparak,
Bu bilgileri profilinize kaydetmiş iseniz profilden getirme özelliği ile,​
Ya da kare kodlu poliçenizdeki kare kodu okutarak otomatik olarak ulaşabilirsiniz.
Araç Bilgilerini Girmekle Uğraşmayın!
Aracın; 
Şasi numarası,
Markası,
Modeli,
Model yılı vb.
bilgilerini girebilmek için uğraşmayın. Poliçe bilgilerine ulaşıldığı anda araç bilgileri otomatik olarak ekranlarınızda olacak.​
Gelişmiş Profil​
Poliçe üzerindeki kare kod okutularak, sigortalı ruhsat bilgileri manuel girmek yerine otomatik olarak alınabilmekte ve sadece ruhsat bilgileri dışında, sürücü bilgileri de profile kaydedilebilmektedir. Ayrıca kayıtlı bir profilin başka uygulamadan kaza girişi yapılırken kullanılabilmesi için, profil paylaşma özelliği getirilmiştir. Profil paylaşma işlemi kare kod ile veya telefonlar karşılıklı sallanarak yapılabilmektedir.​​
Kaza Ortamı Video Çekimi​
Kaza ortamının durumunu aktarmak için kullanıcıya kolaylık sağlamak amacıyla kaza ortamı video çekimi özelliği de Mobil Kaza Tutanağında! Kullanıcılar video çekerek tutanağın daha kolay sonuçlanmasına katkıda bulunabilirler.​
Kaza Yoğunluk Haritası
Kaza yoğunluk haritası ile yakınınızdaki kazaları görebilirsiniz. Ayrıca son bir ay içinde kaza olmuş noktalar da harita üzerinde görüntülenebilmektedir.​
​En Yakın Tamirci, Hastane Bilgileri
Harita üzerinden en yakın sigorta acenteleri, hastaneler ve tamirciler görüntülenebilmekte, bulundukları konuma yol tarifi alınabilmekte veya iletişim bilgileri görüntülenerek arama yapılabilmektedir.​
Daha Kolay Senaryo Çizimi
Kullanıcılar, uygulamayı ile  yol tipi ve trafik işaretleri seçerek, kazanın gerçekleştiği ortamı daha anlaşılır bir şekilde aktarabilir.​
Sigorta Şirketime Nasıl Haber Vereceğim Diye Düşünmeyin!
Kazadan sonra tutanağınız otomatik olarak şirketlere iletilmekte. Dolayısıyla Mobil Kaza Tutanağını kullanın, sigorta şirketinizi aramak ve tutanağı şirkete iletmekle uğraşmayın.​
Kusur Oranları Her An Cebinizde!
Kazadan sonra hangi taraf kusurlu bulundu? Artık bu sorunun cevabı için uğraşmaya gerek yok. Uygulama üzerinden girilen kazanın kusur durumu belirlendiği anda cep telefonunuza SMS ile bilgilendirme yapılacak ve kusur oranınızı uygulama üzerinden görebileceksiniz.
​Ve Diğer Kazanımlar…
Sürücülere her yönden büyük kolaylık getiren “Mobil Kaza Tutanağı” uygulaması ile birçok kazanım elde edilecek;
Kaza tespit tutanağı formunun taşınmasına gerek kalınmaması
Tutanağın anında sigorta şirketlerine iletilerek zaman kaybının önlenmesi
Daha az bilgi ile tutanak girişinin sağlanması
Daha hızlı tutanak girişinin sağlanması
Uygulamadaki yönlendirmeler ile tutanak girişindeki hata oranının azaltılması
Kazaların sonuçlanma süresinde azalma
Kare kod ile poliçe bilgilerine hızlı erişim 
Sonuç kusur oranlarını online takip edebilme imkanı
Kaza anında veya ihtiyaç duyduğunda en yakın sigorta acentelerine, tamircilere ve hastanelere bir tıkla ulaşabilme
27 Şubat 2018 

DEĞER KAYBI TAZMİNATINDA BÜYÜK OYUN

Trafik sigortası kapsamında onarım gören araçlar için ödenen değer kaybı tazminatı rant kapısı haline geldi. 
Vatandaştan vekalet alan aracı adı altında kişiler, tazminatın çoğunu kendilerine ayırıyor. Sigortacılar ise isyanda.

