Ana içeriğe atla

NE DÖNÜŞEBİLDİK, NE DE SİGORTALANDIK

Uzmanlardan arka arkaya Marmara Denizi’nde, 7 büyüklüğünde deprem olacağı uyarısı geliyor. Kentsel dönüşüm ile depreme dayanıklı binalar yapıp, önce can güvenliğini sonra da binaları sigortalayıp mal güvenliğini sağlayacaktık. 10 yılda hem dönüşemedik, hem de konutların yüzde 48’ini sigortalatabildik.
Bir süredir deprem senaryolarını konuşmaya başladık. İşin ilginci, genelde bu senaryoları, her deprem sonrası birkaç gün konuşur, unuturduk; ta ki, bir sonraki depreme kadar. Şimdi ise deprem olmadan konuşuyoruz. Demek ki, iş ciddi.  Son Kandilli Rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener de açıkladı. Öyle bir açıklamaydı ki, yeri belli, büyüklüğü belli. Yer, Marmara Denizi; büyüklük, en az 7 şiddetinde. Hatta sonrasında, tsunami ihtimali bile yüksek. Açıklamasında, “Gittikçe sona yaklaşıyoruz” diyen Özener, beklenen depremin Marmara’da yıkıma ve can kayıplarına yol açacağını da söyledi.
Peki, hazırlıklı mıyız? İşte, kritik soru bu. Depreme hazırlığı, binaları yıkıp, yerine yenisini yapmak olarak algılıyoruz ama onu da beceremiyoruz. 10 yıla yakındır kentsel dönüşümü konuşuyoruz, bir arpa boyu yol alamadık. Kimse alınmasın ama sekiz yılda, bir Fikirtepe’yi bile dönüştüremedik, kriz çıktı. Neden? Kentsel dönüşüm, oldu ‘rantsal dönüşüm’ de ondan. Müteahhit daha çok para kazanma, ev sahipleri de bir verdiklerini iki alma derdinde. Vatandaşın binası dökülüyor, küçük bir depremde bina çökecek, belki de canından olacak; halen 100 metrekare 200’e çıkar mı, bir daire yerine iki daire alır mıyım derdinde.

ZORUNLU DEPREM SİGORTASI
Depreme hazırlık sadece bina yıkıp, yenisini yapmak değil. Söylendiği gibi işin bir de yıkım boyutu var. Burada da devreye sigorta giriyor. Türkiye’de toplam 24 milyon konut var. Bunun 5 milyonu 2011 yılından sonra, deprem yönetmeliğine uygun yapılmış. Asıl sorun, 99 depremi öncesi yapılan binalarda ki, dönüşüm de bunun için önemli. 99 depremi öncesindeki toplam konut stoğumuz 12 milyona yakın. Bu konutların ne kadarının depreme dayanıklı olduğu bilinmiyor; tahminlere göre 7 milyon konut riskli. İstanbul’da ise depreme dayanıksız konut sayısının 1 milyona yakın olduğu tahmin ediliyor.

Marmara depremi sonrası, Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nu (DASK) kurup, zorunlu deprem sigortasını başlattık. Amaç, depremin yol açacağı maddi kaybı karşılamaktı. Asıl amaç ise, kentsel dönüşüm ile depreme dayanıklı binalar yapıp, önce can güvenliğini sonra da o binaları sigortalayıp, mal güvenliğini sağlamaktı. Aradan 17 yıl geçti; bugün sigortalanabilir 17,5 milyon konuttan yüzde 48’i, yani 8,4 milyonu, sigortalandı. Bardağın dolu tarafını görmek istersek, konutların yarıya yakını depreme karşı sigortalı deyip, bunu da başarı olarak nitelendirebiliriz. Boş tarafını görmek istersek konutların yarısı depreme karşı sigortasız deriz. Ben ise farklı bir bakış açısı getireceğim.

