30 Eylül 2016

SBM’de ‘tek liste’ dönemi başladı

Trafik sigortası primlerinin SBM’de tek bir listede görünmesini sağlayan model devreye girdi. Vatandaş, trafik sigortası teklifi veren tüm şirketlerin fiyatlarını bu listede görebilecek.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, trafik sigortasında primlerin düşmesini sağlayacak yeni bir model geliştirdiklerini açıklamış ve bu kapsamda bütün sigorta şirketlerine ait fiyatların tek bir sistemde görülebileceğini, buna göre vatandaşın en düşük fiyat tercihinde bulunabileceğini söylemişti.
Mehmet Şimşek’in açıklamalarının ardından tartışmalara neden olan ‘tek liste’ yöntemi resmen başladı. Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin (SBM) resmi internet sitesinde ‘Trafik Sigortası Teklifi Alma’ sayfasından TC kimlik numarası ve araç plaka numarası ile alınan teklifler tek bir listede sunuluyor.
SigortaMedya olarak, SBM’nin sayfasından teklif alarak sürecin nasıl işlediğini gözlemledik.
  • TC kimlik ve plaka numarasının girilmesinin ardından sigorta şirketlerinin 3 dakika içerisinde teklif vermesi bekleniyor.
  • Ardından 31 şirketin isminin, teklif numarasının prim bedelinin ve iletişim bilgilerinin yer aldığı liste beliriyor.
  • Aldığımız teklifte yalnızca altı şirketin yanıtını görebildik. Tüm şirketlerin teklifinin yer almamasının nedeni sistemin izin vermemesi, şirketlerin altyapı olarak uyum sağlayamaması ya da uygulamanın henüz yeni olması mıdır bilemiyoruz.
  • Teklif süresinin tamamlanmasının ardından tüketiciyi bilgilendiren bir metin de sayfada yer alıyor. SBM’de ‘poliçe düzenleme işleminin yapılamadığı’ uyarısı yapılan metinde, teklifin poliçeleştirilmesi için sigorta şirketine ve/veya acenteye başvurulması gerektiğinin ifade edilmesi ise dikkat çekiyor.
https://www.sigorta.net.tr/2016/09/30/sbmde-tek-liste-donemi-basladi/

29 Eylül 2016

Trafik sigortası neden ucuzlamıyor?

Tüketicilerin hepsi bu sorunun cevabını arıyor. Peki trafik sigortası neden ucuzlamıyor?

Tüketicinin beklentisi çok açık, primlerin yarı yarıya düşmesini istiyor. Bin lira ödeyen 500 lira, 700 lira ödeyen 300 lira vermek istiyor. Taksicisi, 3 bin lira yerine bin liraya sigorta yaptırmak istiyor. Peki, mümkün mü?

Öyle hale geldi ki, artık işin içinden çıkılamıyor. Fiyatlar düşer umuduyla her gün yeni bir düzenleme yapılıyor ama her düzenleme ya sigorta acentelerini ya sigorta şirketlerini ya da tüketiciyi rahatsız ediyor.


Nitekim tüketicinin, sigorta şirketlerinin, trafikte uyguladığı fiyatları tek bir sistemde görebilmelerine imkan tanıyan; yine tüketicilere trafik poliçelerini istedikleri zaman iptal etme hakkı tanıyan iki yeni uygulama daha Ekim’de başlayacak. Bakıyorum, şimdiden acenteler ayağa kalkmış, ‘bu uygulamalar bizi öldürür’ diye bağırıyor. Diğer taraftan, Hazine’nin bağlı olduğu, dolayısıyla sigortacılıktan da sorumlu olan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, sigortacıları eleştirip, son düzenlemelerin şirketlerin de son şansı olduğunu söyleyerek, uyarıyor. Sivil toplum örgütleri ise her gün ‘devlet müdahale etsin’ diye bas bas bağırıyor. Yani, tam bir karmaşa.