ŞİMDİDEN söyleyeyim, önümüzdeki günlerde, araçlarda değer kaybı tazminatı çokça konuşulacak. Çünkü pis kokular gelmeye başladı. 

Bilmeyenler için özetleyeyim. Trafik kazası nedeniyle onarım gören araçların piyasa rayiç değerinde meydana gelen kayıplar, trafik sigortası kapsamında karşılanıyor. Buna da değer kaybı tazminatı deniyor.


Şimdilerde değer kaybı tazminatı sigortacıların başına dert açarken, bazı kesimler için de rant kapısı oldu. Nasıl mı? Anlatayım. Peşin peşin de söyleyeyim, amacım kimseyi suçlamak değil, çarpık bir yapıyı ortaya koymak. Her ne kadar araçtaki değer kaybının nasıl hesaplanacağı sigorta genel şartında belirtilmiş olsa da hesaplama yönteminde belli standardın olmaması sigorta şirketi ile tüketici arasında anlaşmazlığa neden oluyor.

NASIL RANT KAPISI OLDU?
Sigortacı, sigorta şartlarına göre değer kaybını hesaplayıp, sürücüye 2 bin lira tazminat veriyor. Sürücü ise, ‘aracım fazla değer kaybetti’ deyip, hukuk yoluna başvuruyor. Yargı ise, sigorta genel şartlarını kale almayıp, internet üzerinden araç satış ilanlarına bakarak, piyasa analiz yöntemi uyguluyor. Buna göre de aracın hasarsız piyasa değeri ile hasarlı piyasa değerini belirleyip, farkı tazminat olarak hükmediyor. İlanlarda, aynı araç farklı fiyatlarla satışa çıkarıldığından verilen yargı kararları da farklı oluyor. Sigortacılar da araç başına 5-6 bin liralara varan değer kaybı tazminatı ödemek durumunda kalıyor.
Hal böyle olunca da kendine hasar aracısı adı veren bazı kişi ve şirketler, hasar görmüş araç sahiplerinin kapısına dayanıyor. Bu aracılar, yetkili kurumlardan tamirhanelere kadar öyle bir ağ kurmuşlar ki, hasarlı araçları tespit etmekte güçlük çekmiyorlar. Sürücü, daha önce tazminat almışsa, ‘biz daha çok alırız’ deyip vekalet imzalatıyor; sürücünün değer kaybından haberi yoksa da ‘vekaleti imzalarsanız tazminat alırsınız, imzalamazsınız sigorta şirketi para ödemez’ deyip, kandırıyor. Sonrası mı? Haberi olmayan vatandaşa, ‘biz olmasak beş kuruş alamazdın’ deyip, bin-iki bin lira; tazminat almış olanlara da 300-500 lira verip, kalanını cebe indiriyorlar. Ortada büyük para dönüyor. Soruşturdum, aracıların, bu işten aylık kazancı en düşük 150 bin lira.
BÜYÜK PARA DÖNÜYOR
Bu düzen iki seneden fazladır sürüyor. Neyse ki son dönemde, bazı yargı kararları, değer kaybı tazminatı hesaplamada sigorta şartları ile uyumlu hale geldi de aracıların rant kapısı biraz olsun kapandı. Ancak bu sefer de sahneye, sigortalı ile sigorta şirketi arasındaki uyuşmazlıkları çözmek amacıyla kurulan Sigorta Tahkim Komisyonu ve komisyonun görevlendirdiği sigorta hakemleri çıktı. Bilmeyenler için şu bilgiyi vereyim. Komisyon, uyuşmazlıkları en geç 4 ayda çözüme ulaştırmak zorunda ki, değer kaybı uyuşmazlıkları 40 gün gibi kısa sürede çözülüyor ve 5 bin liraya kadar olan uyuşmazlıklarda Tahkim’in verdiği karara itiraz edilemiyor. Yani Komisyon, sigorta şirketine, ‘sigortalıya 5 bin lira ödeyeceksin’ dedi mi, şirket, kayıtsız şartsız ödemek zorunda.
İşin ilginci, Tahkim Komisyonu’na gelen değer kaybı şikayetlerinde, sigorta hakemleri de tıpkı yargı gibi tazminat hesaplamasında; sigorta şartlarını kale almıyor, kimileri piyasa analiz yöntemini uyguluyor, kimileri de kafasına göre tazminat belirliyor. Hal böyle olunca da sigorta şirketi hesaplayıp, 2 bin liralık tazminat ödüyor, konu Tahkime gidiyor, hakem, o analiz bu analiz deyip, kendine göre hesap yapıp, 5 bin lira tazminat kararı alıyor. 5 bin liraya kadar olan kararlar kesin olduğundan, sigorta şirketi de itirazsız ödüyor.