8.4 MİLYON KONUT SİGORTALI
Tapu işlemlerinde, elektrik ve su aboneliğinde, bankadan konut kredisi kullanıldığında sigorta zorunlu. Yoksa; elektrik ve su bağlatamıyorsunuz, konut alım-satımı yapamıyorsunuz. Sadece geçen yıl 1,4 milyon konut alınıp satılmış. Bu da 1,4 milyon sigorta, zorunlu yapılmış anlamına geliyor. 8.4 milyon deprem sigortasının, 3 milyonu bankalar tarafından verilen krediyle yapılıyor. Bunun üzerine kabaca 500 bin konutun da kiralanıp, elektrik ve su aboneliklerinin yenilendiğini katarsak; sigortalı konut sayısının yarısının zorunluluktan kaynaklandığını söyleyebiliriz. İşin ilginci, zorunlu olarak yapılan sigortaların yarıya yakını, bir yıl sonra poliçenin süresi dolduğunda yenilenmiyor. Her yıl bu böyle devam ediyor; 3-4 milyon konut zorunlu sigortalanıyor, bir yıl sonra yarısı devam etmiyor. Ne mi demek istiyorum? 17 yılda halen bilinç oturmadı diyorum. Sigortayı bir nedenden zorunlu yaptırıyor, zorunluluk hali geçtikten sonra devam etmiyoruz. Az kişi, ‘deprem olur da evsiz kalırım, sigortayı yaptırayım’ diyor. Çoğunluğun yıllardır bahanesi aynı; ya ‘benim evim kayalık zemin üzerinde’ ya ‘birinci derece deprem bölgesinde değilim’ veya da ‘büyük depremde ne ben kalırım ne sigorta kalır, boş ver gitsin’. Sözün özü, uzmanlar, ‘sona yaklaşıyoruz’ diye bağırıyor, biz halen yüz metrekarenin, ikiyüz metrekarenin pazarlığındayız. ‘Madem yıkıp yenisini yapmıyorsun; bari sigortayı yaptır’ diyoruz, ona da masraf gözüyle bakıyoruz.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/noyan-dogan/ne-donusebildik-ne-de-sigortalandik-40776624

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SOMPO KASKO & ARTI TEMİNAT

Artı Teminat, Sompo kasko ürünlerinde üç farklı plan dahilinde eklenebilen ve size ayrıcalıklı teminat ve hizmetler sağlayan üst teminat paketidir. Artı teminatlarla kasko poliçenizin teminatlarını arttırarak, hasar sonrasında yaşanabilecek sorunları en aza indirerek, hayat konforunuzun olumsuz olarak etkilenmesine engel olabilirsiniz. Üç farklı teminat paketlerini inceleyecek olursak, Artı Teminat Plan-1 70 TL prim ödeyerek Plan-1 'i tercih ettiğinizde, standart teminatlı kasko poliçenize ilave edebileceğiniz teminatlar ; * Süreli kullanılan (akü ve lastik vb) parçalarda eskime payı düşülmemektedir. "Araçta meydana gelecek lastik ve akü hasarlarında eskime payı düşülmeyecektir." * Anahtarla çalınma hasarlarında muafiyet uygulanmamaktadır. "Anahtar ile araç çalınma hasarları muafiyetsiz olarak teminat kapsamına dahil edilmiştir." " Araç anahtarının araç üzerinde bırakılması sonucunda aracın çalınması veya çalınmaya teşebbüs edilm...

KONUT PAKET SİGORTASI & ELEKTRONİK CİHAZ TEMİNATI

Konut Paket Sigortası Konut Paket Sigortası teminatlarından sadece birisi olan, Elektronik Cihaz Sigortası  teminatı genellikle önemsenmemektedir. Bu yazımızda, ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz yaşanan gerçek olaylarda, bu teminatın sigortalılarımız için ne kadar önemli olduğunu ele alacağız... Öncelikle bu teminatın kapsam ve muafiyetlerini inceleyecek olursak; Elektronik Cihaz Sigortası Kapsamı: Teminat kapsamına dahil olan kıymetler; Adresi poliçede belirtilen sigortalı konutta bulunan, aksam ve teferruatı da dahil olmak üzere; masaüstü bilgisayarlar, televizyon, sinema ve ses sistemleri, buzdolabı, derin dondurucu, çamaşır (yıkama/kurutma) makinesi, bulaşık makinesi, fırın, mikro dalga fırın, ocak, davlumbaz, elektrikli şofben, kombi, elektrikli panjur, müzik seti, elektrik süpürgesi, video, VCD/DVD/Blueray cihazı, alarm ve güvenlik sistemleri, klima/ısıtma-soğutma sistemleri vb. elektronik/elektrikli...

ALLIANZ TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI

Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) Nedir, Neleri Kapsar? Allianz Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS), Allianz Sigorta tarafından sunulan ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından kapsama alınan sağlık hizmetlerinde çıkan ek ödemeleri karşılayan bir sigorta türüdür. Bu sigorta, bireylerin SGK ile anlaşmalı sağlık kuruluşlarında müşteriden talep edilen ek ücretleri karşılar. Allianz ile anlaşmalı olmayan ancak SGK ile anlaşmalı özel sağlık kurumlarını tercih etmeniz durumunda, anlaşma harici kurumlar için de limitiniz olur.  Tıbbi Malzeme teminatı özelinde, SGK kapsamı içinde olmayan poliçe özel şartlarında belirtilen malzemeler ile sınırlı olmak kaydıyla, limitinizi Allianz ile anlaşmalı veya anlaşmasız kurumlarda kullanabilirsiniz. Ayakta Tedaviler ve Doğum ile ilgili teminatlar, tercih üzerine poliçeye dâhil edilebilir.    Tamamlayıcı Sağlık Sigortası şunları kapsar: Yatarak Tedavi: Sağlık kurumlarında yatış tarihinden taburcu işlemi yapılıncaya kadar uygulanan a...