DOĞRULARI KONUŞALIM
Böyle bir ortamda da ne yazsanız, ne söyleseniz; ya sigorta şirketlerini ya kamuyu ya sivil toplum kuruluşlarını ya acenteleri ya da tüketicinin tepkisi ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Tabi karmaşa sürdükçe tepkinin boyutu da değişiyor, ağır hakarete varıyor.Madem öyle hadi gelin, etrafında dolaşmadan gerçekleri konuşalım. Ama kimse alınmasın gücenmesin. Tüketicinin beklentisi çok açık; primlerin yarı yarıya düşmesini istiyor. Yani trafik sigortasına bugün bin lira ödeyen, 500 lira; 700 lira ödeyen 300 lira ödemek istiyor. İşin aslı tüketici sigortaya 300-400 liradan fazla para ödemek istemiyor. Taksicisi, 3 bin lira yerine bin lira ya da bin 500 lira vermek istiyor. Peki, mümkün mü? Ben, trafik sigortası ile ilgili herkesin söylemekten kaçındığı gerçekleri yazdım; mümkün olup, olmadığına siz karar verin.


İşte fiyatın ardındaki gerçekler
*Aslında fiyat düşmüyor değil, son 3 ayda trafik primleri yüzde 12’nin üzerinde düştü. Ancak nisanda çıkan trafik sigortası ile ilgili yasa öncesinde öyle bir hava yaratıldı ki, tüm kesimlerde ‘yasa çıkacak, primler yüzde 50 inecek’ beklentisi oluştu. O nedenle bugünkü indirimler kimseyi tatmin etmiyor.

*Daha da önemlisi neredeyse son bir yıldır trafikte talep var ama arz yok. Yani, geçmişte yaşananlar nedeniyle birçok şirket, sigorta satmak istemediği için yüksek fiyat çekiyor. Hal böyle olunca da uygun fiyatla sigorta satan şirket sayısı iki elin parmaklarını bile geçmiyor. Bu şirketlerin yarısı da pazar payı küçük şirketler. Bu şirketlerin aldığı risk artarsa –ki, artacak- onlar da birkaç ay sonra yüksek fiyat verip, poliçe kesmek istemeyecek. Bu da, 1 Ekim’de başlayacak, tüketicinin tüm sigorta şirketlerinin uyguladığı fiyatları tek bir sistemde görebileceği ve buna göre en düşük fiyatı seçebileceği yeni uygulamanın fiyata fazla etkisi olmayacağının bir göstergesi.
*Yıllardır yargı kararlarından dolayı yüksek tazminat ödemek durumunda kalan, bu nedenle de primleri artıran sigortacıların, nisanda çıkan yasa ile bu sorunları çözüldü. Ancak henüz yasanın yargı üzerindeki etkisi görülmedi. Bu nedenle sigortacılar, bekle gör politikası uyguluyor ve primlerde ani düşüşler yapmaktan kaçınıyor.
*Son olarak, gerek asgari ücretteki artış gerekse diğer maliyetler nedeniyle bugün için 600 liralardan aşağı trafik poliçesi satılması sigortacılara göre mümkün değil. Bu da artık trafik fiyatının 300-400 liralara gerilemeyeceği anlamına geliyor.

Çözüm ne?
*Sigorta pazarında kamuya ait 3 şirket faaliyet gösteriyor. Devlet isterse, düşük primlerle bu şirketlere trafik sigortası sattırabilir. Böylece fiyatı hem belirlemiş hem de piyasayı yönetmiş olur. Bugün için bu sistem uygulanabilir ki, hiç gündeme gelmedi.