Durum şu: Tahkime başvuru kolay, mahkemelerden hızlı sonuç alınıyor, 5 bin liraya kadar olan kararlar hemen ödeniyor. Böyle ortamı aracılar kaçırır mı? Bugün artık kimse değer kaybı için mahkemeye gitmiyor, herkes Tahkim Komisyonu’na başvuruyor. Bir araştırma yaptım, sadece 2017’de Tahkime, trafik sigortası ile ilgili 80 binin üzerinde uyuşmazlık başvurusu yapılmış, bunun 70 bine yakını değer kaybına yönelik.
İŞİN İÇİNDE KİMLER YOK Kİ
Şimdi bundan sonrasında, duyumlarımı sizlerle paylaşacağım. Öğrendiğime göre, Tahkim Komisyonu’ndaki bu ortamı, yani yüksek tazminat kararlarını, sigorta hakemleri bilerek yaratıyor ve bunu da başta aracılar olmak üzere konuyla ilgili herkes biliyor. Neden diyecek olursanız, sigorta hakemleri dosya başına 350 lira masraf adı altında para alıyor ve bu para direk hakemin cebine giriyor. Hakem, ne kadar çok değer kaybı dosyasına bakarsa, o kadar çok para kazanıyor. Bir hesap yaptım. Sadece 2017’de 70 bin dosya gelmiş ve toplam hakem sayısı da 150’nin biraz üzerinde. Yani, hakem başına geçen yıl 467 dosyası düşmüş. Dosya başına da 350 lira alındığına göre, sadece geçen yıl, bir sigorta hakemi, değer kaybı uyuşmazlığından dolayı 163 bin liraya yakın para almış. İlginç değil mi? Yine söylüyorum, kimseyi suçlamıyorum, zan altında bırakmıyorum sadece olup biteni gözler önüne seriyorum. Ve belirtiyorum, cevap hakkı herkese açık. Eminim birileri diyecek ki, ‘bu iş tüketicinin lehine değil mi?’. Doğru da, bugün tüketici lehine olur, yarın fatura yine tüketiciye çıkar.
DEĞER KAYBI TAZMİNATI NEDİR, NASIL ALINIR?
TRAFİK kazası sonrası tamir gören araçlar kayıtlara hasarlı araç diye giriyor ve ikinci el piyasasında değer kaybı oluşuyor. Trafik sigortası hasarı karşıladığı gibi değer kaybını da ödüyor. Birkaç yıl öncesine kadar değer kaybı tazminatından daha çok filo kiralama şirketleri yararlanırken, bugün artık herkes aracındaki değer kaybı için sigorta şirketine başvuruyor. Özellikle de son Danıştay kararları ile değer kaybı tazminatının kapsamı da genişledi. İster ticari olsun ister özel tüm araçlar değer kaybı tazminatı alabilir. Sürücü senede kaç kazaya karışırsa karışsın, her seferinde değer kaybı tazminatı alabiliyor, bir üst limit yok. Tazminat alabilmek için kilometre sınırı da bulunmuyor, 300 bin kilometredeki araç da değer kaybı tazminatı alabilir. Kaza olduktan 2 sene içinde tazminat talebi için sigorta şirketine başvurulabiliyor. Araç satılmış olsa da geriye dönük tazminat talebi alınabiliyor.
BU İŞTE BİR GARİPLİK YOK MU?
EMİNİM, Hazine, değer kaybı tazminatında yaşanan sorunların daha da büyümemesi için önlem alacaktır ki, bu yönde çalışmalar yapıldığını biliyorum. Dikkat çekmek istediğim konu başka. Araştırdım, taraflarla görüştüm ve vardığım sonuç; değer kaybının teoride doğru, pratikte yanlış bir uygulama olduğu. Bu tazminat, hasar sonrası sürücü aracını satarsa, uğradığı değer kaybını karşılamak için ödeniyor. Nitekim tazminata başvurmak için zaman aşımı süresi 2 yıl. Yani, araç satılıyormuş gibi peşin ödeme yapılıyor. Peki ya araç satılmazsa? Bazı, hasar dosyalarını gördüm, araçtaki hasar 3 bin lira, sigorta şirketinin ödediği değer kaybı tazminatı 4 bin 700 lira. Mesela filo kiralama şirketleri aracı onarıp, tekrardan kiralıyor ve 7-8 yıl kiralama yapıyor. Şimdi soruyorum, 8-10 yaşındaki, 200 bin kilometredeki aracın değer kaybından bahsedilebilir mi? Tazminat ödenmesin demiyorum ama araç satılırsa, değer kaybı tazminatı ödensin diyorum.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/trafik-sigortasinda-buna-dikkat-deger-kaybi-tazminatinda-buyuk-oyun-40753272

MOBİL KAZA TESPİT TUTANAĞI

POSTA GAZETESİ / HAYATIMIZ SİGORTALI

Posta Gazetesi’nin 26.02.2018 tarihli Hayatımız Sigortalı sayfasında, trafik kazalarının ardından gerçekleşen hasar bilgilerini 5 dakikada doldurabilen mobil kaza tespit tutanağı anlatıldı.

‘Kaza sonrası telefonu salla bilgiler karşıdakine geçsin’ başlıklı 26 Şubat 2018 tarihli Posta Gazetesi’nin Hayatımız Sigortalı sayfasında ,  akıllı telefon sahibi olanların mobil kaza tespit tutanağı (MKT) indirerek telefonlarını sallayarak mobil kaza tespit tutanağı ile bilgilerini karşı tarafa 5 dakika içerisinde geçirebileceği anlatıldı.



Trafikte beklemeye son
SBM Genel Müdürü Murat Hakseven, kurumun geliştirdiği MKT uygulamasının, trafikte beklemenin ve zaman kaybının önüne geçen bir sistem olduğunu söyledi. Hakseven, uygulama ile ilgili şu bilgileri verdi: “Ortalama bir kaza tespit tutanağını evrakların doldurulma süresi oldukça uzun iken, Mobil uygulama ile kişiler hızlı şekilde ortalama 5 dakika içinde kaza tespit tutanağını doldurabiliyor. Mobilden doldurulan tutanaklar anında ilgili sigorta şirketlerine iletiliyor. Kağıt form ile doldurulan bir tutanağın değerlendirilme süresi ortalama 16 gün iken mobil uygulamada bu süre ortalama 2 gün. Böylece vatandaşlarımız çok daha hızlı bir şekilde hasar ödemesi alabiliyor. Bu nedenle, vatandaşlar aynı bir banka uygulaması gibi MKT’yi de akıllı telefonlarına indirsin ve yararlansınlar.” Hakseven, SBM’nin mobil kaza tutanağı uygulamasının birçok kesime büyük yarar sağlayacağını söyledi.

SigortaMedya Genel Yayın Yönetmeni Can KANTAR ise ‘Trafik  kazalarını neden sigortacılar engellesin ‘ başlıklı köşe yazısında her yıl trafik kazasın da binlerce insanın hayatını kaybettiğini belirterek“Trafik kazalarının olay yeri incelemesi halen çok yapılamadığı için nedenlerini belirlemek zorlaşıyor. Hal böyle olunca nedenini tam bilemediğimiz için bu kazaları önlemek için aldığımız tedbirlerin de bir faydası olmayabiliyor” dedi.