*Trafik sigortasında köklü değişikliğe gidilip, DASK (zorunlu deprem sigortası) ve TARSİM (tarım sigortası) gibi havuz sistemine geçilebilir. Kurulacak trafik havuzunu devlet yönetir; fiyatları istediği gibi belirler ve sigorta şirketleri de aracı gibi devletin belirlediği fiyatlardan poliçe satar, komisyonunu alır; hasara karışmaz. Tüm hasarlar devletin yönettiği trafik havuzundan ödenir. Havuz zarar ederse de zararı devlet karşılar. Eminim bu uygulama, başta Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) olmak üzere tüm şoför oda ve dernekleri memnun edecektir.
*Bir başka alternatif ise geçmişte olduğu gibi trafikte tarife sistemine, yani fiyatları devletin belirlediği sisteme, dönüş yapılabilir. Bilindiği gibi 2014 yılında trafik sigortasında serbest tarife sistemine geçildi ve teminatları devlet belirlerken, primleri sigorta şirketleri serbestçe belirlemeye başladı. Üç yıldır da sistem böyle yürüyor. Şimdi primleri yine devlet belirleyebilir ki, bu alternatif masada gözüküyor.
Nitekim, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, açıklamasında, “Primlerin makul fiyatlara inmemesi durumunda Hazine müdahale yetkisini kullanacak” demişti. Başbakan Yardımcısı’nın kastettiği eski sisteme geri dönülmesi ki, başta TESK olmak üzere geniş kitlelerin talebi de bu yönde; yani, trafikte fiyatı devletin belirlemesi.Yapılabilir mi? Yapılabilir, ancak artık ne maliyetler ne de piyasa şartları 2014’ten öncesi gibi değil ve sigorta şirketleri, son 5 yıldır sürekli trafik sigortasından zarar ediyor.
Devlet, sigortacıların zarar etmeyeceği bir fiyat belirlerse, o zaman sigorta şirketleri açısından sorun çıkmaz, ama bu fiyatı tüketici kabul etmez. Yok, devlet, 300-400 liralarda fiyat belirlerse, bu sefer tüketici memnun olur ama sigortacılar zarar edeceklerinden; şirketler, ‘biz bu işten çekiliyoruz’ deyip, trafik sigortasındaki ruhsatlarını devletin iptal etmesini isteyebilir. Bu durum, sigorta pazarının neredeyse yüzde 70’ine hakim olan yabancı sermayeyi de kaçırabilir.
Fiyat neden 600 liradan aşağı olmaz? 
16 milyon trafik poliçesi var. Sigortacılar, her yıl 22 bin adet bedeni tazminat ödüyor. Bunun 7 bini vefat, 12 bini kalıcı sakatlık, 3 bini de bakım masrafları. Her bir olay için ortalama tazminat ise 120 bin lira. Yıl içinde toplam ödenen tazminat, 2 milyar 640 milyon TL. Yine yıl içinde sigortacılar, 1.2 milyon adet de maddi tazminat ödüyorlar ki, bunun 1 milyon adedi kaza tespit tutanaklarından geliyor. Her bir dosya için ortalama tazminat 3 bin 300 lira.

Yıl içinde toplam 3 milyar 960 bin TL de maddi tazminat ödeniyor. Şirketler maddi ve bedeni olmak üzere ortalama 6.6 milyar TL hasar ödemesi yapıyor.6.6 milyarı, 16 milyon poliçeye böldüğünüzde poliçe başına düşen rakam 412.5 lira. Bu, sigortacıların ödedikleri poliçe başına hasar tutarı. Bunun üzerine şirketler, her bir poliçe için 60 lira acente komisyonu, 60 lira Sosyal Güvenlik Kurumu payı, 6 lira Güvence Hesabı payı, 66 lira genel gider ekliyor ve toplam poliçe başına maliyet, 604.5 lira ediyor. Buna yüzde 12 trafik fonu ve vergi dahil değil. Onlar da eklendiğinde net prim 680 liraya çıkıyor ki, bu fiyatın içine şirketlerin kar tutarı dahil değil. İşte bu hesaba göre sigortacılar 600 liradan aşağı poliçe satmanın mümkün olmadığını ve satılamayacağını söylüyor.

Noyan Doğan - Hürriyet

Read more: http://www.sigortagundem.com/haber/trafik-sigortasi-neden-ucuzlamiyor/1122185#ixzz4Ld2JbclL