25 Şubat 2018

ÖZEL HASTANEDE FİYAT SENDROMU

Aynı ameliyat için aynı hastanede 3 farklı tarife olur mu? 
Peki ya aynı ameliyat için başka hastanelerde 3 kat fark. 
Özel hastanelerimiz her geçen gün daha da büyürken sağlık sistemimizdeki fiyat uçurumları da aynı hızla artıyor. Sakın ‘Sağlık sigortam var, ameliyata para vermiyorum’ demeyin. Asıl sıkıntı orada...
Bir kere baştan söyleyeyim. Zaten zamanında söyleyen söylemiş. Her şeyin başı sağlık. Ne mutlu bize ki çoğu Avrupa ülkesinden daha modern hastanelerimiz daha uzman doktorlarımız var. Bunda elbette hem kamunun hem de özel sektörün son dönemdeki yatırımlarının etkisi büyük. Ancak bu, sağlık sistemindeki aksaklık ve haksızlıkları tartışmayacağız anlamına gelmiyor. Hürriyet’in ocak ayında gündeme taşıdığı acil servislerdeki aşırı yoğunluğa dikkat çeken haber sonrasında Sağlık Bakanlığı’nın büyük bir duyarlılıkla arka arkaya attığı adımlar çok önemliydi. Bu hafta Vatandaşın Ekonomisi’nde ise özel hastane-sigorta şirketi-vatandaş üçgeninde yaşanan bir başka sıkıntı var.
Büyük il ve ilçelerin neredeyse tamamında faaliyet gösteren büyük hastane gruplarını isim vermesem de tahmin edeceğinize eminim. Bu büyük hastane grupları son dönemde yaptıkları yatırımlar ve büyüme hamlelerinin ardından, kamudan sonra sağlık sisteminin en önemli oyuncusu haline geldiler. İşte bu büyük güç sayesinde özel sağlık sisteminin oyun kurucusu durumundalar. Mesela artık bu grupların hastanesinde iyi doktor olmak yetmiyor. Aynı zamanda daha çok hasta bakan, test, tahlil gibi belli kotaları dolduran yani iyi kazandıran doktor olmanız da şart. Bunları da bir ara tartışırız ama benim bu haftaki konum ciddi bir hastalık. Adını ben koydum. Özel hastanede fiyat sendromu.
BAŞ DÖNDÜREN ÜCRET
Bakın bu sayfada bazı rakamlar paylaşıyorum. Hepsini hastane hastane dolaşıp veya arayarak aldım.  Yazımızın konusu büyük hastanelere iki ayrı ameliyatın maliyetini sordum. Safra kesemi almak için bana verdikleri en ucuz fiyat 3 bin 500 lira oldu. Bunun için SGK’lı olmam gerekiyordu. Benim ödeyeceğim benim payıma düşendi. Aynı hastane SGK’lı değilsem yani tüm parayı ben vereceksem 7 bin lira talep etti. ‘Özel sağlık sigortası ile gelirsem ne kadar öderim’ dedim. Aldığım cevap sevindiriciydi. ‘Yatarak’ tedavi olacağım için sigorta şirketim tüm masrafımı karşılıyordu. Peki sigorta şirketime maliyeti ne olur dedim. Cevapları ‘12 bin lira’ oldu. Hoppala… Bana ‘7 bin lira olan ameliyat sigorta şirketime niye 12 bin lira’ diye sordum bu kez. Ne yazık ki cevap alamadım.