24 Eylül 2016

Sigorta şirketleri hasarı metrobüsteki yolcudan isteyecek

Habertürk Gazetesi’nden Rahim Ak’ın haberine göre, metrobüs şoförüne şemsiye ile saldırarak kazaya neden olan yolcu nedeniyle 2 araç pert oldu metrobüs aracı ve diğer 2 araçta önemli oranda hasar oluştu. 11 yolcu da yaralandı.
Yaklaşık 1 milyon lira…
Şimdi yolcuların tedavileri hastanede yapıldı veya yapılmaya devam edecek araçların hasarı ise sigorta şirketi tarafından ödenecek. Sonuçta bütün hasarları ödeyecek olan metrobüsün sigortasını yapan sigorta şirketi ise kasıtlı bir şekilde davranarak kazaya sebebiyet veren asabi yolcuya ödediği hasarı rücu ederek parayı o kişiden isteyecek. Sigortacılar metrobüs ve 4 aracın hasarı ile 11 kişinin hastane masraflarının yaklaşık 1 milyon lira tuttuğunu ifade ediyorlar.
Ev, otomobil, maaşı haczedilebilir
Kazada hasar alarak kullanılamaz hale gelen Wolkswagen Passat marka aracın hasar tutarı 150 bin lirayı geçiyor. Bu aracın sigorta şirketi araç sahibine zararını ödeyecek. Sonra dönüp ona çarpan araçtan yani metrobüsün sigorta şirketinden ödediği hasarı talep edecek. Metrobüsün sigorta şirketi de ortada kasıtlı bir hareket olduğu için kazayı yaptıran kişiye gidecek. Diğer araçların sigorta şirketleri ve yolcuların sağlık sigortaları da aynı yöntemi izleyecek.
Şoför ve metrobüste bir suç olmadığı için trafik sigortası değil kasko sigortası üzerinden bu işlemler yürüyecek. Sigorta şirketi ödediği hasarı yolcuya rücu ettiğinde o yolcu bunları ödemek zorunda. Aksi halde evi, otomobili veya diğer mal varlıkları ile maaşı haczedilebilecek. Tabii tüm bunlar yapılan tetkik sonucunda yolcunun kusuru oranında kendisinden istenecek.
Ceza davası açılırsa hapis yatar
Ayrıca yaralanan yolcu ve araç sahiplerinin başta iş kaybı olmak üzere maddi manevi tazminat davası açma hakkı da mevcut. Özellikle kazadan dolayı ağır manevi hasar gören yolcuların bu talepleri karşılanırsa kazaya neden olan yolcunun faturası 1 milyon lirayı da geçebilir. Daha da ilerisi ceza davası açılırsa yolcu hapis yatabilir.
Adliyeye sevk edildi
Acıbadem’deki metrobüs kazasında şoföre şemsiye saldıran kişi, sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevkedildi.Üsküdar Doğancılar Polis Merkezi’nden sabah saatlerinde çıkarılan şemsiyeli saldırgan Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülerek sağlık kontrolünden geçirildi. Saldırgan, sağlık kontrolünün ardından Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’na götürüldü.
Rücu hakkı nereden gelir?
Sigortacının rücu hakkı, zarar sigortalarında geçerli olan halefiyet ilkesinden kaynaklanır. Halefîyet ilkesine göre sigortacı ödediği tazminat dolayısıyla sigortalının haklarına sahip olur ve üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya dava açabilir (TTK.m.1301; 1361). Bu ilkenin bir sonucu olarak sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren kişinin yerine geçer, onun halefi olur. Böylece, zarara neden olan kişilere karşı sigorta ettirenin açabileceği tüm davaları sigortacı açar ve meydana gelen zararın tazminine ilişkin talep haklarını kullanır. Ancak, sigortacı, zararın tamamını karşılamamışsa sigortalının ödenmeyen kısma ilişkin talep hakları sona ermez (TTK.m.1301/II). Bu durumda sigortacı, tazmin ettiği zarar ölçüsünde sigortalının halefi olur ve zarardan sorumlu olan kişilere karşı rücu hakkını kullanır.
Topbaş ‘İBB ödeyecek’ dedi ama…
Metrobüsün yoldan çıkarak üç aracın üzerine çıkan ve iki katlı bir otobüsün ikinci katına çarparak durduğu kazayla ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’tan da bir açıklama geldi. Topbaş, kaza nedeni ile meydana gelen zararın İBB tarafından ödeneceğini açıkladı. Ancak Topbaş’ın açıklamaları yol, bariyer ve diğer masraflar için geçerli olsa da yaralı yolcular ve hasarlı araçlar sigortalı olduğu için masraflar zaten sigorta şirketleri tarafından ödenecek.
http://www.sigortahaber.com.tr/sigorta-sirketleri-hasari-metrobusteki-yolcudan-isteyecek/

23 Eylül 2016

KONUT SİGORTASI

ANADOLU SİGORTA KONUT SİGORTASI MİNİ ONARIM

•           Konut Mini Onarım,
•           Elektronik Cihaz, teminatlarından bahsetmek istiyoruz.
Anadolu Konut Mini Onarım kapsamında sunulan hizmetler aşağıdaki hasarları kapsamaktadır. 
  • Mobilya Mini Onarımı : Masa, büfe, komodin, dolap vb. eşyalar üzerinde oluşan vuruk, delik, çizik gibi küçük ölçekli hasarlar
  • Sert Zemin Onarımı : Parke, mermer, granit vb. zeminler üzerindeki vuruk, kırık, çatlak, delik gibi küçük ölçekli hasarlar
  • Döşeme ve Halı Onarımı : Kanepe, koltuk, büfe vb. eşyalar üzerinde dış darbeler sonucu oluşan yırtık, çizik, çatlak gibi küçük ölçekli hasarlar
  • Leke Çıkarma : Akrilik, polyamid ve yün halılar ile polyester, kadife, ipek vb. kumaşlar üzerinde oluşan lekeler

Anadolu Konut Mini Onarım hizmetinden yararlanmak için 444 0 385 numaralı telefonu aramak yeterlidir.
Üstelik bu hizmeti kullanmak için hasarla ilgili zabıt, tutanak ya da ekspertiz gerekmemekte ve mevcut hasarsızlık indirimi etkilenmemektedir.
Anadolu Konut Mini Onarım hizmeti, riziko adresi Türkiye sınırlarında olan tüm konut paket poliçelerinde verilmektedir.
Elektronik Cihaz Teminatı, sigortalı konutta bulunan, aksam ve teferruatı da dahil olmak üzere; masaüstü bilgisayarlar, televizyon, sinema ve ses sistemleri, buzdolabı, derin dondurucu, çamaşır (yıkama/kurutma) makinesi, bulaşık makinesi, fırın, mikro dalga fırın, ocak, davlumbaz, elektrikli şofben, kombi, elektrikli panjur, müzik seti, elektrik süpürgesi, video, VCD/DVD/Blueray cihazı, alarm ve güvenlik sistemleri, klima/ısıtma-soğutma sistemleri vb. elektronik/elektrikli cihazlar, her bir olayda, “Ev Eşyası” sigorta bedelinin %10’u limit ile elektrik akımının değişiklikleri, düşme, çarpma vb. nedenlerle oluşabilecek arızalara ve kazalara karşı koruma altına alır.

Elektronik cihaz teminatı, sektörde sadece Anadolu Sigorta tarafından, her bir olay için poliçede belirtilen tazminat limiti ile verilmekte ve ayrıca yıllık bir sınırlama bulunmamaktadır. Bu kapsamda gerçekleşecek hasarlarda eksik sigorta uygulanmamaktadır.
www.bizbizesigorta.com.tr
www.bizbize.com.tr

“Eğitim sigortası çocuklarımızı risklere karşı koruyor”

Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan, eğitim sigortası ile hayatın risklerine karşı çocuklara en iyi eğitimi alması için bir imkân yarattıklarını söyledi.

Okulların açılmasına az bir zaman kaldı. Velilerde tatlı bir telaş başlarken, sigorta şirketleri de eğitime yönelik hazırladıkları ürünlerle ilgi görüyor.
Sorularımızı yanıtlayan Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan, “Eğitim sigortası ürünümüzün hedef kitlesi çocukların öğrenim hayatını güvence altına almak isteyen tüm müşterilerimizdir. 18-69 yaş arasında ve sağlıklı olan baba, anne ya da yakınlar, beklenmedik risklere karşı çocuklarının ya da yakınlarının kesintisiz eğitim alması için eğitim sigortası satın alabilir” diyor. Anadolu Hayat Emeklilik de eğitim gören çocukların geleceğini garanti altına, alıyor. Şirketin sunduğu eğitim sigortası, çocuğun eğitim hayatı boyunca, sigortalının vefat riskine karşı eğitiminin sürekliliğini sağlıyor ve böylelikle çocuklar, ailesi ve yakınları yanında olamadığında da eğitimine ara vermeden devam edebiliyor.