ONA BAŞKA BUNA BAŞKA
Bir başka büyük hastane grubunun en kalabalık hastanelerinden birinde aldım bu kez soluğu. Bu kez hedefimde anjiyo işlemi vardı. Fiyat istedim. SGK’lıysam işlem bana 1400 liraya bir stent de takılırsa toplam 5150 liraya mal olacaktı. Yani SGK’dan alacakları dışında benden 5 bin 150 lira daha istediler. Peki SGK yoksa ne ödeyecektim? 6 bin lira anjiyo 3 bin 500 TL stent toplam 9 bin 500 liraya taburcu olabilecektim. En kritik soruyu yine sona sakladım. Özel sağlık sigortam varsa durum ne olurdu acaba. Şimdi sıkı durun. 18 bin lira anjiyo işlemi bir stent de eklenirse 6 bin lira da ona, toplam 24 bin lira sigorta şirketime fatura edilecekti. Ben yine 5 kuruş vermeyecektim. İyi de arkadaş bu nasıl iş. SGK’nın anjiyo işlemine en çok ödediği bedel 448 lira, stent içinse en fazla bin 112 lira veriyor… SGK ve benden alacakları katkıyla yaklaşık 7 bin liraya çıkacak ameliyatın tümünü kendi paramla ödeyim desem 9 bin 500 liraya oluyordu, özel sağlık sigortam karşılasın dersem fatura 24 bin liraya fırlıyordu. Peki ama niye?
Sakın ‘özel sağlık sigortası sayesinde sen tedaviye para ödemiyormuşsun daha ne’ demeyin… Kaza yaptığınızda arabanızın kasko bedeli bir sonraki yıl nasıl artıyorsa sağlık sigortasında da aynı şey söz konusu. Bu türden hasarlar bir sonraki yıl sağlık sigortası yaptırmak istediğinizde sigorta poliçenize yansıyor. Yani daha çok bedel ödüyorsunuz.  Sonuçta özel hastaneler büyüme ve başarı hikayeleri yazarken bizlerin ödediği bedel her geçen gün artıyor. Sağlık gibi önemli bir konuda fiyatların bu kadar başı boş olması bu kadar çelişki içermesi sizce normal mi?
KUZU KUZU ÖDÜYORUZ
BÜYÜK özel hastane gruplarının Türk sağlık sisteminde önemli bir güç haline geldiğini belirttim. Bu güçle sigorta şirketleriyle pazarlık masasına oturuyorlar. Hastanelerin hakim rolleriyle masadan kalkma güçleri var. Sigorta şirketleri ise aynı güce sahip değiller. Büyük hastanelere gidemeyeceğinizi bildiğiniz bir sağlık poliçesini satın alır mısınız? O zaman sigorta şirketleri hastanelere siz sigorta şirketlerine kuzu kuzu ne istenirse ödemek zorundasınız… Hepimize büyük geçmiş olsun!
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sefer-levent/ozel-hastanede-fiyat-sendromu-40752040

16 Şubat 2018

BLOCKCHAIN İLE VALİZİNİZİ SİGORTALAYAN GİRİŞİM

Rega adlı blockchain girişimi 2016 yılında kuruldu…
Sigortayı yeniden tanımlama iddiasında olan girişim; “Paylaşım ekonomisinde şimdiye kadar arabamızı, evimizi, bisikletimizi paylaştık peki neden risklerimizi paylaşmayalım?” diyor ve “crowdsurance” kavramını sahipleniyor.



Crowdsurance, birbirinin risklerini paylaşan bir topluluk (community). Bu topluluk gücünü; blockchain, kripto para ve merkezi olmayan yapısından alıyor.

Tecrübeli bir ekibe ve danışma kuruluna sahip olan Rega’nın risk paylaşım (risk sharing) plaformunda herkes farklı gruplar altında bir araya gelerek birbirini koruyabiliyor.

Rega ilk ürünü Lexi Club’ı Mart 2017’de evcil hayvan sahipleri için lanse etti. Facebook Messenger veya Telegram üzerinden sohbeti başlatıp, evcil hayvanları ile bilgi veren kişiler sisteme hızlı bir şekilde kayıt oluyor. Aylık 5–6 dolar seviyesinde pirim ödeyen evcil hayvan sahipleri, hastalık durumunda ortaya çıkan tüm veteriner masraflarının dokümanlarını Lexi’ye iletiyor ve Lexi, gerekli kontroller sonrası yapılan harcamaların %80’ini geri ödüyor. Eğer evcil hayvanınıza bir şey olmazsa toplam ödediğiniz paranın %50’ye kadarlık kısmını geri alabiliyorsunuz. Ayrıca 7 gün 24 saat ücretsiz olarak veterinere danışma talebinde bulunabiliyorsunuz. (Lexi Club’tan şimdilik Moskova Bölgesi’nde yaşıyorsanız faydalanabilirsiniz.)

Rega, geçtiğimiz günlerde valiz sigortası hizmetini sunmaya başlayarak seyahat pazarına da giriş yaptı.

Uçuş esnasında valizini kaybeden kişiler Rega’ya uçuş biletlerini, biniş kartlarını ve havayolu şirketinden valizlerinin kaybolduğuna dair onay dokümanlarını iletiyor. Rega bu durumu havayolu şirketi vasıtası ile doğruluyor ve ödemeyi gerçekleştiriyor.

Kişilere bu hizmette iki seçenek sunuluyor. Birincisi, valizinizi kaybeden kişilere kişisel ihtiyaçları için 200–300 € veya $ hemen ödeniyor. Ayrıca valizleri kendilerine 1 veya 2 hafta içinde teslim edilmezse 1.000 €/$ ile 5.000 €/$ arasında bir tutar daha ödeniyor. İkinci seçenekte ise ilk yapılan ilk seçenekteki hemen ödenen tutar hiç sunulmuyor.

Olur da kişilerin valizleri 1–2 haftanın ötesinde ellerine geçerse Rega, kişilerden onlara ödediği parayı geri talep etmiyor. Rega’nın kurucu ortağı ve CEO’su Sergei Sevriugin; “Çoğu zaman valizler 2–3 gün içinde geri geliyor. Bu yüzden bir valizin 1–2 hafta sonra ortaya çıkma ihtimali çok düşük. Ayrıca parayı geri istemenin de kendince zorlukları var. Kaynaklarımızı bu iş için ayırmak istemiyoruz.” açıklamasında bulunuyor. Bu valiz sigortasının tüketiciye maliyetinin yıllık 12 $ seviyesinde olması bekleniyor.

Bakalım Rega evcil hayvan sahipleri, seyahat edenlerden sonra başka hangi toplulukları hedefleyecek.

https://avivasadijitalgaraj.com/blockchain-ile-valizinizi-sigortalayan-giri%C5%9Fim-9fcaedcaaf29


CEZA YAZILMAYA BAŞLANDI...

İstanbul'da araç kullananlar artık çok daha dikkatli olmak zorunda. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre İstanbul Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) yeni eklemelerle birlikte revize edilerek faaliyete geçirildi.

“Karayollarında can ve mal güvenliğini sağlamak, düzenli ve güvenli trafik akışını temin etmek amacıyla İstanbul il genelinde bulunan Elektronik Denetleme Sistemleri (EDS) yeni yayımlanan usul ve esaslara göre sisteme yeni eklemeler de yapılarak revize edildi.” denilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:

Bu kapsamda EDS'lerde; Kırmızı Işık, Ortalama Hız, Park, Emniyet Şeridi, Tramvay Yolu, Ters Yön, Yaya Yolu, Ofset Taralı Alan, Dönüş Yasağı ve Mobil İhlal Tespit Sistemi olmak üzere toplam 455 adet ihlal tespit sistemi bulunmaktadır.

Trafik denetimlerinde aktif olarak kullanılmaya başlanılan sistemler ile ihlal yaptığı tespit edilen araç plakalarına Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı düzenlenmeye başlandı.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.



POLİSLER TEM’DE

TEM otoyolunda hemen hemen her sabah emniyet şeridini kullanan sürücüler göze çarpıyordu. İstanbul’da bu sabah TEM otoyolunda bulunan EDS’lerin çalışmaya başlamasından sonra  trafik polisleri de emniyet şeridini kullanan sürücüleri durdurarak işlem yaptı.

http://www.sozcu.com.tr/2018/ekonomi/emniyetten-suruculere-eds-uyarisi-2221613/

Elektronik Cihaz Teminatı

Allianz Yuvam Sigortası &  Elektronik Cihaz Teminatı Hayatımızın büyük kısmını geçirdiğimiz, hayallerimizi hayata geçirdiğimiz, ailemizi...