Erkan şöyle devam ediyor: “Ürünümüz vasıtasıyla, sigortalının vefatı halinde çocuğa veya vasisine, sigortalının belirlediği tutarda ve sürede gelir ödemesi yapan bu ürün, dövize endeksli olması özelliği ile değerini koruması bakımından da avantajlı konumda bulunuyor. Üstelik sadece anne, baba kendi çocuklarını değil, teyze, hala, amca, dayı gibi yakınlar da eğitim gören çocuğu lehtar gösterip bu sigortayı yaptırabiliyor.”

Nelere dikkat edilmeli?

Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan, “Eğitime yönelik sigorta poliçesine sahip olmak isteyen tüketiciler nelere dikkat etmeliler?” şeklindeki sorumuza ise şu cevabı veriyor: “Ülkemiz eğitim sisteminde okula başlama yaşının aşağıya çekilmesi ile birlikte eğitim süreleri uzadı. Uzayan eğitim süresine enflasyonun etkisi de eklendiğinde eğitim giderleri her geçen gün artıyor. Müşterilere sağladığı faydalar da göz önünde bulundurulduğunda, eğitim sigortası ürünlerinin, çocuklarının eğitim periyodu boyunca kendilerinin maruz kalabilecekleri çeşitli yaşamsal risklere karşı güvence sağlamak ve çocuklarının eğitimlerini kesintisiz ve kaliteli olarak sürdürmek isteyen her ailenin sahip olması gereken ürünler olduğu kanaatindeyiz. Eğitim Sigortası’nın ideal olarak çocuğun doğumuyla ya da öğrenim hayatının başlangıcıyla beraber, eğitim süresi ve giderlerini de dikkate alarak yaptırılmasının sağlıklı olacağı görüşündeyiz. Böylelikle çocuklar, eğitim hayatı boyunca ailesi ve yakınlarının yanında olamadığı durumlarda da, eğitimine kesintisiz olarak devam edebilir. Bu sayede, hayatın risklerine karşı çocuklarımızın en iyi eğitimi alması için bir imkân yaratmış oluyoruz.”

Tercih ve beklentiler önemli

“Eğitim sigortası için ayrılması gereken bütçe miktarı, sigorta yaptırılan dönemdeki beklenti ve tercihlere göre belirlenmeli” diyen Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan, bu sigorta kapsamında ödenecek prim tutarının farklı yaş ve teminat tutarına bağlı olarak değiştiğini kaydediyor. Erkan, sözlerine şöyle devam ediyor: “Örneğin, 30 yaşında olduğunuzu varsayalım, ilkokulda okuyan bir çocuğunuz var ve vefatınız durumunda çocuğunuza 8 yıl boyunca her yıl 5 bin ABD Doları ödenmesini istediniz. Bu durumda 8 yılda çocuğunuza ödenecek toplam teminat tutarı 40 bin ABD Doları olacaktır. Bu sigortanın size maliyeti ise yıllık 103 ABD doları olacaktır.
www.bizbizesigorta.com.tr
www.bizbize.com.tr

"HOCAM, SONUÇ GÖSTERECEKTİM......"

TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI

22 Eylül 2016
Fotoğraftaki şahsiyet: Ali Bey.....
Fotoğrafın çekildiği yer: Hastane
Ali Bey'in sözleri:"Hocam, sonuç gösterecektim"

Hastanede zaman kaybetmekten hoşlanmayan, tahliller için günler sonrasına verilen randevuları beklemek istemeyen, kaliteli hizmet almak isteyen ve bunları yaparken de cebinden para ödemek istemeyen Ali Bey, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yaptırmak ister....

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası için temel şart:
Ali Bey'in SGK'lı olması,
60 yaşından küçük olması,
Ali Bey, bu iki temel şartı sağlıyor.

Ali Bey, sigorta şirketlerinin anlaşmalı olduğu özel hastanelerde bir yıl boyunca 10 muayene ve tedavi hizmeti alabiliyor, bu tedavi ve muayeneler sırasında istenen tahlil, röntgen, MR vb tetkikler için hiç bir ücret ödemiyor.
Hastaneye yatarak tedavi edilmesi gerektiğinde sınırsız teminatlar devreye giriyor ve ücret ödemiyor.
Yıl içinde bir defa genel sağlık kontrolü (check-up) ve diş kontrolü sağlanıyor,

Peki.....
Ali Bey, eşi ve iki çocuğu için TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI poliçesi yaptırmak istediğinde ne kadar prim ödemesi gerekiyor ?

Ali Bey, böyle bir poliçe için 22 Eylül 2016 tarihinde 2.183 TL ödeyerek sahip oldu. Bu ödemeyi kredi kartı ile 8 taksitte ödemeye başladı...

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için;
www.bizbizesigorta.com.tr
www.bizbize.com.tr

20 Eylül 2016

KONUT YARDIM - SOMPO JAPAN SİGORTA

SOMPO JAPAN KONUT SİGORTASI'nın sağladığı bir kaç önemli yardım konusu....

SOMPO JAPAN SİGORTA, poliçenin yürürlükte olduğu bir yıl içinde her bir olay için tesisat, elektrik, anahtar işleri için 450TL sınırına kadar, tesisat kırılımı sonrası kapama için 450 TL sınırına kadar, cam işleri için 500 TL sınırına kadar çağırma (işçi ulaşım masrafı), malzeme ve işçilik masraflarını karşılayacaktır. 
Şirket, tesisat için azami 3, tesisat kırılımı sonrası kapama için azami 3, elektrik için azami 3, anahtar işleri için azami 3 ve cam işleri için azami 3 olmak üzere, bir yılda toplamda 15 olaya kadar hizmet verecektir.

Abonelik Nakil Hizmetleri
Sigortalı’nın taşınması sonrası en fazla 1 (bir) ay içinde resmi veya özel kurum/kuruluşlarda, yasal prosedür ve uygulamaların içeriğinde, İl Büyükşehir Belediye veya Belediye sınırları içinde kalmak üzere Sigortalı adına eski konut üzerinde bulunan aboneliklerinin (telefon/internet, elektrik, su ve doğalgaz) iptali ve isteniyor ise yeni adrese nakli/yeni aboneliklerin başlatılması amacıyla yerine getirilecek organizasyon ve ortaya çıkabilecek yasal borç/alacakların Sigortalı adına olmak üzere takibininin belirlenmiş kriterlere bağlı olarak yerine getirilmesi hizmeti yılda 1 (bir) defa ücretsiz sağlanacaktır.

KOBİ SORUMLULUK - SOMPO JAPAN SİGORTA

KOBİ'lerin faaliyetleri sırasında 3.şahıslara ve çalışanlara karşı doğrudan veya dolaylı bir şekilde verebilecekleri maddi, bedeni ve manevi zararlar sebebiyle oluşabilecek tazminat taleplerine karşı güvence sağlayan ve işletmelerin diğer sorumluluk sigortaları ile ilgili ihtiyaçlarını paket poliçe ile karşılamayı hedefleyen yeni ürünümüzdür.

ÖNE ÇIKAN ÖZELLİKLER


  • Yangın poliçe şartı aranmaksızın tanzim edilebilme imkanı
  • Kobi Sorumluluk ve Kobi Acil Sağlık teminatları birarada
  • Sompo Özel Paket ile daha yüksek komisyon kazanma imkanı
  • 30 farklı teminat ile Kobilere ait çok sayıda riski karşılama
  • Yeni eklenen faaliyet kolu seçenekleri
www.bizbizesigorta.com.tr



07 Eylül 2016

Sigortadan para almak için işyerini yaktı

Nevşehir’in Ürgüp ilçesinde bulunan gelinlikçinin kundaklandığını iddia eden kişi, sigortadan para alabilmek için dükkanı kendisinin yaktığını itiraf etti.

Nevşehir’de iş yerinin kundaklandığını iddia ederek kameralar önünde gözyaşı döken kişinin sigortadan para alabilmek için dükkanını kendisinin yaktığı ortaya çıktı.
Nevşehir’de geçtiğimiz hafta Cuma günü Esentepe Mahallesinde bulunan bir gelinlikçi mağazasında gece saatlerinde çıkan yangın sonrasında iş yerinde büyük çapta maddi hasar meydana gelmişti. Yangında iş yeri küle dönen Yusuf K., polise verdiği ifadesinde ve kameralara yaptığı açıklamada, mağazasını kapatması konusunda tehdit telefonları aldığını öne sürerek bu kişilerin mağazasını kundakladıklarını ve iş yerinde yaklaşık 1 milyon liralık zararın olduğunu söylemişti. Kameralar karşısında eşi Gülsüm K. ile birlikte gözyaşı döken ve yaptıkları hayır işlerinden dolayı birtakım kişilerin rahatsız olduğunu ve iş yerlerini kundakladıklarını belirten Yusuf K.’nin ifadesi üzerine harekete geçen Nevşehir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, olayın faillerini yakalamak amacıyla geniş çaplı bir soruşturma başlattı.

Çapraz sorguda itiraf etti

İlk olarak iş yeri sahibi Yusuf K.’nın evinin bulunduğu Ürgüp ilçesindeki ve işyerinin olduğu mahalledeki güvenlik kamerası görüntülerini büyük bir titizlikle inceleyen polis, şahsın yangının çıktığı gece geç saatlerde evinden aracı ile ayrıldığını tespit etti. Yusuf K.’nın güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri üzerine yeniden ifadesine başvuran Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri Yusuf K. ve eşi Gülsüm K.’nın çelişkili ifadeleri üzerine karı kocayı çapraz sorguya aldı. Yusuf K. işyerini sigortadan para alabilmek için yaktığını itiraf etti. Yusuf K., emniyetteki sorgusunun ardından çıkartıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Haberler.com
Sigorta Haber – www.sigorta.net.tr

06 Eylül 2016

YANGIN SİGORTACILIĞINI BAŞLATAN FELAKET UNUTULMADI.....

Yangın sigortacılığını başlatan felaket unutulmadı

İngiltere tarihinin en büyük yangını olan ve modern yangın sigortacılığını başlattığı kabul edilen Büyük Londra Yangını’nın yıldönümünde ahşap bir Londra maketi ateşe verildi.

İngiltere’nin başkenti Londra, bundan tam 350 yıl önce büyük bir yangın felaketi yaşadı: Büyük Londra Yangını. Dört gün süren ve şehrin önemli bir kısmına zarar veren yangın felaketinin yıl dönümünde ahşap bir Londra maketi ateşe verildi.
2-5 Eylül 1666 tarihleri arasında gerçekleşen yangında 13 bini aşkın ev, işyeri ve kamu binası, 87 mahalle kilisesi ve St Paul Katedrali kül olmuştu. “Büyük felaketi” hatırlatmak amacıyla geçtiğimiz gün Londra’yı ortadan ikiye bölen Thames Nehri üzerinde 120 metre uzunluğunda ahşaptan bir maket ateşe verildi.
epa05524582 A boy watches as a sculpture of 17th Century London set on barges in the Thames River is set alight to mark the 350th anniversary of the Great Fire of London, in central London, Britain, 04 September 2016. The sculpture is a 120-meter-long, designed by US artist David Best and its lighting marks the end of festivities marking the Great Fire of London for four days in September 1666, that destroyed the majority of the city.  EPA/WILL OLIVER
Sigorta endüstrisini geliştirdi

Tarihte, modern yangın sigortacılığını başlattığı kabul edilen bu yangının Londra gibi bir ticaret merkezinde gerçekleşmesinin sonucu olarak sigortacılığın, özellikle yangın sigortalarının, tarihte daha önce görülmedik ölçüde geliştiği ifade edilir. Bu gelişme ile birlikte 1667‘de şehir meclisi ilk yangın sigortası kurumu olan Yangın Dairesini (Fire Office) da kurmuştu. Yangından sonra Londra’da inşaat malzemesi olarak ahşap yerine taş kullanılmaya başlandı
http://www.sigortamedya.com.tr/yangin-sigortaciligini-baslatan-felaket-unutulmadi/
www.bizbizesigorta.com.tr

Yeni Değer Teminatı & Allianz Sigorta

Yeni satın aldığınız sıfır km aracınızın  ilk tescil tarihinden itibaren geçecek bir yıllık süre içerisinde, meydana gelecek tam ziya (pert)...